Sayın Divan,
Saygı Değer Konuklarımız,
Kıymetli arkadaşlarım, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyoruz.
Türkiye’nin ekonomik zorluklarından çıkışı için Türk Gençliğinin görevlerini ortaya koymak ve yol haritasını çıkarmak Kurultayımızın hedefleri arasındadır. Bu hedefle doğru ve bilimsel analizler yapabilmek için Gençlik Geleceğe Nasıl Bakıyor Anketini hepimiz kampüslerimizde yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirdik. 24.100 üniversite öğrencisinin katılımıyla yapılan bu anketin sonuçları bizi çözüme götürmektedir.
Üniversite öğrencilerinin %90’ı Türkiye’nin ekonomik durumunu olumsuz değerlendirmektedir. Gençlik yapacağı mesleğe, çalışacağı işe ilişkin belirsizlikler içindedir.
24 Ocak 1980 kararlarıyla uygulamaya konulan, dışa bağımlı, üretmeden tüketmeyi sunan ekonomi programının sonuna gelindi. Üreticiyi “kambur” ilan eden sistem artık sürdürülemez. Üniversite öğrencilerinin %64,5’ine göre de ekonomik sorunları çözmek için öncelikle üretim odaklı bir ekonomi kurulmalıdır. Şimdi Türkiye, üretimde devrim yapmak zorundadır. Sistem içindeki arayışlar geçersizdir.
Üniversite öğrencilerinin %79,7’sinin bugün en öncelikli sorunu ekonomi ve işsizliktir. Türkiye’de okumak, Türkiye’de çalışmak istiyoruz.
Üniversite öğrencilerinin %37,5’i mezun olunca iş bulamayacağını düşünürken %35’i mezun olunca iş bulabileceğine dair kaygılıdır. Okul, öğrenciyi üretim süreçlerine hazırlamalıdır. Üreten Türkiye’nin ihtiyacı, en önemlisi milletine ve vatanına bağlı, bireyci değil toplumcu, özelci değil kamucu, yarışmacı değil dayanışmacı, boş verici değil sorumlu, çıkarcı değil paylaşmacı, kaytarmacı değil çalışkan üreticidir. Bu amaçla öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini açığa çıkarıp becerilerinden, yaratıcılıklarından en üst düzeyde yararlanmak, iş ve meslek sahibi olmalarını sağlamak, sanatsal, sportif, meslekî becerilerini geliştirmek önümüzdeki görevdir.
Eğitim, çalışan ve üreten insanı yetiştirmeyi amaçlar. Üniversite öğrencilerinin %30’u aldığı eğitimin kendisini meslek hayatına hazırladığını düşünmezken %37’si bu hazırlığı yetersiz bulmaktadır. Eğitimin tamamlanmasıyla mesleğe başlama arasında kaybedilen her süre ülkemizin üretim potansiyelinden kayıptır. Bu yüzden eğitim sürerken öğrenmenin uygulamalı yapılması öğrenme sürecini hızlandırmakla beraber öğrenciyi üretim süreci hazırlar.
Gençlik ekonomideki sorunların ana kaynağını %54, oranında hükümetin kötü yönetimi olarak görürken %37,2 oranında dışa bağımlılığı ana kaynak olarak görmektedir. Yukarıda özetlenen yol haritası izlendiğinde ekonomik sorunlarda %91,2 oranında iyileşme yaşanması mümkündür.
Çalışan Gençlik Üreten Türkiye için görev başındayız.