Bir kaleyi dışardan fethetmekten kolayı içerden çökertmektir. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından dünyanın en büyük emperyalist devleti haline gelen ABD'nin emellerini gerçekleştirmek adına saldırdığı ülkelerde izlediği yöntem de işte budur. Savaşın ardından dünyanın efendiliğine soyunan ABD, özellikle Sovyetler Birliğine karşı kullanmak üzere merkezi bir istihbarat ve operasyon örgütü oluşturma ihtiyacını belirledi. 1947'de CIA'yı kurdu, milyonlarca masumun kanına girerek, kaleleri içerden fethetmeye çalıştı. 12 yıl boyunca üç ayrı Güney Amerika ülkesinde CIA'nın operasyon elemanı olarak görev yapan ve 1974'te CIA'dan kaçıp o yıllara ait olayları gün gün yazan ve CIA Günlüğü adıyla yayımlayan Phillip Agee, CIA'nın işlevlerini şöyle sıralıyor: "1. CIA kendisinin en önemli düşmanları ve aleyhtarları hakkında geniş bir liste hazırlar. "2. Bu liste, kişilerin hayatlarını ve onların nasıl nerede bulunabileceklerini de içerir. "3. Amaç, askeri darbe olduğu zaman bu bilgi arşivini, o ülkenin gizli askeri istihbarat teşkilatına verip, bu kişilerin darhal tutuklanmalarını sağlamaktır. "4. CIA, bütün dost, müttefik Üçüncü Dünya ülkelerindeki sivil ve askeri istihbarat teşkilatlarının eğitilmesini ve donatılmasını üstlenir. Buralarda çalışan yüzlerce kişi Amerika'ya götürülüp kurs görürler. "5. Darbe yapıldığında Amerikan aleyhtarları CIA'nın sızdırdığı liste sayesinde tutuklandıklarında, o ülkenin istihbarat teşkilatı üyeleri, kurumlaşmış işkence yöntemlerini bu insanlar üzerinde uygularlar. "6. CIA, başta Şili olmak üzere, tüm 'dost' ülkelerde gerçekleştirdiği askeri darbelerde bu sistemi uygulamış ve binlerce kişinin tutuklanması, işkence görmesi ve politik cinayetlere kurban gitmesinin birinci derecede sorumlusu olmuştur."ABD 1949'da kurduğu NATO'ya üye olan ülkelerde gizli, devlet içi örgütlenmeler inşa ederek buralarda faaliyetler yürüttü. Bu örgütlerin bilinen genel adı “kontrgerilla”. 1990 yılında İtalya'da Gladio adında gizli bir devlet içi örgütün açığa çıkarılmasıyla beraber diğer Avrupa ülkelerindekiler de resmen açıklandı. Kontrgerillanın Almanya'daki adı 12 Sword'dur. Avusturya'da Schwert, İngiltere'de Secret British Network Revealed, Belçika'da Sdra-8, Hollanda'da NATO Command, İsviçre'de P:26 ve P:27, Yunanistan'da Sheepskin, Fransa'da ise adı Rüzgargülü. Pek çok ülkedeki faili meçhul cinayetlerin, Amerikan karşıtı olan aydınların başına gelen felaketlerin sorumlusu işte bunlardır. Doğrudan ABD Devlet Başkanı'na bağlı olan CIA'dan emir alırlar ve ABD emperyalizmi için üzeri örtülen operasyonlar gerçekleştirirler. Hedefte yer alan ülkenin çıkarlarına karşılık ABD çıkarlarına uygun hareket edecek taşeronlar, tetikçiler bulur ve kullanırlar.CIA'nın yürüttüğü örtülü operasyonlar, Beyaz Saray tarafından Sovyetler Birliği'nin Avrupa'daki etkisini sınırlamak için gündeme getirilmişti; ancak CIA'nın operasyonları esas olarak üçüncü dünya ülkelerini hedef almıştır. Emperaylizmin çıkarları bu ülkelere müdahaleyi zorunlu kılar. ABD'nin bugüne dek doğrudan veya kontrgerilla faaliyetleri ile saldırdığı ülkelerin bazıları; Meksika, Küba, Nikaragua, Japonya, Kore, Guatemala, Endonezya, Laos, Kamboçya, Vietnam, Kamboçya, Şili, Arjantin, Lübnan, Grenada, Libya, Panama, Irak, Somali, Afganistan, Suriye, Türkiye... Soğuk savaş döneminde işlediği sayısız cinayet ve yürüttüğü operasyonlardan sonra, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılışının ardından ABD'nin özellikle Orta Doğu'ya çöreklenişi de başlar. Körfez Savaşı'nda yüz bine yakın Iraklıyı katleder. 2001'de ise Afganistan'a saldırır. Sonra 2003'te yeniden Irak'a... Bölgede Ilımlı İslam sesleri yükselmeye başlar. Önemli figürlerinden olan Fethullah Gülen üzerinden özellikle Orta Asya cumhuriyetlerinde liseler, üniversiteler kurulur. Bu okullarda, yalnızca devlet görevlilerine verilen resmi pasaport sahibi ABD'li öğretmenlerin (CIA görevlisi) sayısı 1998'de üç bine ulaşmıştır. Ardından İran'a uygulanan ambargonun ağırlaştırılması sağlanır. İran, ABD'den bağımsız yürüttüğü politikalar karşısında en genç nükleer bilimcisi Prof. Dr. Şehriyari'yi, 2010 yılında Tahran'da düzenlenen bir bombalı suikast sonucu kaybeder. Büyük Ortadoğu Projesi uyarınca Arap Bahar'ı kopar. CIA'ya bağlı Ulusal Güvenlik Konseyi'nin 1948'de aldığı, Özel Savaş'ı temel bir dış politika aracı haline getiren 10/2 numaralı kararındaki faaliyetler coğrafyamızda uygulanır: "Örtülü eylem: Propaganda, ekonomik savaş, sabotaj, terör, kitlesel sürgünü de içeren doğrudan müdahale, düşman hükümetlere karşı ayaklanmaya yardım etme, yeraltındaki direniş güçlerini, gerillaları, mültecileri desteklemektir." Şimdi burada Arap Baharı’na Sudan üzerinden özel olarak bir örnek verelim. Sudan'da 2011'deki bu olayların ardından ülkenin güneyindeki Hristiyanlar ayrı bir devlet kurma talebinde bulundular. Yapılan referandumun sonunda ülke kuzey - güney olarak ikiye ayrıldı. Yaşanan iç savaş, siyasi baskılar ve kanlı süreçle Sudan halkı ikna edildi. Katolik kilisesi ayrılıkçılığı etrafında toplamıştı. Orta Asya'da ise CIA görevlileri müslüman okulları açarak buralarda faaliyet yürütüyordu.ABD emperyalizminin terör örgütleri kurarak, bunlar aracılığıyla hedeflerine ulaşmak yönünde attığı adımları en yakın zamanda ise Suriye'de çıkarılan iç karışıklıklar, bölme girişimleri ve terör faaliyetleri... Yine ABD'nin bunca uğraşına ve harcadığı paralara rağmen bir türlü istediğine ulaşamamasının en yakıcı ve belirgin örneklerinden biri de Suriye. ABD emperyalizminin tarihi her ne kadar mazlum milletlere yönelik düzenlediği kanlı operasyonlar tarihi olsa da asıl gerçek bunun bir yenilgiler tarihi olduğudur. Çünkü bunca kaleyi içeriden fethetme arayışına rağmen amacına ulaşabildiği tek bir örnek yoktur.ABD’nin kanlı yenilgiler tarihini yazmaya devam etsek, düzinelerce sayfalık bir yazı yazmamız gerekir. Dünyanın en büyük terörist devletinin işlediği suçların dosyası kabarık. İşte bu yüzden söz veriyoruz. Bu düzeni biz yıkacağız. Mustafa Kemal'den aldık bu görevi de: "Mazlum milletler, zalimleri bir gün mahv ve yok edecektir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır."ÖZGÜR AÇIKGÖZ