YAZAR
‘’Futbol hiçbir zaman sadece futbol değildir.’’
Simon Kuper’in bu sözünü defalarca duymuşuzdur. 100 yılı aşkın süredir ülkemizde oynanan ve bir oyundan her zaman daha fazlası olan futbol da Türkler için aynı şekilde hiçbir zaman sadece futbol olmamıştır. Futbol bir tutkudur. Tutku olmasının diğer spor branşlarından farklı algılanmasının tarihsel bir nedeni var. Futbol, 20. yüzyılın başlarında işgal altındaki Türk topraklarında milletimizin emperyalizme karşı verdiği mücadeledir. O dönemki futbol takımları oyuncularıyla birlikte hem saha içinde kazandıkları zaferlerle halka moral olmuş hem de bizzat cephede savaşmışlardır. Futbolcuları cephede şehit olduğu için maçlara eksik çıkan birçok Türk takımı vardır. İttihat Terakki bu nedenle bu oyuna büyük önem vermiştir. Özellikle İstanbul ve İzmir’de kurulan futbol kulüpleri bizzat İttihat Terakki’nin öncülüğünde kurulmuştur. İttihatçı maarif nazırı Necati Bey İzmir’de kendi odasını Altay’a vermiş ve Altay da İttihatçı kulübü olarak tarihteki yerini almıştır. İstanbul’da ise İttihat Terakki’nin Hicaz yolları genel müdürü Hulusi Bey Fenerbahçe’ye Kuşdili’ndeki lokalini vermiştir. (1) Bu amaçla İttihat Terakki sadece Türk kulüplerine maddi destek olmuyor aynı zamanda milli mücadelenin örgütlenmesini ve halkın bilinçlenmesi doğrultusunda futboldan da faydalanıyordu.
MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA TÜRK FUTBOLU
Türkiye’de futbol ilk defa 1890 yılında İzmir’in Bornova ilçesinde oynandı. Futbolu bu topraklara getirenler Lafontaine ailesinin çevresinde toplanan İngiliz gençleriydi. (2) Zamanla azınlıklar arasında yaygınlaştı. İttihat Terakki’nin iktidara gelmesiyle Müslümanlar arasında da oynanan bir oyun haline geldi. 1908 Hürriyet Devrimi Türk gençliğini her alanda ateşledi. Artık spor yapan, milli köklerine bağlı bir gençlik vardı. Türk gençliği zincirlerini kırmıştı. Milli mücadele öncesi dönemde hal böyle iken milli mücadele yıllarında durum daha farklıydı. Futbol oynayan gençlik yerini aynı zamanda savaşan da bir gençliğe bıraktı. Sorumlulukları artmıştı. Toprakları işgal altındaydı. Toprakları işgal altındayken sadece futbol oynamak Hürriyet Devrimi’ni gerçekleştirmiş bir gençliğe yakışmazdı. O dönemde kurulan takımlar da hem sahada hem saha dışında bu ruhla mücadele ettiler. İşgalci takımlara atılan goller yeri geldiğinde cephede düşmana sıkılan kurşuna dönüştüler.
İSTİBDAT DÖNEMİ VE ALTAY’IN KURULUŞU
II. Abdülhamit dönemi her alanda olduğu gibi futbolda da baskıcı bir dönemdi. Azınlıkların ve İngilizlerin futbol oynaması serbest fakat müslüman Türklerin futbol oynaması yasaktı. Türkler yabancı isimler alarak birçok kez Siyah Çoraplılar (Black Stocking FC) gibi futbol kulüpleri kurmuş fakat daha sonraları bu futbol kulüpleri kapatılmıştır. Baskıcı rejim 1908 Hürriyet Devrimi’ne kadar devam etmiştir. İttihat Terakki’nin gerçekleştirdiği ihtilalle futbol Türkler için de artık serbestçe oynanabilir bir spor haline gelmiştir. Bu tarihten itibaren Türk kulüplerinin sayısı artmış peşi sıra kulüpler kurulmaya başlanmıştır.
Bu Türk kulüplerinden biri de İzmir’de Celal Bayar’ın öncülüğünde kurulan Altay’dır. 1913 Yılı sonunda İzmir'e gelen Celal Bayar İttihat Terakki Cemiyetine katmak için Altay'lı gençleri davet etti ve 1914 yılının 16 Ocak tarihinde Altay resmen kurulmuş oldu. (3) 16 Ocak’ta kurulan kulüp başta Altay İdman Yurdu adını aldı. Devrin valisi Rahmi Bey, Vasıf Çınar Beyle ile Necati Beye "Şark İdadisi" isminde bir okul açtırdı. Amaç, Rumların ve diğer azınlığın etkinliğini kırmaktı. Yunan, Ermeni ve İtalyan takımlarıyla yaptığı maçlarda başarılı sonuçlar aldı. Celal Bayar ayrıca Şark İdadisi’nde faaliyet gösteren Altay’ın kuruluşunda maddi destek de olarak kulübün büyümesinde önemli rol oynamıştır. Artık İzmir’de Karşıyaka’dan sonra Türklerin futbol oynayabileceği ve daha da önemlisi işgal altındaki topraklarımızda direnişin sembolü olacak, halkı kenetleyecek bir kulüp daha ortaya çıkmıştı. 1914 yılında kurulan bu kulüp sadece bir futbol kulübü değil hürriyet kıvılcımını ateşleyen, milliyetçilik ruhuyla sahaya çıkan ve bu ruhla mücadele eden, Kurtuluş Savaşı'nda destan yazan, Cumhuriyet devrimlerinin yüz yılı aşkındır yılmaz savunucusu olan ruhtu. Altay’ı anlatacaksak müzesinde yer alan kupalarla değil babaların oğullarına bırakacağı en büyük miras olan İttihatçılıkla harman hale gelmiş Altaylılıktan söz edilebilir.
NEDEN ‘’BÜYÜK’’ ALTAY?
Her takımın taraftarları tarafından uygun gördükleri özel isimleri vardır. Bu isimler takımların taraftarları için ne anlama geldiğini anlatır. Altaylılar takımlarına ‘’Büyük Altay’’ demektedir. Bu büyüklük tarihinden gelmektedir. İzmir’in işgali öncesinde Rum, Ermeni, Türk ve Levantenler arasında rekabet dengeli bir şekilde sürmekle birlikte esas olarak Altay’ın üstünlüğünden az da olsa söz edilebilir. (4) Fakat bu üstünlük işgal sonrasında azalmış hatta Karşıyaka ve Altay kulüpleri kapanma noktasına dahi gelmişlerdir.
İzmir’e baktığımızda o dönem için azınlıkta olan Rumların daha baskın olduğunu görürüz. Bunun nedeni İzmir’in işgal altında olmasıdır. Rumlar her yerdedir. Bunu kırmak için İttihat Terakki futbolu da kullanmıştır. Altay’ın da diğer kulüplere göre İzmir’in millileşmesi projesindeki karşılığı daha fazladır. Altay daha sistemli ve organize bir kulüptür. Bunun nedeni İttihat ve Terakki Partisi’nin açıkça kulübe maddi ve manevi desteğidir. Ayrıca İzmir halkında ciddi bir taraftar kitlesine de ulaşmıştır. Çünkü İzmir’in milliyetçi halkı kendi takımlarının sportif başarılarıyla gururlanmış bu gurur taraftar sayısında artışa neden olmuştur.
Altay’ın sportif başarılarına bakarsak ülkemizin en başarılı kulüplerinden biri olduğunu görmekteyiz. İzmir Mahalli Ligi ve Ege TSYD turnuvalarında en fazla şampiyon olan kulüptür. Tarihi boyunca birçok kez Türkiye Kupası’nda final oynamış ve bu kupayı Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın ardından kazanan ilk kulüp olmuştur. Altay şimdiki adı Avrupa Ligi olan, UEFA Kupası'nda ülkemizi ilk temsil eden takım olma unvanına sahiptir. Türkiye Süper Ligi'nde en uzun süre yer alan beşinci takım olma unvanı da siyah-beyazlı ekibe aittir. (5)
Aradan geçen yılların ardından Altay, TFF 1. Lig’den Süper Lige çıkma başarısı gösteren üçüncü takım olmuştur. Altay ait olduğu yerde. Süper Lig’e hoşgeldin İttihat Terakki’nin takımı. Hoşgeldin BÜYÜK ALTAY.
İbrahim Çoğaşlıoğlu
TGB İzmir İl Yöneticisi
KAYNAKÇA
1.https://t24.com.tr/k24/yazi/ittihat-ve-terakki-nin-kanatlari-altinda,2939
2.Prof. Dr. Kurthan Fişek, TÜRKİYE SPOR TARİHİ, İstanbul,1985, Gerçek Yayınevi,47.
3.https://www.turkcebilgi.com/altay_spor_kul%C3%BCb%C3%BC
4.https://ataturkilkeleri.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2018/11/9_Fehim-Kuruloglu.pdf
5.https://tezarsivi.com/altay-spor-kulubu-tarihi