Tarihsel Dostluk: Türkiye-Rusya

Günümüzün nesnel gerçekliği, 100 yıl önce olduğu gibi Türkiye ve Rusya’yı aynı cepheye koymuştur.

Tarihsel Dostluk: Türkiye-Rusya
Deniz Bozkır
Deniz Bozkır
YAZAR

Enerji Zirvesi dolayısıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, 24 Kasım 2015’de Rus uçağının düşürülmesiyle bozulan ilişkileri “adım adım normalleşme” sloganıyla yeniden inşaa etmeye başladı. 15 temmuz darbe girişiminin ardından 9 Ağustos'ta Erdoğan’ın Sankt Peterburg ziyaretinde ve 4-5 Ekim tarihlerinde G20 zirvesinde imzalanan anlaşmaların ardından 9-10 Ekim tarihlerinde bir takım ekonomik işbirliği anlaşması imzalandı. Türkiye-Rusya serbest Ticaret Anlaşması, Türk Akımı projesi, enerji projelerinin imzalanmasının yanı sıra, uçak düşürme olayından sonra yasak getirilen Türk ürünlerinin, yasağının kaldırmasının Duma’da onaylanması ve PYD’nin Rusya ofisinin kapatılması iddiaları, zirvenin etkileri olarak yansıdı.

Aslında ismi Güney Akımı olan Türk Akımı projesi, Ukrayna ile Rusya’nın ilişkilerinin Şubat 2014’te Ukrayna’da başlayan iç savaş sonrası bozulmasıyla yarıda kalmış, Rusya Güney Akımı için Bulgaristan ile görüşmelere başlamıştı. Bulgaristan Avrupa Birliği’nden gelen baskılara dayanamayıp Rusya’ya hayır cevabı vermişti. Türk Akımı projesi Putin’in Aralık 2014’te Ankara ziyaretinde atılan imzalarla birlikte ortaya çıkmıştı. Proje tamamlandığında Türkiye’nin Ukrayna ve Avrupa üzerinden aldığı gaz Güney Avrupa'ya ve Balkanlar'a doğrudan Türkiye üzerinden geçecek ve Ukrayna üzerinden geçen hat kapanmış olacak. Proje ilk ortaya çıktığında 64 milyar metre küp kapasiteli olarak duyurulan hat, 10 Ekim'de imzalanan anlaşma ile 32 milyar metre küp kapasiteye sahip 2 hat şeklinde yapılacak. İlk hat sadece Türkiye’ye gaz yollayacak. Karadeniz’in altında kalan kısımlarını tamamen Gazprom şirketi üstlenirken, Türkiye topraklarından geçecek kısmını Botaş üstlenecek. İlk hattın inşaatının 2017 yılının sonunda başlanması planlanıyor. İkinci boru hattı ise Avrupa’dan alıcı garantisi olursa yapılacak ve inşaatını yeni kurulacak bir Rus-Türk firması yapacak. İkinci hattın inşaatının ise 2019 yılında başlaması bekleniyor. Rusya’nın Botaş’a 2014 yılında verdiği gaza %10'luk indirim sözü de hala gündemde. Rusya Federasyonu, Türk Akımı ile ilgili yaptığı açıklamada: “Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesinde Türkiye’ye doğalgaz indirimi yapma kararı aldık” dedi.

İki ülke tarafından 9-10 Ekim tarihinde görüşülen bir diğer gündem ise Türkiye-Rusya serbest ticaret anlaşmasıydı. İstanbul’da Hükümetler Arası Karma Ekonomi Komisyonu protokolü imzalandı. 2017 yılı sonunda iki ülke arasında hizmet ve yatırımları kapsayan serbest ticaret anlaşmasının sonuçlandırılması bekleniyor. Protokole imza atan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, “Hedefimiz Türkiye ile Rusya arasında ticarette ve ekonomide engellerin olmadığı bir coğrafya yaratmak. İki ülke arasındaki ticarette kullanılacak para birimleriyle ilgili önemli mesafe kat ediyoruz” dedi. Zeybekçi aynı zamanda Rusya Yatırım Fonu ile Türkiye Varlık ve Yatırım Fonu’nun bir araya gelerek 500'er milyon dolarlık rakam ortaya koyularak toplamda 1 milyar dolarlık bir sermaye kurulacağından bahsetti.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in İstanbul’da da bahsettiği Türk ürünlerini yasak kapsamından çıkarma konusu tüm ürünleri kapsamıyor. Rusya Federasyonu, federal meclisinin alt kanadında kabul edilen Türk ürünlerinin yasak kapsamından çıkarılması yasası, sadece Rusya’da yetiştirilmeyen ürünler için geçerli durumda. Domates, üzüm, elma, lahana, brokoli, salatalık, tavuk ve hindi gibi ürünler hala yasak kapsamında. Portakal, mandalina, kayısı, şeftali ve erik yasak kapsamından çıkartıldı. Putin, ülkesinde üretilen ürünlerle alakalı olarak: “öncelikli olarak kendi tarımsal ürünlerimizi ve üreticimizi korumamız gerek” dedi. Konuşmasına devam eden Putin: "Narenciye ve çekirdekli bazı ürünlerin kısıtlamalarını kaldırdık. Bu karşılıklı yarar sağlayan bir karar. Rusya’da tarım sektörü bu ürünleri üretmiyor. “ dedi. Önemli başka bir nokta ise Rusya’nın Türkiye’ye ambargo uygularken ürünleri aldığı Mısır’a ambargo uygulaması oldu.

Ekonomik ve siyasi olarak gelişen Türkiye-Rusya ilişkilerinin askeri açıdan Suriye cephesinde de görmek mümkün. Türkiye, Fırat Kalkanı Operasyonu başladığı zaman kendi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü stratejik hedef olarak görse de Suriye Devlet Başkanı ve hükümetiyle bir türlü yan yana gelemiyordu. Günümüzde mecburiyetler, Türkiye’yi Suriye ile yan yana getirmiş ve gün geçtikçe Türkiye'yi Suriye'ye daha da yaklaşmaktadır. Suriye Ordusunun henüz ABD’nin kara gücü PYD’ye karşı büyük bir cephe hattı olmaması, arada bir olan küçük çatışmalar dışında karşı karşıya gelmesini engelliyor. Rusya Halep’in doğusundaki grupları ateşkes anlaşması ile şehirden çıkarmaya çalışmış, hatta ateşkes bozulmasına rağmen buna devam etmişti. Rusya’nın amacı, savaşacak gücü kalmamış muhalif gruplarla savaşmak değil, anlaşma sağlayıp PYD’ye karşı daha büyük bir cephe hattı oluşturmak ve PYD'nin üzerine yürümek olduğu görülüyor. Fırat Kalkanı Operasyonu da aynı hedefi amaçlamaktadır. Bu yüzden önümüzdeki günlerde Türkiye, Rusya ve Suriye’nin ABD’ye karşı birlikte mücadele etmeleri hiç de uzak değildir. Günümüzün nesnel gerçekliği 100 yıl önce olduğu gibi Türkiye ve Rusya’yı aynı cepheye koymuştur.

Deniz Bozkır
TGB Uluslararası İlişkiler Bürosu Rusya Masası Sorumlusu

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler