Zaferin Adı Lozan

Lozan, Türk milletinin verdiği büyük İstiklal Savaşı’nı taçlandıran bir zaferdir.

Zaferin Adı Lozan
Elif Beyza Tekin
Elif Beyza Tekin
ANKARA İL YöNETiCiSi

24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde bulunan Beau-Reivege Sarayı’nda yürütülen uzun ve hararetli tartışmaların sonucunda imzalandı. Heyette Türkiye Cumhuriyeti’nin o dönemki Dışişleri Bakanı İsmet Paşa önderlik  ediyordu. Aynı zamanda dönemin Sinop Vekili Rıza Nur Bey ve Trabzon Vekili Hasan Bey (Saka) Lozan’a giden heyet arasındaydı.

Delege Heyeti Reisi İsmet Paşa’nın katıldığı Lozan Görüşmeleri uzun tartışmalar yapıldığından dolayı iki bölüme ayrılır. İlk dönem 20 Kasım 1922- 4 Şubat 1923’e dek sürdü. İkinci dönemse 23 Nisan’da başlayıp 24 Temmuz’da sona erdi.

Lozan, uzun görüşmeler sonucunda sona erdi. Antlaşma maddeleri Türkiye lehine sonuçlanana kadar tartışmalar devam etti. İsmet Paşa önderliğinde giden heyetimiz, Türkiye’nin kazanımlarını en üst seviyede tutacak tartışmaları yürütmüştür.

İsmet Paşa’nın tavrı, emperyalist devletlerin temsilcilerine tokat gibi yansımıştı. Çünkü Türkiye, savaşta kazandığı gücü diplomasi masasında da devam ettirmeyi amaçlıyordu ve böylesi bir dirençle karşılaşmayı beklemiyorlardı.

Türkiye’nin bu görüşmelerden kazançlı çıkabilmesi için kararlı bir duruş göstermesi gerekiyordu. Çünkü tıpkı savaş sahasında olduğu gibi diplomasi sahasında da emperyalistlerin Türklere karşı saldırı sona ermeyecekti. Dolayısıyla İsmet Paşa’nın önderlik ettiği heyet Lozan’da Türkiye’nin bağımsızlığını her alanda kazanabileceği koşulları masaya taşıdı.

NUTUK’TA LOZAN

İtilaf Devletleri ise hala İstanbul Hükümetini var saymaya çalışarak Lozan’daki görüşmelere İstanbul Hükümeti’nden de temsilcileri davet etmiştir:

“İtilaf devletleri tarafından Lozan'da toplanacak olan barış müzakeresine davet olunduk. İtilaf devletleri, hala İstanbul'da bir hükümet tanımak istiyor ve onu da bizimle beraber Konferans'a davet ediyordu.”[1]

İstanbul Hükümetinin başında bulunan Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa da Lozan’a giderek antlaşmaya imza atanlardan biri olmak istiyordu. Bunu da Mustafa Kemal’e gönderdiği, Mustafa Kemal’in Nutuk’ta da yer verdiği bir telgrafta belirtmişti:

“Tevfik Paşa, önce bana bir telgraf çekti. 17 Ekim 1922 tarihli bu telgrafta, Tevfik Paşa, kazanılan zaferin, bundan böyle İstanbul ile Ankara arasında anlaşmazlık ve ikiliği kaldırmış ve milli birliğimizi sağlamış olduğunu yazıyordu.”[2]

Mustafa Kemal, İtilaf devletlerinin bu ikiliği yaratarak Ankara Hükûmetini yok saymaya çalışma planını gördü. Lozan’a giden süreçte saltanat makamını kaldırarak anlaşmanın muhatabının Ankara Hükûmeti olması bakımından meşru zemini de kuvvetlendirmiştir.

 

LOZAN’LA KABUL ETTİRDİĞİMİZ KABOTAJ HAKKIMIZ…

Türk devriminin teorisyenlerinden olan Mahmut Esat Bozkurt, Lozan Barış Antlaşması’nın  denizlerimizdeki haklarımızdaki kazanımımız konusunda vurgu yapıyor:

“Bugün, Lozan Antlaşması'yla dünyaya kabul ettirdiğimiz kabotaj hakkımızı kutluyoruz. Bayramımızın anlamı büyüktür: Türk denizleri yeniden Türkün oldu. Bu hakkı bize armağan kılan İstiklal Savaşlarının Türk şehitlerine rahmetler, gazilerine sonsuz saygılar sunarken, Lozan Antlaşması'nın kahramanı Türk Şefi İnönü'yü bir kere daha minnetle anıyoruz.”[3]

Bozkurt, bunu yaparken İstiklal Savaşı’nı ve Lozan’ı ayırmıyor. Çünkü İstiklal Savaşı’ndan bağımsızlığını kazandığımız yurdumuz yalnızca karadan oluşmuyor. “Mavi Vatan” dediğimiz denizlerimizdeki haklarımızın temelini Lozan Antlaşması ile atıp sonrasında Montrö Antlaşması ile kuvvetlendirdik. Bugün Mavi Vatan’da ülkemizin kazandığı gelişmelere sevinenler Lozan’ı görmezden gelmemelidirler.

LOZAN’A HEZİMET DİYENLER

Bugün Lozan’ın hezimet olduğunu dile getirenler, Türkiye’yi güçsüz duruma düşürmeye hizmet eder.

Emperyalist devletler, Sevr Antlaşması ile Türkiye’ye bölünmeyi dayattılar. Lozan’da kazanıp kazanmadığımızı görmek için Sevr Antlaşması ile karşılaştırmak bile yeterlidir.

Türkiye’ye dayatılan Sevr haritasına baktığımızda parçalanma ve teslimiyeti görüyoruz. Ancak Lozan yalnızca kağıt üzerinde bir başarı değil, Lozan’ın başarısı Mustafa Kemal’in liderliğinde Türk askerinin ve milletinin canı pahasına savaşarak kazandığı toprakların bağımsızlığının garantisidir.

Sevr haritasını incelediğimizde Batı’da İzmir-Manisa hattı, Trakya’da Çatalca hattından ilerisi (bugün Edirne, Tekirdağ, Kırklareli) İtilaf devletlerine teslim edilmiştir. Doğuda ise elbette emperyalistlerin istediği biçimde bir Ermeni ve Kürt devleti kurulacaktır. Lozan’da ise Türkiye’yi bölme planı Mustafa Kemal’in de söylediği gibi “bittabi söz konusu ettirilmemiştir.”[4] Bunun yanında Türkiye’ye ekonomik zincirler de vurulacaktı. Öyle ki bırakın bir Türk ekonomisi inşa etmeyi borçlar bakımından bile bağımlı bir Türkiye olacaktı. Elimizi bağlayan kapitülasyonları reddederek Lozan’da ekonomik zaferi de elde ettik.

 

1933 yılında yayınlanan bir Sevr Antlaşması haritası
1933 yılında yayınlanan bir Sevr Antlaşması haritası

Böylelikle Lozan Barış Antlaşması, Sevr Antlaşması ile Türkiye’ye dayatılan şartları da ortadan kaldırmıştır. Türkiye’yi Anadolu’nun içinde savunmasız ve iktisadî olarak çökmüş ve bağımlı hale getiren Sevr Antlaşması bu şekilde yırtılıp atılmıştır.

Türkleri topraklarından atmak isteyen emperyalistlere karşı yürüttüğümüz Kurtuluş Savaşımızın sonucunda Lozan’a giden süreci hazırladık. Lozan, Türk milletinin verdiği büyük İstiklal Savaşı’nı taçlandıran bir zaferdir. 

Türkiye Lozan’a sarıldıkça güçlenecek, ülkesine yöneltilen tehditlere karşı güçlü duruşunu da temellendirecektir. Türkiye’nin kazanımlarını artırmak istiyorsak, Türkiye’yi daha güçlü konuma getirmek istiyorsak bunu Lozan’la savaşarak değil Lozan’ı benimseyerek ve geliştirerek yapabiliriz.

Lozan’a saldıranların cephesi emperyalizmin cephesidir. Lozan’a, yukarıda saydığımız ve Türkiye’ye kazandırdıklarını sıralayınca, hala karşı çıkılması ancak Türkiye ile mücadele edenlerin yapacağı iştir. Lozan, 100 yıl önce Türkiye’yi bölmek isteyen emperyalistlere karşı kazanılmış bir zaferdir. Bugün de HDP/Yeşil Sol vs. gibi Türkiye’de bölücülük faaliyeti yürütmek isteyenler yüz yıl önceki yenilgiyi tadacaktır. Lozan zaferi, Türk-Kürt kardeşliğini pekiştiren, Türk milletinin zaferidir. Tüm bunlara karşı Lozan zaferine sırtımızı yaslayarak mücadele etmeliyiz.

[1] Nutuk, Kaynak Yay. s.520
[2] a.g.e. s.522
[3] (Mahmut Esat Bozkurt Toplu Eserleri, C.1, Hazırlayan: Şaduman Halıcı, Kaynak Yayınları, s.193
[4] a.g.e. s.574

Tarih:
Diğer Haberler