YAZAR
Dünya, 2019 Aralık ayından beri seyrini devam ettiren Covid-19 salgınına karşı büyük bir mücadele veriyor. Devletler ve sağlık kuruluşları bilim insanları birlikte çalışarak salgına karşı, aşı üretimi ve ilaç geliştirme noktasında hızlı ve nitelikli adımlar atmaya başladı. Yapılan çalışmaların en kısa zamanda meyvesini alacağımızı ve tüm insanlık olarak bilim sayesinde bu zor günlerden kurtulacağımızın umudu içindeyiz.
Yapılan aşı çalışmalarında sona doğru gidilirken aşının güvenirliliği son zamanlarda tartışılan bir konu oldu. Peki, her gün haberlerde duyduğumuz aşı ve aşı teknolojisi nedir? Aşı nasıl bağışıklık oluşturur? Önce bu soruları yanıtlayalım. Hastalık yapan mikroorganizmalar (mikroplar), bağışıklık sistemi hücrelerimizin üstesinden gelemeyeceği miktarda vücudumuza girerek enfeksiyonlara sebep olurlar. Aşılar enfeksiyon hastalıklarına karşı yapay bağışıklık oluşturan biyolojik ve kimyasal bileşenlerdir. Aşılama zayıflatılmış, seyreltilmiş virüs ya da bakterilerin antijenik parçalarının vücuda verilmesi ile ya da farklı aşı teknolojileri kullanılarak yapılır. Böylece savunma sistemimiz bağışıklık yanıtı verir ve sonrasında bağışıklık hafızası geliştirir. Aşı hem bireysel hem de toplumsal bağışıklık kazanmayı sağlayan, insanlığın en önemli buluşlarından biridir. Aşılanmamış bireylerin, aşılanmış bireyler sayesinde hastalığa daha az maruz kalması sonucu toplumsal bağışıklık oluşur.
Yeni aşı teknolojisi RNA aşıları virüse ait RNA dizisinin sentetik olarak oluşturulmuş bir parçasını doğrudan insan hücresinin içerisine yerleştirir, bu parça insan hücresini tekrardan programlayarak viral entijenlerin üretilmesini sağlar. Bunun üzerine bağışıklık hücreleri alarma geçer antikorlar antijene bağlanıp MHC molekülleri üzerinde belli peptidleri taşıyan T-hücrelerini aktive eder. mRNA yani mesajcı RNA, antijen üretiminden sonra parçalanır çünkü mesajı taşıma görevini yerine getirmiştir. mRNA, DNA tarafından üretimi tamamlandıktan sonra DNA’da bir değişim yaratması pek olası gözükmüyor çünkü bu molekül kalıtım molekülü değildir. Aynı zamanda kalıtımda değişiklik yapılabilmesi için bazı moleküllerin hücre çekirdeğe sokulması gerekildiği ve bu teknolojide mRNA sitoplazmaya verildiğinden sıkıntı yaratmayacağı öngörülüyor. Grip virüsleri gibi günlük hayatta birçok virüs RNA’sında maruz kalıyoruz bunlar genetiğimizi değiştirmediği gibi mRNA aşısının böyle bir durumu söz konusu olamayacağını uzamanlar vurguluyor. İnsan hücrelerine verilecek olan mRNA, virüsün yüzey proteinlerinin tanınmasına dair bilgiyi içeriyor. Bu yeni teknoloji Moderna ve BioNTech aşıları sıfırın altında ve -70’lere varan sıcaklıklarda saklanması gerekmektedir. Taşınması ve muhafaza edilmesi için özel donduruculara ihtiyaç duyulduğundan inaktif aşılara göre daha masraflı ve hassaslar.
Irkçılığın İzdüşümü: Sinovac Mı "ÇİN" Aşısı Mı?
Çin’nin ve dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketlerinden biri olan Nasdaq’a kote, Sinovac adında inaktif bir aşı geliştirdi. İnaktif aşı yöntemi en eski aşı yöntemlerinden biri olup çokça tecrübe ettiğimiz bilindik bir yöntemdir. Diğer aşı teknolojisi gibi geniş kitlelerde denenme gibi bir tecrübesi olmadığı için milyonlarca insanda uygulandığında gelecek sonuçları gözlemlemek gerekecek. Bu aşı Çin’de 250 bin kişi üzerinde denenmiş ve güvenirliliği %90’nın üzerindedir. Türkiye’de faz III çalışmaları 12 bin kişi üzerinde yapılmış ve yan etki ile karşılaşılmamıştır. Hal böyle iken alanında uzman olmayan kişilerin hiçbir bilimsel veriye dayanmayan Sinovac aşısı ile ilgili yaydıkları yalan bilgiler tamamen hedefli ve bilinçli yapılmaktadır. Bu davranışta Çin düşmanlığı ve Çin’e karşı yapılan ırkçılığın bir izdüşümü olarak görebiliriz. Hatta bu alanda uzman olan bazı akademisyenler bile bu ırkçı düşüncelere ve popülizme kapılarak Sinovac aşına dair temeli olamayan haksız yorumlar yaptılar. Bu yaptıkları meslek etiğine ve insan ahlakına uymayan davranışlardır. Covid-19 virüsüne Çin virüsü yakıştırması aşı içinde bilinçli olarak yapılıyor.
Türkiye’de Neler Yapılıyor?
Dünyada yapılan çalışmalara paralel olarak ülkemizde -Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ifade ettiği üzere -16 farklı aşı çalışması mevcut. Bu aşı çalışmalarının içinde inaktif aşıların yanı sıra biyoteknoliji yöntemlerinin kullanıldığı farklı tarzlarda mevcut. Birkaç aşı çalışması da geçtiğimiz günlerde insan deneylerine geçmiş durumda. Bu kadar kısa zaman içinde ve Türkiye’nin aşı, ilaç, maske, dezenfektan, hijyen malzemeleri üretimine geçmesi yeterli ham madde, ve insan gücüne sahip olduğunu gösterir. Osmanlı’dan Cumhuriyete kadar halkçı sağlık alanında atılan adımlar ve sağlıktaki devlet geleneğinin günümüzde yansımalarını görüyoruz. Türk bilim insanlarına gerekli ortam ve ödenek sağlandığında ne kadar başarılı olacaklarını aşı çalışmalarında ortaya çıkan tecrübelerden ve nitelikli insan birikimine sahip olduğumuz anlaşılıyor.
Salgından dolayı belki de en çok pişmanlık duyduğumuz şey temel bilimlere verilen önemin yıllardır ihmal edilmesidir. Bu pişmanlığı bir an önce telafi etmek için TÜBİTAK tarafından adımalar atılmaya başlandı. Umarım bu adımların devamı gelir ve biyoloji çağında biyologlara hak ettikleri çalışma alanları ve mesleki haklar sağlanır. TÜBİTAK’a bağlı birçok aşı çalışmasına başlandı ve bu çalışmalar başarıyla devam etmektedir.
Başlıca Covid-19 aşı çalışmaları:
• Prof. Dr. Mehmet Öztürk (Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi), Koronavirüs Spike Proteini ve ACE2 Reseptörüne Karşı Rekombinant Aşı ve İlaç Geliştirme
• Prof. Dr. Hakan Akbulut (Ankara Üniversitesi) COVID-19’a Karşı DNA ve Peptid Aşıları
• Prof. Dr. Nesrin Özören (Boğaziçi Üniversitesi) ASC Zerrecik Teknolojisi
• Prof. Dr. Mayda Gürsel (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) Yeni Koronavirüse Karşı Geliştirilecek Aşının Faz-1 Klinik Denemelere Hazırlanması ve Sağlıklı Bireylerin Enfeksiyondan Korunmasına Yönelik Diğer Yaklaşımlar
• Doç. Dr. Mert Döşkaya (Ege Üniversitesi) COVID-19 Aşısı İçin Antijen Keşfi ve DNA Aşısı Geliştirilmesi
• Prof. Dr. Osman Erganiş (Selçuk Üniversitesi), İnaktif COVID-19 Aşısı Geliştirilmesi (5)
• Erciyes Üniversitesi: Aşı inaktif virüs tekniğiyle hazırlanıyor. İnaktif aşının yanı sıra, rekombinant aşı geliştirilmesi çalışmaları devam ediyor. Erciyes Üniversitesi tarafından geliştirilen rekombinant aday aşının hayvan deneyleri tamamlandı ve böylece insanlar üzerinde denenecek ilk yerli aşı oldu.
Toplum Sağlığını Tehdit Eden Bir Sorun: Yükselen Aşı Karşıtlığı
Aşının tarihsel gelişimine baktığımızda toplumları büyük kıyımlardan kurtardığını görüyoruz. Bilim, insanlığın ortak çıkarları için kullanıldığında büyük uygarlık atılımları için ateşleyici olduğunu saptayabiliriz. İnsanlık doğayı anlamak ve tabiatın çetin şartlarına ayak uydurabilmek için bilimi keşfetmiş ve tarihi buluşlar yapmıştır. Aşı ve aşı teknolojisi, bu büyük atılımlardan biridir. Aşı çalışmaları beraberinde immünoloji, kimya, biyokimya, viroloji, bakteriyoloji gibi farklı disiplinlerin birbiri ile ve kendi içinde gelişimine de katkıda bulunmuştur.
Bazı küresel ilaç şirketlerinin kar amacı ile hareket etmesi ve insanlık namına hiçbir iş yapmamaları tüm bilimsel çalışmalara ve bilimin kendisine mal edilmemeli. Aynı küresel güçler, bilimi kendi emrinde tutsak etmeye çalışırken aynı zamanda kamu yararına sunulmaması için de mücadele ediyor. Aşı karşıtlığının veya bilim düşmanlığının sistematik temeli postmodern safsatalar tarafından yayılmaya çalışılıyor. Bu küresel güçler insan algısına müdahale edebilmek için bireyin çıkarlarının toplunun çıkarlanın önüne geçmesi düşüncesini yaymaya çalışmaktadır. Aşı karşıtlığı ile hedeflenen şey insanların bilime olan güvenini sarsmaktır. Böylece bilimsel temelli gerçeklikten kopup safsatalar ile insanların algılarına müdahale edebilmek daha kolay olacak. Aşı aynı zamanda toplum bağışıklığını oluşturduğu için küresel ilaç şirketlerine olan ihtiyacı azaltmaktadır. Hal böyle olunca bu kötü niyetli şirketlerde aşı teknolojisine dair yalan bilgiler ile insanları kışkırtmakla birlikte bunu bireysel özgürlük olarak sunduğunu görüyoruz. Salgınlar bütün toplumu ilgilendiren bir sorundur ve bireysel özgürlük çığırtkanlıkları yaparak, alınan önlemlere karşı gelmek ya da uymamak gibi bir durum söz konusu olamaz.
Postmodern safsataların aşıyla ilgili yaydığı bazı yalanlar ve doğrusu:
Aşılar Otizme Neden Neden Olur Mu?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) sosyal iletişim ve etkileşimde bozukluk ve tekrarlayıcı davranış̧, sınırlı ilgi ve aktivitelerin olduğu nörogelişimsel bir bozukluktur. (10) Aşının otizme neden olduğu yanılgısı 1998 yılında Lancet dergisinde yayımladıkları bir makale ile gündeme gelmiştir. Wakefield ve ekibi KKK (Kızamıkçık, Kızamık, Kabakulak ) aşısı sonrası bağırsaklarda inflamasyon ve otizm arasında ilişki kurulan 12 vakayı bu makalede paylaşmıştır. Yapılan bu deneyde otizmin nedensel mi yoksa rastlantısal mı olup olmadığına dair kontrol grubunun bulunmaması ve Wakefield’ın aşı üreticilerine dava açan ilaç şirketlerinden bu deneyi yapması için para aldığının öğrenilmesi üzere makale yayından kaldırılmıştır. Wakefield’ın etik dışı davranışında dolayı mesleği de elinden alınmıştır. Buna eş zamanlı olarak milyonlarca çocuk ile çalışılan farklı deneylerde otizm ile aşının bir bağı bulunamamıştır.
Aşıların İçindeki Cıva İnsanı Zehirler Mi?
İlk aşılar ampul içinde üretiliyor doktorlar bir kere kullandıktan sonra dolapta muhafaza ediyordu. Bu ampuller dolapta beklerken içinde başka bakteriler ürüyordu ve başka enfeksiyonlara neden oluyordu. Bu sorunu çözebilmek için anti-mikrobiyal özellikte olan organik cıva türevi tiomersal eklenmeye başladı. Lise kimya bilgilerimize baktığımızda tek başına yanıcı, patlayıcı, zehirli olan elementlerin başka elementler ile bir araya gelmesi sonucu organik molekülleri oluşturduğu ve bunları besinler yolu ile aldığımızı biliyoruz. Tiomersal; tiosalisilik asit ve etil cıvaya metobolize olarak vücuttan atılır. Yarı ömrü̈ yedi gün ve suda eriyebilen özelliğe sahiptir. Vücutta birikmez kısa sürede atılır. Aşıların dışında doğal yollar ile her gün çok miktarda etil cıvaya maruz kalıyoruz. (11)
Serap German
TGB İzmir İl Yöneticisi
Kaynakça:
1. https://archive.is/9WMZX
2. https://aydinlik.com.tr/haber/nusret-fisek-anlatiyor-ataturk-un-halkci-saglik-politikalari-204416
3. https://www.tuseb.gov.tr/tuhke/uploads/genel/files/haberler/Turkiyede-Asi-Serum-Uretiminin-Tarihcesi.pdf
4. https://aydinlik.com.tr/haber/nusret-fisek-anlatiyor-ataturk-un-halkci-saglik-politikalari-204416
5. https://covid19.tubitak.gov.tr/duyurular/covid-19-turkiye-platformu-asi-ve-ilac-gelistirme-sanal-konferansi-duzenledi
6. https://covid19.tubitak.gov.tr/sites/default/files/inline-files/mehmetozturk_oturum3.pdf
7. https://www.bilimveutopya.com.tr/index.php/safsatalari-tarihin-coplugune-nasil-atacagiz
8. https://www.bilimveutopya.com.tr/index.php/karamsarlar-hakli-mi
9. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/833900
10. Arıcan I. Sık Rastlanan Aşı Karşıtı İddialara Yanıtlar. Toplum ve Hekim 2018; 33-3: 195- 206.
11. www.mikrobiyoloji.org/pdf/702190101.pdf
tgb.gen.tr