Türk'ün Zaferi: Kut'ül Amare

İngiliz emperyalizminin üstüne balyoz gibi patlayan Kut’ül Amare Zaferimizin 104. Yılı kutlu olsun!

Türk'ün Zaferi: Kut'ül Amare
Mihriban Bicil
Mihriban Bicil
YAZAR

Türk Ordusu I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Zaferi’nden sonraki en büyük zaferini 29 Nisan 1916’da Kut’ül Amare’de İngilizlere karşı kazanmıştır. O gün beş general, on üç üst düzey subay, dört yüz seksen bir subay ve on üç bin üç yüz dokuz İngiliz askeri esir alınmış ve kazandığımız zafer güneş batmayan imparatorluğun üzerine bir bulut gibi çökmüştür. İngilizlerin bu en büyük yenilgisi hem onları hem de bütün dünyayı şaşkına çevirmiş, Enver Paşa önderliğindeki İttihat ve Terakki hükümetinin başarısını kanıtlamıştır. Ama bu zafer birçok cephede savaş veren Türk ordusunun, birliklerini İran cephesine çekmesini fırsat bilen İngiliz-Rus ordularının Filistin cephesini genişleterek yeniden işgali ile son bulmuştur. İngilizler, Türkleri Misak-ı Milli sınırlarına kadar geriletmiştir. Türk ordusu Cihan Harbi bitene kadar direnmeyi sürdürmüştür.
Bağdat’a giden yol
İngilizler 3 Kasım 1914 tarihinde Basra Körfezi’ndeki Fav’ı işgal etmiş, buradan da Bağdat’a doğru ilerlemek üzere 8-10 Kasım 1914 tarihleri arasında Şattül Arap bölgesine doğru yönelmiştir. Türk birlikleri Kurna şehrine kadar çekilmek zorunda kalmışlardır. İngilizler civardaki sömürülerinden de destek alarak 23 Kasım 1914 tarihinde Basra’yı işgal ettikten sonra Kurna’ya doğru taarruz etmişler ve 9 Aralık 1914 tarihinde bu şehri işgal etmişlerdir.
İngilizler Bağdat’a doğru ilerledikçe Arap aşiretlerinin de desteğini kazanıyor ve Enver Paşa bu durumu artık kontrol altına almak zorundaydı. Bunun için Irak bölgesindeki aşiretler arasında büyük bir nüfuza sahip ve Teşkilat-ı Mahsusa’nın önemli isimlerinden olan Süleyman Askeri Bey’i, o tarihe kadar Irak ve Havalisi Kumandanlığı görevini yürüten Cavit Paşa’nın yerine tayin etmiştir.

Teşkilat-ı Mahsusa’nın Fedakâr Komutanı

Cemal Paşa hatıratında Süleyman Beyle ilgili şunları söylüyor: “Süleyman Askeri Bey biraz acul (aceleci) biraz da nikbin (iyimser) biri olmasına rağmen pek mükemmel ve müteşebbis bir idare adamı addolunabilirdi.”
Süleyman Askeri Bey, 20 Ocak 1915’te Dicle boyunda keşif harekâtı yapan İngilizlerle karşılaşmış, çıkan çatışmada Osmanlı birlikleri başarılı olmuş fakat Süleyman Bey bacağından yaralanmıştır. Tedavi için Bağdat’a gitmiş ama doktorların ısrarlarına rağmen hastanede kalmayıp tekrar cepheye koşmuştur. Şuayyibe Savaşı’nda İngilizlerin modern silahlarına rağmen Türk ordusunun yeterli cephaneliği yoktu. Buna rağmen savaş Osmanlı lehine ilerliyordu. İngilizlerin destek birlikleri geldiğinde sayıca daha çok ve daha donanımlı olan İngilizlerin lehine dönmüştü savaş. Bu durum Süleyman Askeri Bey’i umutsuzluğa sürüklese de o asla mücadeleden vazgeçmemiştir. Sonunda sayıca ve cephanesi yeterli olmayan Süleyman Askeri Bey ve ordusu savaş pozisyonu alarak yavaş yavaş çekilmeye başlamıştır. Savaşı sedyede yaralı bir şekilde yöneten Süleyman Bey’in ayağının durumu daha kötüye gidince onu bir araca bindirirler. Yanında gelenlerin hepsine yeniden savaş hattına dönmelerini emretmiş ve araçta yalnız kaldıktan birkaç dakika sonra bir el silah sesi duyulmuş, Süleyman Askeri Bey orada can vermiştir. Yerine Sakallı Albay Nurettin Bey getirilmiştir. Aynı zamanlarda Irak seferinin ilk günlerinden İngiliz kuvvetlerinin başında görev yapan General Barret istifa etmiştir. Yerine General Sir Charles Vere Ferrers Townshend atanmıştır.

Osmanlı Birlikleri İmha Edilsin, Kut’ül Amare İşgal Edilsin

Nurettin Bey Irak savunması için hazırlıklara başlamıştı ancak Osmanlı birliklerinin imkanları sınırlıydı. Bu sırada İngilizler 31 Mayıs’ta ilerleyişe başlamıştı. 3 Haziran’da Amara’yı, 25 Temmuz’da Nasırıye’yi ele geçirmişlerdi.
Bu sırada İngiliz casusları Araplar arasında, Osmanlı’nın Araplara zulmettiğini, Arapları Osmanlı esaretinden kurtaracaklarını söylemeye başlamıştı. İngilizler tüm bu başarılarının üzerine Bağdat’ı almak istiyorlar ancak ikmal aldıkları denizden de uzaklaşmaya korkuyorlardı. Townshend İngiltere’den emir gelene kadar bekledi ve 23 Ağustos 1915’te beklenen talimat geldi. Talimatta Osmanlı birliklerinin imhası ve Kut’ül Amare’nin işgali isteniyordu.

İngiltere’den Kesin Emir: Bağdat Alınmalı

27 Eylül günü gelene kadar Osmanlı ordusu büyük kayıplar vermiş, yer yer geri çekilmişti. Osmanlı ordusu düzenli geri çekilirken aynı zamanda savaş düzeni almaya başlamıştı. 29 Eylül günü Osmanlı’nın çekildiğini gören İngilizler Kut’ül Amare’ye girmişlerdir. Nurettin Bey’in orduya savaş düzeni aldırdığını fark eden İngilizler afallamışsalar da İngiltere’den gelen emir kesindi: Bağdat alınmalı.
Townshend 14 Kasım’da Bağdat’a harekâtı başlatmıştı. Aynı zamanda Osmanlı, yakın çevrelerden tümenleri birleştirerek 6. Kolorduyu oluşturmuştu. Ordunun başına Alman Mareşali Nam-ı diğer Goltz Paşa getirilmişti. Osmanlı ordusu İngilizleri bastırmaya başlamıştı. Goltz Paşa daha sonrasında kuşatma sırasında tifüse yakalanıp hayatını kaybetti.
Disiplinli Ordu, İngiliz Kuşatması
25 Kasım’da İngilizler Kut’ül Amare’ye çekilmek zorunda kalmışlardı. İngilizlerin kaybı yaklaşık beş bine ulaşmıştı. Bu sayı toplam savaş gücünün üçte biri kadardı.
Osmanlı birlikleri Kut’ül Amare kalesine topçu atışlarıyla kuşatmayı başlatmıştı. Kalenin duvarlarını yıkan ve girmeye başlayan Osmanlı ordusuna karşın Townshend İran’a saldırı düzenleyen Rus birliklerinden yardım istemişti.
Teşkilatı-ı Mahsusa ajanları siperler arasında dolaşarak bildiriler dağıtmaya başlamışlardı. Hintli Müslümanlardan İngiliz birlikleri ile yan yana savaşmamaları ve İslam Halifesinin ordusunun karşısında yer almamaları istenmişti. Bu bildiriler işe yaramaya başlamıştı. Hintli Müslümanlar din kardeşleriyle savaşmak istemiyorlardı. Firar eden, nöbette uyuyakalan Hintli sayısı artmıştı. Mart ayına kadar süren kuşatma için nehirlerden yapılan cephane ve yiyecek yardımları da yeterli olmamıştır. Çünkü Osmanlı birlikleri buralara da inerek gelen yardımları engellemişlerdi. Her geçen gün Townshend huzursuzlanmaya ve umudunu yitirmeye başlamıştı. Zaten Londra’da bu durumun yeterince ciddiye alınmadığını düşünüyordu.
Halil Paşa ve komutası 10 Mart’ta Townshend’e teslim olmaları için mektup göndermişti ancak olumlu cevaplanmamıştı. İngilizlerin durumu korkunçtu. Günde ölen asker sayısı 20’ye çıkmıştı.
İngilizler ajan Lawrence’ı göndererek Halil Paşa’ya iki milyon sterlin teklif etmişlerdi. Ancak Halil Paşa bu teklifi reddetmiş ve 29 Nisan’a kadar teslim olmazlarsa saldırıyı şiddetlendirip İngiliz cephanelerini yok edeceklerini iletmişti.
Kut’ül Amare’de Çekilen Beyaz Bayrak
İngiliz hatlarındaki cephanelikler yok edilmeye başlamıştı. 29 Nisan günü Townshend’in yazısını iki İngiliz subayı götürerek Halil Paşa’ya koşulsuz, şartsız teslim olduklarını bildirmiştir. Aynı zamanda General Townshend şu satırları içeren telgrafı, İngiliz Avrupa Kuvvetleri Karargâhına gönderir:
“Kut’taki muhafızlarımızı almak üzere bir Türk alayı yaklaşmaktadır. Hem kalenin hem de şehrin üzerine beyaz bayrağı çektim. Taburlar saat 2’de Şumran yakınındaki kampa girmeye başlıyorlar. Biz telsizi yavaşça imha ediyoruz ki, bu iş yapılmaya değer. Kut’tan bütün gemiler ve istasyonlara elvedâ ve hepinize iyi şanslar… 29 Nisan 1916, Saat: 13.35, General Towshend.”
Sonra 5’i general 13’ü üst düzey subay 481’i subay olmak üzere 13.390 İngiliz askeri teslim alınmıştır. Aynı gün içinde Hükümet binasına Türk bayrağı çekilmiştir. Türk ordusu 10 bine yakın şehit ve yaralı verirken, İngilizler ölü ve yaralı toplam 23 bin kişi kayıp vermiştir.
Kut Bayramı Kutlu Olsun!
Bu zafer İngilizlerin en büyük yenilgilerinden biridir. Bu büyük zafer üzerine 6. Ordu Kumandanı Mirliva Halil Paşa, askerlerine yaptığı konuşmada “Bu günü Kut Bayramı ilan ediyorum.” demiştir.
Kut’ül Amare, İngiliz emperyalizminin Güneydoğu’daki hezimetidir. Kut’ül Amare zaferi olmasa İngilizler Güneydoğu’da işgal ve sömürgelerini genişleteceklerdi. İngiliz emperyalizminin üstüne balyoz gibi patlayan Kut’ül Amare Zaferimizin 104. Yılı kutlu olsun!


Kaynakça:
• https://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/KUT%C3%9CL-AMARE-ZAFER%C4%B0-I.-D%C3%9CNYA-SAVA%C5%9EINDA-IRAK-CEPHES%C4%B01.pdf
• https://www.fikriyat.com/tarih/2018/03/07/sedyede-savas-yoneten-kumandan-suleyman-asker-bey
• Hatıralar Cemal Paşa –Alper Kabakçı
• https://tr.wikipedia.org/wiki/Nureddin_%C4%B0brahim_Konyar
• https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BBt%27%C3%BCl-Am%C3%A2re_Ku%C5%9Fatmas%C4%B1
• http://www.ctad.hacettepe.edu.tr/15_29/04-kon.pdf
• Halil Paşa, Bitmeyen Savaş - M. Taylan Sorgun

Mihriban Bicil

TGB Ankara İl Yöneticisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler