Köy Enstitüleri’nin Mimarı: İsmail Hakkı Tonguç

Eğitimimizi kurtaracak yol; bilgiyi ezberlemenin aksine Köy Enstitüleri modelindeki gibi üreterek öğrendiğimiz bir eğitim sistemidir.

Köy Enstitüleri’nin Mimarı: İsmail Hakkı Tonguç
Mücahit Etli
Mücahit Etli
YAZAR

Kurtuluş Savaşı zaferi ile emperyalizm topraklarımızdan kovulmuş, milletin ve ülkenin ilerlemesine engel olan altı asırlık yönetim sistemi değiştirilmişti. Genç Cumhuriyet’in temeli devrim kanunlarıyla birlikte sağlama alınmıştı. Tüm bu gelişmelerin ardından yapılacak olan iş, bu yeni düzenin ve onun gereği olan devrimlerin halkın zihinlerine yerleştirilmesine, cahilliğin ve buna bağlı engellerin yok edilmesine kalmıştı. Bu nedenle halkın hayat anlayışını değiştirecek kadrolara, öğretmenlere ihtiyaç vardı. Aksi durumda, bu devrimleri köylere taşıyacak nitelikli kadrolar olmazsa, köyler yine medrese zihniyetinin etkisinde kalacaktı.

Cumhuriyet düşüncesinin köylere taşınması ihtiyacından öte de köylerdeki halkın okuma yazma oranı, bahsettiğimiz o nitelikli öğretmen ihtiyacını gözler önüne seriyor. Nüfusun %80’ini aşan 12 milyonu köylerde diğer %20’si de şehir ve kasabalarda yaşıyordu. Genel nüfusun %79,6’sı okur-yazar değil, nüfusun ancak %20,4’ü okuryazardır. Öğrenim çağındaki 1.800.000 çocuktan şehir ve kasabalarda okutulamayan çocuk sayısı 132.000, köylerde ise 1.110.000’dir. (1) Bütün bu nedenlerden dolayı Atatürk Devrimi’nin ürünü olan Cumhuriyet’in korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde kabul edilen Köy Enstitüleri Kanun Tasarısı ile eğitimde yeni bir dönem başlayacaktı. Peki bu dönemin inşasının mimarlarından olan, köylü çocuklarının ‘‘babası’’ kimdi?

Hayatını Türk Eğitim Sistemine Adayan Bir Öncü

Günümüzde Bulgaristan sınırlarında kalan Sokol isimli bir köyde doğan İsmail Hakkı Tonguç, önce doğduğu köyde ardından da Silistre’de, İstanbul'da ve Almanya'da eğitim almıştır. Eğitim hayatı bittikten sonra farklı yerlerde öğretmenlik yapan Tonguç 1935’te Türkiye’de ilköğretim genel müdürü oldu. Köy enstitülerinin kurulması ile ilgili kanunname çıktıktan sonra ise konu üzerine yoğunlaşmaya başladı. 1935'te dönemin Kültür Bakanı Saffet Arıkan'a “Köy Enstitülerinin” temelini oluşturacak bir rapor sundu.

İsmail Hakkı Tonguç, hayatının tamamını eğitime adamış büyük bir aydındır. O bir eğitim devrimcisidir. Türk eğitim sistemi üzerine yaptığı araştırmalar ile Köy Enstitüleri gibi çağının ilerisinde bir eğitim modelinin yaratılmasında Hasan Ali Yücel öncülüğünde büyük bir rol almıştır.

Köy Enstitüleri ve İsmail Hakkı Tonguç’un Misyonu

Öğretmek için öğretmek prensibi ile değil üretmek için öğretmek prensibi ile kurulan Köy Enstitüleri, Türkiye'nin en önemli bazı yazarlarının, sanatçılarının ve bilim adamlarının çıkış yeridir. Kapatılmasından sonra bile buralarda eğitim almış insanlar çevrelerine bilim, çalışkanlık ve disiplin aşılayarak yıllarca süren savaşlarda yitip gitmiş olan Türk milletinin çelik çekirdeğini önemli ölçüde ve çok kısa sürelerde onarmıştır. İsmail Hakkı Tonguç böyle önemli bir mirasın ve kültürün kurucularındandır. İsmail Hakkı Tonguç, Köy Enstitüleri kanunun çıkmasının ardından hayatını henüz okur yazar dahi olmayan ve yüzde sekseni köylerde yaşamakta olan Türk milletinin eğitimine ve gelişmesine adamıştır. Köy enstitülerinin kapatılmasıyla bu görevden alınıp farklı bir göreve atandığında dahi köylerdeki yaşantının daha ileri, bilimsel ve müreffeh olması için çeşitli araştırmalar yapmış ve kitaplar yazmıştır.

Köy enstitülerindeki öğrencilere yüklenen en önemli misyon, birer öğretmen olmalarıdır. Çünkü yeni kurulan Cumhuriyet’in sahip olduğu nüfus okuma yazma bilmemekteydi. Tarımı hala eski usullerle yapmakta ve türlü çilelerle mücadele ederek adeta bir yaşam savaşı vermektedir. Tüm bu problemleri aşmanın en temel yolu ise halkın eğitiminden geçmekteydi. İsmail Hakkı Tonguç bunu görmüş olup Türk milletinin sahip olduğu bu bereketli toprakları daha verimli bir şekilde değerlendirmek adına Köy Enstitüleri’nin eğitimindeki temeline tarımı koymuştur. Yüzyıllardır kullanılan karasaban artık işlevini yitirmiş ve yetersiz kalmıştır. Bununla birlikte zaten iki öküzünden birisini vermiş olan halk, o sabanı dahi kullanmakta sıkıntılar çekmektedir. Haricinde bugün ekilebilir olan birçok arazi o dönem koşullarında tarıma elverişli değildir. Köy Enstitüleri, ikinci toprak dağıtımının gerçekleşmesinde de çok önemli roller oynamıştır. Cumhuriyet devrimi Türk milletinin ekonomik koşullarını düzeltmek adına yerel ağalar ve Osmanlı döneminde aldığı payeler ile şatafat içerisinde yaşayan üst düzey memuriyetler yapmış olan kesimin elindeki kaynakların dağıtılmasına çok önem vermiştir. Bu süreçte ağalığa karşı açılan savaşta köy Enstitüleri, halkın örgütlenme alanı olmuş ve başarıya ciddi katkılar sağlamıştır. İsmail Hakkı Tonguç eğitimde yapılan devrime öncülük ettiği gibi milli üretim devrimine de bu bağlamda ciddi bir katkı sunmuştur.

Türkiye’nin Aydınlarını Yaratan Fabrikanın Fikir Babasıydı

İsmail Hakkı Tonguç’un mimarlığında kurulan Köy Enstitüleri’nde köylere ışık veren, Türkiye tarihinde kendine yer bulan nice kadrolar yetişmişti. Bu kurumlardan Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal ve Mehmet Başaran gibi yüzlerce yazar, şair, aydın öğretmen ve müzisyen yetişti. Okul binalarını kendileri yapan, tarlasını kendisi süren, bir yandan uygulamalarda bulunurken diğer yandan felsefeyi, edebiyatı, sanatı öğrenen bir köy aydını ortaya çıktı.

Çözüm Köy Enstitüleri Modelinde

Bugün ülkemizde neden Fakir Baykurtlar, Talip Apaydınlar gibi aydınlar yetişmiyor? Çünkü Fakir Baykurtları yetiştiren eğitim sisteminin yerini, bugün gerçek bir eğitim ve öğretimden uzak bir sistem aldı. Bugün, eğitimde yaşadığımız problemlerin temelinde düşünmek yerine ezberlemek şiarının etken olması, öğrencinin deneyimlemeye ve keşfetmeye harcaması gereken zamanı soru bankalarına harcaması ve bu sistem içinde yetişmiş kişilerin bugün halihazırda eğitime yönelik ihtiyaç duyduğumuz yenilikleri getiremiyor olması yatıyor. Eğitimimizi kurtaracak yegâne şey; bilgiyi ezberleyerek öğrenmenin aksine Köy Enstitüleri modelinde olduğu gibi bilgiyi üreterek ve uygulayarak öğrendiğimiz bir eğitim sisteminin temelinin tekrar atılmasıdır.

Mücahit Etli
TGB Muğla İl Yöneticisi

Tarih:
Diğer Haberler