YAZAR
Diyarbakır’ın kahraman emniyet müdürü A.Gaffar Okkan 1952 yılında Sakarya Hendek'te dünyaya geldi. Polis Koleji, Polis Akademisi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olan Okkan; sırasıyla İzmir, Şanlıurfa, Eskişehir ve son olarak kardeşliğin simgesi haline geldiği Diyarbakır’da görev aldı. Daha Diyarbakır'da göreve başlamadığı zaman bile Diyarbakır halkının terör örgütü PKK ve Hizbullah tarafından ezildiğini, zulme uğradığını biliyordu. Görevi alır almaz halkı ve şehri tanımak için Diyarbakır’ı gezmeye çıktığında; iki polis memurunun uygunsuz davranışlarına şahit oldu ve telsizden kendisiyle özdeşleşen o sözleri söyledi:
"3310, ben Ali Gaffar Okkan. Diyarbakır halkına eziyet edeni yakarım."
İşte Diyarbakır halkı onu bu sözlerle tanıdı. Terör baskısından ve zulmünden yılmış Diyarbakırlıların “Gaffar Baba”sı olurken parolası bu cümleydi Okkan’ın. Görev yaptığı süre boyunca her zaman insanların güvenli bir yaşam sürmesi için çalıştı. Okkan’ın gelişiyle Diyarbakır’da endişe ve kaosun yerini huzur ve kardeşlik iklimi aldı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde bir ilke de imza attı: kadınları polis memuru olarak atayıp trafiğin kontrolünü onlara emanet etmiştir. Okkan hayırseverlerden ve meslektaşlarından topladığı yardımlar ile ihtiyaç sahibi ailelere, yaşlılara destek oldu. Onun sayesinde çocuklar sokakta çalışmak yerine okulda eğitim gördü ve spora, sanata atılmaya başladı.
Sürekli halkla, esnafla iç içe olan Gaffar Okkan bu sayede onların sıkıntılarını, dertlerini yakından dinleme fırsatı buluyordu. Bu da sorunların üstesinden kolaylıkla gelmesini sağlıyordu. Gaffar Okkan’ın Diyarbakır'da halkla bu kadar ilgilenen, onların sorunlarını kendi sorunları gibi gören bir emniyet müdürü olması, halkın sevgisini, güvenini kazanmasını ve halkla bütünleşmesini sağlamıştır.
Gaffar Okkan’ın Diyarbakır’daki mücadelesi sadece bunlarla sınırlı değildi, asıl mücadelesi PKK, HİZBULLAH ve GLADYO’YA karşı verdiği savaştır.
Okkan PKK’nın bölgeye egemen olmasına izin vermemiştir, PKK’nın uyuşturucu tacirliği yapıp oradaki gençliği uyuşturucu ile zehirlemesine, çocukların kandırılıp ailelerinden koparılmasına izin vermemiştir. Özellikle Diyarbakır’ın geleceği olan çocuklar ile yakından ilgilenmiştir, güvenliklerini bizzat kendisi üstlenmiş, düzenli olarak eğitimin içinde olmalarına özel önem vermiştir. Hatta beyaz ve maviye boyadığı iki küçük otomobilinden birini yaşlılara yardım etmesi için diğerini ise kayıp çocukları bulup ailelerine teslim etmesi için kullanmıştır.
Birlik ve Kardeşliğe Hain Suikast
Gaffar Okkan Diyarbakır’ı o kadar kısa sürede değiştirmişti ki bölgede PKK, Hizbullah ve Gladyo’nun etkisini yok denecek kadar azalmıştır. Aldığı üst düzey önlemler ile halk huzur içinde yaşıyordu ve devlete olan güven her geçen gün artmıştır. Bundan rahatsız olan, Okkan’ın başardıkları karşısında köşeye sıkışan PKK-HİZBULLAH-GLADYO terör üçlüsü Diyarbakır’da tekrar hakim olmanın yollarını arıyordu. Diyarbakır’ı tekrardan etkileri altına almak ve hakim olan birlik havasını bozmak için artık Diyarbakır’daki huzurun simgesi haline gelen Gaffar Okkan’ın önlerinde engel olduğunu biliyorlardı.
Ve o kara gün geldi. 24 Ocak 2001 günü saat 17.41 sıralarında Valilik binasına doğru seyir halindeyken ,Sezai Karakoç bulvarında Gaffar Okkan ve beraberindeki ekip hain bir pusunun ortasında kaldı, aracı tarandı ve araçtaki polis Mehmet Kamalı, Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş ve Selahattin Baysoy da Gaffar Okkan ile birlikte şehit oldular. Diyarbakırlılar bu haberi derin bir üzüntü ve şaşkınlık içerisinde öğrendiler.
Diyarbakır halkının Gaffar Okkan'ı ne kadar çok sevdiği cenazesine katılan binlerce kişiden ve onun için söylenen şu dizelerden de anlaşılıyor:
"Baş koymuşuz Gaffar Okkan yoluna
Şehit düştü Diyarbakır uğruna Gaffarım
24 Ocak gecesi öldürdüler hepimizi
Yeni doğan bebelere verdiler ismini
Caddelere sokaklara astılar resmini"
Gaffar Okkan Ölmedi, Türk Milletinin Birliğinde Yaşayacak
Dizelerden de anlaşılacağı üzere Gaffar Okkan Diyarbakır halkı için bambaşka bir insandır. Sadece Diyarbakır için de değil aynı zamanda Türk Milleti için de örnek teşkil edilecek biridir. Bugün Doğu ve Güneydoğu’muzda terör örgütü PKK’nın ezildiği, HDP binalarının Diyarbakır Anneleri tarafından kapatıldığı, devlet-millet beraberliğiyle terörün üzerine gittiğimiz koşullarda; hepimiz Gaffar Okkan olacağız.
Bir devlet adamı için halkla bütünleşmek, sorunları onlarla beraber aşmak, onlardan biri olmak kolay değildir; Gaffar Okkan ise bunun müstesna bir örneğidir.
Bugünün devlet yöneticileri için de örnek bir şahsiyettir. Anadolu topraklarının “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesi, çağımızda Gaffar Okkan gibi devlet adamlarımızda hayat bulmuştur.
Bize burada düşen görev ise Türkiye’nin yönetici adayları, gelecek 40 yılı sigortalayan gençler olarak Gaffar Okkan gibi olmaktır, halkın yanında ve içinde olmaktır. Bugün ülkemize yönelen emperyalist tehditlerden korkmayarak başı dik bir şekilde mücadele etmektir. Bizi sığdırmaya çalıştıkları kalıpları yıkarak Türk gençliğinin gücünü göstermek, birlik ve kardeşlik bayrağını göndere çekmektir. Diyarbakır’da ve Güneydoğu’muzda çığ gibi büyüyen TGB, Gaffar Okkan mirasını geleceğe taşımaktadır.
Mehmet Fırat Kırboğa
Ankara Üniversitesi Düşünce ve Kitap Topluluğu Sekreteri