KKTC’nin Tanınması ve Jeopolitik Denklem

KKTC'nin tanınması Kıbrıslı Türklerin bağımsızlığı, ABD'nin bölgede gücünü kaybetmesi ve yükselen Avrasya'nın daha da güçlenmesi için önemlidir.

KKTC’nin Tanınması ve Jeopolitik Denklem
Murat Can Erçolak
Murat Can Erçolak
YAZAR

Geçtiğimiz günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 37. yıl dönümü kutlandı. 1974 yılında devletimizin müdahalesiyle gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Rum baskısından kurtarılan Kıbrıs Türkleri 37 yıldır bir devlet çatısı altında bağımsız ve güvenli bir şekilde yaşamaktalar. Ancak dünyada Türkiye Cumhuriyeti dışında KKTC’yi tanıyan başka bir devlet bulunmamakta.

Kıbrıslı Türklerin bir daha aynı baskı ve zulümleri yaşamaması için KKTC'yi tüm dünyada tanıtmak hayati önem taşıyor. Bunun yanında devletimizin Doğu Akdeniz'de verdiği kararlı mücadelesinin başarıya ulaşması ve bölgede Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğinin sağlanması için de KKTC’nin tanınması gerekmektedir. Mavi Vatan’da donanmamızın varlığı tek başına bölgenin güvenliğini sağlamaya yetmemektedir. ABD’nin Güney Kıbrıs’ta deniz üssünün bulunması Türkiye Cumhuriyeti’nin de bölgede bir deniz üssüne sahip olmasını gerektirmektedir ve üssün Kuzey Kıbrıs’ta kurulması çok büyük bir stratejik hamle olacaktır. Bu hamleyi KKTC’nin dünyada tanınan bir devlet olarak onaylaması oluşacak karışıklık ve engelleme çabalarını çürütecektir.

Devlet olarak tanınan KKTC, Doğu Akdeniz’de kendi kıta sahanlığına sahip olacak ve kıta sahanlığındaki enerji kaynaklarını kendisi çıkartacak, kullanacak ve ihraç edip ekonomisini ayakta tutacaktır. Aynı zamanda PKK ve FETÖ’ye her türlü desteği sağlayan, devletimizin toprak bütünlüğünü parçalamayı hedefleyen ABD’nin deniz kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti ana karasının sadece birkaç mil uzağında özgürce dolaşma ve Türkiye’yi tehdit etme fırsatı bulamaması için çok büyük bir koz oluşturmaktadır.

Son zamanlarda yaşanan olumlu hamleler ilerleyen günlerde bu sürecin hiç olmadığı kadar hızlı gelişeceğinin göstergesi. Bunlardan biri, Amerika’nın piyonu, Birleşik Kıbrıs Federasyonu'nu destekleyip Kıbrıslı Türkleri Rumların kontrolü altına sokmayı ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'de devletimize sağlayacağı yararı engellemeyi hedefleyen Mustafa Akıncı yerine milliyetçi ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmeye hazır olan Ersin Tatar'ın cumhurbaşkanı seçilmesidir. Bu hamle KKTC'nin devlet statüsünde kalmasını sağlamıştır.

Bir diğer faktör Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı resmi görüşmelerde bulunmak üzere Azerbaycan'a davet etmesidir. Azerbaycan yıllardır KKTC'yi tanıma konusunda hazır bulunuyordu fakat Avrupa Birliği ve ABD'den gelen “Biz de Dağlık Karabağ Özerk Cumhuriyeti'ni tanırız." tehdidi ile bu hamlesini rafa kaldırmak zorunda kalmıştı. Dağlık Karabağ'da Azerbaycan'ın verdiği mücadelenin başarıya ulaşması ve Ermenistan'ın geri çekilip bölgeyi Azerbaycan'a bırakması üzerine bu engel de ortadan kalktı. 2021 yılının başında gerçekleşecek görüşmenin ardından bu önemli eşik de atlanmış olacak.
Ersin Tatar'ın, Azerbaycan’ın ardından daha önce de KKTC'yi tanımaya hazırlanan ama benzer baskılar dolayısıyla geri adım atmak zorunda kalan Gambiya, Libya, Pakistan ve Bangladeş'e de ziyaretler gerçekleştirip geç kalınan bu kararın alınması için çaba gösterecek.

Ersin Tatar yönetiminde bambaşka bir sürece giren KKTC'nin bu adımları yanında Türkiye Cumhuriyeti'nin de bu konuda vermesi gereken destekler ve atması gereken adımlar bulunmakta. Yükselen Avrasya Bloğunda yerimizi sağlamlaştırdığımız bu dönemde Rusya-KKTC arasında köprü görevi görmek Türkiye Cumhuriyeti’ne kalıyor. Burada Türkiye’nin de Kırım'ın Rus toprağı olduğunu onaylaması, süreci hızlandıracaktır. Bu hamle aynı zamanda Kırım'ı Atlantik kontrolü altında olan Ukrayna'ya bırakmak yerine Avrasya'nın kazanmasını sağlayacaktır ve bölgeden geçen Kuzey Akımı ile Türk Akımı projelerinin güvenliğini de koruyacaktır.

Atılması gereken başka bir adım da Türkiye’nin Abhazya Cumhuriyeti’ni tanımasıdır. Bu hamle Karadeniz’de Abhazya-Rusya-Türkiye işbirliği ile güvenliği sağlayacak ve Rusya’nın yanında Abhazya Cumhuriyeti’nin de KKTC’yi tanımasını sağlayacaktır.

Bu hamlelerden sonra Rusya kısa sürede KKTC’yi resmi olarak tanımasa da ilk etapta uygulanan ambargoları kaldırıp ekonomik ve ticari işbirlikleri yapacak, Rusya-KKTC arasında ulaşım ağını geliştirecektir. Süreç KKTC’nin resmi olarak tanınmasına gelecektir.

Sonuç olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tüm dünyada tanınan resmi bir devlet olması Kıbrıs halkının bağımsızlık ve güvenliğini sağlamak, bölgede ABD’nin güçlenmesini engelleyip Türkiye’nin dolayısıyla Avrasya Bloğunun güvenliğini ve gücünü arttırmak, yükselen Avrasya ülkeleri ile yeni ekonomik, siyasi işbirlikleri sağlamak, Kıbrıs Barış Harekatı şehitlerinin, gazilerinin ve Rauf Denktaş’ın emanetine sahip çıkmaktır.

Murat Can ERÇOLAK

TGB Antalya İl Yöneticisi / AFK Başkanı

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler