YAZAR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, eski CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in ölüm yıl dönümünde gerçekleşen anma töreninde şu açıklamaları yaptı: "Milletin derdi DEM değil milletin derdi zam, zam, zam. Tutturmuş bir DEM, DEM, DEM." Özgür Özel, açıklamasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi ile Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları karşılaştırdı. DEM Partisi’nin Türkiye için bir sorun yaratmadığını vurgulayarak ekonomik sıkıntılara dayandı.
Sayın Özel’in açıklaması Türkiye’nin içerisinde bulunduğu gerçeklikten uzak bir açıklama. DEM Parti’nin bir sorun olmadığını belirtmek, içerisinde bulunduğumuz mücadeleye göz kapatmaktır. Türkiye sınır ötesinde PKK ile mücadelesinde güç kazandı. Temmuz 2015’ten itibaren PKK ile mücadelede kararlı mücadeleyi benimsiyor. Özellikle 2017-2019 yıllarında Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları ile PKK ile sınırlarımızdaki savaşımızda büyük mevziler kazandık. Bunun yanında PKK’nın siyaset sahnesindeki suretiyle mücadelede ise aynı kararlılığı göremiyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi kapatmayarak dava sürecini uzatmasını, bataklığı kurutmak yerine sinekleri kovma politikası politikası olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Dün mücadele ettiğimiz partinin adı HEDEP’ti, bugün DEM Parti oldu. Tek fark isim değişikliği, Türk milletinin verdiği mücadele aynı.
Bugün terör örgütü PKK tarafından çocukları kaçırılan Diyarbakır annelerimiz halen daha eylemlerine devam ediyorlar. Kararlı duruşları ile 1600 günü geride bıraktılar. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır annelerimizden Aydan Arslan, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde şu açıklamalarda bulundu: “Sürekli isim değiştiren HDP şimdi kendine DEM diyor, ne olursa olsun hepsi aynıdır, terör örgütüdür. Evlat hırsızıdır. Bir şekilde gelip çocukların kanına giriyorlar. Kandırıyorlar, öylece kaçırıyorlar. Evladım daha küçüktü, 16 yaşındaydı, bu çocuk onlara ne yapacak? Kızımı HDP götürdü, benim kızım o yolları nereden bilecek, dağdan gelip de çocuk mu kaçıracaklar? HDP, PKK’nın siyasi ayağıdır, PKK’ya çalışıyor, PKK uzantısıdır. Şimdi DEM’e 658 milyon lira veriyorlar, neden veriyorlar? Alıp da bizim Mehmetçiklerimizi öldürüyorlar. HDP, DEM Parti ismi neyse kapatılmalıdır. (…) Aysun’um yavrum, beni duyuyorsan ne olur geri dön. Seni Amerika’ya İsrail’e asker ediyorlar.”
Diyarbakır annelerimizin 5 yıldır verdikleri mücadele, yalnızca kendi çocuklarının özgürlüğü için verdiği bir mücadele değil aynı zamanda Türkiye’nin terörle mücadelesine destek veren bir mücadeledir. Kaçırılan her bir gencimiz bizim kardeşimizdir. Diyarbakır annelerinin davası bitmeden, PKK ile verdiğimiz mücadele bitemez. Tam tersine bugün hala DEM Parti’nin meclisimizde yer aldığını görüyoruz. DEM Parti’nin bir kapısı meclisimize, bir kapısı Kandil’e çıkıyor. DEM Parti’ye, yani HDP’ye verilen her kuruş vatanımızı bölmeye çalışanlara veriliyor, Mehmetçiklerimizin katiline veriliyor. HDP’ye, DEM Parti’ye verilen paralar Mehmetçiğimize kurşun olarak dönüyor. İç cephedeki Amerikan kuklalarıyla mücadelemizde kazanacağımız en büyük mevzilerden biri budur.
DEM Parti’yle/PKK’yla verdiğimiz mücadeleyi Ankara’da, TBMM’nin önünde de görebiliyoruz. Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı (TÜGŞAV), 15 Ocak günü TBMM kapısı önünde çağrıda bulundu. TÜGŞAV Genel Başkanı Lokman Aylar, Türk milletinin temsilcilerine şöyle seslendi: “PKK’yı kollayan, terör seviciliği yapan, PKK’ya güzelleme yapan her kim varsa bu vatan toprağına ayak basmasın, suyundan içmesin, milletimizin sırtından geçinmesin demek için buradayız. TBMM içerisinde, terör örgütü propagandası yapanları, şehitlerimize rahmet dileyemeyenleri, Selahattin Demirtaş’a özgürlük diyenleri, HDP ile kol kola gezenleri, DEM Partisine selam çakanları, bu milletin meclisinden def edin."
Yapılan açıklamayı tek tek ele almak önemli. Lokman Aylar’ın söyledikleri DEM Partisi’ne verilen cevaplardır. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın geçtiğimiz ay verdiğimiz 9 şehidimiz için şehit dememeyi “tercih” etmesi üzerine, DEM Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’in CHP ile yaptığı görüşmede Öcalan’ın “tecritte tutulmasını” istememesi ve bunu açık açık duyurabilmesi üzerinedir. Sayın Özgür Özel’e soruyoruz: DEM Parti’nin Öcalan’a duyduğu “sempati” açık, PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu kendileri bağırıyor. Siz neden 3 maymunu oynuyorsunuz? TÜGŞAV’ın sesi, Diyarbakır annelerinin sesi, Türk gençliğinin sesi Türk milletinin sesidir. DEM Parti halkın sorunu değil demek, bağırışlara kulak kapatmaktır. Kulak kapatmanın verdiği etkileri de görüyoruz. DEM Parti’nin Diyarbakır'da yapılan gençlik kongresinde terör örgütü PKK marşları halaylarla söyleniyor. 12 şehit haberinin hemen ertesinde düzenlenen toplantıda 'Bijî Serok Apo' sloganları atılıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün yaptığı açıklamada DEM Parti ile gizli bir anlaşmaları olmadığını belirtti. Görünen gerçekler üzerine gizli değil, doğrudan ve açıktan bir ilişki görüyoruz. 24 Aralık günü Ak Parti, MHP ve Saadet Partisi Irak’ın kuzeyinde şehit olan 12 askerimize ilişkin ortak bildiri yayımladılar. Bu bildiride “Terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ve amacına ulaşamayacaktır." ifadesi kullanılmıştı. Bildiriye DEM Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi imza atmayı reddettiler. PKK ile doğrudan bağlantılı olduğunu rahatça gördüğümüz DEM Parti ile görüştükten sonra Özel görüşmelerin devam edeceğine, DEM Parti’yle yaptığı görüşmelerin Türkiye’nin demokrasisi için önemli bulduğuna dair açıklamada bulundu.
Özgür Özel’i ve tutunduğu tutumu sadece DEM Parti övmüyor elbette. Kemal Aktaş’ın 14 Ocak günü Medya Haber televizyonunda katıldığı programda belirttiklerini oldukça önemli buluyoruz. Aktaş programda Türkiye’nin teröre karşı yaptığı operasyonlara karşı çıktıktan sonra şunları söylüyor: "Gerillanın son eylemiyle birlikte etkisi çok sarsıcı oldu. Türk devletinin, yenilmezlik ve her şey kontrol altında algısı, Şehit Helmet Derelok Devrimci operasyonu ile yerle bir oldu. Herkes panik halinde durumu kurtarmaya çalışıyor… Özgür Özel’in değerlendirmeleri, mesajları kısa da olsa önemli, vurguları dikkat çekici tabii (…) Dolayısıyla Özgür Özel'in şu anda ifade tarzları, kamuoyuyla paylaştığı ve savaşa karşı ortaya koyduğu tutumunu yansıtan bu yaklaşım, bütün siyasi partilerin göstermesi gereken bir tutumdur."
Görünen üzere Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, ABD emperyalizmi ve İsrail’in Körfez Savaşlarından beri yürüttüğü “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail’i kurma girişimine karşı zaaf içerisinde. Bu açıklamasından da bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Türkiye’nin en yakıcı 2 sorununu alternatif hale getirerek, kendince bir perde örtüyor. Terörle verilen mücadele de üretimden uzaklaşma ve borca dayalı bir neo-liberal ekonomi de Türkiye’nin ayrı, yakıcı sıkıntılarıdır. Vatan bütünlüğünün tehdidini perdelemek Türkiye’nin gerçeklerinden kopmaktır, daha ileri bir ifadeyle milletimizle alay etmektir. Özel’in, selefi Kılıçdaroğlu gibi ABD’nin Türkiye’deki bölücü planlarına teslimiyet politikasını benimsediği açıktır. Özgür Özel, “Değişim” adı altında CHP’nin Amerikan planlarına bağlılığını sürdürecek bir suni alternatif olmayı hedeflemiştir. Genel Başkanlık seçim gününde dahi Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel, aynı tornadan çıktığı belli olan sözleri kürsüde paylaşmışlardı. Dolayısıyla Özel’in PKK’nın siyasi uzantısına yakınlığına yabancı değiliz, ancak bu teslimiyete seyirci de değiliz.
Türk milleti, bir karış vatan toprağı için can veren her şehidinin sorumluluğunu omuzlarında taşıyor. Milletimizin vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı konusundaki tavizsiz kararlılığı yok görülemez bir gerçektir. PKK dağlarda, DEM Parti ise mecliste Türkiye’yi bölmeye çalışıyor. Türkiye’yi siyasi, askeri, ekonomik, kültürel anlamda ablukaya almaya çalışan Amerika, her geçen gün ülkemizde ve dünyanın her yerinde kan kaybediyor. Filistin’in kahramanları, İsrail siyonizmi ve ABD emperyalizminin mahv ve perişan olacağını tüm dünyaya tekrar kanıtlıyor. ABD, artık Türkiye’ye doğrudan kendi güçleriyle saldırdığı yeni bir durumun içinde. Bu çaresiz çırpınışların ortasında emperyalizmin kara gücüne, PKK’ya göz kırpan, gazi meclisimizde bulunmaları için canhıraş çabalayanlara Türk milleti pabuç bırakmayacak.