Kadınlar ve Boyunu Aşan İşlere Girişmek

TGB Genel Başkan Yardımcısı Cemil Gözel yazdı...

Kadınlar ve Boyunu Aşan İşlere Girişmek

YAZAR

Artemis'in Efes'teki tapınağı Artemision, İsa'dan önce 356 yılında Herostratos isimli "sıradan" bir Efesli tarafından yakılmıştı. Deli olduğu iddia edilen Herostratos'un oldukça büyük bir yapı olan tapınağı tek başına nasıl yaktığı, bu işin arkasında tapınağın hazinelerini ele geçirmek isteyen rahiplerin parmağının olup olmadığı mitoloji üzerine yazılmış kitaplarda yürüyen bir tartışma. Biz bu mitolojik tartışmaya girecek değiliz, olayın sonucuna bakıyoruz. Olay kutsal tapınağın yakılması olayıdır.


Kutsal tapınağın sıradan bir Efesli tarafından yakılması olayı, bu Efeslinin adının boyunu aşan işlere girişmenin ve böylece tarihe geçmenin karşılığı olarak anılmasını sağladı. Koskoca tapınağın tek bir kişi tarafından yakılması olayı hakikaten Herostratos'un boyunu aşan bir işi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bugün Herostratos ismi konuşulduğuna göre, tarihe geçtiği de rahatlıkla söylenebilir.
Özdemir İnce Herostratos olayını Türkçeleştirerek hepimizin kafasında daha fazla somutlanacak bir karşılık buluyor: "Zemzem Kuyusu'na işemek". Bu kavramsallaştırma da boyunu aşan bir işe girişmek tanımını karşılıyor. Çünkü zemzem kuyusuna işemek büyük çoğunluğun kolay kolay göze alamayacağı bir iş. Artık yerleşmiş ve sarsılmaz zannedilen bir şeye karşı girişilen eylemdir o. Özetle, Herostratos'un Artemision Tapınağı'nı ateşe veren cesareti diğer açıdan zemzem kuyusuna işemek eylemidir.


Tarihin İleri Atılımları Kimin Eseri?


Ancak boyunu aşan işlere girişme cesareti gösteren başarılı olabilir. Tarihin bütün ilerici atılımlarının boyunu aşan işlere girişenler sayesinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Boyunu aşan işe girişme cesareti aynı zamanda toplumu ileriye taşımak için atılan ilk adım ve dünyayı değiştirme pratiğine girmenin başlangıcıdır.


Bütün devrimler tarihi şartlar olgunlaştığı zaman boyunu aşan işlere girişenlerin sahneye çıkması ve giriştikleri işi başarması sonucu gerçekleşmiştir.
Örneğin Fransa’nın baldırı çıplaklarının, köklü aristokrasiye karşı ayaklanmaları boylarını aşan bir işti ve o iş devrim getirdi. Çinli köylü ve işçilerin Mao Zedung önderliğinde Japon emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı yürüttüğü mücadele de boylarını aşan bir işti. Sovyet Devrimi, Latin Amerika devrimleri ve ezilen dünyanın milli kurtuluş savaşları için de aynı değerlendirme geçerlidir.
Mustafa Kemal de Anadolu’da kurtuluş ateşini yaktığı zaman boyunu aşan bir işe girişmişti. Kurtuluşu emperyalizmin yolunda bulanlar tarafından hayalperestlikle damgalanması da bunu göstermektedir. Ancak devrimin diyalektiği işlemiştir.
Boyunu Aşan İşlere Girişen Kadınlar


Boyunu aşan işlere girişme cesaretini bugün en fazla taşıması gereken toplumsal unsur kadınlardır. Çünkü kadının toplumsal düzen içerisinde kapladığı alan, en çok şiddet yoluyla daraltılmakta, kadının toplumsal gelişimi önlenmekte ve eşitlik adına elde edilen bütün kazanımlar birbir rafa kaldırılmaktadır. Özetle kadınlar yaşamın her alanında boyun eğdirilme tehditi altındadır.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in fetvalarından, tarikat şeyhlerinin lağım çukuruna dönmüş ağızlarına; isminin başında profesör ünvanı taşıyan cahiller sürüsünden, iktidarın nimetlerini fena halde semiren vekillere kadar, bilinçleri ve vicdanları kadın düşmanlığıyla dolu bir güruh adeta sinir sistemimizin üzerinde tepiniyor.


İktidarın kontrolü altındaki her kurum toplumsal yaşamı ortaçağ görüngesiyle düzenlemeye kalkışıyor. İktidar toplumun kişiliğiyle adeta alay ediyor. Türkiye’nin tepesinden en ücra yerlere kadar büyük bir kokuşmuşluk ve çürümüşlük kendisini kadınların üzerine kusuyor! Bu karşı devrimci politik iklimi cumhuriyeti ve bütün kazanımlarını yıkarak yarattılar.


Her siyasal iklim tersine döner fakat kendiliğinden değil. Siyasal iklimleri tersine döndürenler hep boyunu aşan işlere girişenlerdir.
Tarihin bütün devirlerinde, kadınların toplumsal ilerleyişi boyunu aşan işlere girişen kadınlar sayesindedir.
Bugün de kadınların toplumun her alanında varlığının kabul edildiği bir düzen, eşit ve erkeklerle omuz omuza bir yaşam ve sağlıklı bir toplum gökten ayetle inmeyecek. O ancak boyunu aşan işlere girişme cesareti taşıyan kadınların şanlı mücadelesinin eseri olacak.
O mücadelenin içinde biz de varız!

Cemil Gözel
cemilgozel@gmail.com

Tarih:
Diğer Haberler