
ABD askerinin başına çuval geçiren Türkiye Gençlik Birliği üyelerinin yargılandığı davada savcı TGB'liler hakkında ceza talep etmişti. TGB, çuval davasında cezaların kesinleşmesiyle ilgili açıklama yaptı.
Türkiye Gençlik Birliği, 2 Kasım 2021 tarihinde İstanbul Sarayburnu’nda ABD donanmasına ait LCC-20 borda numaralı ‘USS Mount Whitney’ adlı amfibi komuta kontrol gemisinden inen askerin başına başına çuval geçirmişti. ABD askerinin başına çuval geçiren TGB’lilere mahkeme 1 yıl 1 ay hapis cezası vermişti. TGB, kararı istinafa götürdü. Aradan bir ay bile geçmeden istinaf mahkemesi kısa sürede cezayı kesinleştirdi.

TGB, cezanın rekor sürede kesinleşmesiyle ilgili, ABD askerine çuval geçirdikleri yerde açıklama yaptı. Açıklamada, "Atatürk Gençliği Görev Başında", "Ya İstiklal Ya Ölüm Tam Bağımsız Türkiye", "Hükümet Uyuma NATO Sınırda", "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi" sloganları atıldı.

'MAHKEMELER DE Mİ TRUMP DOSTU OLDU?'
"Türkiye’de ABD ve NATO’ya karşı eylem yapan gençleri cezalandırdınız." diyen TGB Genel Başkanı Kayahan Çetin şunları kaydetti:
"Trump sizi alkışlıyor! Pentagon sizi alkışlıyor! Hatırlayalım, 2024 Eylül’ünde İzmir’de ABD askerinin başına çuval geçince Pentagon tepkisini dile getirmişti, şimdi de memnuniyetini dile getirir! Aferin size der, bana düşmanlık eden bu gençleri cezalandırdınız! NATO sizi alkışlıyor! Bugünlerde sınırımızın 30 km ötesinde Türkiye’ye silah gösteren, Meriç nehrimizi geçme tatbikatı yapan NATO’ya siz de bir selam çaktınız bu kararınızla!

Ama tüm suç sizde değil; sizin katıldığınız bu Trump dostluğu kervanını yürütenlerde. Sınırımızın hemen ötesinde planıyla, senaryosuyla, katılımcılarıyla, her şeyiyle Türkiye’yi hedefe koyan tatbikat için hükümet kurumlarının, Milli Savunma Bakanlığının, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin “tatbikatta Türkiye hedef alınmıyor, tatbikatta NATO yok” diye masallar anlattığı yerde mahkemelerden de bu karar çıkar!
Böyle hükümete böyle mahkemeler yakışır!"

'BU KARAR, TRUMP DOSTLUĞU MASALLARIYLA AYNI YERDEDİR'
"Bu karar, altını çizerek söylüyoruz ki, ABD’nin hemen karşımızda, Yunanistan’ın Ege kıyılarında kurduğu dokuz askeri üssün namlularıyla, NATO’nun sınırımızın 30 kilometre ötesinde yaptığı Meriç Nehri’ni geçme tatbikatıyla, hükümetin kamuoyumuzu uyutmak için sıraladığı Trump dostluğu masallarıyla aynı yerdedir.
Trump dostluğu şampiyonlarına bir kez daha sesleniyoruz buradan; Yunan basınında fotoğraflar yayınlandı, sınırımızın hemen ötesindeki tatbikata dair bilgilendirme için; o fotoğrafa iyi bakın: ABD-İsrail-Yunanistan-NATO bayrakları tankların üzerinde yan yana dalgalanıyor!
Cepheler net ve açık. Siz Trump dostluğunda mevzilenerek hem İsrail’le düşman hem NATO’yla dost olabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Bu masallarla kimi kandıracaksınız? Ancak kendinizi kandırırsınız.
Son kertede herkes ya o tankların tarafında ya Türkiye’nin tarafında olacak. Biz Türk yargısının, Türk mahkemelerinin hangi tarafta olduğunu biliyoruz. PKK ve FETÖ’nün üzerine yürüyen, ABD ve İsrail’in ajan örgütlenmelerinin canına okuyan, şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz örneğinde olduğu gibi terör örgütlerinin kurşunlarına hedef olan Türk yargısı, ABD emperyalizmiyle hesaplaşmada Türkiye’nin güvencesidir."

'VATANSEVERLİĞİ MAHKUM EDEBİLECEK BİR KUVVET YOKTUR'
"Zaten daha önce görülen çuval davalarında verilmiş kapı gibi beraat kararlarımız vardır. Bu beraat kararları Türk mahkemelerinin emsal kararlarıdır. Buna rağmen Türk yargısının alnına kara leke süren bu kararın altına imza koyanları ve onlara bu imzayı attıran Trump dostu iklimi yaratanları kendi günahlarıyla baş başa bırakıyoruz.
ABD askerlerinin başına çuval geçirdiğimiz yerden, Eminönü’nden de bir kez daha hatırlatıyoruz: Vatanseverliğin hukuku bütün hukukların üstündedir. Vatanseverliği mahkum edebilecek bir kuvvet yoktur!
İşte bütün suç unsurlarımızı da arkamıza aldık, buradalar, herkes de görsün ve bilsin. 2024 yılında İzmir’de geçirdiğimiz çuvalın da mahkeme süreci devam ediyor. Bu karanlık kararlarınızla bizi bir adım bile geri attıramazsınız."

'ÇUVALI GEÇİRDİK, DENİZE DE DÖKERİZ'
"Yaptığımızın arkasındayız, hatta diyoruz ki: Ey ABD ve İsrail! Ey ABD’nin terör örgütü NATO! Siz sınırlarımızın hemen ötesinden bize meydan okuyacak kadar azgınlaştıysanız, bilin ki biz çoktan gözümüzü kararttık! Eğer bu topraklara tekrar adım atmaya kalkarsanız yine aynı kaderle karşılaşacaksınız, sonra demedi demeyin!
Biz emri Gençliğe Hitabe’den alan, aman bunu yaparsam başıma ne gelir diye düşünmeden göreve atılan bir devrimci geleneğin mirasçılarıyız. Mustafa Kemal’e 'Paşam manda ve himayeyi siz kabul ederseniz, sizi de reddederiz' diyen Tıbbiyeli Hikmetlerin ruhunu taşıyoruz.
Onların mirasından güç alarak söylüyoruz: Çuvalı geçirdik, denize de dökeriz, vatanımıza el uzatmaya kalkarlarsa tabutlarıyla da göndeririz!"

'BU KARAR TÜRK YARGISINA KARA LEKE SÜRDÜ'
"O hükümleri boynumuza madalya yaptık astık." diyen TGB İstanbul İl Başkanı Yakup Büray Yılmaz da şunları kaydetti:
Türk yargısı bir fecaat işlemiştir. Bu karar Türk yargı tarihine bir kara leke olarak sürülmüştür. Türk mahkemeleri Trump'ın mahkemeleri midir? O yargılamaları Pentagon adına mı yapıyor bizim mahkemelerimiz de Türk vatanseverlerini, Türk vatanseverliğini mahkum ettiğini zannediyor. O hükümleri boynumuza madalya yaptık astık, o ayrı. Ama onun da dışında bizim yargımıza bu kara lekeleri sürmek bu faciaları, fecaatleri işlemek hiç yakışmıyor. Bu Türk yargısına bir kara leke sürmüştür bu karar.
Vatanseverliği mahkum etmeye kalkanlar geçmişte Türkiye'nin dinamiklerine teslim oldular. Bugün de siz istediğiniz kadar yargının kararlarını manipüle edin işbirlikçiliğinizle Türk ordusunu, Türkiye'nin gerçek çıkarlarını bir kenara bırakın ve NATO'nun güvenlik mimarilerine tabi olun ama Türkiye'nin bazı gerçekleri vardır, Türk ordusu, Türk polisi, Türk yargısı Türkiye'yi bölmek isteyenlere tahammül etmeyecektir."

'MAHKEME KARARINI TANIMIYORUZ'
"Sizin yönetiminiz sürdürülebilir değildir. Dolayısıyla bu mahkeme kararını tanımıyoruz ve biz Türk gençliği olarak, Türk Devrimcilik mirasına sırtımızı yaslıyoruz. Resneli Niyaziler, Enver Paşalar, geçmişte işbirlikçi iktidarların, boyun eğenlerin çıkarmış olduğu idam fermanlarını ceketlerinin ceplerine koyup o Balkan dağlarına, Edirne dağlarına çıkıp korku bilmeden istiklal için, bağımsızlık için dövüşmüştü. Mustafa Kemaller İstiklal Savaşı'nın en ateşli günlerinde Samsun'da o idam fermanını aldı ceketinin cebine koydu ve bağımsızlık için, kurtuluşu örgütlemek için benim hakkımda bir idam kararı mı çıktı diye düşünmeden mücadelesini sürdürdü."

'GÖĞÜSLERİMİZ MEMLEKETİMİZ İÇİN SİPERDİR'
"İşte bizlerde böyle bir gelenekten geliyoruz. Bizim için sizin cezalarınız süstür. Türk vatanseverlerinin görevlerini yapmaya devam edeceğiz. Amerikan askerlerini bekliyoruz, göğüslerimiz serhat kentimiz Edirne'de, bütün sınırlarımızda bütün hudutlarımızda memleketimiz için siperdir. Onların tanklarını, toplarını göğüslerimizle bekliyoruz. Göğüslerimizi açtık, gelin. Onurlu görevimizi yapmak için hazırız."

'KANLI POSTALLARI BU TOPRAKLARDA GEZEMEYECEK'
"Türk gençliği Amerikan askerlerini her gördüğü yerde o çuvalı başlarına geçirecektir. Amerikan askerlerine verilecek en layık cevap çuvaldır. Onun kanlı postalları bu topraklarda gezemeyecek, onun zulmü Filistin'de süremeyecek. Biz mazlum uluslar olarak, gelişen uluslar olarak onun bu zulmünü bertaraf ediyoruz ve mutlu bir geleceği müjdeleyen ülkeleriz. Türkiye, Filistin, diğer direnen ülkeler o yüzden önümüzde mutlu bir yarın var. Türk gençliği de bu bilinçle hareket ediyor."