Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy

TGB Muğla İl Sekreteri Naci Önenköprülü yazdı...

Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy
Naci Önenköprülü
Naci Önenköprülü
YAZAR

20 Aralık 1873 tarihinde İstanbul’da doğan Mehmet Akif Ersoy, birçok siyasi değişikliğin ve önemli olayların geliştiği günlerde dünyaya gelmişti. Mehmet Akif’in yaşamı boyunca  Birinci Meşrutiyet, 93 Harbi, İkinci Abdülhamit yönetimi,Türk-Yunan Savaşı, İkinci Meşrutiyet,Trablusgarp,Balkan,Birinci Dünya Savaşları,Mütarekeler,Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet Devrimi  Fikir hayatını etkileyen önemli olaylardır.Eğitimine İptidai Mektebi(Zamanın İlköğretim  Okulu )’nde başlayan Akif daha sonra Rüştüye Mektebi’ne gitmiştir.Rüştüye Mektebi’nde ki Türkçe Öğretmeni olan Hoca Kadri Efendi, Abdülhamit Devrinin vatansever, mücadeleci isimlerindendir.İstibdat yıllarında baskından dolayı Mısır’a kaçmış orada “Kanuni Esasi” gazetesini çıkarmıştır.Rüştüye yıllarında şiire sevdalanan Akif, bu dönemde kendi değimiyle “Vezinsiz, kafiyesiz, özenmeden nazım parçaları karalardım” diyor.Rüştüyeyi bitirdikten sonra Mülkiye’de eğitimine devam eden Akif babasının ölümü ve maddi nedenlerden dolayı Mülkiye Baytar Mektebi’ne geçiş yapmıştır.

Fikir Hayatının Olgunlaşması

Akif, Mülkiye Baytar Mektebi’ndeyken dönemin vatansever şairlerinden Muallim Naci’nin etkisinde şiir yazmaya devam etmiştir.Bunun yanında Faransızca öğrenen Akif, Doğu ve Batı edebıyatındaki ürünleri okumuştur.Ziya Paşa ve Vatan Şairimiz Namık Kemal’i takip edip beğenmekte, hatta onlara özenip onlar gibi olmaya çalışmaktadır.

1908 Hürriyet Devriminde Mehmet Akif Ersoy

Okulundan mezun olan Akif, Anadolu’nun ve Rumeli’nin çeşitli vilayetlerinde müfettişlik yapıyordu. Karış karış gezdiği bu toplaraklarda içinde bizzat bulunacağı devrim fırtınaları esmeye başlamıştı.1699 yılından beri toprak kaybeden Osmanlı İmparatorluğu artık gerileme dönemindedir.Halk zaten yoksulluk içinde harap ve bitap düşmüşken birde Abdülhamit istibdatı, köylüden çifçiden yüksek vergiler kesmekte, aydınların kalemini kırmakta, halka büyük bir zulüm ve zorbalık uygulamaktadır.1906 yılına geldiğimizde Anadolu’nun ve Rumeli’nin çeşitli şehirlerinde Abdülhamite karşı ayaklanmalar başlamıştı.Millet hürriyet isteriz diye sokakları meydanları dolduruyordu.İşte bu günlerden geçerken, dönemin en kuvvetli teşkilatı olan İttihat ve Terrakki millete önderlik etmiş ve 1908 yılında 2. Meşrutiyeti  ilan etmişti.Hürriyete susamış insanlar gazeteler basıyor, şiirler yazıyor devrimi kutluyordu.

 

İttihat ve Terakkiye Üyeliği

 

1908 Devrimi yapıldıktan sonra İttihat ve Terakki’ye üye akını oluyor, üye olmayan aydınlar üye oluyordu.Buna Mehmet Akif ve bir grup arkadaşıda dahildi.Akif Abdülhamit baskısını görmüş bir şair ve aydın olarak İttihat ve Terakki’ye üye olmayı ve vazifelerini yerine getirmeyi bir borç biliyor önderleriyle iyi ilişkiler kuruyordu.

 

Sebillürreşad(Sırat-ı Müstakim) Gazetesi

1908 Devriminden 1 gün sonra Mehmet Akif Ersoy ve arkdaşlarıyla birlikte Sırat-ı Müstakim adında bir gazete kurmuştu. Gazetenin ilk yazısı “Hürriyet-i Musavat” yani “Esaretten Kurtuluş”tur. Akif’in başyazarı olduğu bu gazete o dönemde Akif’in düşüncelerini yasıttığı en önemli yayın organı olarak görüyoruz.Akif yazılarında genel olarak Hürriyet, Vatan,  İslamiyet, toplumsal gelişmenin ve birleşmenin öneminin vurguladığını görüyoruz.Akif 1 Ocak 1909 tarihinde Abdülhamit’e ithafen yayınladığı “İstibdat” şiirinde şu şiir dizeleri ile tarihe edeta not düşmektedir;

Yıkıldın, gittin amma ey mülevves devr-i istibdad,

Bıraktın milletin kalbinde çıkmaz bir mülevves yad!

Mehmet Akif Ersoy Sebillürreşad’daki yazılarında toplumsal gelişmeye ve kadınların bazı haklar edinmesi yönündeki fikirlerinide yansıtmıştır.Özellikle boşanma konusunda kadınların bazı haklar elde etmesini savunan Akif, bu konuda halkı aydınlatmaya çalışmıştır.

 

1.Dünya Savaşı ve Balkan Savaşı’nda Günlerinde Mehmet Akif Ersoy

Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı büyük toprak kayıpları yaşamıştı. Akif bu dönemde Sebillürreşad’daki yazılarında herkesi birleşmeye vatana sahip çıkmaya çağırıyordu. Balkan Savaşı’nın son dönemlerinde İstanbul’da “Müdafaa-i Milliye Heyeti” adında bir cemiyet kurulmuştur.Bu cemiyetin Yayın Şubesi’nde Mehmet Akif’te görevlidir. Müdafaa-i Milliye Heyeti’nin Başkanı olan Recaizade Mahmut Ekrem Mehmet Akif’ten Balkan Savaşında savaşan askerlerimiz için bir “Şahname” yazmasını rica etti.Bu isteği seve seve kabul eden Akif savaşın ilk günlerinde Sebillürreşat’ın birinci sayfasında “Cenk Şarkısı” adında şu dizeleri milletimiz ve ordumuz ile paylaştı;

  Ey sürüden arkaya kalmış yiğit!

Arkadaşın gitti, yetiş sen de git.

Bak ne diyor cedd-i şehidin işit:

Durma git evladım uğurlar ola!

Yerleri yırtan sel olup taşmalı,

Dağ demeyip, taş demeyip aşmalı !

Sendeki coşkunluğa el şaşmalı,

Haydi git evladım, uğurlar ola!

1914 yılına geldiğimizde emperyalist ülkeler Osmanlı Devleti’ni bölmek ve topraklarını paylaşmak istiyordu.Bir yandan Çarlık Rusya’sı, bir yandan İngilizler, Fransızlar ve Yunanlar ülkemizi işgal edip topraklarımızı paylaşmanın hesabını yapıyordu.İttihat ve Terakki hükümeti bunun farkında ,topraklarının az önce belirtilen ülkeler tarafından paylaşıldığını biliyordu.Tek çıkışın uzun zamandır müttefiki olan Almanlarla birlikte savaşa girmek olduğu tespitini yapmaktaydı.Aynı zamanda sürekli kaybedilen toprakların da geri alınmasını hedefliyordu.Akif bu dönemde Türkçülüğü ile tanınan Yusuf Akçura ile birlikte Osmanlı’nın bu savaşa girmesini desteklemekte, milleti birleştirip vatanını savunmaya davet etmekteydi.Hatta Birinci Dünya Savaşı öncesi Akif, Teşkilatı Mahsusa’nın görevlisi olarak Almanya’ya gitmiştir.Düşman içindeki müslüman askerlere vaazlar vermiş, esir olanlara iyi bakıldığını göstermiştir.1916 yılında ise yine Teşkilatı Mahsusa’nın görevlisi olarak Arabistan’a gitmiş oralardaki müslüman yerel halkı düşamana karşı savaşması için ayaklanmaya çağırmıştır.

 

Birinci Dünya Savaşı’nın Sonu

15 Mayıs 1919 İzmir işgal edilmişti.Emperyalistlerin “hasta adam” diye isim taktığı Osmanlı Devleti yıkılmış, şehirleri bir bir işgal edilmiş, askerlerimiz silahlarını teslim etmeye zorlanmıştı.Akif ve arkadaşları bu işgalin haksız olduğu görüşündedir.Arkadaşları ile birlikte yabancı ülkelerin temsilciliklerine protesto metni vermiştir.Bugünlerde millet bir kurtarıcı beklemekte, beklenen "münci-i milli" yani “Milletin Kurtarıcısı” İzmir'in işgalinin ertesi günü  16 Mayıs'ta İstanbul'dan Bandırma Vapuru'yla yola çıkacak ve az zaman sonra milletin dağınık örgütlenmesini birleştirmeye, Kurtuluş Savaşı'nın stratejisini ve taktiklerini adım adım belirlemeye ve uygulamaya başlayacaktır.Bu önder kuşkusuz Mehmet Akif’inde bilfiil destek olduğu Mustafa Kemal’dir.Mehmet Akif’in hep arzuladığı milleti ayağa kaldıracak, vatanı kurtaracak önder gelmiştir.

 

Milli Mücadele Dönemi

Mustafa Kemal Samsun’a çıkmış, Anadolu’yu karış karış gezmektedir.Millet, vatanını düşman işgaline karşı savunmak için ayağa kalkmış Kuvayi Milliye örgütleri olarak savunmaya geçmiştir.Mehmet Akif Ersoy 1920’de Kuvayi Milliye için Balıkesir, Kastamonu ve Anadolu’nun diğer vilayetlerine gitmiş buralarda Mahmut Esat Bozkurt(Cumhuriyetin Adalet Bakanlarından) ile birlikte gazetelere yazılar yazmış, meydanlarda, camilerde halkı milli mücadeleye çağırmıştı.1920 Nisan aylarında Mustafa Kemal, Akif’i Ankara’ya çağırmış TBMM ve Kurtuluş Mücadelesi için göreve davet etmişti.Akif ve arkadaşları İstanbul’dan Milli Kuvvetlere cephane taşıyan atların sırtında gizli bir şekilde Ankara’ya vardı.Onu meclisin kapısında Mustafa Kemal karşıladı.Mecliste aktif görevler alan Akif, o yıllarda 

Konya’da çıkan bir isyanı bastırmak için Hükümet tarafından görevlendirilmişti.Akif Konya’ya giderek orada halkı telkin etmiş, milli mücadele katılıp vatanı kurtarmak için halkı Kuvayi Milliye’ye katılmaya davet etmiştir.

Mehmet Akif Ersoy’un Milletvekili

5 Haziran 1920’de Mehmet Akif Ersoy, yapılan seçim sonucunda Burdur Milletvekili olmuştur.Antalya ve Kastamonu’da milletle buluşmuş milli mücadeleye katmak için çalışmalarına devam etmiştir.Kastamonu’da Nusrullah Camii’nde yaptığı konuşmada vatanı kurtarmak için ne gerekiyorsa yapmak gerektiğini belirtmekte, bunun ilk maddesinin Milli Birlik ve Bolşeviklerle ittifak yapmanın olduğunu söylemiştir.Zaten Akif Rus çarlığı yıkılmadan öncede sık sık Çarlık karşıtı şiirler ve yazılar yazmıştır.Bolşeviklerin, Lenin önderliğinde Çar’ı yıktıklarını ve kurtuluş mücadelesinde bizim yanımızda olurlarsa vatan için hayırlı olacağını aynı zamanda Rusya’da ki müslümanların geleceği içinde bunun gerekli olduğunu belirtmiştir.Lenin önderliğindeki Rusların insan,eşitlik ve kardeşliği savunduğunu bunun bizle uyuştuğunu söylemiştir.

İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy

1920 yıllarında birkaç cephede birden savaşan Türk Milleti’nin bir marşı yoktu.Hükümet ve Ordu, askerin ve halkın moralini yüksek tutacak onları aynı duygular içinde toplayacak bir marşa ihitiyaç duyuyordu.İsmet Paşa’nın önerisi ile İstiklal Marşı yarışması düzenlendi.Yarışmaya 724 şiir katıldı.Mehmet Akif Ersoy’un “Kahraman Ordumuza” adlı şiiri mecliste Hamdullah Suphi Beyin okumasından sonra büyük bir coşku ile dinlendi ve 12 Mart 1921’de İstiklal Marşı olarak kabul edildi.Akif Marş için koyulan ödülü kabul etmemiş, bu görevi Millet ve Ordumuz içiin yerine getirdiğini söylemiştir.

Mehmet Akif’ten Gençliğe Kalan Miras

İstiklal kazanıldıktan sonra Mehmet Akif Ersoy Mısır’a gitmiş ve istirahate çekilmiştir.Burada Safahat’ın 7. Kıtabıyla meşgul olmuştur. Bizzat Atatürk’ün isteğiyle Kur’an’ın Türkçe’leştirilmesi için çalışmada bulunmuştur.Bu dönemde Mustafa Kemal Atatürk hükümetini her daim desteklemiş irtibat halinde olmuştur.Mısıra gelmek isteyen yakınlarına ise gelmemelerini söylemekte memlekette kalıp hizmet etmelerini öğütlemiştir. Mehmet Akif Ersoy hayatı boyunca her daim vatanı ve milleti için çalışmıştır.Hayatının her alanında yazdığı yazılarda ve şiirlerinde gördüğümüz ortak tek bir şey vardır; “Vatanın ve Milletin Birliği”.Kurtuluş Savaşı’nın yedi düvele karşı kazanılmasındaki büyük sır budur;  Milleti Birleştirmek! Kurtuluş Savaşı Mehmet Akif’lerle Nazım Hikmetleri bir araya getirdiği için kazanılmıştır.Bugün önümüze düşen görevde budur!Gençliği ve milleti birleştirmek, vatanı ve milleti her türlü felaketten korumaktır!Şimdi görevlere atılmak için bir adım ileri!

                                                                                                                                                                  NACİ ÖNENKÖPRÜLÜ

                                                                                                                                                TGB MUĞLA İL SEKRETERİ

BİLİŞİM SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ

Tarih:
Diğer Haberler