

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TGB İSTANBUL İL YöNETiCiSi
Osmanlı Devleti’nde, 1908 Devrimi ile birlikte, hürriyet ve eşitlik üzerine temellenen bir toplum oluşmaya başlamıştır. Hürriyet Devrimi ile resmen başlamış olan kadın hareketleri Birinci Dünya Savaşı koşullarında kadınlara istihdam sağlanmasıyla hız kazanmıştır. Kadınlar fabrikalara girmiş, tarlalara el atmış, orduda görev almış; ülkeleri için gerekli tüm sorumlulukları omuzlarında taşımıştır. Savaş yükünü sırtlanıp, ülkenin kaderini erkekler gibi belirleyebileceklerini göstermişlerdir. Osmanlı Devleti’nde kadın hareketleri vatan mücadelesi ile başlamış, Cumhuriyet devrimi ile birlikte hızla devam etmiştir. İlk kadın gazetecimiz olan Sabiha Zekeriya Sertel; bu süreçte kadın hareketlerine hem fiilen hem fikren desteğini gösterip öncülük etmiş isimlerden biridir.
1895 senesinde Selanik’te doğan Sabiha Hanım, Balkan Savaşları sırasında İstanbul’a göç etmiş, 1968’de de Bakü’de vefat etmiştir.
“Kadın Ulusal Kalkınma ile Özgürleşir”
Ailesinin geleneksel cinsiyetçi rollere sahip olmasından dolayı kadınlara verilen hakların yetersizliğini bizzat gözlemleyen Sabiha Hanım, Selanik gibi modernleşmeye elverişli bir şehirde gözlemlerini harmanlamış, fikirlerinin alt yapısının oluşturmuştur. Hatta mensubu olduğu Dönme Cemaati’nin kurallarını çiğneme cesaretini göstererek, evleneceği adamı kendisi seçmiş ve Mehmet Zekeriya ile evlenmiştir. Küçük yaşlardan itibaren eğitimlerini evde tamamlayarak, kendisine gerekli eleştirel düşünmeyi öğreten entelektüel birikimi edinmiş, bu birikimlerini Genç Kalemler ve Yeni Felsefe isimli dergilere de aktarmıştır. Hem kendisini geliştirmeye devam etmek hem de fikirlerini aktarabileceği bir iş yapmak isteyen Sabiha Hanım, eşi Mehmet Zekeriya’nın müdürlüğünü üstlendiğini aynı zamanda içerisinde Halide Edip, Köprülüzade Fuat, Ömer Seyfettin ve Reşat Nuri gibi isimlerin de yer aldığı Büyük Mecmua isimli dergide yazmaya başlamıştır. Günümüzde, “Büyük Mecmua” toplumda çağdaşlaşmanın gerekliliğini savunduğu için Cumhuriyet’in de bir bakıma habercisi olarak kabul edilmektedir.
Sabiha Sertel’in Türk kadınlarına öncülüğünü anlamamız için Büyük Mecmua’yı da biraz tanımamız gerekiyor. Büyük Mecmua’nın çıktığı zaman dönemi 6 Mart 1919 – 25 Aralık 1919 dönemi olup, toplumda birbiri ile çelişen değişimler ve dönüşümler sahnelenmekteydi. Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı ve İstanbul askeri işgal altındaydı ve artık devletin eski yönetime tekrar dönemeyeceği aşikardı. Dönemin aydınları, milliyetçilik ve bağımsızlıkla gelecek bir mücadeleyi öngörüyordu. Büyük Mecmua da o dönemde işgal karşıtı bir politika izleyen, hatta bu yüzden Mehmet Zekeriya’nın tutuklanmasına sebep olan bir forum görevi görüyordu. İnançları ve görüşleri ayrı olan insanlar ülkenin kurtuluşu için fikirlerini öne sürüyor, aynı zamanda sosyalist bakımdan iktisadi yazılar, emperyalizme karşı yazılar ve kadın erkek eşitliği üzerine yazılar yer alıyordu. Sabiha Zekeriya Sertel de derginin ilk sayısından itibaren etkin bir şekilde kadının erkekle eşit olma mücadelesini gündeme getiriyor, kadın meselesi üzerine düşünceler üretiyor, dönemin dinamiklerini değerlendiriyordu.
Sabiha Sertel’in dergide yazdığı ilk yazı olan “Türk Kadınlığının Terakkisi”, Birinci Cihan Harbi’nin toplumsal yapıda uğrattığı dönüşümler ve kadınlık aleminin uğradığı köklü değişikler üzerineydi. İkinci yazısı olan “Kadınlığın Hukuku Bahsi”nde de kadın hukukunu ele alarak dönemin en alevli tartışması olan kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesini değerlendiriyordu. Kadınların sosyal haklarının tanınmasının siyasal hakları tanıyarak mümkün olabileceğini savunan Sertel; diğer yazılarında da eğitimde eşitlik meselesini, çalışan kadınların karşılaştığı sorunları mantıksal bir süreç içerisinde ele almıştı. Çünkü bu sorunların çözümü olmadan kadın haklarının o dönemki ortamda Batı’daki boyutlarda ilerlemesinin bir ütopya olduğunu, Türk kadınının eşitlik mücadelesinin Batı’dan farklı şekillerde ve farklı amaçlarla ilerlemesi gerektiğini öngörmüştü. Sabiha Sertel, Büyük Mecmua ‘da asrileşmeyi ele alırken, yanlış çağdaşlaşmanın kadına ve topluma zarar vereceğini, yine yanlış Batılılaşma yüzünden aile kurumunun zarar uğradığını, çağdaşlaşmanın sadece kıyafetlerle değil kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, toplumsal konularda alacağı sorumlulukların bilincine varmasıyla mümkün olacağını sık sık vurgulamış ve dergide kadınlara karşı duyarlılığını gösterirken ve kadın haklarını sadece eşitlik üzerinden savunmamış, kadınların ulusun kalkınmasındaki katkılarını da öne çıkartıp fikirlerini bu çerçevede temellendirmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında reformların gündemini oluşturacak birçok konu, Sertel’in öncülüğünde Büyük Mecmua’da ele alınmış, Türkiye’de kadına dair çalışmalara ciddi bir birikim bırakılmıştır.
Büyük Mecmua’nın İngilizlerden gelen baskı üzerine kapatılmasından sonra Serteller, Halide Edip aracılığı ile kendilerine burs ayarlayıp Amerika’da eğitime gitmişlerdir (1920-1923). Aldığı gazetecilik eğitimleri sırasında cins şuuru ve sınıf kavramı ile tanışmış olan Sabiha Sertel’de yeni bir farkındalık başlamıştı. Artık toplumdaki eşitsizliğin cinsiyet üzerinden ilerlemeyeceğini ve üretim çizgisinde belirleneceğini düşünüyordu. Türkiye’ye sosyalizm, sosyal adalet ve sosyal güvenlik gibi konularda da kendisini donatarak dönen Sertel’in yayın hayatında 2. dönem, Nazım Hikmet’in de kadrosunda bulunan Resimli Ay(1924-1931) isimli mecmua ile devam edecekti.
“Kadın Sorununu Toplumsal Mücadele Çözer”
Resimli Ay; ekonomi, toplumsal ve kültürel alanlarda saltanattan kalma yapıyı eleştirip, Cumhuriyet yanlısı bir çizgiyi izlemiş dergidir. 2. Dönem diye ayrılmasının temel sebebi şudur: Sabiha Sertel’in bu yazılarında, kadın sorununa karşı bakış açısında sosyalistliği açıkça görebiliyoruz. Kadın sorununun toplumsal bir sorun olduğunu belirlemiş, çözümünün de erkeklerle omuz omuza, toplumsal mücadele olarak sunmuştur. Kadınların iktisadi ve sosyal bağlamda olan dönüşümlerine yoğunlaşmayı ve kadınların ihtiyaçlarını belirleyip çözümlerini de bilimsel olarak ele almayı Türk feminizminin öncelikli görevi olarak belirlemiştir. Sertel’e göre; kadın toplumdaki yerini sağlamak için üretmeli, emeğini ortaya koymalıdır. Mitingler düzenleyerek hak talep etmek sonuç vermeyecektir. Kadın mücadelesinde en büyük sorunlardan birisi, meselenin toplumsal gerçeklikten uzaklaştırılıp kimi “aydın”lar tarafından çarpıtılmasıdır. Kadın ve toplum arasında yaratılan kopukluklarla feminizm hayata geçemiyor, sadece yüzeysel tartışmalarda kalıyordu. Sabiha Hanım’ın feminizm anlayışı emperyalizm karşıtlığı ile yoğrulmuş, dönemin liberal feminist görüşlerinin dışında bir yerde konumlandırılmıştır.
Resimli Ay’ın kapanması ile birlikte Sabiha Sertel, kitap çevirilerine yoğunlaşmış, arada geçici dergi işleri ile uğraşmış ve daha sonra Tan gazetesinde yazarlık yapmaya başlamıştır (1934). Tan gazetesi içerik itibariyle, emperyalist devletlere karşı verilen Milli Savaş’ın değerini bilen, Atatürk devrimlerinin savunan fakat bu devrimlerin o dönemdeki hükümet tarafından tamamlanamadığını vurgulayan, tek partili hükümet sistemini yüksek sesle eleştiren bir yayın organıdır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, mevcut hükümete muhalefet olarak kurulan Demokrat Parti’yi, demokrasinin işleyişi bağlamında desteklemiştir. Maalesef, demokratik ortamın gelişiyor olması, bazı kimseleri ürkütmüştür. Tan gazetesine karşı kara propaganda başlatılmıştır. Yazar kadrosu, gericilerin ve faşistlerin önüne komünist etiketi ile yem olarak sunulmuştur. Gazete 4 Aralık 1945’te baskına uğramış, Sertel çiftinin canlarına kast edilmiştir (Tan Olayları). Siyasal şiddete maruz kalan Serteller komünist olmakla suçlanıp, yargılanmış, kızları Yıldız ile birlikte 1950 senesinde Bakü’ye yerleşmişlerdir. Sabiha Hanım da 2 Eylül 1968 tarihinde, Bakü’de memleket hasreti içerisinde aramızdan ayrılmıştır.
“Batının Dayattığı Özgürlük Anlayışı Kadını Ancak Tutsak Eder”
Sonuç olarak Sabiha Sertel, Türk kadınının sorunlarının tespit edilmesinde toplumsal yapıyı analiz edebilmiş, çözümlerini de önümüze sunmuştur. Günümüze baktığımız zaman hala Türkiye’de kadın sorununu sığlaştıran, cinsiyetçilik üzerinden ilerleyerek kadını toplumdan soyutlayan bir kadın mücadelesinin yürütülmeye çalışıldığını görüyoruz. Oysa kadının sorununu bu şekilde çözmemiz mümkün değildir. Batıdan dayatılan özgürlük anlayışı, hiçbir kadının sorununu çözmez. Bizler kendi toplumumuzda, kendi değerlerimizle beraber dönüşmek zorundayız. Yapmamız gereken en temel şey Türk kadınını tanımak ve sorunlarını doğru tespit edebilmektir. Diyarbakır’da çocukları PKK tarafından kaçırılan annelerin, evlatlarını uyuşturucu batağından kurtarmak için gecesini gününe katan annelerin seslerini duymalıyız. Bu kadınlarımızın sorunlarını, şu an yapılmaya çalışıldığı gibi, toplumu cinsiyetle bölerek, karşı cinsi suçlayarak çözemeyiz. Tam tersine ülkece birleşip omuz omuza bir vatan mücadelesi yürütmek zorundayız. Kadınla toplumu ayrıştırmak, meseleyi bireyler üzerinden ele almak sadece toplumdaki çürümeyi arttırmakta, emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektedir. Oysa bugün erkeklerin, kadınların, duyguların, insanlığın için boşaltan, cinnetlere sebep olan şeyin adı emperyalizmdir. Kadın ile erkeğin emperyalizme ve Ortaçağ ilişkilerine karşı topyekûn mücadelesi, toplumun doğal olarak da kadının kurtuluş formülüdür. Bugün kadının özgürleşmesi, toplumun özgürleşmesinden geçmektedir. Toplumun özgürleşmesi de milli bağımsızlıkla, üretimle mümkündür. Bizler daha önce Cumhuriyet Devrimi ile kadını ve erkeği bütünleştirdik, kadınla toplumu bütünleştirdik, özgürleştirdik. Amerika destekli, gerici darbelerle bu birlikteliğimiz bozulmaya çalışılsa bile bu bütünlüğün sürdürülebilmesi için, kadın mücadelesinin gerçekçi bir çözüme ulaşabilmesi için, Sabiha Sertel gibi antiemperyalist bir gazetecinin bize bıraktığı bilgi ve birikimi doğru yorumlamak, onun öncülüğünde Türk kadınının temel sorununu doğru anlamak hepimizin önünde birer görev olarak durmaktadır.
Arzu Alpan
Tgb İstanbul İl Yöneticisi
Kaynakça:
- Türkiye’de Kadın Özgürlüğü Ve Feminizm(1908-1935) – Zafer Toprak
- Annem Sabiha Sertel Kimdi Neler Yazdı – Yıldız Sertel
- Sabiha Zekeriya Sertel: Erken Cumhuriyet Döneminde Kadın, Muhalefet Ve Basın - Bengü Aydın Dikmen
- Karadeniz İncelemeleri Dergisi, Güz 2019/ Türk Basın Tarihinin İlk Kadın Yüzlerinden: Sabiha Zekeriya Sertel-Emine Bilgehan Türk
- Erken Cumhuriyet Dönemi Aydını Sabiha Zekeriya Sertel’in Fikir Yazılarında Modernleşme Bağlamında Kadın, Toplum Ve Siyaset-Burcu Ertuna Biçer
- Doğu Perinçek, Teori, sayı 358, Kasım 2019
tgb.gen.tr