Bu Dünyadan Aşık Hüdai Geçti

Aşıkların gıdası muhabbettir, dost muhabbetlerinde yetişirler, kendilerini bulurlar ve hayatı anlamlandırırlar, Aşık Hüdai gibi...

Bu Dünyadan Aşık Hüdai Geçti

Aşıkların gıdası muhabbettir, Dost muhabbetlerinde yetişirler, kendilerini bulurlar ve hayatı anlamlandırırlar. İşte o aşıklardan birini, Aşık Hüdai'yi ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.

SABİR ORAK'TAN AŞIK HÜDAİ'YE

Asıl adı Sabri Orak olan Âşık Hüdâi, 1940 yılında Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı Yoğunoluk köyünde doğmuştur. Henüz dokuz yaşında iken babası vefat eden Hüdâi yetim kalmıştır. Hüdâi, çalışmak zorunda olduğu için okula gidememiş. On bir yaşından itibaren irticalen şiir söylemeye başlayan Hüdâi, on dört yaşında iken saz çalmaya başlamıştır. Âşık, “Hûdai” mahlasını Kadirli Âşıklar Gecesi’nde gösterdiği başarı sebebiyle almıştır. Okuma yazmayı asker ocağında öğrenen Âşık Hüdâi, okuyup dinlediği halk hikâyeleri ve eski şairlerin/âşıkların eserleri vasıtasıyla şiir ve âşıklık konularında bilgisini artırıp pekiştirmiştir.

AŞIK HÜDAİ'NİN TANINMASI

Konya’da yapılan Âşıklar Bayramı’na üç yıl katılan Âşık Hüdâi, 1968 yılında şiir dalında birinci olarak Fuzuli ödülünü almış, 1969 yılında da atışma ve şiir dallarında ikinci olarak Dadaloğlu ve Yunus Emre ödüllerini kazanmıştır. 1970 yılında ise şiir dalında Karacaoğlan, atışma dalında Müdâmî ödüllerini almıştır.

Geçmiş âşıkları usta kabul eden Hüdâi, sevip etkilendiği âşıkları şöyle sıralar: “Aşkı ve aşktaki bağlılığı Kerem’de, şiir sanatını Karacaoğlan’da, tasavvufu, insan sevgisini ise Yunus’ta buldum, onlardan öğrendim. Dertli, Everekli Seyranî’yi okuyup sevdim, Veysel’i tanıdım, arkadaşlık ettim.”

HÜDAİ'DE SÖZ

Hacı Bektaş Veli’nin “incinsen de incitme” şiarına uyarak şiirler yazan Hüdai, insanın nefsini terbiye etmesini yani içindeki kötüyü yenmesini insanlığın büyük mücadelelerinden saymıştır.

Gel haktan ayrılma hakkı seversen
Nefsini ıslah et er oğlu ersen
Hüdai incinir inciden versen
Ne kimseden incin ne eli incit

Aşık Hüdai, “Gönüllün çalamazsan aşkın sazını” şiirinde olduğu Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı gibi bir çok halk efsanesinden de yararlanmıştır.

Bekle dost kapısın sadık dost isen
Gönüller tamir et ehli dil isen
Sevda Sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leyla'yı çağır ne çölü incit

AŞIK HÜDAİ'NİN VEDASI

Ülkenin siyaseten hareketli döneminde yaşamasına rağmen, sanatını siyasetle buluşturmamıştır. Onun dönemdaşları 68 kuşağının mücadelesi içinde türkülerini harmanladıkları için bugüne kadar uzanabiliyor. Aşık Hüdai, gönül eriydi ancak toplumsal mücadeleden kendisi soyutlaması geniş halk kitlelerinin sesi olmasını engelledi.
Şiirlerinde daha çok tabiat, insani ilişkiler, sevgi, aşk ve tasavvuf konularını işlemiştir. Hece vezniyle ve çoğunlukla dörtlükler halinde yazdığı şiirlerini saz eşliğinde çalıp söylemiştir. Âşık Hüdâi, sade Türkçesi ve samimi üslubuyla, bitti bitiyor denilen âşıklık geleneğinin 21. yüzyıla uzanan yolculuğunda önemli halkalardan biri olmuştur. Âşık Hüdâi ileri derecedeki şeker hastalığı sebebiyle hayata veda etmiştir. 23 Kasım 2001 tarihinde 61 yaşında iken vefat eden âşık, Ankara’da toprağa verilmiştir.

Saygıyla anıyoruz…

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler