
Sandıklar açıldı.Sandıktan tavşan çıkmayacağı belliydi. AKP’nin çıkacağı biliniyordu.% 49 küsur oy oranıyla, AKP’nin dördüncü tek başına iktidar dönemini yaşayacağız.Hamasi ve ajitatif bütün söylemler boşa düşmüştür. Her şey çok açık:Saltanatın nasıl yıkılamayacağını gördük!Rakamlar, yüzdeler, koltuk sayıları, meclis aritmatiği… Hiç biri bu gerçeğin üzerini örtemez.1 Kasım 1922 pratiği bize saltanat nasıl yıkılır öğrettiyse, 1 Kasım 2015 pratiği de nasıl yıkılamaz onu öğretti.Bir; emperyalizme karşı olmadan saltanat yıkılamazmış.İki; sisteme, yani emperyalizmin programına kafa tutmayan, halkı mevcut sistemin “en parlak” seçeneğine mahkum bırakırmış.Üç; PKK ve Fethullahçı Çete’den yani emperyalizmin yıkım programının esas ortaklarından medet ummamak lazımmış.Neden mi?Çünkü, çürüyen ve çöken bir sistemin devamına aday olunarak değil, o sistemi değiştirme iddiasıyla saltanatlar yıkılır!Peki, şimdi ne yapacağız?Rakam ve analiz budalalıklarını bırakıp önümüze bakacağız.Sonuçlar ne bir zafer ilanı; ne de bir yenilgidir.31 Ekim ile 2 Kasım arasında dağlar kadar fark yok.29 Ekim 2012, 31 Mayıs 2013 uzak değil!Türkiye’yi bölme ve cumhuriyeti yıkma programını kimse uygulayamaz.Pusulamız Atatürk’tür, antiemperyalizmdir. Mücadele durmayacak.Pusulasını şaşıranlar değil; vatanseverler ve devrimciler kazanacak!Kibir ve karamsarlık en büyük düşmanımızdır.Biz varsak umut var!