Her Güne Nutuk 22: Hainlerle İşbirliği Yapan Ferit Paşa Kabinesi'ne Hücum

Ali Galip tarafından yapılan faaliyetin Padişah’ın ve Ferit Paşa Hükûmeti’nin ortak bir faaliyeti olduğuna şüphe ve tereddüt edenler kalmaz.

Her Güne Nutuk 22: Hainlerle İşbirliği Yapan Ferit Paşa Kabinesi'ne Hücum

Efendiler, bilginize sunduğum belgeleri gördükten sonra, zannederim Ali Galip tarafından yapılan faaliyetin Padişah’ın ve Ferit Paşa Hükûmeti’nin ortak bir faaliyeti olduğuna şüphe ve tereddüt edenler kalmaz. Bu hainliğin ortak elebaşılarına karşı nasıl bir durum almak gerektiği bellidir. Ancak, buna karşı yapılacak faaliyette, elden geldiğince açıktan açığa hareket etmekten vazgeçmek ve o günün gereğinden olmakla birlikte faaliyet gücünü çeşitli hedeflere yöneltmekten sakınarak, bir noktada toplamak ihtiyatlı bir davranış olurdu. Biz de hücuma hedef olarak yalnız Ferit Paşa Kabinesi’ni tespit ettik ve bu Ferit Paşa Kabinesi’nin Padişah’ı olaylardan haberdar etmeyip aldatmakta olduğu tezini tuttuk. Padişah, durumu öğrenecek olursa, kendisini aldatanlara layık oldukları işlemi uygulayacağına güvenimiz olduğunu ileri sürdük. Hükûmetin ortaya çıkmış olan cinayeti üzerine, kendisine güven duyulmaması doğal olduğundan, gerçeklerin yalnız ve ancak
doğrudan doğruya Padişah’a arz edilmesi ile durumun düzeltilebileceğini, faaliyetlerimiz için hareket noktası olarak kabul ettik. Bu düşünceyle, Eylül’ün 11. günü, Padişah’a çekilmek üzere telgraf hazırlandı. Bu telgrafta, tahmin buyuracağınız üzere, zamanın gereği olan birçok basmakalıp sözler içinde: “Hükûmetin silâh zoruyla kongreyi basma yoluna giderek Müslümanlar arasında kan dökülmesine sebep olacağı, Kürtleri ayaklandırmak şekliyle vatanı parçalatmak plânını para karşılığında yüklenmiş olduklarının belgelerle açığa çıktığı, hükûmetin bu işlerde âlet olarak kullandığı adamların perişan edilerek kaçmaya mecbur edildiği, yakalandıkları takdirde kanunun pençesine teslim edilecekleri, bu cinayetleri hazırlayan Dahiliye ve Harbiye Nâzırları vasıtasıyla da, emredip uygulatan İstanbul Hükûmeti’ne milletin güveninin kalmamış olduğu bildirildikten sonra, namuslu kimselerin oluşturduğu yeni bir hükûmetin kurulması, bu casus şebekesi hakkında hızla kanunî soruşturma yapılarak suçluların cezalandırılması isteniyor; âdil bir hükûmet
kuruluncaya kadar, İstanbul Hükûmeti ile hiçbir haberleşme ve ilişkide bulunmamaya karar vermiş olan milletten, ordunun ayrılamayacağını, olayın içyüzünü bilen ve o çevrede bulunan biz kolordu komutanları arza mecbur olduk” deniyordu.

İşte bu telgraf örneğinin bütün kolordularca İstanbul’a çekilmesinin uygun olacağı düşünüldü. 11 Eylül günü telgraf başında kolordu komutanlarına şu talimatı verdim:

“Şimdi bir örnek vereceğiz. Bu örneğin 3., 15., 20., 13 ve 12. Kolordu Komutanları‘nın ortak imzalarıyla çekilmesini uygun görüyoruz. Okuduktan sonra diğer komutanlarla aynı zamanda çekmek için bekleyiniz.”
Kopye Sadrazamlık Yüksek Katına
“Şimdi doğrudan doğruya kutsal Başkomutanımız, şanlı Halife’miz Efendimiz’e önemli bir arzda bulunmak mecburiyetindeyiz. Engellenmemesini rica eder, aksi takdirde bundan doğacak ağır sonuçların sorumluluğunun yalnızca yüksek şahsınıza ait olacağını arz ederiz. 12. Kor., 13. Kor., 20. Kor., 15. Kor., 3. Kor.”

Yapılacak önemli maruzat, yukarıda bildirmiş olduğum üzere, padişaha çekilen telgrafta yazılanlardan ibaretti.

Eylülün 11. günü ve özellikle 12/13 gecesi, her tarafta, kolordu komutanları telgraf merkezlerine gelerek kararlaştırıldığı şekilde İstanbul’la haberleşmeye çalışıyorlardı. Fakat, Sadrazam ortadan kaybolmuş gibiydi. Cevap vermiyordu. Biz de, telgraf başında, Sadrazamın telgrafları alıp vermesi için baskıda bulunuyorduk. İstanbul merkezindeki telgraf memurları ile yapılan uzun çekişmelerden sonra, bir telgraf memuru şu bilgiyi verdi:
“Sadrazam Paşa’ya yazılanlar telefonla söylendi. Alınan cevapta: Telgraf metni Sadrazam Paşa Hazretleri’ne arz olundu. Bildirecekleri maruzatları, gereğince telgrafla arz olunmalıdır. Gelen telgraflar da şekline uygun olarak Padişah’a takdim edilir, buyurduklarını Müdür Bey söylüyor, efendim.”

Bunun üzerine, gece yarısından sonra saat 4.00’te Sivas telgrafhanesine çekilmek üzere şu telgraf gönderildi:

11/12.9.1919

Sadrazam Ferit Paşa’ya

Vatan ve milletin haklarını, kutsal varlıklarını ayak altına alarak, Padişah Hazretleri’nin yüce padişahlık şeref ve haysiyetlerini çiğneyerek, gafilce birtakım hareket ve faaliyetlerde bulunduğunuz ortaya çıkmıştır. Milletin, Padişahımızdan başka hiçbirinize güveni kalmamıştır. Bu sebeple, durum ve dileklerini ancak Padişah Hazretleri’ne bildirmek zorundadır. Hükûmetiniz, yasal olmayan hareketlerinin ağır sonuçlarından korkarak, millet ile Padişah arasına artık engel çekiyor. Bu konudaki direnmeniz daha bir saat sürerse, millet kendisini her türlü hareket ve faaliyetlerinde serbest saymakta haklı bulacaktır ve bütün vatanın yasal olmayan hükûmetinizle kesin olarak ilgi ve bağlantısını kesecektir. Bu son uyarımızdır. Bundan sonra milletin tutacağı yol burada bulunan yabancı subaylar aracılığıyla, İtilâf Devletleri temsilcilerine de ayrıntılı olarak bildirilecektir.

Genel Kongre Hey’eti

Sivas Telgraf Müdürlüğü‘ne de aynı zamanda, telefonla şu emir verildi:

“Kongremizden seçilen bir hey’etle telgrafhaneye gönderilecek bir telgrafımızın doğrudan doğruya Mâbeyn-i Hümâyûn’a (Saray Genel Sekreterliği) çekilmesine İstanbul’ca engel olunduğu bildiriliyor. Bir saat içinde telgrafın çekilmesine izin verilmediği takdirde, İstanbul’la bütün Anadolu telgraf haberleşmelerini kesmeye mecbur olacağımızı üstünüze bildiriniz.”
Genel Kongre Hey’eti

Kolordu Komutanlarına da aşağıdaki genel duyuru yapıldı:

Sivas, 11-12/9/1919 20. Kolordu Komutanlığı‘na

15. Kolordu Komutanlığı‘na 134. Kolordu Komutanlığı‘na 3. Kolordu Komutanlığı‘na

Kongre’nin Padişahlık yüce katına olan maruzatına İstanbul’da Telgraf Başmüdürlüğü‘nce engel olunmuştur. Bir saatlik bir sürede Saray’a yol verilmezse, bütün Anadolu’nun İstanbul’la haberleşmesinin kestirileceği cevap olarak adı geçen müdürlüğe bildirilmiştir. Kongrenin bu doğal isteğine olumlu cevap alınmadığı takdirde, bildirilme anından başlayarak Ankara, Kastamonu, Diyarbakır telgraf merkezleriyle Sinop’taki telgraf haberleşmelerinin durdurulması, yani kongre ile ilgili haber ve bildiriler dışında hiçbir telgrafın İstanbul’a geçirilmemesi ve İstanbul’dan da kabul edilmemesi; Batı Anadolu ile haberleşmemize engel olmayacaksa, Geyve Boğazı yönündeki hattın da tutulması veya geçici olarak kesilmesi ve yapılan işlerin sonuçlarının bildirilmesi rica olunur.

Bu talimatın yerine getirilmesine engel olacak telgraf memurları, bulundukları yerlerde derhal Divan-ı Harb’e verilerek haklarında en ağır ceza uygulanacaktır. İşbu bildiri gereğinin yerine getirilmesi 20., 15’nci, 13. ve 3. Kolordu Komutanlarından rica edilmiştir. Alındığının bildirilmesi.

Sivas’ta Genel Kongre Hey’eti

Bu telgrafla verilen talimat daha sonraki telgraflarla da tamamlanmıştır.
11-12 Eylül gecesi yapılmış olan genel tebliğe
ek olarak şu ricada bulunuldu:
Bu gece sonuç elde edilinceye kadar bütün komutanlarla sivil idare âmirlerinin ve ilgili hey’etlerin telgrafhaneden ayrılmamaları rica olunur.

Genel Kongre Hey’eti

Telgrafhanelere de şu uyarıda bulunuldu:

Ektir: Bu tebligat gereğinin yerine getirildiği haberi Kongre Hey’eti’nce öğrenildikten sonra, yine aramızda haberleşmeye devam edileceğinden telgrafhanelerde adam bulundurulması rica olunur.

Kongre Hey’eti
İstanbul’daki Hükûmetle İlişkiyi Kesme Kararı

İstanbul’un kendilerine tanınan bir saatlik süre içinde, Sara’ya telgraf bağlantısı vermeyeceği anlaşılıyordu. Bu sebeple, 12 Eylül 1919 günü bütün komutanlara şu genel duyuru yapıldı:

Örneği aşağıya çıkarılmış olan telgraf, Genel Kongre Hey’eti tarafından bir saate kadar Sadrazama çekilmiş olacaktır. Bu itibarla, siz de hemen bu esas ve nitelikte birer telgraf çekiniz ve hemen bildiriniz, efendim.

Genel Kongre Hey’eti

Saat beşte Sadrazam’a, “bilgi için” diye gönderilen ve aynı zamanda bütün komutanlara ve illere yapılan bildiri şundan ibarettir:

1- Hükûmet, milletin sevgili Padişahına olan maruzat ve bağlantısını kesmekte ve ortaya çıkan haince hareketlerine devamda direndiğinden, millet de yasal bir hükûmet iş başına geçinceye kadar, İstanbul Hükûmeti ile
olan yönetim ilişkilerini ve İstanbul ile yapılan her türlü posta, telgraf, haberleşme ve ulaştırmalarını kesmeye karar verilmiştir. Bölgelerindeki sivil memurlar, askerî komutanlarla, işbirliği yaparak bu konuyu sağlayacak ve sonucu Sivas’taki Genel Kongre Hey’etine bildirilecektir.

2- Bu tebligat bütün komutanlara ve sivil idare âmirlerine gönderilmiştir.
12.9.1919
Genel Kongre Hey’eti

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler