YAZAR
‘’Sağlık alanında 'sakatlık' bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir insana oranla bir işi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumu.’’ Bu tanım dünyanın en büyük azınlığı kabul edilen engellileri ifade etmektedir. OECD-AB ve Türkiye verilerine göre dünyada 1 milyar engelli bulunmaktadır. Bu sayı ülkemizde ise resmi olmayan rakamlara göre %13 düzeyinde yani yaklaşık 9 milyon civarında olduğudur. Sayı bu denli fazla olduğunda şöyle bir soru akla geliyor: Bu engelliler tam olarak nerede? Cevabı ise oldukça üzücü. Engelli bireylerin büyük bir çoğunluğu evlerinde, istihdamın ve sosyal hayatın dışındaki bir dünyada yaşamlarını sürdürmektedir. Çok erken yaşta okulu bırakmak zorunda kalıyorlar. Ülkemizde ilkokuldan sonra engelli bireylerin okulu bırakma oranı %60 dolaylarında. Üniversiteyi tamamlama oranları ise sadece %6.8. Eğitim hayatı neredeyse olmayan, evlerinde bakıma muhtaç olarak yaşamını sürdüren 9 milyon vatandaşımızın engellerini kaldıralım. Kimseye muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürmelerini ve hayatın içinde normal bir yaşam sürmelerini sağlayalım.
İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN
Şeyh Edebali: ‘’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’’ der. Bu anlayışa sahip binlerce yıllık devlet geleneğimizde bugün ciddi eksiklikler mevcut. 9 milyon vatandaşımızın tam olarak özgürce yaşadıklarını söylemeyiz. Sorunlarının başında yaşadıkları ayrımcılık, erişebilirlik, eğitim, istihdam, ulaşım ve sağlık gelmektedir. Kamu yatırımları az ve Türkiye’de 2012 yılı itibariyle sadece 410 bin engelli birey engelli yardımlarından düzenli olarak yararlanıyor. Bununla birlikte ulaşımda engelliler için ayrılan park alanlarına engelli olmayan vatandaşlarımız tarafından kendi araçları koyuluyor, engelli rampalarının sayısı az, görme engelliler için braille alfabe ile yazılmış kabartma yazılar az, engelli asansörleri yetersiz. Bunlar engelli bireylerin normal bireylere göre erişimini azaltan akla ilk gelecek sorunlar. Elbette sorunlar bunlarla sınırlı değil, sayısı kat ve kat fazla. İşyerleri ise tüm engelleri aşan bir engelli yerine normal bir vatandaşı iş yerine almayı tercih ediyor. Bu sorunun çözümü için her işyeri için devlet tarafından engelli birey çalıştırma zorunluluğu ve teşvik olarak fazladan ücret verilebilir. Mevcut kanunlar daha sıkı denetlenebilir, hayata geçirilmesi sağlanabilir. Engelli bireylerin sorunlarını çözdüğümüzde fark edeceğiz ki engelli vatandaşlarımız kimseye muhtaç değil. Engellerini ortadan kaldırdığımızda ülkemize en az normal vatandaşlarımız kadar katkı sunacaklar ve istihdamda tam olarak yer alacaklardır.
PEKİ ÇÖZÜM NE?
Engelli vatandaşlarımızın sorunları ortada. Yaşamlarını normal bir vatandaş gibi özgürce yaşayamıyorlar. Bu durum, Cumhuriyetimizin eşitlik ilkesine ters bir durum. Cumhuriyet insanımızı eşit kıldı. Kimse kimseden üstün değil, herkes eşit haklara sahip. Fakat engelli vatandaşlarımızın önündeki engelleri kaldırmadığımız müddetçe bu ilkemizi çiğnemiş oluyoruz. Öncelikle Türkiye’de yasalar var fakat uygulanmıyor. Engelli bireyler için kanunlarımız anayasamızda yer alırken, bunların hayata geçirilmesinde sorunlar yaşanıyor. Bu yasaların uygulanmasını sağlamalıyız. Uygulanmadığı takdirde caydırıcı cezalar kullanabiliriz. Tek tek çözüm önerilerini sıralamadan önce bilinçlerimizdeki önyargıları yıkmak gerekmektedir. Engellilerin birçok işi yapabileceğini ve bu işlerde en az engeli olmayan vatandaşlarımız kadar başarılı olacaklarını unutmayalım.
Engellilere ayrılan kamu bütçesi artırılmalı, alacakları eğitim ve yardımlar devlet tarafından ücretsiz sunulmalıdır. Kamuya ait özel eğitim kurumu artırılmalı, bu alanda çalışacak öğretmenlerin yetiştirilmesine daha fazla önem verilmelidir. Bu öğretmen ve okullar tüm ülkemize eşit oranda dağıtılmalıdır. Erken yaşta tanı konulması için halkımız bilinçlendirilmeli ve bu tanıyı almış vatandaşlarımız ömür boyu destek almalıdır. Toplumsal yaşam; yollar, binalar engelliler için düzenlenmelidir. Şehirlerimiz engelli dostu şehirler olmalıdır. Evlerinden çıkmaları ve sosyalleşmeleri için sosyal aktivite sayısı artırılmalıdır. Bunlarla birlikte en önemlisi engellilerin iş hayatında daha fazla yer edinmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır ve yeni istihdam alanları açılmalıdır.
BAŞARININ ÖNÜNDE HİÇBİR ENGEL DURAMAZ
Her insan birer engelli adayıdır. Kimi doğuştan, kimi ise sonradan engelli olabilir. Fakat bu durum başarısız bireyler olacakları anlamına gelmez. Tam aksine bir çok defa örneğini gördüğümüz üzere eksiklikleri bu bireylerin başarılı olmalarını sağlamaktadır. İşte o isimlerden bazıları;
● Beethoven: Beethoven 9 yaşındayken işitme problemleri yaşamış, 25 yaşında ise tamamen sağır olmuş dünyanın tanınmış en büyük bestecilerindendir. Eserlerini oluştururken sağır olması müzik hayatını hiçbir şekilde etkilememiş bununla birlikte dünyaca ünlü 9. senfonisini sağır döneminde bestelemiştir.
● Cemil Meriç: Beethoven gibi görme yetisini kaybeden ünlü yazar özellikle kör olduğu 38 yaşından sonra oluşturduğu eserlerle en etkin yıllarını geçirmiştir.
● Jim Abbott: Sağ eli olmadan dünyaya gelen Abbott çocukluğundan beri hayran olduğu beyzbolda dünyaca ünlü bir isim olmuştur. Amerika’nın en ünlü takımlarından California Angels, Chicago White Sox ve New York Yankees’de oynadıktan sonra emekli olmuş ve hayatına bugün menajer olarak devam etmektedir. Jim Abbott 1986 yılında ülkesi Amerika ile olimpiyatlarda altın madalya kazanmıştır.
● Thomas Edison: Yaklaşık 2500 buluşun mucidi Edison’u ampulü bulan bilim insanı olarak tanımaktayız. Edison işitme engelli bir isimdir. Ampulü bulurken defalarca başarısız olan Edison’un inancı tüm insanlara örnek teşkil etmektedir.
● Aşık Veysel Şatıroğlu: 6 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı ile kör olan Aşık Veysel, Türk milletinin yetiştirdiği en önemli ozanlarımızdan biridir. Babasının oyalansın diyerek aldığı sazının sesi bugün hala yüreklerimize dokunmaktadır.
● Oscar Pistorius: 11 aylıkken 2 bacağını da kaybeden dünyaca ünlü atlet Pistorius olimpiyatlarda koşan ilk engelli atlet olmuştur. Bununla birlikte 100, 200 ve 400 metrede dünya şampiyonlukları bulunmaktadır.
● Batuhan Eruçar: Beyin felci olarak bilinen serebral palsili olan Batuhan Eruçar okul hayatına 1 yıl geç başlamıştır. Nedeni ise rahatsızlığı nedeniyle hiçbir okulun Batuhan’ı kabul etmemesidir. Batuhan Eruçar’ın ailesine çocukluk yıllarında doktoru yüzmesi tavsiyesinde bulunmuştur. Bugün 27 yaşında olan Batuhan yüzme sporu ile 120 madalya, sayısız plaket ve uluslararası ödülün sahibi oldu. İçlerinde aldığı en değerli ödül ise Çanakkale Anzak Koyu Uluslararası Yüzme Yarışına tek engelli olarak katılıp Çanakkale Boğazı’nı binlerce kişiyle birlikte geçtikten sonra birinciliği açık ara almış olması olarak açıklıyor.
● Kanatsız Melek: Sümeyye Boyacı: İki kolu olmadan dünyaya gelen Sümeyye, aynı zamanda kalça çıkıklığına da sahiptir. Yaşadığı hiçbir sorun onun tüm Türkiye’nin tanıdığı bir isim olmasına engel olmamıştır. 2008 yılında yüzmeye başlayan Boyacı S5 engelli sınıfında; serbest, sırtüstü ve kelebekleme dallarında yarışmaktadır. 2019 Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası'ndaki 50 m sırtüstü S5 kategorisinde gümüş, 2018 Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası'ndaki aynı kategoride altın madalya kazandı; 2022 Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda 50 m sırtüstü S5 kategorisinde ise dünya şampiyonu olmuştur.
KAYNAKÇA
● https://ey-der.com/ana-sayfa/turkiye-ve-dunyada-engelliler/
● https://bianet.org/bianet/toplum/169796-5-maddede-engelli-sorunlari
● https://www.engelli.com/engelli-kisilerin-yasadigi-sikintilar-nelerdir/
● https://www.yenialanya.com/haber/3811552/engellilerin-sorunlarina-genel-bakis-ve-cozum-onerileri
● https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/engelli-bireylerin-istihdami-36382
https://www.aydinlik.com.tr/haber/engelliyi-engellemeyin-yeter-197667
● https://listelist.com/engelli-basarili-insanlar/
● https://www.trthaber.com/haber/yasam/engelleri-asan-3-gencin-ilham-veren-basari-hikayesi-535696.html