YAZAR
Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan ve yabancı sermaye şirketi Anagold tarafından işletilen altın madeninde, madenden çıkarılan atık toprağın ihmaller sonucu çökmesiyle 9 işçimiz toprak altında mahsur kaldı.
İhmallere konu olan Çöpler Madeni, 2022 yılında siyanür sızıntısı nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından mühürlenmiş, gerekli şartları sağlamasını iddia edilmesinin ardından yeniden işletime açılmıştı.
MADENCİLİĞİN MİLLİLEŞMESİ ZORUNLULUKTUR
Ülke savunması açısından stratejik önem taşıyan, ağır işçilik gerektiren, gerekli önlemler alınmadığı takdirde can güvenliğini tehlikeye atan madenciliğin millileşmesi ve denetiminin kamu eliyle yapılmasının zorunlu olduğunu bu acı tecrübeyle yeniden gördük.
Peki işletmesi yabancı sermayeye bırakılmış Çöpler Madeni’nde hangi ihmallerle karşı karşıya kaldık?
1) Maden ocağının kapasite artırımı konusunda sakınca bulmayan ÇED raporunun 5 kişilik bilirkişi heyetinde, ziraat mühendisi yoktur. Bu açık, tarım ve hayvancılığa verilen zararın tespiti konusunda ihmallere neden olmuştur.
2) Toprakta meydana gelen çatlak heyelan belirtisidir. Heyelan yaşamadan birkaç gün önce toprak üzerinde çatlak tespit edilmiş ancak önlem alınmamıştır.
3) İstiflenen atık toprak, 90 derece açıyla yığılmaktadır. Yükün dağıtılmaması ve toprağın yağmur suyuyla çamurlaşması sonucu yıkıntı hızlanmıştır. Yük hafifletilmiş ve alan yataylaştırılmış olsaydı yaşanan felaketin engellenmesi mümkündü.
4) Altın elemesinde kullanılan siyanür toprağı sıvılaştırmıştır. Akışkan hale gelen toprak daha hızlı kaymıştır. Toprağın istiflendiği alana gerekli bariyerler konmamış, önlem alınmamıştır.
5) Bunun üzerine bir de toprağın istiflendiği bölgeye işçi konteynırları konmuş, ihmaller zincirleme riski arttırmıştır.
Altın, değerli ve katma değeri yüksek olan bir madendir ve toplumların gelişmesine katkısı büyüktür. Kapitalizmin erken geliştiği ülkelerde sermaye birikiminin oluşmasına en önemli katkıyı yapmıştır. Altının değerinin yüksek oluşu sadece az bulunmasından ileri gelmez, emek yoğun bir madde olmasının, katma değerinde önemli rolü vardır. Ancak elde edilecek zenginlik ülkenin faydasına olmalıdır, birincil olan mesele budur.
Atatürk döneminde yapılan madencilik faaliyetleri bu konuda örnektir. 14 Haziran 1935 yılında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) kurulmuş, kuruluşun bütün giderleri ile yatırımlarının her yıl devlet bütçesinden karşılanması prensibi ile memleketimizde işletilmeye elverişli maden yatağının bulunup bulunmadığını, işletilen maden ve taş ocaklarının da daha faydalı surette işletilmelerinin neleri gerektirdiğini araştırmak, fenni ve jeolojik tetkikler, kimyasal tahliller yapmak, proje ve raporlar hazırlamak, verimlilik hesapları yapmak, bütün teknik ve bilimsel işleri görmek, memleketin madenlerinde ve maden sanayisinde mühendis ve kalifiye eleman yetiştirmek üzere kurulmuştur.
MADENLER MİLLİ SERVETTİR
Millî ekonomi ve ülke savunması açısından stratejik önem taşıyan madenlerin kamu eliyle işletilmesi zorunludur. Bu konuda yabancı güçlerin müdahale ve kısıtlama girişimleri, yabancı sermayeye bağlanmış madencilik faaliyetinin yarattığı yıkım ortadadır. Yabancı sermayeye verilmiş olan maden ruhsatları ve imtiyazları gözden geçirilmeli, millî çıkarlara uygun olmayanlar kaldırılmalıdır. Değerli maden kaynakların bulunması yanında niteliklerinin, ekonomik değerlerinin ve işletme teknolojilerinin saptanması, korunması ve zenginleştirilmesi için, araştırma seferberliği başlatılmalıdır. Bu amaçla yeni kurumlar oluşturulmalı ve Maden Tetkik Arama Kurumu geliştirilmelidir. Madenler milli servettir. Ülkemizin milli kaynakları satılarak ekonomi çıkmazdan kurtarılamaz. Tam tersine mevcut tehlikeleri engellemek, üretimi esas alan ekonomik programı hayata geçirmenin yolu madenleri kamulaştırılmaktan geçmektedir. Yabancı sermaye ancak milli ekonominin inşası için, üretim ve yatırım için olmalıdır. Bir ülkenin kalkınması kendi tasarruf ve yatırımıyla olur.
Ruhsat sahibiyken maden sahasını yeterince denetlemeyen devlet, ihmallerin ortağıdır.
İliç’te süren arama kurtarma faaliyetlerinin bir an önce tamamlanmasını temenni ediyor, yaşadığımız bu ve benzeri felaketlerle tekrar karşı karşıya kalmamak için gerekli önlemlerin alınması talep ediyoruz.