Sanatçılar Neden Vatansever Olmalı?

Bugün sanatçının vatanseverlik duyarlılığı Shakespeare’in Hamlet karakterine söylettiği ‘olmak ya da olmamak’ meselesi kadar temel bir yaklaşımdır.

Sanatçılar Neden Vatansever Olmalı?

 

Sanat kavramı insanın insan olma sürecinde hiç kuşkusuz yetkinleşmiş “ahlak”, “estetik” ve “yaratıcılık” gibi değerlere işaret eder. İçinde bulunduğu topluma yazgılı olan sanatçı ise “akıl” ve “duygu” dağarcığı ile bir üst algı biçimini estetik bir gözden geçirme ile yaratıcı bir sonuca ulaştırır. Sanatçının ürettiği sanatsal yaratı, sanatçıyı yetiştiren tüm koşullardan ve toplumsal belleğinden bağımsız değildir.

 

Aslında bir sonuç olarak ortaya çıkan “yaratıcılık” kavramı için mihenk noktası “ahlak”tır. Çünkü ahlakın önceliği insanın ontolojik (varoluşsal) sıralamasında önceliklidir. Sanatçı akıl ve duygu ile harmanlanmış algısının yönelimini ancak ahlaki tutumu ile estetik üretime yöneltebilir.

 

YERELLİK VE EVRENSELLİK

 

Ne ki bugün gelinen noktada sanatçının özgür, evrensel ve sıra dışı oluşu ile ilgili kavramların içeriğinde ve sonuçlarında şaşırtıcı çarpıtmalar var. Gerçekte dünyanın en büyük sanatçılarının (şairler, ressamlar, müzisyenler...) eserlerine baktığımızda onu var eden kültürel, entelektüel, etik ve hatta ekolojik değerlerin sağlam bir harcı üzerinde yükselen bir yapıt görürsünüz. Hiçbir kültüre ve değere ait olmama eğilimi evrensellikle açıklanabilir bir sonuç olamaz. Olsa olsa kültür emperyalizminin bilinçli bir saptırmasıdır.

 

Sanatçının kendi kültüründeki körelmiş, geleceğe katkısı olmayan unsurlarla savaşı; elbette onun ilerici ve aydınlatıcı yönü ile ilgilidir. Ancak unutulmamalı ki; her sanatsal yaratı kendinden önceki büyük geçmişin derin kodlarını taşır. Bu geçmişin altında da ayıklanmış kültürel değerler ve alışkanlıklarla birlikte özgün bir duruş yatar. Kendinden öncesini reddeden büyük sanat akımları bile, bu reddettikleri mirasa göre kendilerini belirler. Ayaklarını yaşadığı toprağa basmayan, gözünü geleceğe çevirmeyen, insanlık tasına su taşımayan, gelenekten damıtılmamış hiçbir sanat eseri evrensel ve ölümsüz olamaz.

 

Yerel kimliği değersiz gören evrensel olamaz, milli olamayan enternasyonalist (evrensel) olamaz; vatanı olmayanın kültürü de olmaz.

 

Bugün sanatçının vatanseverlik duyarlılığı Shakespeare’in Hamlet karakterine söylettiği “olmak ya da olmamak” meselesi kadar temel bir yaklaşımdır.

 

SANATÇI VE ULUSAL RUH

 

Sanatçının bulunduğu coğrafyadaki eleştirisi ile kültürüne saygısını ve katkısını birbirine karıştırmamak gerek. Dostoyevski ve Tolstoy neden büyük sanatçılardır? “Büyük Rus Ruhuna” inanıp onu ortaya çıkarmaya çalıştıkları için. Aynı şekilde Gœthe’de Alman kültürünün ve ruhunun en karakteristik özellikleri yansır. Sanatçının yaşadığı topluma karşı eleştirisi onu yok saymak, aşağılamak ve küçültmek için değil; tam tersine “o” kültürün dayandığı sağlam değerleri ve duruşu hatırlatarak kendine gelmesini sağlamak içindir. Kültür emperyalizmi sürekli kültürel farklılıklardaki çatışmayı derinleştirmek üzere çabalar. O kültürün özgürlüğünü savunuyormuş gibi görünerek aslında onu bir alt sınıfa yerleştirme gayreti taşır.

 

Sanatçının sıra dışı ve özgür olması ile ilgili tartışmada belirleyici olan temel ilke nedenselliktir. Sanatçının özgürlüğü değil; eserin özgürlüğü ön planda düşünülmeli ve asıl o eseri yaratırken yürünen “yol” özgür olmalıdır. Yoksa zaafların ve egonun sınırlanamaz tuzağına düşmek kaçınılmazdır.

 

Arkasında özgün bir yaratım, farklı bir akıl yürütmenin olmadığı kavrayış, derinlikli bir söyleyişe hizmet etmeyen bir ifade olmayacaksa sanatçının özgürlüğü neye yarayacaktır? Yalnızca ona istediği gibi davranma hakkı tanıyarak sorumsuzluklarına kalkan mı olacaktır?

 

Hiçbir gerçek sanatçı kendi özgürlüğünü talep etmemiştir. Onun adına hep halk talep etmiştir. Sanatçı hep kendi ifadesini çoğaltmanın ve gerçekleştirmenin kavgasını vermiştir. Onun ayrıcalığı hep içsel olarak duyduğu aşkın bir huzur olmuştur. Sıradan insan, bu ayrıcalığı yakalamak için “sanatçı” iddiasıyla hep “özgürlük” ve “sıra dışılık” talep etmiştir. İşte bunun için de sanatçının sınandığı asıl “ahlak”, ortak insanlık ülküsüne duyduğu inanç ve gerçekle kurduğu ilişki biçiminde saklıdır.

 

Aydınlık.com.tr

T.Murat Demirbaş

 

Tarih:
Diğer Haberler