YAZAR
Suriye Arap Cumhuriyetinin 26 Mayıs 2021 günü seçimlere gideceğini açıklaması tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Suriye’nin demokratikleşme adımı atması bölgedeki aktif sömürü gücü ABD tarafından kışkırtmalarla karşılandı. Suriye Ordusu, Kamışlı kentinde ABD’nin kara gücü PKK/YPG ile çatışmalara girdi. Bu durum Türkiye açısından yeni bir fırsatın kapısını araladı.
Bölücü Dayatmaya Karşı Suriye İle Hemfikiriz
Suriye’de çatışmaların yeni yeni hareketlenmeye başladığı dönemde Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Habertürk’te katıldığı programda Suriye’nin bölünmesini kesin bir dille kabul etmediğini söyledi. Aynı konuşmanın içerisinde Suriye ile ortaklığın kapısını aralayan Mevlüt Çavuşoğlu ‘Rejimle biz diğer konularda anlaşamıyoruz ama rejimle bu konuda düşüncelerimiz örtüşüyor. Rejime bölücü ajandayı dayattıkları için rejim bunları kabul etmedi’ dedi.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamaları Türkiye ile Suriye arasında terör karşıtı bir iş birliğine yol açabilecektir. Türkiye ve Suriye Amerikan emperyalizminin hedef aldığı iki ülkedir. Bu durumdan ancak birlikte çıkabileceklerdir. Suriye ile teröre karşı iş birliği pek çok alanda Türkiye’nin önünü açacaktır. Suriye aynı zamanda bir Doğu Akdeniz ülkesidir. Mavi Vatan mücadelemizde iki ülkenin ittifak birikimi ile başarıya ulaşma noktasında bir eşik daha atlatacaktır. Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ifadeleri bu açıdan ayrıca önem taşımaktadır.
Suriye Seçimleri Çözüme Katkı Sağlayabilir
Suriye, Doğu Akdeniz, Kafkaslar gibi savaşın olduğu tüm coğrafyalarda Türkiye – Rusya eksenli altılı platform çözümün anahtarı haline gelmiştir. Türkiye, İran, Rusya bölgesel ittifakı Azerbaycan’ın vatan savaşını zafere ulaştırmıştır. Bu durum Amerikan emperyalizmi ve İsrail siyonizmine karşı yeni bir modeli gündeme getirmiştir. Altılı Platformda Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan’ın yanı sıra Irak ve Suriye’nin bulunması olmazsa olmazdır. Coğrafi olarak kenetlenen bir Batı Asya, Amerikan destekli terör örgütlerinin kökünü kazıyacaktır. Böylesi bir fırsat uzun zamandır bölge ülkelerinin karşısına çıkmamıştır.
Altılı Platform hayata geçtiğinde platform üyesi ülkeler KKTC ve Abhazya Cumhuriyetini tanıyarak işbirlikçi devletlerin rolünü azaltabilecektir. Türkiye ve Rusya merkezli altılı platform ülkeleri her alanda kuşatılmaktadır. Suriye de bu kuşatmalardan etkilenmektedir. Dolayısıyla Suriye’de dört adımlı bir çözüm gündeme gelecektir. Birincisi Amerikan askerleri Suriye’nin kuzeyinden çıkarılacaktır. Meselenin düğümü burada çözülmektedir. Suriye ABD’yi ülkesinden Türkiye ile iş birliği yapmadan defedemeyecek durumdadır. İkincisi PKK’nın Suriye uzantısı YPG, ülkenin kuzeyinden atılacaktır. Suriye ordusu şu anda YPG ile çatışma halindedir. Ancak bu da yetersizdir. Türkiye’nin YPG ve türevlerine başlattığı operasyonlar ortadayken her iki tarafında belirli adımlar atması gerekecektir. Türkiye – Suriye iş birliği YPG ve türevi örgütlerin kökünü kazıyacaktır. ABD Batı Asya’da irticanın örgütleyicisidir. Türkiye ve Suriye birlikte yobaz terör örgütlerine karşı mücadele edecektir. Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit olan bu örgütlerin Suriye’de barınmaması için altılı platform ülkeleri çaba sarf etmelidir. HTŞ terör örgütü lideri Cevlani, Batı bizi kullansın derken Amerikan iş birlikçiliğini açıkça ortaya koymaktadır. Son olarak Suriye Hükümetinin atması gereken bir adım bulunmaktadır. Suriye’de terör unsurları ile bir araya gelmeyen muhalif gruplar ve kişiler hakkında af yasası çıkmalıdır. Çıkan af yasası Suriye’nin birliğine olumlu yönde hizmet edecektir. Bu birliktelik için 26 Mayıs seçimleri hayati önem taşımaktadır.
ABD, Suriye seçimlerini baltalamak istiyor
ABD kara gücü olarak nitelendirdiği YPG/PKK kontrolündeki bölgelerde Suriyelilerin seçime katılmasını engellemek için çaba sarf etmektedir. Şam yönetimi seçimlere katılımın yüksek olması için çaba sarf ederken, PKK/YPG seçime katılacak aşiretlere baskı uygulamaktadır. Ancak bölgede bulunan aşiretlerin büyük çoğunluğu Suriye hükümetini desteklemektedir. Amerika’nın buradaki amacı seçimleri şaibeli kılmaya çalışmak ve İkinci İsrail devletini kurmaya dönük hamleler atmaktır. BM’nin gözlemcisi olmadığı seçimleri kabul etmiyoruz diyen ABD saha da kendisine gerçeklik yaratabilmek için İŞİD ve YPG’yi kullanmaktadır. Seçimlerin tırnak içinde demokratik olması ABD’nin umrunda değildir. Asıl amaçları ikinci İsrail devleti kukla Kürdistanı kurmaktır. Seçimler de oy kullanacak kendine karşı duran aşiretleri sürmek, baskılamak için fırsat bulan ABD seçimleri bahane ederek Suriye’de nüfus mühendisliğine soyunmuştur. Ancak Suriye Arap Cumhuriyeti bu nüfus mühendisliğini kabul etmemektedir. İkinci İsrail’in sonuna kadar karşısındadır. Kamışlı da meydana gelen Ulusal Savunma Güçleri ve terör örgütü YPG arasında çıkan çatışmalar seçimi engellemek ve kukla kürdistan planını uygulamak için ABD tarafından atılan adımların engellemesine yönelik Suriye’nin attığı fiili adımdır. Suriye Ordusu bu harekatları düzenlerken yalnızca PYD/YPG terör örgütünü hedef almamaktadır. Ülkesinden Amerikan askerlerini çıkarmak için de mücadele etmektedir. Suriye – Türkiye iş birliği Batı Asya’da zaferin anahtarı konumundadır. Suriye’den Amerikan askerlerinin atılması ve üslerin Suriye Ordusuna devredilmesi, ABD’nin kukla devletçik planının imha edilmesi ile başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerine derin bir nefes aldıracaktır.
Suriye’de Yenilik Adımları Atılıyor
26 Mayıs Seçimleri Suriye’nin yenilik adımları açısından da bir fırsat sergiliyor. Başlıca bahsetmek gerekirse mevcut Cumhurbaşkanı ve Baas Partisi Genel Sekreteri Beşar Esad, 2012 yılında yapılan anayasa değişikliği kapsamında ikinci ve son kez aday olacaktır. Baas Partisi ve Suriye açısından yeniliklere gebe olduğunu gösteren toplu durum, Suriye’nin geleceğini etkileyecek bir sürecin başlangıcıdır.
6 aday olması, Suriye seçimler tarihinde ilk kez kadın adayların yer alması Suriye açısından önemlidir. Aynı zamanda Başkan Beşar Esad’ın Suriyeli göçmenlerin oy kullanması yönündeki çağrısı da yerindedir. Burada anahtar ülke Türkiye’dir. Biz Suriye’nin yenilik çalışmaları adına yurt içinde bulunan göçmenlerin seçime gitmesini sağlamalıyız. Bu sayede Suriye’nin temsil noktasındaki bazı sıkıntılarını giderme imkanına sahip olabiliriz. Beşar Esad ile Türk Hükümeti arasında yaşanan anlaşmazlıklara demokratik katılım panzehir olabilecek düzeyde bir atılımdır. 20 Mayıs’ta büyükelçiliklerde oy kullanacak olan Suriyeli göçmenlere sandık adres olarak belirtilmelidir.
26 Mayıs seçimleri Batı Asya toplumları için bir fırsattır. Batı Asya, 1947 yılından beri İsrail Siyonizmi ile savaşmaktadır. Amerikan Emperyalizminin bölgeye girmesi ile Batı Asya coğrafyasında harita değişikliği gündeme gelmiştir. BOP gibi projeler Noble Dina gibi tatbikatlar bölge ülkelerini tehdit etmiştir. Türkiye, İran, Irak, Suriye devleti Amerikan merkezli bölünme tehditleri ile karşı karşıyadır. Bölgesel iş birliği olmadan emperyalizmin tehdidini bertaraf edemeyecektir.
HALİL YİĞİT GÖK
TGB İZMİR İL YÖNETİCİSİ