POSTMODERNİZMİN ZEHRİ: GÜVENSİZLİK VE AŞI KARŞITLIĞI

Toplum bağışıklığını oluşturmak ve normal bir hayata dönmek istiyorsak mutlaka aşımızı olmalı ve üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz.

POSTMODERNİZMİN ZEHRİ: GÜVENSİZLİK VE AŞI KARŞITLIĞI

Emperyalist ve postmodern sistemin en etkili silahlarından biri olan sosyal medya üzerinden aşı reddi konusunda sistemli yapılan çalışmalar ve aşı karşıtı insanların örgütlü olarak hareket etmesi dikkat çekmektedir.

‘’Sosyal medyadaki aşı karşıtı grupların ve takipçilerinin aşılama uygulamasına hakkındaki fikir, tepki, duygu ve düşüncelerini tespit edebilmek amacıyla Facebook’un kendi arama motoruna Türkçe aşı karşıtlığı yazılarak çıkan sonuçlarda üye sayısının fazlalığı açısından dikkat çeken iki gruba ulaşılmıştır. Bunlardan, “Aşı Hakkında Bilgiler” (AHB) grubunun 01.10.2020 tarihi itibariyle 1993 kişi, “Günümüzün Kitle İmha Silahı” (GKİS) grubunu ise 28355 kişi üye olarak takip etmektedir. Instagram’da ise “Aşı Hakkında Bilinmeyenler” (AHBM) hesabının 33,9 bin takipçisi ve “Dobra Anne” (DA) hesabının ise 68,8 bin takipçisi vardır. ‘’

Sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgilerin, doğruluk sorgulamasına tâbi tutulmaksızın kabul edilmesi hakikatin gerçeklik bağlamından koparılması ile sonuçlanır. Bu sonucun toplumsal etkisini güvensizlik, endişe ve kaygılı bireylerde görebiliyoruz. Aşı reddinde birleşen insanların ortak noktaları da bu davranışlardır. Postmodernizm, gerçeklik kavramının içini boşaltarak bilime olan güveni sarsmak ve insanları istisnai olan olumsuz durumlara odaklayarak sağ duyu mekanizmalarını manipüle etmek için sistemli müdahale araçları yaratmaya çalışmaktadır. Bu araçlardan biri de Covid-19 salgının bir an önce bitmesi için çalışan sağlıkçıların ve bilim insanlarının geliştirdikleri geleneksel ya da biyoteknolojik olarak üretilen aşı ve ilaçlara karşı bilimsel verilere dayanmayan yalan yanlış bilgilerin ortaya atılmasıdır. Aşı karşıtları, bireyin çıkarlarının toplumun çıkarlarının önüne geçmesi düşüncesini özgürlükmüş gibi pazarlamaktadır.

Aşı aynı zamanda toplum bağışıklığı oluşturduğu için küresel ve kötü niyetli ilaç şirketlerine olan ihtiyacı azaltmaktadır. Kötü niyetli ilaç şirketlerinin piyasaya sürdüğü birçok ilaç isim değişiklileri yapılarak tekrardan pazarlanması insanlarda güvensizlik yaratmaktadır. Aşı çalışmaları ilaç şirketleri ile yapılsa da bilim insanlarının büyük birikimine dayanmaktadır. Bu neden aşıya olan güven bilime olan güvendir.

 

Toplum bağışıklığı 

Bağışıklık kazanmanın en güvenilir yolu aşılanmadır. Aşılar, güçlü ve uzun süreli bağışıklığı tetiklemek için tasarlanmıştır ve doğal enfeksiyonla elde edilen bağışıklıktan daha etkilidir. Sürü bağışıklığı geliştirmenin tek güvenli yolu toplumu aşılamaktır.

Bağışıklık, insanın kendisine zararlı mikroorganizmalara karşı koruma yeteneğidir. Doğuştan gelen doğal bağışıklık ve bir organizmanın hastalığa maruz kaldıktan sonra “kazanılmış bağışıklık” olarak ikiye ayrılır.

Kazanılmış bağışıklıkta, vücut yeni bir hastalık yapan mikroorganizma ile ilk kez karşılaştığında birincil bağışıklık tepkisi verir ve onu yok etmek için harekete geçer. Aşıların yaptığı da tam olarak budur. İnsan, hastalık yapan mikroorganizma ile ikinci kez karşılaşırsa, bağışıklık sisteminin tepkisi birincil bağışıklık tepkisinden daha hızlı ve daha güçlü olacaktır. Bu artan hız, hafıza hücreleri ile gerçekleşir. Hastalığa maruz kalmanın sonuncunda vücut aktif bağışıklık sağlar. Aşılanma toplumdaki bireylerin bağışıklığında hafıza oluşturduğu için salgınlar ile mücadele en önemli silahtır.

 


Postmodern safsataların aşıyla ilgili yaydığı bazı yalanlar ve doğrusu:  

 

AŞILAR OTİZME NEDEN OLUR MU?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) sosyal iletişim ve etkileşimde bozukluk ve tekrarlayıcı davranış, sınırlı ilgi ve aktivitelerin olduğu nörogelişimsel bir bozukluktur. (10) Aşının otizme neden olduğu yanılgısı 1998 yılında Lancet dergisinde yayımlanan bir makale ile gündeme gelmiştir. Wakefield ve ekibi KKK (Kızamıkçık, Kızamık, Kabakulak ) aşı ve otizm arasında ilişki kurulan 12 vakayı bu makalede paylaşmıştır. Yapılan bu deneyde kontrol grubunun bulunmaması ve Wakefield’ın aşı üreticilerine dava açan ilaç şirketlerinden bu deneyi yapması için para aldığının öğrenilmesi üzere makale yayından kaldırılmıştır. Wakefield’ın etik dışı davranışında dolayı mesleği de elinden anlınmıştır. Buna eş zamanlı olarak milyonlarca çocuk ile çalışılan farklı deneylerde otizm ile aşının bir bağı bulunamamıştır. 


AŞILARIN İÇİNDEKİ CİVA İNSANI ZEHİRLER Mİ ?
İlk aşılar ampul içinde üretiliyor doktorlar bir kere kullandıktan sonra dolapta muhafaza ediyordu. Bu ampuller dolapta beklerken içinde başka bakteriler ürüyordu ve başka enfeksiyonlara neden oluyordu. Bu sorunu çözebilmek için anti-mikrobiyal özellikte olan organik civa türevi tiomersal eklenmeye başladı. Lise kimya bilgilerimize baktığımızda tek başına yanıcı, patlayıcı, zehirli olan elementlerin başka elementler ile bir araya gelmesi sonucu organik molekülleri oluşturduğunu ve bunları besinler yolu ile aldığımızı biliyoruz. Tiomersal vücutta birikmez kısa sürede atılır. Aşıların dışında doğal yollar ile her gün çok miktarda etil civaya maruz kalıyoruz. (11)

AŞILAR DNA’MIZI DEĞİŞTİRİYOR
Yeni aşı teknolojileri, virüse ait bir proteinin ya da vektörü doğrudan insan hücresinin içerisine yerleştirir, bu parça insan hücresini tekrardan programlayarak viral antijenlerin üretilmesini sağlar. Bunun üzerine bağışıklık hücreleri alarma geçer antikorlar antijene bağlanıp  bağışıklık hüclerini aktive eder. Bu proteinlerin, genlerimiz tarafından üretimi tamamlandıktan sonra genlerde bir değişim yaratması mümkün değildir çünkü bu molekül kalıtım molekülü değildir. Aynı zamanda kalıtımda değişiklik yapılabilmesi için bazı moleküllerin hücre çekirdeğe sokulması gerekildiği ve bu teknolojide proteinler sitoplazmaya verildiğinden sıkıntı yaratmayacağını biliyoruz.

AŞILAR KISIRLIK YAPAR MI ?
Kısırlık yaptığı iddiası HPV aşısı için ortaya atılmış ve aşının içerdiği polisorbat 80 maddesine bağlı olduğu iddia edilmiştir. Ancak aşının içerdiği dozlardaki polisorbat 80 yardımcı maddesinin kısırlık yaptığına dair bir bulgu bulunmamaktadır. 

Tek hakiki mürşit ilim ve fendir!

Gerçeklik algısının bilimsellikten kopartıp duygusallık ve bireycilik ile bağdaştırılması bilimin en büyük düşmanıdır. Bilim, insanlığın dünyayı tanıma ve anlamlandırmak isteği ile ortaya çıkan bilgilerin sistemleştirilmesidir. İnsanlık ve hayat ilerledikçe bilimsel gelişmelerde kendini dayatır. Küresel ve tekelci ilaç şirketlerinin aşı çalışmalarına engel olmaya çalışması pandeminin tüm dünya milletlerini tehdit altına alması neticesiyle başarılı olamamıştır. Aşı teknolojisinin geliştirilmesi ve kamuya mal edilmesi kendini dayatmıştır. Aşının tarihçesi çok eski zamanlara dayanmakla birlikte aşının keşfi ile insanlık toplu ölümlerden kurtulmuş ve elimizde büyük tecrübeler birikmiştir. Bu yüzden aşının güvenirliliğini tartışmaya açmak akıl dışı bir davranıştır.

Toplum bağışıklığını oluşturmak ve eskisi gibi maskesiz ve mesafesiz bir hayata dönmek istiyorsak mutlaka aşımızı olmalı ve üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz.


Serap German 

TGB İzmir İl Sekreter Yardımcısı

 

Kaynakça :

KILIÇ, N. S. Post-Truth Çağda Aşı Karşıtlığı.
Hasar, M., Özer, Z. Y., & Bozdemir, N. Aşı reddi nedenleri ve aşılar hakkındaki görüşler. Cukurova Medical Journal, 46(1), 166-176.
Demiray, E. K. D., & Çeviker, S. A. (2020). Aşı ve Toplumsal Korunma. Journal of Biotechnology and Strategic Health Research, 4, 37-44.
KADER, Ç. (2019). AŞI KARŞITLIĞI: AŞI KARARSIZLIĞI ve AŞI REDDİ-ANTI-VACCINATION: VACCINE HESITANCY and REFUSAL. ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi, 4(3), 377-388.

 

Tarih:
Diğer Haberler