TEMİZ FUTBOL İSTİYORUZ

Metin Oktayların, Lefterlerin, Baba Hakkıların, Cemil Ustaların geleneğini yaşatalım.

TEMİZ FUTBOL İSTİYORUZ
Sueda Babacan
Sueda Babacan
AKıL FiKiR KULüBü BAşKANı

Son zamanlarda Türkiye futbolunda kabul edilemez manzaralarla karşı karşıya kalmaktayız. İnsanlık duygularını ve Türk ahlâkını ayaklar altına alan olaylara, hakem ve sporculara yönelik saldırıların olduğuna şahit olmaktayız. Spor ahlâkı ve Türk terbiyesinin binlerce seyircinin ve yüzbinlerce televizyon izleyicisinin gözleri önünde çiğnendiğini görmekteyiz.

Daha geçtiğimiz günlerde MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor karşılaşmasında, MKE Ankaragücü Eski Başkanı Faruk Koca'nın, maçın hakemi Halil Umut Meler’e saha ortasında saldırmasına ve spor ahlâkının çiğnendiğine milletçe şahit olduk. Bu kabul edilemez saldırının ardından TFF 2. Lig Beyaz Grup 18. haftasında Bursaspor'un Diyarbekirspor’u konuk ettiği maçta sporcular birbirine girmiş, 5 kırmızı kartla karşı karşıya kalmıştır. Yine Türkiye gündeminden düşmeyen Seçil Erzan olayı ortadadır. Geçtiğimiz aylarda amatör ligde bulunan çeşitli spor kulüplerinin biletlerini çok uçuk fiyatlarda sattığını ve tüm biletlerin satılmasına rağmen stadların boş kaldığını gördük. Türk futbolunun “önemli” futbolcuları ve yöneticilerinin daha fazla para kazanmak için haksız kazanç yöntemlerine başvurduğuna şahit olduk.

Emperyalist-kapitalist sistem dünyada egemenliğini kurarken kültüre, sanata, spora da dokunmuştur. Endüstriyel ve mafyalaşan futbol sistemi de çürüyen kapitalizmin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Futbol amatör ve sportmen ruhu çiğnenerek, devasa bir piyasaya dönüştürülmüş, kulüpler şirketleştirilmiş ve borsada faaliyet göstermeye başlamıştır. Futbol, kara para aklama mekanizmalarının bir parçası haline gelmiştir. Artık siyasetten, mafyadan, kirli ilişkilerden, şikeden bağımsız bir futbol düşünmek şu an için mümkün değildir.

Futbolun ve bütün sporların amacı kardeşçe yarışmak, rakibin başarısına da aynı şekilde sevinmekken; oynanan müsabakaların bittiği yerde, yenen ve yenilenin kardeşliği başlarken; bir sporcu yetiştirmek aynı zamanda topluma faydalı bir insan yetiştirmek demekken; hakeme saygı, sporcu ahlâkı sporun temel değerleriyken; mevcut sistem; bencilliği, birbirini ezerek rekâbeti, dişe diş vuruşmayı kışkırtmaktadır. Medya tekelleri ile futbol arasındaki yakın ilişki de yine aynı biçimdedir.

Spor; sağlıklı, mutlu ve ahlâklı yurttaş yetiştirmek için vardır. Futbol sahalarında birbirleriyle yarışan futbolcularımız, seyircilerimiz ve kulüp yöneticilerimiz en başta topluma, hakemlere ve elbette rakiplerimize sevgi ve saygıda örnek olmalıdırlar. Kapitalist sistemin kışkırttığı bu piyasalaşmaya verilecek en güçlü yanıtın alanı ise yine spor sahalarıdır. Emperyalist kültürün yarattığı kavga ortamına, bireyciliğe karşı milletimizin birikimini ayağa kaldırmak şarttır.

2008 Avrupa Şampiyonası'nda, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda, Filenin Sultanlarının Dünya şampiyonluğunda; Türk milletinin birbirine nasıl kenetlendiğini, her pozisyonda heyecanını nasıl beraber yaşadığını herkes hatırlamaktadır. Sokakta sıcağın altında kan ter içinde, büyük heyecanla oynanan futbol yırtıcı, mafyatik bir sektör haline getirilmiş, adına da “endüstriyel futbol” denmiştir. Endüstriyel futbol piyasasında yaratılmaya çalışılan futbol kültürü; yalnızlaşmayı, yozlaşmayı ve bireyselleşmiş hayranlığı özendirmektedir. Artık takımlar sporcu değil, para kazanma makinası yetiştirmektedir. Bu sisteme karşı paylaşımcı ve örnek sporcu yetiştirmeye dayanan, özkaynaklarımızla kalkınan, insancıllığımıza ve kültürümüze sarılan bir futbol düzeni için mücadele etmeliyiz. Temiz bir futbol ve spor ortamı için birlik olmalıyız.

Metin Oktayların, Lefterlerin, Baba Hakkıların, Cemil Ustaların geleneğini yaşatalım.


Tarih:
Diğer Haberler