Konuştukça Batanlar

Bugün insan hakları, demokrasi, barış, huzur adına yapılacak en insani eylem ABD'nin ülkemizdeki ve dünyadaki etkisini tamamen silip atmak olacaktır.

Konuştukça Batanlar
Samet Kunt
Samet Kunt
YAZAR

5 Eylül’ü 6 Eylül’e bağlayan gece, Youtube’a yüklenen ‘Susamam’ adlı rap şarkısı kısa sürede ulaştığı izlenme sayısı ve siyasi içerikleri bakımından ülkemizde önemli bir gündem maddesi oldu. Şarkı internete düşer düşmez birçok internet sitesinde ve Youtube kanalında haber oldu. Şarkı çevre katliamları, kadın hakları, hayvanlara şiddet, hukuk vb. gibi bölümlere ayrılarak toplamda bir bütün oluşturulmuş. Bu şarkıyı dinlerken Doç. Dr. Atakan Hatipoğlu’nun bir köşe yazısında aktardığı fıkra akıllara geliyor:

“Balonla seyahat eden birkaç kişi fırtınada sürüklenerek kaybolmuş. Hava dinginleştiğinde nerede olduklarını bilemediklerinden aşağıda gördükleri bir adama seslenmişler:

-Beyefendi biz neredeyiz acaba?

Adam yukarı bakmış ve cevap vermiş:

-Yerden yüksekte, bir balonun içindesiniz!

Balondaki tekrar aşağıya seslenmiş:

-Siz filozofsunuz galiba.

-Nereden anladınız?

-Söyledikleriniz tümüyle doğru fakat hiçbir işe yaramıyor!”

Gerçi söyledikleri tümüyle doğru değil (özellikle hukuk kısmı) ancak genel itibariyle herkesin hemfikir olduğu, sıkıntı çektiği sorunlara değinilmiş. Görece de haklı denilebilir. Zaten bu kadar dinlenmesinin sebebi de toplumsal hassasiyetlere değinmiş olması.

SENİN POLİSİN Mİ HEPİMİZİN POLİSİ Mİ?

Öncelikle şarkının yargı ve polis karşıtlığı kısmından başlamak gerekir.  ’’Gel, gün olur hapsolur bu suçlu cümleler!’’’’Adalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldum şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum kendi ülkemin polisinden korkar oldum’’’’Sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefil’’, ’’Şimdi kapını kollaması gereken adalet gelir acımaz vurur kırar kapını çünkü çocuk öldü vuran memurdu diye 'Haklıdır' dedin’’, ’’Şimdi başına bi' şey gelse şeh'rin hukuk mu? Bi' gece haksızca alsalar içeri seni bunu haber yapıcak gazeteci bile bulamazsın’’’’Haksız yere hapiste geçen yıllar (Geri gelmeyecekler!)’’,’’ 'Adalet' sözde mülkün temeli tıkamış kulağını duymaz ne dediğini’’, ’’Sizin polisiniz silahını çekip güpegündüz ortalıkta vuramaz dilediğini medya, basın, hukuk, asker hepsi sizin için çalışırken’’, ’’Polis bi' şeyleri problem edip yine duruşmadayım sen konsere git’’

Bu sözler şarkıdaki hukuk kısmına ait. Sözler esas itibariyle ülkemizde polise ve yargıya karşı güvensizliği, hatta düşmanlığı pompalıyor. Bugün yargı açısından belirleyici olan; 

FETÖ’cü yargı mensuplarının yargıdan uzaklaştırılması, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine karşı yargı mensuplarının mücadele etmesidir. Aynı durum güvenlik güçlerimiz açısından da geçerlidir. Güvenlik güçlerimiz masumları tutuklamıyor aksine masum insanlar zarar görmesin diye canlarını veriyor. 

İktidar yanlısı olmakla, masum insanları korkutmakla itham edilen yargı mensupları ve güvenlik güçleri, teröre karşı son 40 yılın en başarılı, en uzun soluklu mücadelesini yürütüyor. Şarkıda terör yok ancak teröre karşı mücadele edenlere karşı tavır var. 

Hukuk kısmını söyleyen arkadaşlar ülkemizin 10 yıl önce hangi durumda olduğunun farkında değil anlaşılan. O zamanlar Ergenekon operasyonları, PKK ile çözüm süreci, FETÖ’nün devlet kademelerinde hakim olması gibi durumlar vardı. Atatürk’e, ülkenin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkanlar hedef tahtasındaydı. Ancak devir değişti ve zorunluluklar bugünü getirdi. Ülkemizin DNA’sını bozmaya çalışanların kendisi bozuldu. Dün o zulmü yapanlar bugün yaptıklarının bedelini ödüyor.

İçeride olmasından yakınılan Nazlı Ilıcak, Altan kardeşler gibi gazeteciler yapılan ihanetin en büyük savunucularıydılar. Dünden bugüne değişen gerçeği görmezseniz, muhalefet hastalığına yakalanırsanız niyetiniz ne olursa olsun, niyetinizin dışına çıkarsınız. Bu arkadaşlar özellikle hukuk kısmında söyledikleriyle bilerek veya bilmeyerek PKK, FETÖ vb. yapıların argümanlarını tekrarlamış oluyorlar. 

ABD'NİN SALDIRILARININ FARKINDA MISINIZ?

Hayatın içinde onlarca problemden, sorundan bahsedebiliriz. Mesele o sorunların kaynağını bulmak ve çözmektir. Ülkemiz açısında sorunlarımızın esas kaynağı içine girdiğimiz Küçük Amerika süreci ve Kemalist Devrim'in ülkemizdeki etkisini yitirmesidir.

1945'te ''Küçük Amerika'' diye tabir edilen süreç başlatıldı. ABD'nin devletimiz ve toplumumuz içerisinde gladyo eliyle örgütlendiği bir süreç yaşadık. Darbeler, suikastler, iç savaş kışkırtmaları bu gladyo eliyle yürütüldü. Eğitim sistemimiz, ekonomimiz, toplumsal yapımız, ordumuz ve devletimiz ABD'nin isteklerine göre dizayn edildi. 1945-1991 arası ABD'nin Türkiye'den istediği, ABD adına ABD düşmanlarına karşı koçbaşı görevi görmesiydi. Türkiye kontrolden çıkacak kadar güçlü olmayacak düşmanı zaafı uğratacak kadar kontrol altında tutulan bir gücü olacaktı.

1991'den sonra ABD'nin Türkiye'den beklentisi artık daha da ileriydi. Ülkenin parçalanması, Kemalist Devrim'in tamamiyle tasfiyesi. Bir nevi ABD'nin bilmem kaçıncı eyaleti olmasıydı. Son 70 yılda ülkemizde ABD'yi gerilettiğimiz birçok milli refleks yaşadık. Bu refleksler temelden çözüm içermesede, uzun vadeli olmasa da ABD'nin ülkemiz üzerinde tamamen tahaküm kurmasını engelledi. Ancak son 4 yıldır olanlar ise ABD'nin Türkiye'deki gladyosunu, siyasi etkisini ve psikolojik üstünlüğünü kaybetmesine sebep oldu. Burada yargının ve emniyet güçlerinin mücadelesi belirleyiciydi.

Ülkenin son 75 yılına bakın. İlerlememize engel olan her taşın altından ABD ve işbirlikçileri çıkacaktır. Bugün insan hakları, demokrasi, barış, huzur adına yapılacak en insani eylem ABD'nin ülkemizdeki ve tüm dünyadaki etkisini tamamen silip atmak olacaktır. Devlet, ordu, millet birlikteliği PKK'nın ve FETÖ'nün etkisinin kırılmasında önemli roler üstlendi.

Hukuku ve adaleti savunduğunu iddia eden bu rapçi arkadaşlar ise şarkılarıyla Küçük Amerika sürecini bitiren mücadeleyi hedef alıyorlar. Süslü cümlelerle ABD'nin ülkemize uyguladığı psikolojik harpte bilerek veya bilmeyerek görev alıyorlar. ABD'ye karşı tavır almaları gerekirken Türkiye'ye karşı ABD'den yana tavır alıyorlar. 

ŞARKIYA GÜLE OYNAYA DESTEK VERENLER

Şarkının heyecan uyandırdığı kesimler ise meseleyi tam anlamıyla anlamamıza yardımcı olacaktır:

http://www.diken.com.tr/rapin-icinin-bos-olmadigini-anlatmak-isteyen-saniserin-20-muzisyeni-bulusturdugu-sarki-susamam/

https://t24.com.tr/yazarlar/ozlem-yalim-tasarim/susamayan-yaraticilik,23698

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-49610797

https://www.birgun.net/haber/2-muhalif-rap-sarkisi-birden-gundeme-damga-vurdu-susamam-ve-olay-267495 

https://www.evrensel.net/haber/386206/susamam-ve-olay-adli-iki-politik-rap-sarkisi-gundeme-damga-vurdu

https://tr.euronews.com/2019/09/06/susamam-ve-olay-doga-siddet-insan-haklarini-isleyen-youtube-1-5-milyon-dinleyiciye-ulasti

https://journo.com.tr/susamam-saniser-ezhel-rap-sansur

https://www.independentturkish.com/node/68156/haber/20-rap-şarkıcısından-türkiyenin-olaylarına-susamam-tepkisi 

https://www.haksozhaber.net/ak-partiye-gore-susamam-provokasyon-118902h.htm

https://ilerihaber.org/icerik/saniser-ve-20-muzisyen-susamam-dedi-103083.html

https://odatv.com/turkiyeyi-sarsacak-iki-rap-sarkisi-birden-06091934.html 

https://tele1.com.tr/rapcilerden-nota-devrimi-susamak-82257/

https://www.abcgazetesi.com/susmayanlarin-sesini-yukseldi-susamam-24-saat-icinde-10-milyona-yakin-izlendi-39558

https://www.haberler.com/ali-babacan-dan-rapci-saniser-in-susamam-12408604-haberi/

https://twitter.com/eacarer/status/1169897892460384257?s=20

https://twitter.com/EmreUslu/status/1169970059869065218?s=20

https://twitter.com/FilizKer/status/1170011068829245440?s=20

https://twitter.com/meraldanis/status/1170599431953092609?s=17

Bu liste daha uzayıp gider. Ancak kısaca göz gezdirmek gerekiyor. Ali Babacan'ı, FETÖ firarisi Emre Uslu'yu, HDP'li milletvekillerini, kökü dışarıda BBC vb. yayın organlarını, PKK kuyrukçusu Evrensel vb. siteler... Bütün bunları bir araya getiren gerçekten ülkemizin problemleri mi? Ülkemizin problemleri gerçekten bu kesimleri rahatsız ediyor mu? Şarkıya yayınlanır yayınlanmaz hep bir ağızdan, sistemli bir şekilde bu kesimlerin propaganda faaliyetine girmesi tesadüf mü yoksa bu tarz faaliyetleri hep yaptıkları için alışkanlık mı oldu? Bunu ileride yaşayıp göreceğiz.

SORUNLARA GENEL GEÇER BAKIŞ

Şarkıdaki tek sorun hukuk kısmı değil. Şarkıya genel itibariyle yüzeysellik hakim. Bütün problemler bireysel ve insanların kötülükleriyle açıklanmış. Doğal olarak suçu insanlara atmaktan öteye geçememişler. Eğer sanatçı sorumluluğuyla toplumsal duyarlılığınızı göstermek gibi bir iddianız varsa bu işi ciddiyetle ele almak durumundasınız. Olayları sadece görünüşleriyle ele alan kaba bakış açısını bırakmanız gerekir. Öncülük veya aydın olma sorumluluğu yüzeyselliği değil özü görmekle başlar. 

Küresel ısınmanın tek sebebi insanların teker teker çevre bilincinden uzak olması mı yoksa küresel şirketlerin kâr hırsıyla çevreyi, insanı, hayvanı hiçe sayması mı? Mesele küresel şirketleri hakim kılan sistemin kendisinde. Kamu yararını ve üretimi esas alan bir düzen kurulmadıkça, hiçbir meselenin çözülmesi mümkün değildir.

Aynı yüzeysellik kadın meselesinde de devam ediyor. Bu mesele de sığ bir şekilde erkek şiddetiyle açıklanmış. Erkek dahil insanların bilincini belirleyen içlerinde bulundukları siyasi sistemdir. Ülkemiz kırsalda ve taşrada Orta Çağ kalıntısı, merkezde ise neoliberal bir kültür ile karşı karşıya. İki anlayışın da ortak özelliği kadının toplumda üreterek, mücadele ederek değil, sadece cinsiyeti ile var olmasıdır. Kadını erkeğin gerisine düşüren, istismara ve şiddete maruz bırakan gerçek budur. 

Kemalist Devrim ve yarattığı iklim her alanda olduğu gibi kadın meselesinde de ülkemize çağ atlattı. Kadın hakları hukuki, siyasi, sosyal, ekonomik anlamda gelişim gösterdi. Kemalist Devrim’e karşı başlatılan saldırı sonucu, sağdan veya soldan Cumhuriyet karşıtları güç toplamaya başladı. Cumhuriyet Devrimleri’nin yaşadığı tahribat kadın haklarında da gerilemeye sebep oldu. Meseleyi erkek şiddetiyle açıklamak kolaya kaçmak olur. Şarkı yüzeyselliği ve çözüm üretememesi açısından da sınıfta kaldı. 

Sorunun kaynağını tespit edemeyince doğal olarak çözümde üretilmiyor. Çözümün olmadığı yerde söylenenler sadece yakınma oluyor. Yakınmak sorunun çözümüne değil aksine daha da derinleşmesine hizmet eder.

KARAMSAR OLANLAR GELECEĞİ GÖREMEZLER

’’Düşerim derinlere

Dünya, dönsün başım gibi

Aklımı kaybederek rüya 

Nefesim, iç sesim

Düşerim derinlere’’

Bu sözler Aspova mahlaslı rapçiye ait. Burada da görüldüğü gibi karamsarlık, yalnızlık ve yılgınlık hakim. Düğme ilk başta yanlış iliklenince geri kalan da yanlış ilikleniyor. Aspova’nın sözlerindeki ruh hali şarkının genelini yansıtıyor. Milli Mücadele’nin muhaliflerinden Refii Cevat(ULUNAY) Atatürk ile geçen bir anısını Sadi Borak’a anlatır:

-Paşam, milli direniş, güzel. Ama neyle? Hangi askerle, hangi silahla, hangi parayla? Maalesef Paşam, kupkuru bir çölden farksız oldu bu güzel vatanımız.

+Öyle görünür Refii Cevat Bey, öyle görünür. Ama çölden bir hayat çıkarmak lazımdır. Çöl sanılan bu alemde saklı ve kuvvetli hayat vardır. O, Türk milletidir. Eksik olan şey teşkilattır. Bu teşkilat organize edilebilirse vatan da millet de kurtulur.

Susamam şarkısı yeni de olsa tarihin her döneminde aynı ruh haline rastlayabiliriz. Şarkı bahsettiği sorunların özüne inememiş ve çözüm üretememiştir. Sorun ve çözüm tespit edildikten sonra artık mesele teşkilatlı mücadeleye kalmıştır. Sorun ve çözüm konusunda problem yaşadıkları için örgütlü mücadele aşamasına gelememişlerdir. 

Biz TGB’lilerin verdiği mücadeleler, son 13 yıldır elde ettiğimiz tüm başarılar umudun, birlik ruhunun sayesindedir. Bilmek ve yapmak iradesi size çöl sanılan alemdeki saklı cenneti görmeyi sağlıyor. Milletimiz son 4 yıldır emperyalizme karşı mücadele ediyor. Bu mücadelede Atatürk ve milli değerler milletimizin elinde bayrak olmuştur.  Elbette bu mücadeleyle birlikte ülkemizde başka problemler de yaşıyoruz. 75 yıllık Küçük Amerika sürecinin bitmesi öyle bir çırpıda olacak değil. Bu sıkıntılı süreci hep birlikte yaşıyoruz. Ancak bu zorluk ve mücadele ülkemizi daha iyi yarınlara taşıyacaktır.

İşte çöl sanılan alemde saklı olan hayat budur. Mesele bu saklı enerjiyi görüp irade haline getirebilmektir. Eğer bilme ve yapma pratiğine girerseniz o enerji sizi geleceğe taşır. Yoksa cezaevindeki sözde gazetecilerin karamsarlığını, yılgınlığını yaşar şarkılarınıza yansıtırsınız.

DEĞİŞİM TEŞKİLATLA BAŞLAR MÜZİKLE DEĞİL

Müzikte diğer sanat dalları gibi toplumsal bir faaliyettir. Sanatı bireysellik olarak ele alan sanatçılar da en nihayetinde toplumsal bir pratiğin içine giriyorlar. Hem toplumun belli kesimlerine hitap ediyorlar, hem de toplumda var olan belli gerçekliklerden besleniyorlar. 

Müzik de tarih boyunca toplumsal gelişmeye ve değişmeye göre yeniden biçimlenmiş ve değişmiştir. Doğal olarak müzik toplumsal ve siyasi olaylarla doğrudan veya dolaylı olarak ilgilenmiştir. Müzik elbette bu açıdan önemli bir araçtır. Ancak tek başına yeterli olamaz.

Müziğin bir şeyleri değiştirebileceğine inanmak kulağa hoş gelen bir cümle ama bir gerçekliği yok. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir değişim müzikle olmamıştır. Amacımız bu şarkıyı yapanların çabasını küçümsemek değil. Ciddi bir amaçları olabilir ancak yapılan iş aynı ciddiyette değil. Şarkı toplumsal sorunlarla mücadeleyi; müziğe, bireysel isyana ve herkesin teker teker iyi olması gerektiğine sıkıştırmış. Birbirinden habersiz yığınlar tek tek yaptıkları mücadeleyle değil bir araya gelip gövdeyi oluşturduklarında başarılı olmuşlardır. Şarkıyı dinleyen insanların buradan alacağı fikir örgütlü mücadele değil karamsarlık içinde bireysel çıkışlar olacaktır. Bireysel çıkışlar sorunun çözümüne hizmet etmez. Soruna karşı oluşan tepkiyi bireysel isyanda harcar. Örgütlü mücadelenin başarısına karşı emniyet supabı görevi görür. Bireysel kahramanlığın, yakınmanın, isyanın geleceği yer burasıdır.

RÜYADAN UYANIN VE ETRAFINIZA BAKIN

Söz konusu ülkemiz olunca insanın aklına ilk olarak terörle mücadele ve ekonomik kriz geliyor. Ülkemiz ABD’nin tehditi altındadır, son 4 yıldır güçlü bir şekilde millet-ordu birlikteliği sağlanamasaydı ABD başarılı olabilirdi. Sorunların çözümü için önce ülkemize karşı oluşan tehditi ortadan kaldırmak, huzur ve birlik ortamını sağlamak gerekir. Buradan terör varken başka hiçbir sorunla ilgilenmeyelim gibi bir sonuç çıkmasın. Demek istediğimiz güçlü bir ekonomi, güçlü bir demokrasi, milli egemenlik ancak bağımsız, birlik ve huzur sahibi bir ülkede kurulabilir.

Ne yazık ki şarkıda vatan bütünlüğümüz için verilen mücadelenin esamesi okunmuyor. Hatta terörle bu denli yoğun bir mücadele varken yargıdaki bazı eksiklikler üzerinden ülkemizin bütün yargı sistemi, emniyeti, polisi hedef alınıyor. Susmamak tek başına erdemli bir eylem değildir. Ne için sustuğunuz ya da susmadığınızdır önemli olan.

PKK’nın yaktığı ormanlar, Diyarbakırlı annelerin çocukları için HDP’ye karşı verdiği mücadele, PKK’nın kamplarda çocuklara ve kadınlara karşı yapılan cinsel istismar, PKK ve FETÖ’nün masumlara karşı uyguladığı zulüm, ABD’nin ülkemize karşı uyguladığı düşmanca politikalar şarkının hiçbir yerinde yok. İnsan gerçekten merak ediyor bu saydığım olaylar faşizmin, kadın haklarının, çevre mücadelesinin, adaletin, gençliğin gelecek sorunlarının kapsamı içerisine girmiyor mu? Ya da bu arkadaşlar şarkılarında Türkiye’yi değilde başka bir ülkeyi anlatmaya çalıştılar bu meselelere bu yüzden mi değinmediler. 

Ülkemiz işçisinin, çiftçisinin, esnafının, işverenin Atatürk’ün Devletçi ve Halkçı ekonomisini kurmak için verdiği bir mücadele var. Grevlerle, toplantılarla, eylemlerle bu mücadele her geçen gün büyüyor. Sokaktaki yoksulluk gelişmiş ülkelerde de olabiliyor. Orada ki esas sorun ekonomik kriz değil bölüşüm ilişkilerindeki adaletsizlik. Türkiye’deki esas mesele bölüşüm ilişkilerindeki adaletsizlik değil ekonomik krizdir. Şarkıda ekonomik kriz de yok emekçi vatandaşlarımızın verdiği mücadele de yok. 

Şarkıda rap camiasındaki yanlışlara dair de pek bir şey göremedik. Bugün bir çok rapçi şarkısında ve kliplerinde uyuşturucuyu özendiren, kadınları küçük düşüren, şiddeti teşvik eden temalar kullanıyor. Kliplerde kadın aşağılanırken nasıl kadın mücadelesi vermeyi düşünüyorsunuz. Şarkılarda uyuşturucu özendirilirken ve bunun özgürlük olduğunu iddia ederken gençliğin gelecek kaygısına dair nasıl bir katkı sunabileceksiniz. Bunlarda merak edilen diğer konular. Burada kesinlikle bütün rap camiasını kastetmiyorum. Herkes bu yanlışların kimler tarafından hangi şarkılarda yapıldığını biliyor. 

Susamam’da bulunan rapçilerden Miraç, PKK/HDP ve FETÖ ile ilgili bir açıklama yaptı. Bu huzursuzlukların onlar tarafından kullanılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Açıklamayla birlikte kendisine karşı sosyal medya linci başlatıldı. Daha sonra açıklamasını HDP değil PKK demek istedim diye değiştirmek zorunda kaldı. Birçok meselede olduğu gibi burada da sustular. Söz konusu kendi arkadaşları bile olsa yanlış burada da devam etti. Düğme baştan yanlış iliklenince ne yaparsanız yapın düze çıkamıyorsunuz.

SİZİ İZLEYENLERE İYİ ÖRNEK OLMALISINIZ

Aydın insanları olumlu ya da olumsuz siyasi anlamda etkileyebildiği kadar aydındır. Susamam’daki rapçiler ciddi bir kesime ulaştılar, onları etkilediler. Bu sebeple aydın sınıflamasına girebilirler. Aydın olmak beraberinde ciddi bir sorumluluğu da getiriyor. Zaten onlarda bu sorumluluktan yola çıkarak bu şarkıyı yapmışlar. Daha önce yaptıkları protest rap şarkılarıda aynı sorumluluk duygusundan çıkarılmış. Diğer aydınlar gibi işleri zor sorumlulukları büyük. 

Bu ülkeye karşı sorumlulukları var. İnsanları doğru yönlendirmek en büyük görevleridir. Bu sebeple her anlamda kendilerini geliştirmeli, insanları olumlu anlamda etkilemeleri, bu ülkenin geleceğine katkı yapmalıdırlar. Bu şarkı iyi niyetlide olsa yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı ülkemizin geleceğine olumlu katkı yapmamıştır. Başta yazılan fıkra gibi dedikleriniz doğru olabilir ancak onlar bir işimize yaramıyor. Onları işe yarar hale getirmeniz gerekir.

Rapçiler toplumsal meselelere karşı duyarlılık açısından ülkemizde her zaman öncü konumda oldular. Çok önemli işler çıkardılar. Bu şarkıda yer alan rapçilerin önemli bir kesmi de geçmişte çözüm sürecine ve FETÖ’ye karşı tavır aldılar. Umarız kendilerini önemli bir değişime tabi tutarak ülkemizin müzik ve aydın birikimine önemli katıkılar sunarlar.

Samet Kunt

TGB İzmir İl Yöneticisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler