Kadın Ve Cumhuriyete İhanet

Kadın Ve Cumhuriyete İhanet

Kadına şiddetin geçtiğimiz her gün giderek arttığı bu dönemde kadına bir darbeyi de anayasa mahkemesi yaptı. Kadınların maruz kaldığı onca şiddete verilen komik cezaların üzerine birde yasa değişikliği eklendi. Kadının toplumsal konumu her ülkede farklılık göstermektedir ve tabii dönemlerde de. Toplumsal şiddetin tırmandığı ve kadınların haklarına yapılan bu saldırılar karşısında kadının tarihi dönemlerde ki konumunu ve haklarını inceleme gereği duydum.Omnes Omnia OmninoAntik Çağ’da ve Ortaçağ öncesinde kadınlar için okullarda eğitim görmek ve çalışmak sık karşılaşılan bir durum değildi; fakat mümkündü. Tarihin tozlu sayfalarına göz attığımızda Antik Mısır’dan Roma İmparatorluğu’na kadar önde gelen kadın mimarları, doktorları, filozofları ve bilge kadınlarımızı görebiliyoruz. Örnek verecek olursak; Miletli ASPASİA. Aspasia Sokrates’in hocasıdır. Sokrates diyalog yöntemini Aspasia’dan öğrenmiştir.Her dönemin birbirinden birçok farkı olduğu gibi kadının hakları ve toplumsal konumu da değişiklikler gösteriyor. Ortaçağ kadınlara çok büyük baskıların yapıldığı bir çağ olarak tanınmıştır. Neredeyse tüm toplumsal yapıya kilise egemendi. Bilim ve felsefe ile uğraşan kadınlar cadı olarak anılıyordu. Ortaçağ’ın feodal toplumunda okulların kilisenin talimatlarına uymaya başlaması ile birlikte, kadınların eğitim görebilmeleri engellenmiştir. Neredeyse asırlar sonra, aileleri bir manastıra para yardımı ya da herhangi bir mal devrettikleri takdirde mümkün olmuştur. Çağ atlayan, yeniliklerle dolu dünyada kadının hakları birer birer elinden alınmış ve toplumda “olması gerekenin bu olduğu” algısı yaratılmıştır. Eğitim hakkı elinden alınan kadınların ilk desteği belki de “Omnes Omnia Omnino” olmuştur. Kadınların eğitimi için tarihteki en önemli öncülerden birisi, bilginin nasıl yayılacağı konusundaki ifadesiyle Bohemya Kardeşler Cemiyeti’nin piskoposu Jan Amos Comenius olmuştur. “Omnes, omnia, omnino” (Herkes her şey hakkında bütün bilgileri öğrenmek zorundadır) ifadesiyle eğitimin dini, dili ve ırkının olmadığını öne sürmüştür. Abra Kadabra On ikinci yüzyılda başlayıp on beşinci yüzyılda doruğa ulaşan büyücü avı ortaçağdaki en büyük katliam olmuştur. Pek çok kadın çeşitli sebeplerden dolayı cadılıkla suçlanıyor ve yakılıyordu. Suçları ise erkeklerin cinsel gücüne ve kadınların doğurganlığına saldırmak, imanı yok etmekti. Cadılık yaptığına dair bir kadını suçlamak için herhangi bir sebep yeterli oluyordu. Hiç evlenmemiş ve dul kalıpta tekrardan evlenmeyen bir kadın erkekler olmadan yapabildiği için cadı oluyor, erkeklerin yapabildiği işleri becerebildiği için, menopoza giren kadınların “kanlarını içlerinde saklayarak” doğurganlığa engel oldukları iddiasıyla cadı oluyor ve kent meydanında yakılıyorlardı. Yeniçağ’da kadının konumuna baktığımızda ise iyileşmelerin olduğunu söylemek biraz güç. Kadınların yaşamları tümüyle kocalarına bağlı, kocalarının ya da yargıcın izni olmadan yaptıkları hukuksal işlemlerin tamamı geçersiz sayılıyordu. Kızlar evlerinde ki görevlerine göre yetiştirilmeli, kocasının rahatını sağlamalıydı. Hatta 1547’de İngiltere’de alınan bir kararla “kadınların çene çalmak için bir araya gelip konuşmaları” yasaklandı ve böylelikle kocalar eşlerini evde tutmakla yükümlü hale geldi. İş bulmanın zorluğundan ötürü birçok kadın bu dönemde zengin ailelerin yanında hizmetçi olarak çalışıyor ve özel hayatlarıyla ilgili kararları ise çalıştığı evin erkeği veriyordu. Çalıştıkları evden evlenip ayrılana kadar paralarını alamıyorlardı. Orta ve alt kesimlerde ise erkeklerin eşlerini aldatması yadırganmazken kadınların aldatması hoş karşılanmıyordu. 1650’lerde karısını döverek öldüren erkeklerin cezalandırılmamasına ilişkin bir yasa bile mevcuttu. Aksi durumda öldüren kişi kadın olduğunda cezası meydanda yakılmak oluyordu.Kadının diğer toplumlarda yeri bu şekildeyken Türk toplumlarında çok daha iyi hatta erkekle eşit bile sayılabilirdi. Savaşabilir, devlet yönetebilirdi. Kadın olmadan işlere başlanmaz, kadın olmadan devlet görüşmeleri gerçekleşmezdi.İslam öncesi Türklere ait bilgiler M.Ö. 4000-4500 yıl gerilere kadar ulaşmaktadır. Bu konu bağlamında her şeyden önce Türk dili analiz edilmelidir. Hiçbir Türk dilinde cinsiyet ayrımı göremeyiz. Çünkü Türk kültüründe cinsiyetler arası ayrımcılık bulunmamaktadır. Aslında Türk aileleri ataerkil olduğu düşünülse de bu doğru değildi. Orta Asya Türk devletlerinin hepsinde kadının hakları ve yetkileri vardı. İskitler’de savaşçı olarak yetiştirilen kadınlar erkeklerle beraber savaşlara katılıyorlardı. Sabar'ların kağanı Balak Han ölünce yerine eşi Boarık Hatun geçmiştir. Boarık Hatun Sabar ordusunu yönetmekte ve Bizans imparatoru I. Jüstinianus'u dize getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurulduğu dönemde kadın, Eski Türk devletlerinde olduğu gibi üstün bir konumda ve toplumsal yaşamın içinde yer alır. Ancak Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminde Türk kadını, yerleşik yaşama geçme, yerleşilen coğrafyada etkisi altında kalınan kültürler -Bizans, Đran- nedeniyle toplumsal hayattan dışlanır. Arka plana itilip sosyal hayatta ve kamusal alanda yer almasına izin verilmeyen kadın, Tanzimat’ın beraberinde getirmiş olduğu Batılı akımların etkisiyle evden dışarıya yönelir ve sosyal hayatta daha fazla görülmeye başlar. Tanzimat’ın ilanı Osmanlı toplumunda kadının sosyal statüsünün yükseltilmesi, eğitiminin artırılması ve çalışma hayatına atılması için sosyal bilinç oluşturulması açısından bir başlangıçtır. Kadına yatırımın geleceğe yatırım olduğunu anlayan Osmanlı aydınları ve yöneticileri, XX. yüzyılda kadının statüsünün farklılaşmasına yönelik kanunlar için uğraş verir, kadınının eğitimine yoğunlaşır ve kadının ekonomik yaşama atılması için çaba gösterir. Tanzimat ile başlayan kadının eğitimli, bilinçli olması ile toplumunda güçlü olacağına dair düşüncenin yaşama geçirilmesi kolay olmamıştır. Kadınların toplumsal konumlarının güçlendirilmesi, kadının eğitimli olması ve kadının çalışma hayatında yer alması fikri hep erkekler tarafından savunulmuştur. Kadınlar kendileri ile ilgili konular basın aracılığı ile tartışılırken ilgisizdir. Ancak Tanzimatla başlayan Meşrutiyetle devam eden Batılılaşma süreci içerisinde kadın, XX. yüzyılda bu tartışmalar içinde yerini almıştır. Cumhuriyetin ilanı ve laiklikle birlikte haklarına kavuşan Türk kadını toplumda yerini almıştır. Fakat laikliğe ve cumhuriyete yapılan saldırılar kadınların hakları üzerinde de tartışmalara neden olmuş ve kadına yönelik şiddeti arttırmıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğrenim Birliği) çıkarıldı. Böylece eğitim laikleştirilerek tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı. Bugünse gerici ataklarla birlikte karma eğitim sistemi tartışılıyor. Her geçen gün cumhuriyete ve laikliğe yapılan saldırılar artıyor ve bu saldırıların artmasıyla birlikte kadına şiddette artış gösteriyor. Çocuk gelinler, eğitim hakkı elinden alınan kız çocukları, tacize ve tecavüze maruz kalan kadınlarımız…  Türk Medeni Kanunu’nu kabul edildi. Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırıldı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı tanındı. 4 Nisan 1926 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girdi. Son olarak Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu’nun, resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyan imam ve çiftlere hapis cezasını kaldıran kararı laikliğe ve cumhuriyete gerici bir saldırıda bulunmuştur. Laiklik ilkesine aykırı olan bu kararla cumhuriyet devrimlerine ihanet etmişlerdir. Laikliğe ve cumhuriyete saldırı niteliğinde olan bu karar düzeltilmelidir. İrem ÖzyurtTGB Tekirdağ İl SekreteriKaynakça: http://www.bilgiyuvasi6.info/ataturkun-kadinlara-verdigi-haklar-nelerdir-maddeler-halinde-kisa-ozeti.html#ixzz3claSwsQb http://www.manevisosyalhizmet.com/wp-content/uploads/2009/08/osmanlida_kadin_tez.pdfhttp://www.aymavisi.org/psikoloji/Kadinin%20Ortacagdan%20Xx%27i%20Yuzyila%20Degin%20Seruveni%20Feminizm.html#sthash.kZigkxDz.dpbs http://www.jasstudies.com/Makaleler/2239912_g%C3%BCnd%C3%BCzahmet_129-148_5-5_T.pdfhttp://www.bilinmeyenturktarihi.com/islam-oncesi-turklerde-kadinin-yeri.html

Tarih:
Diğer Haberler