Kağıttan İttifak

Bize yürümek yetmez, koşmak gerek. Türkiye, ABD’nin eylemli tehditlerine karşı eylemli somut yanıtlar vermesi gerekiyor.

Kağıttan İttifak
Naci Önenköprülü
Naci Önenköprülü
YAZAR

Brüksel’de yapılan NATO Zirvesi, öncesi ve sonrasıyla gündem oldu. Türkiye’nin stratejik yönelimini kavrayamayanlar zirveden ve Erdoğan-Biden görüşmesinden çıkacak sonuçları dört gözle beklediler. Ancak hiçbiri umduğunu bulamadı. Zirve sonrasında Türkiye’nin NATO ile olan birlikteliğinin devam edeceğini, ABD ile sorunlarının diyalogla çözülebileceğine inananlar ve Türkiye’nin yeniden Atlantik rotasına girebileceğini, emperyalizme karşı gardını indireceğini düşünenler hayal kırıklığına uğradılar. Çünkü stratejik yönelimler günlük gelişmelere göre tersine dönmez. Türkiye Doğu Akdeniz’de, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde, Karadeniz’de, Ege’de, KKTC’de ABD’ye karşı savaşıyor. Türkiye NATO zirvesine Mehmetçiğin zaferleriyle gitti. Hal böyleyken bu görüşmeden büyük beklentilerin içine girmek ham hayalden başka bir şey değildir.
Erdoğan-Biden görüşmesinden, G7 Zirvesinden ve NATO Zirvesinden çıkarılabilecek sonuçları saptamak süreci anlamamıza yardımcı olacaktır. Önümüzde bir NATO’nun sonuç bildirgesi var bir de NATO zirvesinden çıkan sonuçlar var. Türkiye’deki Atlantik medyasının bize göstermek istediğinin aksine, NATO zirvesinin sonuçları tam anlamıyla fiyaskodur.

ASYA’NIN YÜKSELİŞİNİ DURDURMA İTTİFAKI
Biden, Asya'ya yönelik hücumunu arttırarak devam ettiriyor. Önceki ABD Başkanı Trump, NATO'ya karşı daha uzak bir tutum takınıyor, ABD’nin NATO’ya çok fazla harcama yaptığından yakınıyordu. Hatta New York Times gazetesi Trump'ın başkanlık seçimlerini kazanması durumunda NATO'dan çıkmak için düğmeye basabileceğini bile ileri sürüyordu. (1)
Ancak Biden’ın iktidarıyla "Masaya geri döndük" diyen ABD, Trump yönetiminin aksine NATO'yu emperyalist konumu açısından çok daha stratejik görüyor. Zirvede yapılan 5. madde (bir ülkeye saldırının tüm NATO üyelerine karşı olduğu) vurguları, Ukrayna'nın NATO’ya dahil edilmesi ve Çin-Rusya merkezli bir tehdit odağı oluşturma çabaları bunun en önemli göstergelerinden biri. Bu durum, kâğıt üzerinde NATO üyesi olan Türkiye'ye de ciddi bir tehdit oluşturuyor.
ABD’nin sonuç bildirgesine eklettirdiği "Çin’in davranışları sisteme bir meydan okuma" şeklindeki vurgu ise ABD açısından NATO’nun anlamını özetliyor.(2) Biden’ın NATO’su, Asya’nın yükselişini durdurma ittifakıdır. Çin de hedef ülkedir. Çünkü yükselen Asya güçlerinin öncü ülkesi Çin, Atlantik düzeninin dengesini bozuyor. Başka devletlerin egemenliğine saygı duyan ve içişlerine karışmayan dış politikası, insancıl sosyalizm iddiası ve bunlarla birleşen; 30 yıldır hiç durmadan büyüyen ve yoksulluğu ortadan kaldıran dev ekonomisi sistemin kabuğunu kırıyor.

ZİRVENİN SONUCU FİYASKO
Fakat bu konuda NATO’daki görüş ayrılıkları ABD’nin planlarından ve niyetlerinden daha dikkat çekicidir. NATO zirvesine büyük anlamlar yükleyenler de ittifakın içindeki ayrılıklara gözlerini kapamış görünüyor. Biden ve Stoltenberg'in ortaya koyduğu yeni küresel tehdit tanımı, üye devletler tarafından tam bir mutabakat ve benimsemeyle paylaşılmadı. Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler Çin ile yeni bir soğuk savaş başlatmak istemediklerini açıkça belirtti. (3)
Suriye’de yapılan son seçimle birlikte artık kesin zaferini ilan eden Suriye Arap Cumhuriyeti Devlet Başkanı Beşar Esad da NATO’nun hedefindeydi. Suriye devletine düşmanlık ifadelerinin yer aldığı bölümde "Esad rejiminden gelen füzelere karşı Türkiye’nin yanındayız" denildi.(4) Ancak Suriye’de, Türkiye’nin bütünlüğüne ve güvenliğine yönelik esas tehdit olan PKK-PYD’den tek satır bahsedilmedi. Türkiye’ye tehdit Suriye’den mi geliyor yoksa ABD’nin tonlarca silah ve cephane verdiği PKK’dan mı? Türk askeri her gün PKK-PYD’ye karşı savaşıyor. Nerede kaldı NATO’nun 5. maddesi? NATO, Türkiye’yi Suriye’den gelecek tehditlere karşı koruyacakmış. Türkiye’ye karşı en büyük tehdit zaten NATO’nun kendisidir.
Tüm bu gelişmeler, ABD’nin Asya'yı hedef alan saldırılarını arttıracağını göstermektedir. ABD tehditlerinin arttığı bir süreçte Çin’e, Rusya’ya ve Suriye’ye karşı yapılan açıklamaları savaş düzenine hazırlık olarak yorumlayabiliriz. ABD, NATO aracılığıyla bu savaşı farklı cephelere yaymayı hedefliyor. Ancak NATO üyesi ülkeler buna çok yanaşmıyor. 2019’da yapılan NATO Zirvesi öncesinde de Fransa’dan “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” açıklamaları yapılmıştı. Bu yıl da Almanya, İngiltere, Fransa ve Türkiye, ABD’nin Çin’i hedef alan bu tutumuna dahil olmadı. ABD zirveden istediğini alamadı. ABD’nin durumu daha fazla zorlaması halinde olacak muhtemel senaryolarda, zaten hali hazırda işlevini kaybetmiş NATO’da yeni çatlaklar çıkabilir. Hatta NATO’dan ayrılıklar gündeme gelebilir. Bu son zirvede de görüldüğü üzere NATO’nun kendisi de kağıttandır. Aldığı kararları ancak kâğıda yazabilir, eyleme dökecek güce sahip değildir.
ABD’nin NATO için hazırladığı ve 2022’de kabul edilmesi planlanan 2030 vizyonu, veto hakkının ya da oybirliği şartının kaldırılmasını öngörüyor. Bunun gerçekleşmesi, NATO’nun fiilen dağılması anlamına gelecektir.

ASYA’NIN KARARLILIĞI ARTTI
Birkaç gün önce G7 zirvesinde de Çin’e karşı kınama kararı alınmıştı. Çin'in Uygurlara yönelik tutumu, “Şeffaflık konusundaki eksikliği ve dezenformasyon kullanımı” ve ABD merkezli ekonomi sisteminin (dolar saltanatı) kurallarına uygun olmayan hareketleri bahane edilerek bu karar alınmıştı. Çin bu karara karşı tepkisi “Küresel kararların küçük bir grup ülke tarafından dikte edildiği günler çoktan geride kaldı” şeklinde oldu. (5) Çin bu açıklamasıyla ABD hegemonyasına karşı hodri meydan demiş oldu. Çin'in geçmişteki bu tür gelişmelerde tercih ettiği “çatışmadan kaçınma” tutumunun yerini daha kararlı bir tutuma bıraktığını söyleyebiliriz.

TÜRKİYE, NATO İLE SAVAŞIYOR
Türkiye, NATO’ya sadece kâğıtta üye gözüküyor. Gerçekte ise ABD emperyalizmine karşı silahla savaşan iki ülkeden biri. Biden hücum borusunu öttürüyor. Türkiye NATO ile savaşıyor. NATO, Türkiye için kâğıttan müttefikten başka bir şey değil.
Geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak gazetesinin manşetinden yayınlanan ankette Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl tanımlarsınız?” şeklindeki soruya katılanların %58,2’si “Stratejik ortaklık vardır” cevabını veriyor. Ankette “Hangisi ABD’yi, Türkiye ile olan ilişkileri açısından en iyi tarif eder?” sorusuna katılanların yüzde 35,5’i ABD’yi ‘güvenilmez ülke’ olarak nitelerken, yüzde 32,8’i de ‘sömürgeci’ olarak tanımlıyor. “Gelecek 10 yılda Türkiye’nin önüne çıkacak en önemli dış politika olayı hangileridir?” sorusuna katılımcıların yüzde 53,7’si “ABD’nin, Türkiye’nin yakın çevresindeki faaliyetleri” cevabını veriyor. (6)
Yeni Şafak gazetesine bu gerçekleri tekrar bize gösterdiği için teşekkür ederiz. Aynı gazetenin diğer günlerde manşetinden verdiği NATO için “Kağıttan Müttefik” benzetmesi de çok yerindeydi.(7) Bunları neden yazıyoruz? Türkiye’nin büyük çoğunluğu Türkiye’nin stratejik yönelimini görüyor. Dostları, düşmanları görüyor. Tehditleri doğru saptıyor.

KILAVUZU SETA OLANIN BAŞI NATO’DAN KURTULMAZ
Ancak Türkiye’yi yönetenler Ukrayna'nın NATO’ya dahil edilmesi konusunda evet oyu vererek stratejik bir hata yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Rusya'yı hedef alan Belarus kararını veto etmiştik. Bunu da edebilirdik. Türkiye’nin dibinde, stratejik dostumuz Rusya’yı tehdit eden bir ülkenin NATO üyesi olmasına evet oyu verdik.
Bu stratejik hatalarda bazı çevrelerin özellikle etkili olduğunu düşünüyorum. Hükümete yakınlığıyla bilinen SETA ekibinin görüşme öncesi yazdıklarına çizdiklerine bakalım: ABD ile uzlaşma arayışı, Erdoğan-Biden görüşmesine bel bağlama, Türkiye ile ABD ilişkilerinin düzelebileceği gibi safsatalar… Ayrıca SETA’nın F-35'e çok hevesli olması ve S-400'ü rafa kaldırmaya hazırlanan projeler peşinde koşması ve Suriye düşmanlığındaki kararlı tutumu da cabası. Hala çıkar yolu ABD ve NATO’da görüyorlar. Bu da tutarlı bir strateji kurulmasını engelliyor. ABD ile savaşta olduğumuzu görmeleri için daha ne olması lazım? TBMM’yi bombalamaları mı lazım diye soru bile soramıyoruz çünkü 15 Temmuz 2016’da onu da yaptılar.
Günlerdir Rusya'yı stratejik müttefik, ABD’yi ise düşman-katil ilan eden Yeni Şafak’ın NATO Zirvesi’nin olduğu gün ABD ile birlikte Rusya'yı da “bebek katili” ilan etmesinde büyük bir çelişki yok mu? Yeni Şafak’taki gazetecilere sesleniyoruz: Bu çelişkiyi görmüyor musunuz?

EMPERYALİST YALANI TARİHE GÖMDÜK
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın sözde soykırım meselesi gündeme geldi mi sorusuna “Hamdolsun, hiç gündeme gelmedi." şeklindeki açıklamasını da aynı stratejik bakıştan yoksun olduğunu görüyoruz. Türkiye büyük bir zafer kazandı. Dr. Doğu Perinçek’in AİHM’de kazandığı zaferle emperyalist yalanı tarihe gömdük. Asıl bizim meseleyi gündeme getirmemiz gerekiyorken Sayın Cumhurbaşkanı “Hamdolsun, hiç gündeme gelmedi.” açıklamasını yapıyor. BM Genel Sekreteri’nin dahi Türkiye’den yana açıklamaları ortadayken sözde soykırım yalanlarını emperyalistlerin suratına çarpmamız gerekmiyor muydu?

NATOCULUKTA ISRAR EDEN TÜRKİYE’Yİ YÖNETEMEZ
Açıkça görüyoruz ki ABD’nin saldırganlığı önümüzdeki dönemde artacak. Türkiye’nin yeniden Atlantik yörüngesine gireceğini düşünenler daha çok bekleyecek. Türkiye, 2014’te çıktığı yolda yürümeye devam edecek. Ancak bize yürümek yetmez, koşmak gerek. Türkiye, ABD’nin eylemli tehditlerine karşı eylemli somut yanıtlar vermesi gerekiyor. En başta ABD’nin kullanımına açık olan üslerin tamamen TSK denetimine alınması gerekiyor.
Türkiye, Çin ve Rusya NATO'nun hedefinde. Türkiye’yi yönetenler Türkiye'nin savaş koşullarında olduğunu ve politikalarını buna göre belirlemesi gerektiğini görmek zorunda. Tehditlerin yakıcılığı her geçen gün artıyor. Türkiye’nin geleceğini inşa edecek tutarlı bir strateji ihtiyacı her geçen gün daha da artıyor. Önümüzdeki günlerde atılan her adım Türkiye’nin geleceğini belirleyecek.

Naci Önenköprülü
TGB Genel Başkan Yardımcısı

DİPNOT:

(1) https://www.nytimes.com/2020/09/03/us/politics/trump-nato-withdraw.html

(2) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57471476

(3) https://www.aydinlik.com.tr/haber/fiyasko-247833

(4) https://haberglobal.com.tr/dunya/nato-zirvesi-bildirisinde-turkiye-detayi-guvenlik-tedbirlerine-katkilarimizi-artirdik-115677

(5) https://tr.euronews.com/2021/06/13/cin-den-g-7-ye-uyar-kuresel-kararlar-kucuk-ulke-gruplar-taraf-ndan-al-nm-yor

(6) https://www.yenisafak.com/gundem/abd-turkiye-icin-guvenlik-sorunu-3636974

(7) https://www.yenisafak.com/gundem/nato-hicbir-zaman-yanimizda-olmadi-kagittan-muttefik-3637348

Tarih:
Diğer Haberler