YAZAR
Ülkemizin içinde olduğu ekonomik krizi toplumumuzun bütün kesimleri derinden hissediyor. Televizyonlarda, evlerde, üniversitelerde, liselerde kısacası insanın olduğu her yerde bu ekonomik sistemin böyle gitmeyeceği üzerine görüş birliği var. Peki bu düzen değişecek ama nasıl? Bu düzenin yerine nasıl bir sistem gelecek? Bu sorular üzerine tartışmalar devam ediyor. Biz gençler de bu toplumun bir parçası olarak krizi en yakıcı haliyle hissediyor ve çözüm arıyoruz.
Ekonomik Sorunların Temelleri
Ekonomimiz yanlış politikaların sonunda bir çıkmaza girdi. İkinci dünya savaşından itibaren bir şekilde ayakta kalmayı başaran kamucu anlayış 1980’de ilan edilen 24 Ocak kararları ile beraber büyük oranda yara aldı. Ülkemizin koruma kalkanları indirilerek gelecek bütün dış müdahalelere karşı savunmasız bırakıldı. Üreticilerimiz kapitalist sistemin üzerinde bir yük olarak tanımlandı, üretimin dışına itildi. Küreselleşme yalanlarıyla ekonomimiz yabancı tekellerin insafına bırakıldı. Kendi kendine yeten, üreten, hızla kalkınma hamleleri gerçekleştiren Türkiye bu yeni düzende dışa bağımlı bir duruma geldi.
Bu durumdan en çok etkilenen kesimlerden biri de gençlik oldu. Yıllarca hayallerini kurdukları meslekleri yapamayan, iş bulamayan binlerce genç üretimden uzaklaştı. Bu hem gençliğin geleceğe karşı bakışına yansıdı hem de Türkiye çok büyük bir üretici potansiyelden mahrum kaldı. Bugün ülkemizde milyonlarca genç atıl bir şekilde üretim süreçlerine katılmayı beklemektedir. 15-24 yaş arası her 100 gençten 25’i iş gücünün dışarısında kalmaktadır. (Eğitim ve çalışma alanlarının dışında kalmaktadır) Önümüzdeki dönem üreten bir Türkiye için en büyük dayanak noktamız ve insan kaynağımız gençliktir. Gençliğin enerjisi, yetenekleri, bilgisi ve heyecanı ile içinde bulunduğumuz çözümsüzlük sarmalından çıkacağız.
Çözüm İçin Türk Gençliği Hazır
Üretmek için çalışmak gerekir. Biz gençler çalışmak ve üretim yapmak istiyoruz. Üretmek isteyen umutsuz olmaz, bizlerde o yüzden umutsuz değiliz. Ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamak için hazırız. Türkiye’de yaşanmaz, geleceğimiz karanlık, umudumuz kalmadı gibi söylemlerin de en büyük düşmanıyız. Gençliğin sorunlarını fırsata çevirerek her fırsatta bozguncu faaliyet yürütenlerin en büyük yanılgısı gençlikten aslında çok uzak olmalarıdır. Gençliği bireysel çıkarlar etrafında örgütlemek ve karamsarlığa sürüklemek isteyenlere izin vermeyeceğiz.
Bütün bu saldırılara karşın Türkiye’nin önündeki sorunları elbirliği ile çözüme kavuşturacağız. Ülkemizin birikimi, kaynakları, olanakları bu krizden çıkmak için yeterli. Türkiye “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” söylemlerinin de gösterdiği üzere bu olanakları fark etmiştir ve doğru adımları atma yoluna girmiştir.
Çözüm: Çalışmak ve Üretmek
Planlı, kamucu bir ekonomi için çalışacak ve çözümler üreteceğiz. Ülkemizin geleceği bizim geleceğimizdir. O yüzden geleceğimizi kendi ellerimizle kuracağız.
Bu doğrultuda 25 Aralık 2021 tarihinde büyük bir adım atacağız. 62 üniversite topluluğunun çağrısıyla, Ankara Hacettepe Üniversitesi Tunç Özgenalp Kongre ve Kültür Merkezi’nde, gençliğin sorunlarını tartışacağımız, çözümler üreteceğimiz, planlar çıkaracağımız “Çalışan Gençlik Üreten Türkiye” kurultayını topluyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından gelecek 1600 gençlik temsilcisiyle beraber gençliği gelecek sorunlarının çözümüne dair birleştiriyoruz.
TGB Genel Başkan Yardımcısı Doğa Dursun