YAZAR
Sezai Karakoç Türk edebiyatının önde gelen şair ve düşünce adamlarından biridir. Sezai Karakoç’un vefatı Türkiye’nin ve Türkçe’nin önemli bir değerini yitirmesine yol açmıştır. Sezai Karakoç şiirlerinde Türk milletinin değerlerini ve manevi duygularını ustaca aktarmıştır. Aynı zamanda kendi çizgisi doğrultusunda Türk milletini birleştiren ve harekete geçiren değerlerini ‘diriliş’ anlayışı olarak adlandırmış ve sistematikleştirmiştir.
Sezai Karakoç'un Hayatı
Sezai Karakoç 1933 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. İlkokul eğitimini memleketi Ergani’de ortaokul eğitimini Kahramanmaraş’ta gerçekleştiren şair, Gaziantep lisesinden mezun olmuştur. Babasının İlahiyat okuması yönündeki telkinlerine rağmen parasız yatılı olarak okuyabileceği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye bölümünü kazanmıştır. Sezai Karakoç üniversite yıllarında Cemal Süreya, Ece Ayhan gibi önemli isimler ile dostluklar kurmuş ve Türk şiirinde ikinci yeni olarak bahsedilen akımın kurucularından biri olmuştur. Mezuniyetinin ardından çeşitli kamu kurumlarında önemli görevler alarak Anadolu’nun hemen her yerini gezmiştir. 60’lı yılların başından ömrünün son günlerine kadar aktif edebi hayatını sürdürmüştür. 16 Kasım 2021 tarihinde evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir.
Bulgucu Adam
Sezai Karakoç kendini hem içerisinde bulunduğu edebi akım hem de siyasal düşünce hayatından bir açıda soyutlamıştır. Klasik sağ hareketlerin içerisinde yer almayı tercih etmezken edebi anlamda kendisini kurucularından biri olduğu ikinci yeni şiirinin bir parçası olarak kabul etmemiştir. Sezai Karakoç’un özgün tarzı Türk milletinde karşılık bulmuştur. Türk milletine ait değerleri nevi şashına münhasır bir üsluba kavuşturmuştur. Kendi iç dünyasına olan yatkınlığı, popüler kültürden uzak duruşu Sezai Karakoç hakkında pek çok yanlış bilginin yayılmasına yol açmıştır. Ancak Sezai Karakoç ile ilgili yadsınamaz gerçeklik onun henüz lise yıllarından itibaren yakaladığı entelektüel birikim ve kültür olmuştur. Doğu – Batı klasiklerinin tamamını henüz üniversiteye başlamadan bitirmesi, Doğu – Batı medeniyeti hakkındaki değerlendirmeleri her zaman ilgiyle karşılanmasına yol açmış ve daima takdir edilmiştir. Sezai Karakoç hakkında kendisini anlatan en iyi metinlerden birisi, üniversite arkadaşı Cemal Süreya tarafından yazılmıştır. Cemal Süreya, Sezai Karakoç’u bulgucu adam olarak nitelendirmiştir ve hakkında şu cümleleri yazmıştır:
"Bulgucu adam. Belki de ülkemizdeki tek bulgucu. Çok daha yetenekli bir Mehmet Akif’in tinsel görüntüsüyle adamakıllı dürüst bir Necip Fazıl’ınkini iç içe geçirin, yaklaşık bir Sezai Karakoç fotoğrafı elde edebilirsiniz. Türkiye’de, özellikle sağın, özellikle de mukaddesatçı kesimin içinde yalnız. Bir başına. Hiçbir ortaklığa girmez. Düşüncesini de, öfkesini de hemen ortaya koyar. Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzsche de bilir, Rimbaud da bilir. Salvador Dali de sever. Nazım da okur. Sıkışmış, sıkıştırılmış deha. Alçakgönüllülükle katı yüksek uçuyor."
Sezai Karakoç en iyi Cemal Süreya tarafından anlatılmıştır. Entelektüel birikimi ve kişisel erdemleri arkadaşı dostu Cemal Süreya tarafından Türk milletine anlatılmıştır.
Türkçe’nin Eşsiz Ustası
Sezai Karakoç şiiri Türkçe’nin en etkin kullanıldığı şiirlerin başında gelmektedir. Türkçe içerisinde yer alan gündelik kelimeler Sezai Karakoç şiirinde yeni ve bambaşka anlamlar kazanmıştır. Türkçenin tarih sahnesindeki önemini ve kültürel birikimini ileriye taşımıştır. Şiirlerinde ve yazın kitaplarında Türkçe hakkında mesajlar vermiş ve Türk dilinin kazanımlarına, Türk milletinin tarihsel birikimlerine, Türk milletinin irfan geleneğine üslubunu yaslamıştır. Bu açıdan kendisini diğer şairlerden ayırmıştır. Döneminde ortaya çıkan neo-liberal Türk dilini tahrip edici şiirsel akımlara Türkçe’yi doğru kullanması ile cevap vermiştir. Türk dilinin tahrip edilmesine yazdıkları ile karşı durmuş ve eserleri ile Türk dilinin tahrip edilmesine karşı savaşmıştır.
Sezai Karakoç Türk Milletinin Değeridir
Sezai Karakoç Türk milletinin değeridir. Sezai Karakoç siyasal fikirleri üzerinden ABD uzantısı sahte sol örgütler tarafından hedef gösterilmeye çalışılsa da Türkçeye ve Türk vatanına önemli katkıları olmuştur. Hem şiiri hem düşünceleri ile ülkemizin kültür birikiminin yeni nesillere aktarılmasına, toplumsal ilişkilere daha çok yansımasına ön ayak olarak Türkiye’ye hizmet etmiştir. Sezai Karakoç Türkiye ve Türkçe’nin aşıklarından biri olarak ölmüştür. Vatanseverliğinin gereği olarak aşk, vefa, sadakat, irfan, adalet gibi erdemleri Anadolu’da doğan her çocuğa anlatmayı görev bilmiştir. Mütevazı yaşantısı, kibirden uzak kişiliği, herkesi kucaklayıcı ve dinleyici yaklaşımı, en önemlisi umutlu oluşuyla Türk edebiyat tarihinin eşsiz şairlerinden biri olmayı başarmıştır.
Sonuç
Türk kültür hayatı edebiyatçıların, sanatçıların sırtında yükselmektedir. Bizi biz yapan değerlerin ayrıştırılması emperyalizmin köksüzleştirme politikalarının bir uzantısıdır. Türkiye’nin vatansever aydın birikimine saldıranlar ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, birliğimize, kardeşliğimize saldırmaktadır. Emperyalizm uydurma tartışmalar ile Türk milletinin değerlerine küçük düşürücü ifadeler ile saldırması milletimizin değerlerini hedef almaya dönük bir tertip aracı haline gelmiştir. Fondaş medya ve uzantılarının hedef aldığı kültür insanlarımız önemli değerlerimizdir. Fondaş medya Türk milletinin kültürel hayatını sağ – sol ayrımı üzerinden bölmeye çalışmaktadır. Selahattin Demirtaş, Zülfü Livaneli gibi isimleri parlatmaya çalışarak vatansever aydınlarımızı tahrip etmeye çalışması aynı amaca hizmet etmektedir. Bu sebeple Türk kültür hayatı bugün milli ve gayri millilik üzerinden anlaşılmaktadır. Gayri milli olanlar Türk milletinin değerlerini alçaltacağını düşünerek onlara haksız saldırılarda bulunsa da gerçeği karartamayacaktır. Türk milletinin milli sanatçıları, milletin bağrında bir ırmak gibi akmaya devam edecektir.
Halil Yiğit GÖK
TGB İZMİR İL YÖNETİCİSİ