Kubilay

Bugün Kubilay demek Cumhuriyet demektir. Cumhuriyeti yaşatmak Kubilay’ı yaşatmaktır, Kubilay’ı yaşatmak Cumhuriyeti ayakta tutmaktır.

Kubilay

YAZAR

"’‘Aydınlık aydınlığa yaklaşır iken
Sonsuzluğa ere ere
Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi
Bir zeytin dalı gibi yere
Düştü cebinden bir kitap, Açıldı göklere"

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Tam 87 yıl geçti üzerinden…

Türkiye’nin büyük bir aydınlanma ve kalkınma mücadelesi verirken bir yandan da gerici ayaklanmalarla mücadele ettiği o olayın üzerinden… O günden bugüne Akrep yelkovanın arkasından peşi sıra koşuyor hala… Çoğu şey eskiyor, önemini yitiriyor hatta tarihin tozlu raflarında kayboluyor. Zamana çoğu şeyin direnemediği muhakkak lakin; Mustafa Fehmi Kubilay gibi değerleri eskitmeye ne zamanın akışı ne gericilerin gücü yetebildi.

Peki, cesareti ve kararlılığı ile gerici ayaklanmaların önünde duran Kubilay kimdir?

Mustafa Fehmi Kubilay aydınlığın, umudun bütünleşmiş halidir. 1906’da doğan güneşin adıdır. 1926’da Bursa Öğretmen okulunu bitirmiş ve ardından hemen Aydın’da öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Bir sonraki durağı şimdiki adı Kubilay İlköğretim Okulu olan, o zaman ki adı Zafer İlkokulu oldu. Eğitimi, ilmi, irfanı ile tam bir Cumhuriyet eğitimcisiydi Kubilay.

1930 yılında öğretmen olarak İzmir’in Menemen İlçesi’nde 43. Piyade Alayı’nda asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yerine getirmek amacıyla görevlendirildi.
Görev hayatı boyunca duruşuyla, düşünceleriyle ileriye yön veren, kendini vatanına ve yeni nesil yetiştirmeye adayan koca yürekli bir isimden fazlasıdır Kubilay.

Takvim yaprakları 23 Aralık 1930’u gösteriyor…

Kubilay’a bir haber ulaşıyor. Menemen’de "Şapka giyen kâfirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." söylemi ile Cumhuriyete saldıranların isyanını engellemek için görevlendiriliyor.

Hedef Cumhuriyet, Hedef Laiklik, Hedef Kubilay

Derviş Mehmet eşliğindeki Cumhuriyet karşıtı bir grup; dini kullanarak bir takım hurafe ve safsatalarla insanları tehditvari bir şekilde galayana getirmeye çalışmıştır ve silah zoruyla etraflarına halkı toplaması için zorlamıştır. Derviş Mehmet, "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" şeklinde halka seslenmiştir. Olaylar akıl almaz bir şekilde ilerlerken gerici düşünceler Menemen sokaklarında tutunacak yer arıyordu.

Olay sırasında kullanılan manevra tüfeklerinin öldürücü etkisi olmadığı için bundan cesaret alıp "bana kurşun işlemiyor" diyen Derviş Mehmet bunu fırsata çevirdi. Ve vatan savunucularımızın üzerlerine giderek namlularını Cumhuriyete çevirdiler… Kubilay, şakilere nasihatte bulunarak; yaptıklarının hatalı, sakıncalı ve kötü bir şey olduğunu belirterek vazgeçmelerini ve dağılmalarını söylemiştir. Şakiler buna mavzer kurşunu ile cevap vermişlerdir. Kubilay kendisini korumak için tabancasını çekmiş ise de, bir kurşunla yaralanarak yere düşmüş ve gözleri dönmüş canilerden biri acımasız bir şekilde Devrim şehidimiz Kubilay’ın başını kahraman bedeninden ayırarak şehrin sokaklarında gezdirdi ve tarihimizde kara bir leke olarak kalan Menemen Olay’ı yaşandı.

Menemen'de Mustafa Kemal'in yankısı

Türkiye’nin 1925’de Şeyh Said İsyanından sonra tanık olduğu en önemli irtica olaylarından biri olan Menemen Olayı Mustafa Kemal Atatürk’ün de ciddi tepkisine yol açtı. Daha birkaç yıl önce Yunan İşgalinin acısını tatmış bir muhitte bu olayın meydana gelmesi akıl almaz bir durumdu. İşte bu esnada Menemen halkının duyarsız kalmasına karşı "Menemen’i yakın!" emrini verdi Mustafa Kemal.

Yolladığı baş sağlığı mesajında "Cumhuriyetin değerli uzvu Kubilay Bey temiz kanıyla cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.’’ sözüyle Mustafa Kemal Türk gençliğinin omuzlarındaki görevi hatırlatıyor.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu ve buna benzer birçok gerici düşünce ile mücadele edilmiştir. Cumhuriyetin kırmızı çizgisini tıpkı Kubilay gibi cesaret ile cumhuriyeti savunanlar belirliyor. Canı pahasına Cumhuriyeti savunan Mustafa Fehmi KUBİLAY bizlere o dönemin ruhunu yansıtıyor.

Atatürk Cumhuriyeti ve devrimlerinin simgesi Kubilay’ı anlatmaya ne nefesimiz yeterli gelir ne de cümlelerimiz…

Bugün Kubilay Olmak

Karanlığa karşı dövüşenlerin gerçekleştirdiği devrimin askeri olan Kubilay hepimizin değeridir. Bugün bu değere sahip çıkmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerindeki kara bulutları yok etmek, Atatürk’te birleşmek ve birleştirmek, bize bu vatanı miras bırakan atalarımıza olan minnet borcumuzdur.

Tevfik Fikret’in de dediği gibi dünyayı değiştirmenin gücü gençlerde görülen umut ile başlar. Bu umudu taşıyan gençler olarak gericiliğe ve bölücülüğe teslim olmayacak adımlar ile ilerliyoruz.

Çünkü; bugün Kubilay demek Cumhuriyet demektir. Kubilay demek cesaret demektir.

Cumhuriyeti yaşatmak Kubilay’ı yaşatmaktır, Kubilay’ı yaşatmak cumhuriyeti ayakta tutmaktır.

Ve biz Mustafa Fehmi Kubilay gibi gericiliğin üzerine yürüyen,

Atatürk yolunda birleşen nesiller yetiştiren,

Vicdanımızla ve bilincimizle daima Atatürk Türkiye’si için mücadele eden,

Cumhuriyete saldıranlara karşı teşkilatlı bir şekilde yoluna devam eden,

Ve Mustafa Kemal Atatürk gibi hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir diyen nesilleriz.

VATAN İÇİN HAZIRIZ HEPİMİZ KUBİLAYIZ.

Jeli Jale Yıldız
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Tgb Muğla İl Yöneticisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler