Cumhuriyetin İlanı Kararını Nerede Ve Kimlere Söyledim
Yemek esnasında, “Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz!” dedim. Hazır bulunan arkadaşlar, derhal fikrime iştirak ettiler. Yemeği terk ettik. O dakikadan itibaren, hareket şekli hakkında kısa bir program tespit ettim ve arkadaşları vazifelendirdim.
Tespit ettiğim program ve verdiğim talimatın tatbikatını göreceksiniz!
Efendiler, görüyorsunuz ki, cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların zaten ve tabiaten benimle bu hususta hemfikir olduklarına şüphe etmiyordum. Halbuki o esnada Ankara'da bulunmayan bazı zevat, salahiyetleri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden ve fikir ve rızaları alınmadan cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını gücenme ve ayrılma vesilesi saydılar.
İsmet Paşa İle Cumhuriyetin İlanı Kanununa Ait Tasarıyı Hazırladık
O gece birlikte bulunduğumuz arkadaşlar erkenden beni terk ettiler. Yalnız İsmet Paşa Çankaya'da misafir idi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık. Bu müsveddede 20 Kanunusani [Ocak] 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun devlet şeklini tespit eden maddelerini şu suretle değiştirmiştim: Birinci maddenin nihayetine "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir" cümlesini ilave ettim. Üçüncü maddeyi şu yolda değiştirdim: "Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin bölündüğü idare şubelerini İcra Vekilleri vasıtasıyla idare eder."
Bundan başka Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun esas maddelerinin sekizinci ve dokuzuncu maddeleri de değiştirilip açıklığa kavuşturularak şu maddeler yazıldı:
“Madde: Türkiye reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim devresi için seçilir. Riyaset vazifesi, yeni reisicumhurun seçilmesine kadar devam eder. Tekrar seçilmek caizdir.”
“Madde: Türkiye reisicumhuru, devletin reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclis'e ve Heyeti Vekile'ye riyaset eder.”
“Madde: Başvekil, reisicumhur tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer vekiller başvekil tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra, hepsi reisicumhur tarafından Meclis'in tasvibine arz olunur. Meclis toplantı halinde değilse, tasvip keyfiyeti Meclis'in toplanmasına bırakılır.”
Bu maddelere, encümen ve Meclis'te, din ve lisana ait malumunuz olan bir madde de ilave edilmiştir.
29 Teşrinievvel [Ekim] 1923 günü Halk Fırkası Grubu'nda Cereyan Eden Müzakereler
Muhterem efendiler, şimdi, arzu buyurursanız, yüce heyetinize, 29 Teşrinievvel [Ekim] 1923 Pazartesi günü Ankara'da cereyan etmiş olan hadiseyi özetle tasvire çalışacağım.
Pazartesi günü öğleden evvel saat onda, Halk Fırkası Grubu, Grup İdare Heyeti Reisi Fethi Bey'in riyasetinde toplandı. Heyeti Vekile seçimi müzakeresine başlandı.
Reis: “İdare Heyeti, hazırlık mahiyetinde, Genel Kurul'a arz edilmek üzere bir Heyeti Vekile listesi tertip etti. İdare Heyeti kati bir şey tespit etmiş değildir. Hüküm muhterem heyetinizindir. Kabul ederseniz okunsun” sözleriyle Genel Kurul'a, riyasetinde Fuat Paşa bulunan bir liste arz eder. Okunan bu listede İktisat Vekaletine aday gösterilen Celal Bey (İzmir) söz alarak Heyeti Vekile'nin ehemmiyetinden bahsetmiş ve kendisinin seçilmemesini teklif eylemiş. Bilhassa "bu listede isimleri görülen zevat çekilenlerden daha kuvvetli değildir. Bizden refah ve ıslahat isteyen millet vardır. Her halde yeniler eskilerden kuvvetli olmalıdır. Seçimde acele etmeyelim. Bilhassa Heyeti Vekile Reisi seçimi için düşünelim" değerlendirmesinde bulunmuş...
Saip Bey (Kozan): "Meclis Riyasetine Fethi Bey, Heyeti Vekile Riyasetine İsmet Paşa seçilmelidir" demiş.
Ekrem Bey (Lazistan): "Yeni heyet, eski heyetin boşluğunu doldurabilecek mi? Bu husustaki fikirlerini Reis Paşa Hazretleri, mümkün ise, beyan buyursunlar, aydınlanalım" görüşünü ileri sürmüş. (Ben Meclis'te henüz hazır bulunmuyordum.)
Zülfü Bey (Diyarbekir): “Vazife, Fırka Divanı'nındır. Bu hak, Grup İdare Heyeti'nin değildir. Divan toplansın!..” talebinde bulunmuş...
Mehmet Efendi (Bolu): “Seçilecek Heyeti Vekile ancak bir ay devam edebilir. Seçimlerin böyle sık sık tekerrürü, memleket ve milleti fena ve müşkül bir hale sevk eder. Heyeti Vekile istifa sebebini açıklıkla anlatmazsa herhangi bir Heyeti Vekile seçimine iştirak etmem. Sebebi anlayalım, sonra seçelim.”
Faik Bey (Tekirdağ): “Listede gösterilen isimler evvelkilerden kuvvetli değildir. Divan toplanıp bu meseleyi halletsin.”
Vasıf Bey (Saruhan): (İsmet Paşa'nın hizmetlerinden bahsettikten sonra) “Memleketi, milleti ne için terk ediyor. Liderlerirniz bizi aydınlatmamıştır. Muhterem Reisimiz (beni kastetmiş olacak) bizi niçin aydınlatmıyor” demiş ve uzun beyanatta bulunmuş.
Necati Bey (İzmir): “Memleketin dayandığı zevatın bizi bırakıp aynImalarını kabul edemeyiz. Muhterem Reisimiz aydınlatsın ve ikaz etsin. Dahilen ve haricen kuvvetli bir Heyeti Vekile'ye kati ihtiyacımız vardır.”
Reis Fethi Bey: “İdare Heyeti'nin yaptığı bu liste, ne Paşa'nın ve ne de İdare Heyeti'nindir” izahında bulunmaya lüzum görmüş.
Doktor Fikret Bey (Ertuğrul): “Vasıf ve Necati Beylerin fikirlerine iştirak ederim. Memleket sütliman değildir. Gelişigüzel yapılacak bir seçime terk etmek olmaz. Kuvvetli zevattan meydana gelen bir heyet seçilmelidir.”
Recep Bey (Kütahya): “Arkadaşlar sözlerini tamamlasınlar, sonra Gazi Paşa Hazretleri söylesinler." (Henüz toplantıda değildirn.)
İlyas Sami Bey (Muş): “Muhterem Reisimiz Gazi Paşa Hazretleri fikirlerini beyan buyursunIar. Buhranın doğduğu gün halli daha faydalıdır. Sonraya bırakmak, şiddetlenmesine sebep olur. Bir Heyeti Vekile Reisi seçelim. Yirmi dört saat mühlet verelim. Arkadaşlannı bulsun, kuvvetli bir hükümet vücuda gelsin.”
Abdurrahman Şeref Bey (merhum İstanbul Mebusu): “Bazı arkadaşlar telaş ediyorlar. Bu, her memlekette vaki olan bir şeydir. Hepimizin maksadı, vatanın saadetidir. Bir makine kurup tıkır tıkır işletemiyoruz. Bu da doğru. Kuvvetli bir hükümet nasıl bulmalı, hastalığı ne suretle keşfetmeli? Teşkilatı Esasiye Kanunu'muzu nazarı dikkate alalım. Hükümetin vazifesini tayin edelim. Meclis kanaatlerini söylesin. Ondan sonra Reis Paşa'mız da kanaatlerini beyan buyursunlar. Bir netice çıkaralım. Herkes bir işe yarar. Herkesi yaradığı işte kullanmalı. Şahıslardan bahsetmeyelim. Yüce maksatlarda müşterekiz. Reis Paşa Hazretleri kanaatlerini beyan buyursunIar.”
Eyüp Sabri Efendi (Konya): “Mutlaka bir seçim karşısındayız. Eski Heyeti Vekile'nin, seçilse bile tekrar kabul etmeyeceklerine karar verdiklerini işitiyoruz. Bu kararı yüce Meclis feshetmelidir.”
Recep Bey (Kütahya): “Üç esaslı noktadan bahsedeceğim. Birincisi şekil, ikincisi faaliyet noksanlığı, üçüncüsü manevi bağlarımızda hasıl olan gediktir. Şekillerde noksan olursa iyi netice vermez. Eldeki listedeki kıymettar arkadaşlar hangi zamanda, hangi şartlar altında çalışacaklardır, malum değil. Kuvvetli bir zatın kendi arkadaşlarını bularak kuvvetli bir hükümet teşkil etmesi lazımdır.”
Recep Bey bilhassa bu son fikir üzerinde uzun beyanat ve değerlendirmelerde bulunmuş.
Talat Bey (Ardahan): “Recep ve Abdurrahman Şeref Beyler pek güzel izah buyurdular. İcra Vekilleri Reisi'nin vazifesi nedir? Vazife ve Mesuliyet Kanununu halil çıkarmadık. Gazi Paşa Hazretleri bizi aydınlatsınlar” demiş.
Ben, Umumi Reis Sıfatıyla Meselenin Halline Memur Edildim
Reis, bundan sonra müzakerenin kifayetini oya koymuş. Müzakere kafi
görüldükten sonra birtakım önergeler okunmuş. Bu önergelerden Kemalettin Sami Paşa'nın önergesi kabul olunmuş. Bu önerge muhteviyatına göre, ben, Umumi Reis sıfatıyla meselenin halline Genel Kurul tarafından vekil ve memur ediliyorum.
Müzakerenin cereyanı esnasında Çankaya'da, ikametgahımda bulunuyordum. Kemalettin Sami Paşa'nın önergesinin kabul edilmesi üzerine, toplantıya davet edildim. Toplantı salonuna girer girmez doğru kürsüye çıktım ve şu kısa görüş ve teklifi ileri sürdüm.
“Efendiler!” dedim, “Heyeti Vekile seçiminde fikir kargaşası hasıl olduğu anlaşılmıştır. Bana bir saat kadar müsaade buyurun. Bulacağım çözüm şeklini arz ederim.”
Reis Fethi Bey, teklifi oya koydu. Kabul olundu.
Efendiler, bu bir saat zarfında icap eden zevatı Meclis'teki odama davet ederek, onlara 28/29 Teşrinievvel [Ekim] gecesi hazırladığım kanun teklifi müsveddesini gösterdim ve fikir alışverişinde bulundum.
Mustafa Kemal Atatürk
Nutuk, syf. 606/609, Kaynak Yayınları 1. Basım Eylül 2015