
Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) olarak düzenlediğimiz Çevrimiçi Konferanslar devam ediyor. TGB Youtube kanalından uzaktan görüntülü bağlantıyla canlı olarak konferansların ikincisi ODTÜ Öğretim Üyesi Yıldırım Koç’la gerçekleştirildi.
Türkiye’nin koronavirüs salgınıyla mücadele ettiği bugünlerde “Evde Kal” çağrısı yapan TGB’nin Çevrimiçi Konferanslarının ilk konuğu ekonomist Bartu Soral’dı. Yıldırım Koç’un konuşmacı olduğu ikinci konferansın konusu “Kemalist Devrimin Niteliği”ydi.
Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen devrimleri ve önemini anlatarak söze başlayan Yıldırım Koç, “Atatürk'ün önderlik ettiği devrim bir milli demokratik devrimdir. Milli demokratik devrimden kast ettiğimiz nedir? İnsanların özgürleşmesi, insanların birilerinin kulu olmaktan kurtulması, daha bağımsız bir devlet içinde bir araya gelmesi. Atatürk'ün büyük başarısı burada yatıyor. Bizim Jön Türklerimiz de, Osmanlı'yı kurtarabilmek için öncelikle Osmanlı kimliği oluşturmaya çalıştılar. Daha sonra demokratikleştirmeye çalıştılar. İttihat ve Terakki müthiş bir miras bıraktı. Örgütlenme geleneğini yarattı. Padişahın yetkilerini 1909 ciddi biçimde kısıtladılar. İnsanları özgürleştirmek için çabaladılar. Fakat onlar da kaçmaktan kovalamaya fırsat bulamadı. Bu anlamda bizim demokratik devrimimizin zirvesi Mustafa Kemalin liderlik ettiği Kemalist Devrimdir.” dedi.
Türk milletinin karakterinde bağımsız yaşamanın yer aldığını söyleyen Yıldırım Koç şunları söyledi:
“Anadolu halkı bağımsız yaşamayı içselleştirmiştir. Türk milletinin boyunduruk altında yaşadığı bir dönem yoktur. Sadece Anadolu Selçuklularının son döneminde bir Moğol istilası var. Ancak orada dahi Ahi Evran’ın Moğollara karşı Kırşehir'de bağımsızlık için savaşırken şehit olduğunu görüyoruz. Milli Mücadele sırasında Milletler Cemiyeti'nin mandasını savunanlar vardı. Halide Edip de bunlardan biriydi. Ancak Mustafa Kemal mandayı reddederek bağımsızlık savaşı verdi. Şimdi bakıyorum, Atatürk'ün İstiklal Savaşında yaptıkları mı yoksa devrimler döneminde yaptıkları mı daha zor, bence ikinci kısım daha ağır basıyor. Atatürk'ün bir sözü var: Askeri zaferler iktisadi zaferlerle desteklenmezse kalıcı olmaz. Atatürk bağımsız bir devlet, millet kuruyor. Devletçilik ilkesi bunun en büyük göstergesi. Devletin kurduğu fabrikalarda her etnisiteden, her yöreden, coğrafyadan insanlar geldi çalıştı. İnsanlar birbirini tanıdı. Bir milli kimlik oluştu. Devlet fabrikalarında çalışan insanların arasındaki ön yargı kırıldı. Kemalist Devrim, Atatürk'ün önderliğinde Türk milletinin başarısıdır.”
“ANADOLU İNSANININ DAYANIŞMA GELENEĞİNİ SÜRDÜRELİM”
Binlerce gencin takip ettiği konferansta Yıldırım Koç, sunumunun ardından gençlerin sorularını yanıtladı. İşte öne çıkan bazı sorular ve yanıtları:
Milli Dayanışma Kampanyasının, Tekalifi Milliye Emirlerine benzetilmesini nasıl yorumluyorsunuz?
- Gerçekten sıkıntılı bir süreç, ülkemizde daha önce yaşanmamış bir salgın söz konusu. Milletimizin kaynaklarının seferber edilmesine ihtiyaç var. Zor zamanları atlatmak için dayanışma içinde olmak şarttır. Halkımız çok ciddi sıkıntılar içerisinde ama kapitalizmin getirdiği bir gösterişçi tüketim var. Birçok insan büyük borç altında. Hayat zorluyor. Bugün sağlık sistemini ayakta tutmak istiyorsanız bunun yolu kamuculuk. Babam bir doktordu ve şunu söylerdi: Ben özel hastaneye karşıyım. Poliklinik bile açtığında karşında bir süre sonra hasta değil, müşteri görürsün. Kamu da böyle değil. Özel sektör sizin hastalanmanızdan memnundur, kamu sektörü ise sizin hastalanmamanız için elinden geleni yapar. Sağlık sektöründe ciddi sorunlarla karşılaşıyoruz. İnsanlarımız hayatlarını kaybediyor. Tekalifi Milliye ile bir ruh yaratıldı. Kamunun ortak değerleri için millet seferber edildi. Bugün de bu zorlukları aşmak için aynı seferberliğe ihtiyacımız var.
Kemalist Devrimin kazanımlarından kopuş ne zaman gerçekleşti?
- 1945 sonrasında maalesef Sovyetler Birliği'nin Türkiye'den toprak ve boğazlarda ortak üs açma talepleri söz konusu. Buradan sonra Türkiye, Atlantik sistemine doğru savruldu. İlk olumsuz adım olarak bizde sanayi planı terk edildi. Türkiye öncelikle Truman Doktrini ile yardım aldı. 1948'de de Marshall Yardımı ile Amerika'dan yardım alması gündeme geldiğinde Türkiye'nin uyguladığı sanayi planı terk edildi. Bu doğrultuda devletçilikten uzaklaşmak istedi.
Ancak Türkiye'nin devraldığı yapı o kadar kuvvetli ki, devletçilikten öyle kolay kolay kopulmadı. Tam tersi, 1950'ye kadar CHP iktidarında Türkiye'nin ihtiyaçları bunu gerektirdiği için devletçilik devam etti. Bir sürü devlet fabrikası kuruldu. 1960'lı yıllarda da devletçilik politikası devam etti ve Türk ekonomisinde temel noktalar devletçilikle gelişti. Türkiye'de devletçilikten ciddi kopuş ANAP iktidarı ve 12 Eylül darbesi sonrasıdır.
CHP’nin Kemalist Devriminden uzaklaşmasını nasıl yorumluyorsunuz?
- Burada kritik tarih CHP'nin 1947 kurultayı... 1945 yılında çiftçiyi topraklandırma kanununu kabul eden CHP 1947'de çok farkı bir çizgiye savruluyor. Buradaki temel hata Sovyetler Birliği’yle iyi ilişkileri devam ettirememek. İkinci Dünya Savaşı'nda İsmet Paşa savaşa girmemek için elinden geleni yapıyor ve büyük bir felaketi önlüyor. Ancak bunu yaparken ister istemez bazı hatalar da gündeme geliyor. Nedir o? Sovyetler Birliği ile Almanya arasında 1939 yılında bir saldırmazlık antlaşması imzalanır. 1939'da Sovyetler kendini güvene almış gibi olur ancak kendini sürekli savaşa hazırlar. Bir ara Alman orduları Sovyetleri yendi gibi bir hava oluşur. O zaman İsmet Paşa Almanlarla iyi geçinmeye çalışır. Almanlara buğday satar, krom satar. Alman denizaltılarının Karadeniz'e geçmesine izin verir. Bu da Sovyetlerle ilişkileri sıkıntıya sokar. Sovyetler de 1943'ten itibaren politikalarını değiştirdiler. 1936'da TKP faaliyetleri durdurulmuştu. 1945'te Sovyetler Birliği Türkiye'den iki şey istedi: Bir, Kars ve Ardahan'ın Sovyetler Birliği'ne iadesi. İki, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında Sovyetler Birliğinin üs kurması.
Sovyetlerin bu talepleri sonrasında Türkiye, sığınacak bir yer aradı. O dönemde ikinci süper güç olarak ortaya çıkan Amerika’ya yanaştığında CHP içinde de tasfiyeler oldu. Yani Köy Enstitülerininin niteliğinin değiştirilmesi ve 1954'te kapatılması, Çiftçiyi Koruma Kanunun uygulanmaması, Amerika'dan Truman Doktirini ve Marshall Yardımlarının alınması karşılığında bazı politika değişikliklerine gidilmesi gündeme geldi ve kritik tarih 1947 kurultayıdır. Maalesef o yıllardan sonra da adım adım Kemalist Devrimden uzaklaşıldı.
Bugün de iddia edildiği gibi Rusya ve Çin'in Türk düşmanı/Türkiye düşmanı ilan edilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Devletler arasında dostluklar ve ittifaklar geçicidir. Türkiye'de daha ileri ve insanların birbirlerini sömürmeden yaşayacakları bir dünyaya ilerlemenin garantisi Sovyet dostluğuydu. İkisi de hemen kuzey komşularımız, çok yakın ilişkilerimiz olabilir. 1933'te Atatürk'ün Nutuk'unu filme alan, 1934-1935'te Kayseri'de, Nazilli'de bir sürü fabrikalar yapan anlaşmalar var fakat bunlar çıkara dayalıdır. Niye değişti? 2. Dünya savaşı sırasında Sovyetlerin yok olacağı düşüncesi ve Sovyetlerin Türkiye'den talepleri nedeniyle bozuldu. Türkiye şu an Atlantik'ten kopma sürecindedir. Emperyalizme karşı bir tavır alış söz konusu. Bu süreçte de bağımsızlığımızı korurken İlişkilerimizi geliştireceğimiz Amerika kontrolündeki kaynaklar dışındaki Rusya, İran, Suriye, Irak, Çin Halk Cumhuriyeti... Devletler arasındaki ilişkileri kalıcı ilişkiler olarak bakmamak, çıkarları doğru analiz etmek ve bu analiz temelinde de geçici ittifaklar kurmak gerekiyor. Hayat bizi buna zorluyor. Daha doğrusu, bir dönem BOP Eşbaşkanı olduğunu söyleyen kişilerin ABD karşıtı ve dönem dönem Avrupa karşıtı söylemleri de hayatın bir zorlamasının bir ürünü.
Bağımsız olmak temel nokta. Atatürkçülüğün temeli bağımsız olmak, kendi içinde bütünlüğü olan bir millet yaratmak... Bugün o süreç için hepimiz uğraşıyoruz.
Anadolu’nun dayanışma geleneğini sürdürelim. Türkiye’nin geleceğini güzel günlere taşıyacak olanlar sizlersiniz. Sağlığınıza dikkat edin, bu günleri birlikte atlatacağız. Anadolu’nun dayanışma geleneğini sürdürelim. Türkiye’nin geleceğini güzel günlere taşıyacak olanlar sizlersiniz. Sağlığınıza dikkat edin, bu günleri birlikte atlatacağız.
tgb.gen.tr