İstanbul Sarıyer’de bulunan Sakıp Sabancı müzesinde geçen hafta Görünenin ötesinde Osman Hamdi Bey adlı sergi açıldı. Sergide yer alan Vazoda Çiçekler, Kuran Okuyan Kız, Kokona Despina, Naile Hanım Portresi, Arzuhalci ve Cami adlı tabloları derin bir araştırma sonucunda çıplak gözle görünmeyen, alt katmanlarına kadar incelendi. Projenin ilk aşamasında x-ışını görüntüleme tekniği kullanıldı. Bu çalışmayla tablolara uygulanmış restorasyon işlemlerinin izleri ve zaman içinde uğradığı dönüşümler izlendi. Sonrasında yapılan pigment analizi ile sanatçının kullandığı malzeme tekniği, eserlerin tarihlendirilmesi gibi özelliklere erişildi. Boyaların parmak izi grafikleri çıkarıldı ve hangi pigmentlerden oluştuğu keşfedildi. Tuvalin dokusu incelenerek, bu proje ile bezlerin organik yapısı analiz edildi. Ölçümler sonucunda aynı tür tuval bezi kullandığı keşfedildi. Zamanında altın kadar değerli olan, günümüzde ise artık sadece sentetik olarak kullanılan ultramarine mavisi pigmentine, varlıklı bir aileden gelmesi nedeniyle, eserlerinde sık sık yer verdiği öğrenildi. Tabloların yaşlanma etkilerinden dolayı yüzeyinde oluşan çatlakları ve sararan vernikleri onarılıp, sağlamlaştırıldı.
SANATÇININ DÜNYASINA GİRMEK
Analizler haricinde çalışma tekniğine dair ayrıntılara ulaşıldı. Kareleme tekniği kullanarak çalışan, Osman Hamdi Bey’in resimleri incelenirken, tuvalde desen izlerine rastlandı. Öncesinde nasıl desen çalıştığı, boyayı tuvale nasıl uyguladığı öğrenildi. Tabloların incelenmesi sonucunda Osman Hamdi Bey’in önce ön planı değil de, arka planı oluşturduğu, katman katman öne doğru ulaştığı anlaşıldı. İkinci eşi Naile Hanım’ı pek çok kez resmeden Osman Hamdi Bey’in Sabancı Koleksiyonu’nda yer alan eserinin belirgin bir özelliği var. Bizans kültüründe yer alan ikonaların arka fonlarının altın varak ile resmedilirdi. Osman Hamdi Bey’de eşine verdiği değeri göstermek için portresinde, arka fonu altın varak ile resmetmiş ve aralarda sarı pigment kullanmış.
TEK NATÜRMORT BU SERGİDE
Osman Hamdi Bey’in eserlerinde oryantalizmin etkileri görünse de, yurtdışına tahsil için gönderilmesi ve Batılı düşüncelere sahip olan bir aileden gelmesi eserlerine yansıyor. Osmanlı modernleşmesinin bir parçası olarak görülen İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni kurduğunda, müze envanterinde muazzam bir hazine oluşturdu. Toplanan kandil, halı gibi objeleri, eserlerinde model olarak kullandı. Onları uzun süre incelemiş olması, bu kadar detaycı oluşunun kanıtıdır. Ayrıca okumuş bir aileden gelmesi sonucunda, okuyan bir kimliğe sahip olması, kitaba resimlerinde yer vermesi, kitaba verdiği değeri anlatıyor.
Osman Hamdi Bey’in yapmış olduğu tek natürmort da bu sergide yer alıyor. Kendine ait dili olan bu natürmort incelendiğinde, Orta Asya’dan gelmiş olan bir örtü, Japon porseleni vazo ve Memlükler Dönemi’nden kalma bir tas belirgin olarak göze çarpıyor. Bu vazo Osman Hamdi Bey’in torununun çocuğunun evinde hala saklanıyor.
tgb.gen.tr