YAZAR
Bu yazımızda Türkiye’nin savunma sanayisini NATO çerçevesinde işliyoruz. NATO’ya katılmamızla birlikte süregelen bazı yanlışları düzeltiyoruz. NATO’nun Türkiye savunma sanayisini nasıl hedef aldığını görüyoruz.
Atatürk Dönemi Savunma Sanayi
Atatürk döneminde savunma sanayimiz çok önemli ilerlemeler gerçekleştirmiştir. Özellikle 1921-1937 yılları Türk Savunma Sanayisi için çok önemlidir. “Bu dönemdeki önemli gelişmeler:
1921 Ankara’da Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü'nün kurulması.
1923 Gazi Fişek Fabrikası’nın kurulması.
1924 Hafif Silah ve Top Tamir Atölyesi’nin kurulması.
1925 Şakir Zümre Bomba Fabrikası’nın kurulması. (özel sektörle kurulan ilk fabrika)
1926 Tayyare Otomobil ve Motor Türk A.Ş. (TOMTAŞ) kurulması.
1925 ve 1927’de Kırıkkale’de Topçu Mühimmat Fabrikası ve Mühimmat Fabrikası’nın kurulması.
1929 Elmadağ Barut Fabrikası Müdürlüğü’nün kurulması.
1930 Nuri Killigil tarafından Tabanca, Havan ve Mühimmat Üretim Tesisleri’nin kurulması.
1936 Nuri Demirağ Uçak Fabrikası’nın kurulması.”¹
Bütün bunlar kısa dönem içerisinde başarıldı. 1938 yılında üretilen NUD-38 yolcu uçakları 1944 yılında dünya havacılığında A sınıfı ödülü almıştır. Uçakları THK’nın almaktan vazgeçmesi üzerine bir bölümü Hollanda’ya ambulans uçak olarak satılmıştır.
NATO’ya Girişimizle Başlayan Süreç
NATO’ya girişimizle başlayan süreçte Atatürk dönemindeki kazanımlarımızı terk etmeye başladığımızı görüyoruz. Bu dönem içerisinde fabrikalarımız kapanmıştır. Truman Doktrini ile 100 milyon dolarlık mali yardım ve askeri malzeme tedariki sağlandı. Truman Doktrini gereğince “Amerika Birleşik Devletleri’nden gönderilen savunma araç ve gereçlerinin bakımı için Türkiye yılda 400 milyon lira ödemek zorunda kalmıştır. Bu nedenle savunma giderlerinde istenen kısıntı sağlanamamıştır.”² “Bu araçların yedek parçalarını satın almak için gerekli Amerikan dolarları bulunmadığı için, Amerika’dan borç alınmak zorunda kalınmıştır.”³
Kıbrıs Barış Harekatına kadar savunma sanayimizde bir atılım görememekteyiz.
Kıbrıs Barış Harekatıyla Tekrardan Gelişen Atak
1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Amerika, Türkiye’ye karşı silah ambargosu uygulamasıyla Türkiye zorunlu olarak savunma sanayisinde atılımlar gerçekleştirmeye başladı. ASELSAN, İŞBİR, ASPİLSAN,HAVELSAN gibi devlet destekli şirketler kurulmasıyla ciddi adımlar atıldı.
Günümüze yaklaştıkça gerçekleştirilen savunma atılımlarıyla büyük oranda NATO’ya olan savunma bağımlılığı azaltıldı. Türkiye’nin bu alanda geliştirdiği birçok proje vardı. MİLGEM bu projelerden biriydi. Fakat Amerika ve NATO Türkiye’nin peşini bırakmadı. Ergenekon-Balyoz tertipleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri, Vatan Partisi, TGB ve bu projeler hedef alındı. Türkiye’nin milli bütünlüğünü hedef alan Ergenekon-Balyoz kumpaslarının yerle bir edilmesiyle Türkiye içinde yeni bir süreç doğdu.
Doğan Yeni Süreç
Silivri duvarlarının yıkılmasıyla Türkiye için yeni bir süreç gelişti. Türkiye, ABD ve NATO’nun beslediği terör örgütlerinin üzerine gitmeye başladı. Bu operasyonlar sırasında Türkiye savunma sanayisinde çok ciddi ilerlemeler oldu. Türkiye kendi gemisini, Atak helikopterini, tankını üretti. Bunlarla birlikte Türkiye ciddi oranda silahını üretir hale geldi.
Ezilen NATO Gelişen Türkiye
Türkiye’de NATO’dan çıkalım tartışmaları sürerken önümüze sürekli çeşitli hurafeler çıkmaktadır. Bu hurafelerden biri NATO’dan çıkarsak silahlarımızı kullanamayız. Bu söylemlerin hurafe olduğunu Türkiye’nin NATO güçlerini ezdiği operasyonlarda görüyoruz.
Fırat Kalkanı Harekatı, İdlip Operasyonu, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı ile Amerika ve NATO’nun besleyip, eğittiği terör unsurlarını ezdik.
Karabağ'da 30 yıllık işgali kardeş Azerbaycan ve Rusya ile işbirliğimiz içinde son verdik. Amerika ve NATO'nun desteklediği Ermenistan'ı Karabağ'dan kovduk attık. Karabağ zaferinde ürettiğimiz Siha'lar önemli roller oynadı. Burada görüldüğü üzere geliştirdiğimiz silahlar mazlum milletlerin bağımsızlığında önemli roller oynamakta.
Doğu Akdeniz'de, NATO kuvvetleri Türkiye'yi açık açık intikam senaryoları içerisinde hedef almaktadır. Amerika, Fransa, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın Noble Dina ve Nemesis tatbikatlarına karşı Türkiye kararlı duruşunu Türkiye tarihinin en büyük deniz tatbikatı olan "Mavi Vatan 2019 Tatbikatı"ile cevap vermiştir.
Türkiye bütün bu operasyonları ABD ve NATO'ya karşı gerçekleştiriyor. NATO 2017 Norveç tatbikatı sırasında hem Atatürk'ü hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef tahtasına koydu.
Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile terörü temizlerken dönemin ABD Başkanı Trump Türkiye'yi ekonomisini mahvetmek ile tehdit ediyordu.
Türkiye’nin operasyonlarına karşı Amerika, Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarını vermedi. F-16 savaş uçaklarını da “Türkiye tarafından Yunanistan toprakları üzerindeki uçuşlarda kullanılmaması şartları getirildi. Burada da açık bir şekilde Türkiye’yi tehdit ettiğini görüyoruz.
Türkiye'ye hava savunma sistemi vermeyen ABD, Rusya'dan S-400 aldığımız için Amerika'nın hasımlarına karşı uyguladığı CAATSA yaptırımlarıyla Türkiye savunma sanayisini hedef aldı. Bu yaptırımlar ilk kez bir NATO üyesine uygulanmasıyla tarihe geçti. Görüldüğü üzere Amerika'nın ve NATO'nun hasmı içerisinde bulunmaktayız.
Türkiye ve NATO savaşı 70 yıldır sürerken, NATO her fırsatta Türkiye'yi işgal etmeye kalkarken hala Türkiye NATO'dan çıkarsa işgal ediliriz safsatasına sarılanlar Amerikan rüyasından uyanamadıklarını gösteriyorlar.
Dipnot:
1.Şahin, Güven, Atatürk Dönemi Türk Savunma Sanayi, Genelkurmay Personel Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Dairesi Başkanlığı Yayınları, Kasım, 2014
2.Üsküplü, Serdar, Küçük Amerika Sürecinin 70 Yılı, Teori Dergisi, Eylül, 2016
3.Üsküplü, Serdar, Küçük Amerika Sürecinin 70 Yılı, Teori Dergisi, Eylül, 2016