"Yabancı doktora değil yerli bakana ihtiyaç var"*

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun, Yunanistan'd...

"Yabancı doktora değil yerli bakana ihtiyaç var"*

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun, Yunanistan'dan ithal doktor getirilmesi için görüşmelere başlayacağını bugün birçok haber sitesinden okuduk. 2006 yılından sonra daha çok duyduğumuz, Türkiye'ye yabancı hekim getirilmesi konusu bu kez de üniversitelerde hocaların asistan bulamamasıyla gerekçelendirilmiş. Alt yapı olmadan, öğretim üyesi kadroları tamamlanmadan bu kadar tıp fakültesi açılırsa, asistan bulunamaması normal. AKP 'her ile bir tıp fakültesi' açarken ilerde böyle bir sorunla karşılaşacağını tabi ki öngörüyordu. O zaman tüm bu değişiklikler ne amaçla yapılıyor, hükümet neyi hedefliyor?

Kendi söylemiyle AKP, 2023 yılında hekim sayısını iki katına çıkarmayı hedefliyor. Bir yandan da Kamu Özel Ortaklığı, Kamu Hastane Birlikleri gibi uygulamalar, üniversite hastanelerinin mali açıdan zor duruma düşürülmesi ve sağlıkta özelleştirmeye artan destekle görüyoruz ki AKP sağlık hizmeti sunumunu özel sektöre yani uluslararası sermayeye yem etmek istiyor. Anlayacağınız yabancı sermaye için devlet güvencesi olmadan çalışan, ucuz iş gücü oluşturulmak isteniyor. 

Tüm bunların yanında yabancı hekim konusu belirsizliklerle dolu. Yasal olarak yabancı hekimin getirilmesi koşulları yasa değişiklikleri ve KHKlerle hemen hemen sağlanmış durumda. Sağlık Bakanıysa yaptığı açıklamada, Türkiye'de doktor açığı olduğunu söylüyor ancak getirilen yabancı hekimlerin, hekim yetersizliği bulunan bölgelerde çalışmasına dair bir düzenleme yasal olarak mevcut mu? Yabancı hekimler zorunlu hizmet yapacak mı? Bu hekimlerin geldikleri ülkede meslek örgütlerinin tuttuğu mesleki sicil kaydı istenmiyorken ve de Sağlık Bakanının dediği gibi bu hekimler Türkçe'yi asistanlık eğitimi sırasında öğreneceklerse nasıl nitelikli sağlık hizmeti bekleyeceğiz? 

Sağlık Bakanının bu sorulara yaklaşımını açıklamasından anlıyoruz: "Özel sektöre doktor olmadığı için 'durun, büyümeyin.' diyoruz" Yani bu sorular pek de mühim değil, halkımızın sağlığı değil de özel sektörün büyümesi tüm dertleri. Tıp fakültelerinde okulun altyapısı düzeltilmeden, öğretim üyesi sayısı arttırılmadan kontenjanlarının arttırılması da bundan. Zaten performans sistemi, tam gün yasası derken öğretim üyeleri devlet üniversitelerinden istifa ederek ya emekli oluyorlar ya da performansın ve tam gün yasasının geçerli olmadığı(!) özel üniversitelerde çalışmaya başlıyorlar. Hekimin niteliğine önem vermeyen piyasacı zihniyet, tıp eğitimi niteliğini de düşürüyor.

Bu olumsuz şartlarda TGB üyesi tıp fakültesi öğrencileri olarak aldığımız eğitimde kendi gayretimizle derinleşmeye çalışıyoruz, aynı zamanda bizden sonraki nesillerin bu koşullarda tıp eğitimi görmemeleri ve meslek icra etmemeleri için de sağlıkta dönüşüme karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Sağlıkta özelleştirme halkımızın sağlına zararlı olduğu için, tüm mücadelemiz. Milli bir hükümette, milli-yerli bir sağlık bakanına ulaşana kadar sürecek mücadelemiz!

*Dr. Eriş Bilaloğlu- 2 Aralık 2010 tarihli o dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın yabancı doktor ve Türkiye'de hekim sayısının arttırılması yönündeki açıklamalarına verdiği yanıttan.

Ezgi Arıcı

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler