Gelecek Hasretinde Mahalle Sıcaklığı

Bu mahallede zaman bir başka akar. Ara sokaklarında top oynamaktan kan ter içinde kalmış çocuklar var...

Gelecek Hasretinde Mahalle Sıcaklığı

YAZAR

Bu mahallede zaman bir başka akar. Ara sokaklarında top oynamaktan kan ter içinde kalmış çocuklar var. Akşam ezanından sonra fırça yememek için maçı bitirmeye çabalıyorlar. Motivasyon yüksek, heyecan büyük. Bu sefer kesin kazanacaklar. Kaldırımda gözleri çakmak çakmak, hayali pilot olmak olan bir çocuk. Babasının karne hediyesi olarak aldığı gıcır gıcır bisikleti “Bir tur atabilir miyim?” diyen arkadaşına gülerek veriyor. Mihri, annesinin hazırladığı salçalı ekmeği bölerek çöp kutusunun yanında duran kediye zorla yedirmeye çalışıyor. Mahallede bir tek Barış’ın bilgisayarı var. Üç dört kişi toplanmış hepsi bir oyunu oynuyor. Arkadan Murat durmadan taktik veriyor. 3 katlı apartmanın girişinde oturan Fatma teyze dün akşam televizyonda izlediği Kemal Sunal filmini komşusuna anlatıyor. Filmde “Hayatta en sevdiğim şey nedir?” diye soran sunucuya, büyük oyuncu “Ailem, yurdum, milletim ve mahallem.” diye cevap veriyor. Mustafa, sevdiği kıza nasıl açılacağını utana sıkıla arkadaşına soruyor. Az öteden tin tin gelen Hatice Teyze’nin elindeki pazar poşetlerine mahallenin çocukları yapışıyor. “Biz taşırız teyze.” Hatice Teyze çocukları eli boş göndermiyor, hepsine birer meyve veriyor. Sonra da tembihliyor “Vatana millete hayırlı evlat olun.” Ertesi sabah okul var. Sabah erken kalkılacak. Sonra hep bir ağızdan bağırarak okunacak: Varlığım Türk varlığına armağan olsun!

TGB, işte bu mahallenin sıcaklığında bir birliktir. Bugün çok az kişi en sevdiği şeyleri sayarken “mahallesini” hatırlıyor. Biz ise TGB içinde o mahalleyi yaşatıyoruz. O tertemiz kültürü geleceğe taşıyoruz. TGB’liler bu mahallenin sakinleri. şık olan, kavga eden, yediği ekmeği paylaşan, hayalleri olan, vazgeçmeyen, karakterli, başı dik insanlar… Onlardan herhangi birine sorduğunuzda en sevdiği şeyi, size vereceği cevap belli: Ailem, yurdum, milletim ve TGB.

TGB’lilerin yüreği bayram yeri gibi cıvıl cıvıldır. Hepsinin ciğeri ayrı yanar ama kalpleri ortak bir amaç için çarpar. Bu milletin geleceği yaratacak yüreği, ciğeri, canı, dili, eli TGB’den yetişir. Halk yüreğinde TGB’nin yeri niye ayrı diye soruyorum kendime. Her TGB’linin binlerce evi vardır, Türkiye’nin köyleri, mahalleleri, kasabaları, şehirleri… Her noktada ve bucakta. TGB’liyseniz yeriniz hazırdır. Çünkü milletimizin özlediği geçmişin kökleri var TGB’de, insanlarımız özledikleri mahallenin sıcaklığını hissediyor her TGB’lide. Geleceğe dair umutların, güvenin bir gençlik teşkilatında birleşmesi dünya ölçeğinde bir olaydır. Hele Türk milleti gibi büyük bir milletin güvenini kazanmak en büyük övünç kaynağımızdır.

Acılarla pişmiş, yedi ateşten geçmiş, vurulmuş ve kırılmış, ama boyun eğmemiş bir halkın, gülerek direnen ve neşeyi yaşama kılavuz eden bir milletin bütün özellikleri TGB’linin karakterinde yavaş yavaş işler. TGB’li bu büyük milletin evladıdır. Bazı mirasyediler çıkabilir, millete adanmayı gençlik hevesi olarak gören bazı heveskarlar da olabilir. Ancak TGB, bu millet için zorlukları gülümseyerek karşılayacak gençlik önderleri yetiştirir. Savaşlar içinden yetişen kadroları hatırlayın. Nasıl ki vatanın bağrına düşman dayadığında hançerini Talat Paşalar, Mustafa Kemaller, Tıbbiyeli Hikmetler ortaya çıktıysa TGB’liler de İkinci İstiklal Savaşımızın ateşleri içinde pişer.

Her teşkilatın bir amacı ve hedefi vardır. TGB’linin de yaratmak istediği bir Türkiye ve dünya vardır. O dünyayı yaratma iradesiyle her işe atılır. Dünyayı değiştirebileceğini bildiği için kendini ve çevresini dönüştürmeye çalışır. Ailesine, arkadaşlarına, öğretmenlerine, büyüklerine saygılıdır. Bir telefonuyla, bir güzel sözüyle karşısındakine enerji verir, mutluluk saçar. Arkadaşının yüreğine dokunur. Kelimeleri gülle tartar…
TGB’linin yüreği insan sevgisiyle çarpar. Dostlarının üzüntüsüne, mutluluğuna, heyecanına, sorununa ortak olur. Onlarla aynı kaderi paylaşır. Sınav haftasında sabahlayanların, kütüphanede uyuklayanların arasında TGB’liler de vardır.

TGB’li süper kahraman değildir. Bireysel kahramanlık peşinde koşmaz. Yanlışlar ve hatalar en büyük öğretmenidir. Hata yapmaktan çekinmeyen, Genç Türk devrimcilerinin cesaretine sahiptir. İnsana, doğaya, uçan kuşa ve yerde gezen karıncaya karşı sorumluluğu vardır. O sorumluluk insanı olgunlaştırır.

TGB bir okuldur. Kendini bir davaya adayanların, yola yoldaş olanların okuludur. Bu yolda öğrenilecek şey çoktur. Herkes birbirinin hem öğrencisi hem de öğretmenidir. En büyük öğretmen ise milletimizdir.

TGB’li Kartallı Kazım gibi mütevazi, Yakup Cemil gibi cesaretli, Enver Paşa gibi kararlı, Talat Paşa gibi teşkilatçı, Mustafa Kemal gibi bilinçli olmak zorunda olduğunu bilir. Ergenekon’dan beri demircilerin geleneği sürer, fedailerin evlatları aynı ananın karnından doğmasa da aynı soyu sürdürür.

TGB’li için hayat su gibi akıp geçmez. Bilir; ne yapacağını bilmeyen insan zamanın içinde savrulup dururken, ne yapacağını bilene zaman yetmez. Yaratıcıdır, üretkendir. Bir genç TGB’ye üye olduğunda ona yazma, çizme yani üretme görevi verilir. İnsan ürettiği kadar yaşar. Bu yüzden TGB’li hayatı dolu dolu yaşar.

Devrim sadece bir ekonomik modelin değil, insanın ve toplumun kendisinin değişmesidir. TGB, 15 yıllık tarihiyle müstesna bir değiştirici olduğunu ispatlamıştır.

Şimdi gururla, sevinçle, heyecanla 15. yaşımızı kutluyoruz. Binlerce TGB’linin emeğiyle 15 yılda Türkiye tarihine damga vuracak bir teşkilat yarattık, tecrübeler biriktirdik. Varlığımızı Türk varlığına armağan ettik. Ülkemizi aydınlık yarınlara taşımak için durmadan, yorulmadan çalışacağız. Nice 15 yıllarımızı Atatürk Türkiyesinde kutlayacağız. Atatürk gençliği görev başında!

Naci Önenköprülü
TGB Genel Başkan Yardımcısı
Akıl Fikir Kulübü Başkanı

Tarih:
Diğer Haberler