Milli Seferberlik Nasıl Olur?

Milli seferberlik olacaksa kararı millet vermeli, irade milletin olmalıdır. Milli seferberlik olacaksa böyle olmalı.

Milli Seferberlik Nasıl Olur?

YAZAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemi tartışmaları henüz TBMM Anayasa Komisyonunda sürerken milleti ekonomik kriz ve teröre karşı milli seferberliğe çağırdı. Önemli bir çağrı bu. Türkiye’nin kapısında ciddi bir ekonomik kriz tehlikesi var. Terör ise son 35 yıldır ülkemizin en büyük sorunu. Şu an ikisi de çözüme kavuşturulması bakımından en acil konular. Bunların milli seferlikle çözülmesi de doğru tespit. Ancak Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, bir başkanlık sistemidir tutturmuş gidiyorlar. Propaganda ayağını ekonomik kriz ve terörün çözümleri üzerinden örüyorlar. Bu mudur gerçekten çözüm? Türkiye’nin çözüm bekleyen en acil iki gündemi başkanlık sistemi ile mi aşılır? Erdoğan, başkanlık rüyasını gerçekleştirebilmek için bu önemli iki konuyu adeta kullanıyor diyebiliriz. Ancak o iş öyle olmaz!

Başkanlık sistemi için Nisan ayında referanduma gidilecek. AKP medyası, başkanlık sistemini öven yazılarıyla süreci fiilen başlattı. Geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak gazetesinden Kemal Öztürk "Gençlere referandum için öneriler" başlık bir yazı yazdı.Yazı, başlığının verdiği beklentileri karşılamıyor çünkü yazıda öneriye dair bir şey yok. Havada kalan, somutlaştırılmayan söylemlerle biten yazıda cevaplandırılmayan 3 önemli soru var. Bunlar; "Nasıl bir vatan hayalin var?", "Nasıl bir millet hayalin var?", "Nasıl bir dünya hayalin var?"... Kemal Öztürk yazıda gençlere öneri yapmadığı gibi bu soruları da cevaplandırmıyor. Biz onun yerine cevaplandıralım bu 3 soruyu.

TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BİR VATAN

Öncelikle terörden arındırılmış bir vatan hayalim var. Türk milletinin önündeki çözmesi gereken sbirincil mesele terördür, ardından da kapıdaki ekonomik krizden kurtulmaktır. Rejim tartışmaları bizim gündemimiz bile değildir. Hatta durum bu kadar hayati iken mevcut rejimimize daha da sarılmamız gereklidir. 30 Ağustos 1922’de Kurtuluş Savaşımız zaferle sonuçlandığında arkasında en büyük dayanak olarak Meclis vardı. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, Büyük Taarruz öncesi “Büyük Millet Meclis’inin orduları! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini vermişti. Neden? Çünkü Meclis, milletin en büyük güvencesiydi. Ordusuz kalmış bir millet, o meclis aracılığıyla yeniden bir ordu kurup düşmanı dize getirmişti. Terörü yenmek için ordumuzu güçlü tutmalıyız, ordumuzu güçlü tutmak için de onu oluşturan Meclis’i güçlü tutmak zorundayız! Bunun başka koşulu yoktur.

VATAN İÇİN BİRLEŞMİŞ BİR MİLLET

“Nasıl bir millet hayalin var?” sorusuna ise cevap çok net: terörü bitirmek adına vatan için birleşen bir millet. Formül çok açık. Milli birlik sağlanırsa dimdik meclis ayakta kalır. Onun orduları da 24 Temmuz 2015’ten beri yürüttüğü terörle mücadeleyi başarıya ulaştırır. Bunu görmek için tarihimize bakmamız yeterlidir, okyanus ötesine kadar gitmenin hem anlamı yok hem de faydası...

YURTTA BARIŞ CİHANDA BARIŞ

Hayal ettiğim dünya ise Atatürk’ün hedeflediği “Yurtta barış cihanda barış” şiarının sağlandığı dünyadır. Terörü yeneceğiz, emperyalizmi def edeceğiz, milli birliği ve barışı sağlayacağız. Aynı doğrultudaki barışı komşularımızla sağlayacağız. Son dönemde Rusya aracılığıyla İran ve Suriye ile girdiğimiz süreç bunun bir ölçüde göstergesidir.

Ancak bütün bunları sağlanması hangi başlangıç noktasına dayanmalıdır? Milli seferlikten bahsediyor Cumhurbaşkanı... Ama nasıl bir milli seferberlik? Milletin seferber edilmesini yine milletin yetkilendirdiği meclisi devre dışı bırakılması üzerinden tarif ediyor, asıl mücadelenin böyle verileceğini söylüyor. Öyle mi olur gerçekten? Meclis yani milletin yetkileri yönetimden uzaklaştırılırsa orada başarısızlık olur, kriz olur, bölünme olur, 24 Temmuz 2015 ve 15 Temmuz 2016 süreçlerinin ardından birleşen Türk milleti kutuplaşır.

MİLLETİN CEVABI HEP AYNI: MECLİS

Milli seferberliğin en iyi tarifini kendi tarihimizden öğreniriz. Bakalım milli seferberlik dönemlerine; Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı... En büyük dayanağı Meclis’in varlığıdır bu dönemlerin. Çünkü seferlik milletle yapılır, içerisinde doğrudan millet vardır. Milletin devre dışı bırakıldığı bir süreç başarıya ulaşmaz. Bunu defalarca gördük. 1897 Türk-Yunan Savaşını kazanmamıza rağmen sırtını millete dayamayan iktidar, savaşta elde ettiğimiz başarıyı masada fazlasıyla bırakarak geri döndü. Yine sırtını millet yerine işgal kuvvetlerine dayayan Sultan Vahdettin, Mondros ve Sevr antlaşmalarıyla ülkenin işgaline göz yummuş, orduları terhis etmiş, cephane ile iletişim kanallarıyla ulaşım ağını işgalcilere teslim etmiştir.

Devleti 33 yıl baskı ve gericilikle yöneten, devletin başına geçtikten 2 sene sonra Meclis’i kapatan Sultan Abdülhamit’i millet tahttan indirdi, Meclis’i ilan etti. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından işgalcilere yaranmak için vatanseverleri tasfiye edip Meclis’i kapatan Sultan Vahdettin’e de yine Türk milleti aynı cevabı verdi: 23 Nisan 1920’de Meclis’i ilan etti, Kurtuluş Savaşını zafere götürdü. 1876, 1908 ve 1920 yıllarına bakarsak millet, en büyük güvence olarak Meclis’i görüyor. Hala başkanlık söylemleriyle milletin isteğine göz yumanlar Abdülhamit ve Vahdettinlerin yaşadığı trajik sondan kaçamazlar..

Türk milletinden ve devrimlerinden Meclis’i ayıramayız. Onlar tarihsel olarak bir bütün olduğunu kanıtlamıştır. Milli seferberlik olacaksa Atatürk’ün izlediği yolu izlemek zorundayız. Seferberlik milli ise mevcut bütün milli kuvvetlerin bir araya getirilmesi, başlıca sorunların çözümüne dair örgütlenmelerin yapılması yani yapılan işin millet ile birleşmesi şarttır. Kuvayı Milleye budur, Erzurum Kongresi budur, Sivas Kongresi budur, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılması budur. Milli seferberlik, duvara “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazısını asmaktır, onu sonuna kadar uygulamaktır. O sözünü içini boşaltmak, Meclis'in yetkilerini tek bir kişide toplamak değildir.

Eğer gerekirse yine Atatürk’ün yaptığı gibi o gemiye binilmeli, Türk milleti Meclis’te birleştirilmeli, bölücü bütün unsurlar bertaraf edilmelidir. Milli seferberlik olacaksa kararı millet vermeli, irade milletin olmalıdır. Milli seferberlik olacaksa öyle değil böyle olması gerekir. Başka tarif mümkün değildir. Teröre karşı birleşen milleti bölmeyin, terörle mücadeleye ket vurmayın. Başkanlık sevdanızdan vazgeçin, Türkiye’nin gündeminde olmayan konulara değil önceliklere kafa yoralım.

Kaan Arslan
tgb.gen.tr Genel Yayın Yönetmeni

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler