İdlib'de çözüm Türkiye için çözüm

Türkiye, İran ve Rusya arasındaki zirve ülkemiz için tarihi önemdedir. Ülkemizi yönetenler üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.

İdlib'de çözüm Türkiye için çözüm
Naci Önenköprülü
Naci Önenköprülü
YAZAR

Suriye’deki savaşın 7. yılındayız. Savaşın sonlarına doğru yaklaşırken 7 yıl içinde değişen dengeler tüm dünyanın gözlerinin önünde cereyan etti. Bölge ülkelerinin birleşmesi ile birlikte Suriye ardı ardına zaferler kazanmaya başladı. Beşar Esad yönetimindeki Suriye’nin ve bölge ülkelerinin ABD ve İsrail’e karşı 7 yıl boyunca kararlı bir şekilde süren mücadelesi artık meyvelerini vermeye başladı. Ancak bu mücadelenin nihai hedefine ulaşması için terörden temizlenen Doğu Guta ve Dera’nın ardından kritik önemdeki İdlib kentinin de kurtarılması son derece önemli.

Suriye’de Çözümün Eşiği İdlib

İdlib nüfusu ve konumu ile sürecin ilerleyişi için büyük öneme sahip şehirlerden biri. Türkiye ile Suriye’yi Hatay sınırımızdan birbirine bağlayan şehir, savaşın başladığı 2011 yılından beri bir çok cihatçı terörist grubun ve yönetim karşıtı grupların kontrolünde bulunuyor. Ancak Suriye Ordusu’nun başarılı ilerleyişi ile elindeki şehirleri bir bir kaybeden terörist gruplar için İdlib şehri, Suriye’deki teröristlerin son kalesi haline geldi. İşte bu son kaleye karşı uzun bir süredir operasyon hazırlığı yapılıyordu. ABD’nin ve İsrail’in tüm tehditlerine karşın beklenen ilk operasyon 4 Eylül’de geldi. Suriye ve Rus savaş uçakları İdlib’de belirlenen hedefleri vurarak imha etti. Suriye bu operasyonla toprak bütünlüğünü koruyacağını bir kez daha dosta düşmana bildirdi. Operasyon sonrasında tüm dünyanın gözleri Suriye’ye çevrilirken Milli Savunma Bakanlığımızdan yapılan bir açıklama ile 31- 4 Eylül tarihleri arasında Türk-Rus heyetlerinin ve Türk-Rus ordularının Ankara’da İdlib operasyonunun detaylarına dair bir çalışma yapıldığını açıkladı. Bu da bizlere İdlib’e yapılan operasyonun içinde fiilen olmasa da Türkiye’nin de olduğunu göstermektedir. Operasyonu İran ve Rusya kararlılık mesajları ile desteklerken, ABD ve Fransa ise operasyonda kimyasal silahlar kullanarak sivilleri öldüreceği bahanesiyle Suriye’yi bombalamakla tehdit etti.

Oysa ki Suriye İdlib harekatı öncesinde oldukça tedbirli davranmaktadır. İdlib’de herhangi bir provokasyona mahal vermemek adına sivillerin tahliyesi ve silahsız grupların teröristlerden ayrılması için özel bir çalışma yürütülmektedir. İlk operasyon sonrası yapılan açıklamalar ve basına verilen operasyon görüntüleri de bize bunu kanıtlamaktadır. Ayrıca Türkiye ve Rusya’nın da bölgede ki sivillerin tahliyesini sağladığı ve İdlib’deki silahlı gruplardan bazılarının mühimmatlarını Türkiye’ye teslim ettiği iddiası operasyonun Rusya ile ortaklığını bir kez daha ortaya koymakta ve operasyonun terörist gruplara karşı işbirliği içinde dikkatle yapıldığını göstermektedir.

Yine Kimyasal Silah Tezgahı

ABD’nin parçalamak istediği ülkeleri suçlamak için kullandığı kimyasal silah yalanının modası geçmemiş olsa gerek İdlib’deki operasyonlar gündeme gelir gelmez ABD tarafından yeniden Suriye’de kimyasal saldırı yapılacağı yalanı konuşulmaya başlandı. Hatırlayalım daha önce Suriye ve Rusya’nın gerçekleştirdiği başarılı operasyonların ardından yine kimyasal silah kullanıldığı iddia edilmiş, batı merkezli birçok basın kuruluşuna yalan fotoğraflar servis edilmişti. Ancak bu provokasyonu fotoğrafları servis eden “Beyaz Miğferliler” adında ki batı merkezli grubun gerçekleştirdiği ortaya çıkmış ve görüntülerin hepsi kanıtlarıyla birlikte bizzat fotoğraflardaki kişiler tarafından yalanlanmıştı. İdlib operasyonun hazırlıklarının yapıldığı geçtiğimiz günlerde Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un, İdblib’te kimyasal saldırı provakasyonu planlandığı ve bu saldırıdan Suriye yönetiminin sorumlu tutulup bu bahane ile Suriye’nin vurulmak istendiğinin kanıtları ile birlikte Birleşmiş Milletler’e sunması daha kurulamadan bir tezgahın daha bozulmasını sağlamış oldu.

Suriye’de Kesin Çözümün Kapılarını Aralayacak Adım

Elbette ki bu adım Türkiye’den gelmelidir ve gelecektir. Çünkü bugüne kadar ABD ve İsrail’in planlarındaki hedef Türkiye’dir. Türkiye’yi bölmek için yıllardan beri Suriye hedef alınmaktadır ancak başta Beşar Esad yönetimindeki Suriye olmak üzere bölge ülkeleri büyük bir direniş göstererek ABD ve İsrail’in planlarını bozmuştur. Şimdi ise bu planları bozguna uğratma vaktidir.

Bugün Suriye Ordusu, sınırları içinde ki terör örgütlerini bir bir temizliyor. Suriye toprak bütünlüğünü sağlamak için canla başla savaşıyor. Suriye Devleti dışında bu birliği bütünlüğü sağlayabilecek başka bir kuvvet yoktur. Bugün İdlib’deki ve tüm Suriye’deki terör varlığını bitirmek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak Suriye Devletinin olduğu kadar Türkiye’nin de güvenliği ve toprak bütünlüğü için zorunluluktur. Bu sebeple Türkiye ile Suriye vakit kaybetmeden el sıkışmalı, Suriye’nin kendi topraklarından temizlediği terör örgütlerine karşı Suriye ile birlikte savaşmalıdır. Diğer bölge ülkeleri ile birlik olup tüm terör örgütlerine ve bölücü unsurlara karşı kararlılık mesajı verilmedir. Bu açıdan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in “Türkiye ile cepheleşmeden yana değiliz” açıklamaları son derece olgun ve yapıcıdır. Türkiye yönetiminin de aynı olgun tavrı sergileyerek Türkiye’nin geleceği için Suriye yönetimine adım atması gerekmektedir. Bu adım aynı zamanda Türkiye’nin sadece terör ve güvenlik problemini değil ekonomik problemlerini de çözecektir. Ülkemizde ki milyonlarca Suriye vatandaşının vatanlarına dönmesini de sağlayacaktır. İdlib’den Türkiye’ye gelecek diye korkulan göç dalgasını da terör örgütlerine karşı verilen kararlı tutum ile önlenecektir. Bugün İdlib’deki terörü bitirmek için yapılacak olan operasyona yeni bir göç dalgası gelecek diye karşı çıkanlar sınırımızda binlerce terör örgütü mensubu olsa daha mı iyi olacak diye veya oradaki insanlar yıllarca bu vahşi terör örgütleri ile birlikte yaşasa daha mı iyi diye kendilerine sormalıdırlar. Eğer cevabımız hayır ise yapılacak olan bellidir.

İşte bu koşullarda 7-8 Eylül tarihlerinde Türkiye, İran ve Rusya ile Tahran’da yapılacak olan zirve ülkemiz için tarihi önemdedir. Ülkemizi yönetenler ise üzerine düşen sorumluluğu Türk Milleti adına yerine getirmelidir.

 

Naci Önenköprülü

TGB Muğla İl Başkan Vekili

MSKÜ Bilişim Sistemleri Mühendisliği

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler