Türkiye Gençlik Birliği Berlin, 11 Şubat Cumartesi günü Metal İşçileri Birliği’nin binasında (İG Metall-Haus) ‘Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi – Emperyalist tehditler ve küresel dayatmalar’ konferansını gerçekleştirdi. Yurtdışı temsilciliklerinde referandumda oy kullanma sürecinin başlamasına altı hafta kala ‘Hayır’ çalışmalarını başlatan TGB’liler, konuşmacı olarak 24. Dönem CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Emekli Hava Pilot Kurmay Albay Osman Başıbüyük ile TGB Genel Başkan Yardımcısı ve Dünya Anti-Emperyalist Gençlik Birliği Genel Sekreteri Elif İlhamoğlu’nu davet etti.
Dinleyecilerin büyük ilgisi ve yoğun katılımı eşliğinde gerçekleşen söyleşide, konuşmacılar seçime doğru uzanan sürecin ehemmiyetini vurgular iken, Yeni Anayasa’nın Cumhuriyet’in temel değerlerine olan aykırılıklarından söz etti ve buna bağlı olarak önümüzdeki süreçte Türkiye’yi bekleyen dış tehditlerin altını çizen açıklamalar da bulundu.
‘Avrupa’nın referandum sonuçlarını etkileme potansiyeli yüksek’
Açılış konuşmasını yapan TGB Almanya Genel Başkanı Meram Tosun, 27 Mart ile 9 Nisan arasında yurtdışı temsilciliklerinde gerçekleşecek olan oy kullanma sürecinde ‘Hayır’ oyu için Köln, Hamburg, Hannover, Frankfurt ve Berlin gibi bir çok kentte çalışmalara başladıklarını belirtti. Tosun özellikle salonda bulunan gençlere seslenerek, TGB’nin yerel örgütlenmelerine katılmaları için ve Türkiye’nin geleceğinde belirleyici olan bu seçimde çekingen katılımcı değil, faal ve öncü olmaları için çağrıda bulundu.
Aydınlık Avrupa temsilcisi Beyhan Yıldırım’da Avrupa’da yaşayıp oy kullanma hakkına sahip olan 3 Milyon seçmenin referandum sonuçlarını etkileme potansiyeline dikkat çekti ve sıkı bir çalışma ile Türkiye’nin geleceğine Avrupa’dan önemli katkılar sunulabilceğinin altını çizerek, dinleyecileri çalışmalara davet etti.
‘Başkanlık Sistemi Milletin egemenliğini sorguluyor’
Eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler rejim değişikliğini amaçlayan yeni anayasının ‘kapalı ve oligarşik yapı’ ve ‘tek adamın ile gizli elitlerin ülkeyi yönettiği’ bir sistem yaratacağına vurgu yaptı. Milletin egemenliğini sorgulayan bir referandum ile karşı karşıya olunduğunu belirten Güler, ‘Evet’ oyunun çıkması ile birlikte ulus devletten vazgeçilip küreselleşmenin dayatması ile çok kürtürlü ve farklı etnik gruplara sahip ülkelerin küçük ve güçsüz devletlere bölünme tehlikesi ile karşı karşıya olacağız’ dedi. Yeni anayasanın oldukça hızlı ve meçhul bir hazırlanma süreci sonrası tasarlanıp meclise sunulduğuna dikkat çeken Güler, ‘kim bu anayasayı hazırladı, bilinmiyor’ dedi. Ayrıca karmaşık yapıya sahip ve yorumlanması uzmanlık bilgisi gerektiren 18 maddenin kabulünü referandumda ‘Evet’ ile ‘Hayır’ cevaplarına indirgenmesini de eleştiren Birgül Ayman Güler, ‘aslında sorusu olmayan ve somut olarak neyin oylanacağının bile kesinleşmemiş bir referandum ile karşı karşıyayız’ dedi. Yeni anayasanın Cumhuriyet’i yıkmak için tasarlandığını belirten Güler, ‘TBMM yasama yetkisi sınırlandı, denetleme yetkisi daraltıldı, kırpılan her şey Cumhurbaşkanına verildi ve böylece Cumhurbaşkanı hem yasama, hem yürütme, hem yargıyı kuran oldu’ dedi. Eski CHP milletvekili bu rejim değişikliğinin yönetilemeyen bir Türkiye yaratacağına dikkat çekti.
‘Hepimizin görevi birleştirici üslup ile ‘Hayır’ı’ örgütlemek’
İktisadi tahribatın ve dış ile iç siyasette uygulanan politikalar sonucunda birlik ve bütünlüğü tehdit eden gelişmelere karşı milletin birlik olması gerektiğini savunan TGB Genel Başkan Yardımcısı Elif İlhamoğlu, bunun sadece güçlü bir ordu ve güçlü bir meclis ile mümkün olabileceğinin altını çizdi. Başkanlık anayasası ile İstiklal Savaşında kurulan Millet Meclisi işlevini kaybedeceğini söyleyen İlhamoğlu, ‘Kıbrıs tehlikedeyken, Suriye savaşı ve Türkiye’nin müdahalesi sürerken, Ege’deki adalarımız Yunan işgali altındayken ve ekonomimiz yalpalanırken büyük krizlerde çözüm üretmiş ve milli refleksimiz olmuş olan meclisimizi elimizden almak istiyorlar ve milli birliğimize saldırıyorlar’ dedi. ‘Birliği sağlayabilmek için ‘Evet’ oyu vermek isteyen insanlarımızı ötekileştirerek değil, birleştirici bir üslup ile ‘Hayır’a ikna etmek zorundayız’ diyen İlhamoğlu, ‘insanları onların hayatlarını doğrudan etkileyen konuları dile getirerek ‘Evet’i ‘Hayır’a çevirmeliyiz’ sözlerini kullandı. Konuşmasının sonunda Türkiye’nin son aylarda Rusya, İran ve Çin ile giristiği askeri ve ekonomik birlikteliklerine de değinen İlhamoğlu, ‘bölünmüş ve güçsüz Türkiye’yi görmek isteyen ABD ve AB’nin emellerine uygun bir anayasa’ tasarlandığnı belirtirken, Avrasya’nın bağımsız ve güçlü bir Türkiye’den yana olduğunu ve Türkiye burada tutunabilmesi için de halkın birlik ve milletin bağımsız olmak zorunda olduğunun altını çizdi.
Başkanlık sistemi dış tehditlere karşı mücadele edemez
Türkiye’yi bekleyen dış tehditleri izah eden E. Hava Pilot Kurmay Albay Osman Başıbüyük, temel tehditin Türkiye’nin güneydeki komşusu Suriye’de 6 yıldır devam eden savaşın olduğunu ve oradaki silahlı mücadelenin iki gaye güttüğünü söyledi. Başıbüyük emperyalist ülkelerin bir taraftan Çin’in ‘eski ipek yolunu canlandırma’ stratejisini engellemek istediğini belirtirken, savaşın diğer sebebinin Ortadoğu’da ‘İkinci İsrail’ projesini hayata geçirmek olduğunu vurguladı. Emekli Hava Pilot, birinci amacın Çin’i kuzeyde Orta Asya ve Rusya üzerinden Avrupa’ya ve Orta Asya, Hint Okyanusu ve İran körfezi üzerinden Akdeniz’e bağlayacak bir ekonomik kuşağın engellenmek istendiğini ve eğer ki bu dünya dengelerini değiştirecek proje önlenemez ise bunun Amerikan yüzyılının sonu olacağını vurguladı. Başıbüyük, ABD hayatta kalabilmesi için projenin güneyden, yani Türkiye’den ve Suriye’den Avrupa’ya ve Akdeniz’e geçmesi planlanan güzergahına bundan dolayı müdahalede bulunduğunu belirtti ve Suriye savaşı ile Batı Asya çoğrafyasına yıllardır uygulanan istikrarsızlaştırma politikalarına dikkat çekti. İkinci amacın Kürtlere sözde bağımsız bir Kürt devleti vaadi altında sunulan, ancak özde ‘İkinci İsrail’ işlevinde emperyalist ‘Batı’nın çıkarlarına bekçi görevi verilen bir piyon devleti kurma planının olduğunun altını çizdi Başıbüyük. Emekli Hava Pilot Bu süreci kıyasıya az kayıp ile atlatmak için kurulan Türkiye-Rusya-İran işbirliğinin önemine vurgu yapıp, emperyalistlerin yalnızca böyle hem Ortadoğu’da hem de Kafkasya bölgesinde güç kaybedebileceğini belirtti. Başıbüyük konuşmasının sonunda Türkiye’nin bu çerçevede başkanlık seçimine gitmesi ve bir nevi rejim değişikliği ile iç siyasetinde büyük bir değişim ve dönüşümün içinde bulunması, yeni anayasayla diktatör konumuna erişecek ‘tek adamın’ devlet ile bütünleşeceğinden dolayı, önümüzdeki zorlu süreçte, ‘hükümetlere’ karşı yapılan eleştirilerin ve her türlü protestonun maddenin gereği doğrudan devleti hedef alacağı için, başkanlık anayasasının Türkiye’yi kesinlikle güçsüzleştireceğini, ciddi sorunlar yaratacağını ve devlet yapısını zedeleyeceğini tembihledi.
tgb.gen.tr
