YAZAR
Geçtiğimiz günlerde, Libya’ya boya ve insani yardım taşıyan ticaret gemimiz, İrini Operasyonu unsurlarından Hamburg isimli Alman fırkateyni tarafından durdurularak, Türkiye’nin izni alınmadan gemiye helikopterle inen askerler tarafından zorla arandı. Bu hukuk dışı uygulamaya dair Milli Savunma Bakanlığı, “Bu tür kabadayılıkların, başka uygulamalara örnek olacağı unutulmamalıdır” şeklinde sert bir uyarı yaptı. Tüm bu gelişmelerden sonra bu girişimi gerçekleştiren İrini Operasyonu nedir, nasıl başlamıştır?
İrini Operasyonu Nedir?
Avrupa Birliği, 30 Mart 2020 tarihinde, sözde Libya’ya yönelik silah ambargosunu denetlemek için İrini Operasyonunu başlattı. Ancak esas olarak Libya ve Türkiye’ye karşı kurgulanan bu operasyon Doğu Akdeniz’de üstünlük kuran Türkiye’yi saf dışı bırakmak için başlatıldığı tartışmasız bir gerçek. İrini Operasyonuna karşı AB fonlarından yararlanabilmek ve operasyondan nemalanmak için ses çıkarmayan ülkeler olduğu gibi, operasyonun taraflı ve yasa dışı olduğunu bilerek tepki gösteren Libya ve Türkiye’de var elbette.
Avrupa Birliği’nin bu operasyonu yapmasındaki esas amaç ise Türkiye ve Libya’nın hattını denetim altına almaktır. Dikkat edilirse, sözde Avrupa’ya düzensiz göç hareketinin engellenmesi adıyla kurulan fakat özde Doğu Akdeniz’de AB’nin sopa gösterme aracı olan Sophia Operasyonu bitirilip hemen ardından bu operasyon başlatıldı. Yani bu operasyon esas olarak Sophia’nın devamı niteliğini taşıyor. Fakat şöyle bir farklılık var; bu operasyonun Yunanca kelime anlamı “barış”. Avrupa Birliği, Yunanistan’ı daima avuç içinde tutmak amacıyla, böyle ufak hamleleri yeterli buluyor. Operasyonun anlamı barış olsa da ortaya çıkan uygulama aynı değil. Bu operasyonu destekleyen Fransa’nın ve ABD’nin Libya’yı parçalama girişimleri, uygulamanın haksızlığını tekrar önümüze koyuyor. 2011’de parçalamaya kalktıkları Libya’da, şimdi barışı getirecek olmaları mümkün mü? Emperyalist Batı bloğu her zamanki yalanlarına sarılıyor. “Barış”, “Demokrasi”, “Özgürlük” götürmek sahnenin görünen yüzü, fakat perdenin arka tarafında kin, nefret, fitne, fesat ve savaştan başka bir şey görünmüyor.
AB tartışmasız olarak Libya’da taraftır. İrini Operasyonu da söylenildiği gibi tarafsız değil taraflıdır. Amaç, Libya’nın tamamına silah sevkiyatını durdurmak ve bu yöntemle barışı tesis etmek değil, ABD’nin açıkça desteklediği Hafter’e karşı kahramanca direnen Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin yenilgisini sağlamaktır. Dolayısıyla amacı silah ambargosu koymak değildir, Ulusal Mutabakat Hükümetine diz çöktürmektir. Senaryo Hafter’in, Libya’da zafer kazanarak Akdeniz’de ABD, İsrail ve Yunanistan gibi Türkiye’yi hedef alan ülkelerin mevzi kazanmasıdır.
Bölgeye sözde barış ve istikrar getirme amacı ile başlayan bu operasyon, en çok da 27 Kasım 2019 günü Ulusal Mutabakat Hükümetiyle deniz sınırı anlaşması yapıp emperyalist emellere ket vuran Türkiye’yi hedef alıyor. Operasyon başladığından itibaren denetime tabi tutulan gemi sayısı beş. Bu gemilerden üçünün Türkiye’den hareket ettiğini biliyoruz. Türkiye'den Misrata'ya gitmek üzere hareket eden Panama bandıralı “MV Medkon Sinop” isimli kargo gemisi, 20 Ekim’de İrini Operasyonunda görevli Fransız Latouche-Tréville Fırkateyni tarafından, Türkiye'den Misrata'ya gitmek üzere hareket eden Suriye bandıralı “MV CaptAveda” isimli kargo gemisi, 24 Ekim’de Fransız Latouche-Tréville Fırkateyni tarafından ve son olarak Türkiye’den Misrata’ya gitmek üzere hareket eden Türkiye bandıralı “Roseline A” genel kargo gemisi, 22 Kasım’da Alman Hamburg Fırkateyni tarafından uluslararası hukuka aykırı bir şekilde denetlendi. En son yaşanan krizde ise saat 17.44’te izin verilmemesine rağmen, 18.00’de gemiye çıkan Alman fırkateyninin silahlı timi, 16 saat boyunca tüm personele suçlu muamelesinde bulunarak dünyaya bir mesaj vermek istedi.
İşte bu gelişmelerin gösterdiği neticeler doğrultusunda, denilebilir ki sözde medeniyet temsilcisi Batı bloğu 1876 yılında yasaklanan korsanlığı barış ve demokrasi sosuna bandırıp uygulamaktadır.
Emperyalist batı, Doğu Akdeniz’de yıllardır yaptığı tatbikatlar ile Türkiye’ye gözdağı vermeye çalışmaktadır. Noble Dina, Nemesis, MilleniumChalange, İrini gibi operasyon ve tatbikatların Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki haklarından mahrum etmek, Türkiye’yi kara sınırlarına hapsetmek ve denizlerin getirdiği ekonomik, askeri, turistik, siyasi vb. bütün haklardan alıkoymak için düzenlendiği apaçık ortadadır.
“Türkiye Haklarından Taviz Vermeyecek”
Türkiye’nin 2014 baharında Silivri zindanlarının yıkılmasıyla başlayan, askeri operasyonlarla devam eden vatan savaşının bugün en önemli noktalarından birisi Doğu Akdeniz olmuştur. Dünya üzerinde yaşanan enerji savaşlarının merkezi haline gelen Mavi Vatanımız Türkiye’nin bağımsızlık yolundaki büyük bir cephesidir. Mavi Vatanımızın geleceği, Türkiye’nin geleceğinde tayin edicidir. Ülkemizin ekonomik, askeri, toplumsal, siyasal her alanda geleceği mavi vatandadır.
Emperyalizm ile savaş Mavi Vatanımızı yeniden keşfetmemizi sağlamıştır. Atlantik’le bağlarını koparan, komşularıyla ve diğer Batı Asya ülkeleriyle ortak çözümler geliştiren Türkiye bu kopuşun bir sonucu olarak denizcileşmektedir. Libya ile yapılan deniz sınırı anlaşması, denizcilikte MİLGEM’in ve ASELSAN’ın yürüttüğü yerli ve milli atılımlar, yapılan askeri tatbikatlar, her gün bir yenisi eklenen NAVTEX’ler ve sismik araştırma faaliyetleri gibi kararlı adımlar Türkiye’nin Mavi Vatandaki haklarından taviz vermeyeceğinin göstergesidir. Nitekim son Milli Güvenlik Kurulu toplantısından çıkan sonuç da Türkiye’nin ne Mavi Vatan'da ne de diğer bölgelerde emperyalistlere göz açtırmayacağı gerçeği olmuştur.
Avrupa Birliği’nin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Türk kargo gemisini alıkoyarak korsanlık yapması, Türkiye’yi korkutmaz. Aksine cesaretlendirir, harekete geçirir. Libya’ya dair ambargoya dönüşen İrini Operasyonu gibi sözde “barış” harekâtlarının karşısında da elbette taviz vermeyeceğiz.
Emperyalizm bütün kara parçalarında olduğu gibi, Doğu Akdeniz’de de yenilmektedir. ABD ve İsrail’in hayalini kurdukları terör devleti, Doğu Akdeniz’in sularına gömülmeye mahkûmdur.
Ali Özgür
TGB Muğla İl Yöneticisi
tgb.gen.tr