Hastanelerin Aydınlık Yüzü Hemşirelik

Hastanelerin Aydınlık Yüzü Hemşirelik

"Hemşirelik ilerleyen bir sanattır. Durmak geriye gitmektir"                                                                                    FloranceNightingaleHemşire, bilgisini, becerisini vicdanıyla harmanlayan sağlık personelidir bana göre. Hastanelerin aydınlık yüzüdür! Ama en önemlisi vicdanlı insandır! Vicdanlı olmalıdır bir hemşire, insana insanca davranmayı bilmelidir! Bilgi sahibi olmalıdır, yaptığı ilacın ne olduğunu bilmelidir mesela! Araştırmacı olmalıdır bir hemşire; bilim sürekli yenilenir kendini tazeler, hemşire de aynı ivmeyle kendini tazelemelidir. Yeri geldiğinde yaratıcılığını kullanmalıdır bir hemşire, koşulsuzlukların içinden mucize yaratmalıdır! …olmalıdır, yapmalıdır, etmelidir!  Her meslekte olduğu gibi temel bazı sorumluluklar görevler bizi bekler. Ama yine her meslekte olduğu gibi koşullar mükemmel olmamıza fırsat tanımaz! Eğer bir de sağlık sektöründe bir mesleği gerçekleştirmeye çalışıyorsanız işiniz daha da zordur. Sağlıkçının yetersiz koşullarda çalıştığı ve sağılığın piyasalaştığı bir sistemde içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.Yukarıda belirttiğim gibi bir sürü fonksiyonu vardır hemşirenin fakat Türkiye’deki koşullarda bunlarının çoğunun neden olamadığına dikkat kesilmek gerekir!En temel sorun hemşirelik mesleğinde eğitim sorunudur. Ne yazık ki hala hemşirelik eğitiminde bir standart yoktur ülkemizde, sağlık meslek liseleri hala daha mezun vermekte ve bu hemşireler alanlarda çalışmaya devam etmektedir. Doğu düzgün teorik eğitim alamayan hemşireler sunulan hizmetin kalitesini düşürmekle birlikte ucuza çalıştırılarak emek sömürüsü yapılmaktadır. Teori neden önemlidir peki?Hemşire yaptığı ilacın ne olduğu, nasıl yapıldığını ve yan etkilerini bilmekle yükümlüdür. Bakım verdiği hastanın hastalığını ve bakımı nasıl vereceğini bilmelidir. En önemlisi de araştırma yapmayı ve kendini geliştirmesini bilmelidir.Mesele kurallar koyarak hemşirelere yapacakları ya da yapmayacakları şeyleri öğretmek değildir!  Hemşirenin eğitimle neyi nasıl yapacağını bilinç düzeyine çıkarmaktır! Uykusuz, yorgun ve gece çalışma, hemşirenin sadece kendi sağlığını ve güvenliğini değil, sunduğu hemşirelik bakımının amacından uzaklaşması ile sosyal ve etik değerlerini de olumsuz etkiler, değiştirebilir.Diğer bir sorun uzun çalışma saatleridir. Hemşirelerin en can yakıcı sorunudur belki de. Yapılan araştırmalar vardiyalı veya nöbet sistemiyle çalışmanın, bireylerin fizyolojik, psikolojik sağlıkları üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını ve bu durumun hem çalışanların hem de hastaların güvenliğini olumsuz etkilediğini belirtmektedir. Araştırmalar daha çok sağlık personelinin çoğunluğunu oluşturması yanında, hem kadınların çoğunlukta olduğu, hem de işleri dışında farklı rol, sorumluluklar yüklenen ve tükenmişlik sendromunun yoğun olarak yaşandığı bir meslek grubu olduğu için hemşirelere odaklanmaktadır. Özellikle iş doyumunda azalma ve tükenmişlik nedenlerinden birisi olarak görülen vardiyalı çalışma ve nöbetli çalışmanın etkilerinin araştırılması ve bu etkilerle baş edebilmek için gerekli önlemlerin alınması hemşireler ve yöneticiler için büyük bir önem taşımaktadır. (ILO, 2001)Mesleki doyumsuzluk!Aslında sorunlar sonucu oluşan bir durum demek daha kafa açıcı olacaktır sanırım. Bu durum; uygun olmayan koşullarda, uzun ve fazla süre çalışan, buna karşın sunduğu hizmetten ve sonucundan başarısızlık geri bildirimleri alan hemşire mesleki açıdan da kendini doyuramayacaktır. İş doyumsuzluğu hemşirenin sık sık çalışma yerini değiştirmesinin (hemşire sirkülasyonunun) temel nedenlerinden birisidir. Birçok çalışma hemşirenin işten ayrılma niyetinin hemşirelerin iş doyumsuzluğunun bir göstergesi olduğunu belirtmektedir. Ayrılma niyeti, ister ayrılsın ister ayrılmasın en önemli göstergedir. Her 5 hemşireden biri gelecek 5 yıl içinde meslekten ayrılmayı planlamaktadır. Hemşirenin kurumdan ayrılması, göreli olarak kurumdaki hemşire yetersizliğinin artması demektir ve bu durum da kurumdaki diğer hemşirelerin iş doyumunu olumsuz etkileyen, ayrılma niyeti yaratan bir döngü olarak ortaya çıkmaktadır.Yani; ülkemizde  sıklıkla ifade edilen “hemşire sıkıntısı”, “hemşirelerin işten ayrılması”, “bakım kalitesinin yetersizliği” sorunlarının, uygun olmayan koşullarda, uzun ve fazla süre çalışan, buna karşın sunduğu hizmetten ve sonucundan başarısızlık geri bildirimleri alan, aynı zamanda bireysel olarak sağlık ve yaşam kalitesi sorunları ile mücadele eden, öncelikler arasında ikilem yaşayan hemşirelerin sorunları iyileştirilmedikçe çözüme kavuşmasının olanaksız olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ama asıl kırılma noktası burada gizli bence hemşirelerin sorunlarını hemşirelerden başkası çözemez! Bizler hastanelerin aydınlık yüzü olarak mücadelede en ön safta olmalıyız birlik ve bütünlük içinde hareket etmeliyiz yoksa sürekli tekrarladığımız uzun uzadıya tahlil ettiğimiz sorunları konuşmakla yetiniriz. Bu gün her hemşirenin her hemşirelik öğrencisinin görevi meslek için örgütlü bir şekilde çalışmaktır sürekli ilerlemelidir! Meslekleri kurtaracak olanlar onları ifşa edenlerdir.Unutmayalım ki hastaneleri aydınlatacak olan bizleriz!Emek ve vicdanı en iyi şekilde sunan tüm hemşirelerimizin 12 Mayıs Hemşireler günü kutlu olsun!Tuğçe Gürakan Hacettepe Üni. Hemşirelik Fakültesi 3. Sınıf 

Tarih:
Diğer Haberler