Yeni Şafak Gazetesi yazarı ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yusuf Kaplan’ın, gazetesinde kaleme aldığı ve 25 Haziran günü yayımlanan yazısına karşı Arkeologlar Derneği açıklama yaptı. Kaplan’ın arkeolojiyi bir hurafe olarak nitelendirdiği ve kazı çalışmalarıyla Türkiye’nin işgal edilmeye çalışıldığını iddia ettiği yazısına arkeologlar; “arkeoloji hurafe değil, somut kalıntıların yorumlanmasıdır” diyerek yanıt verdi. Kaplan’ın, Üniversiteler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görev yapan binlerce arkeoloğu hedefine koyduğunu söyleyen Arkeologlar Derneği, Yusuf Kaplan’ın 2863 sayılı kanuna muhalefet ettiğini belirtti.
“Arkeolojik emperyalizm, bu topraklardan İslâm’ın izlerini siliyor ama biz uyuyoruz yine!” başlıklı yazısında Yusuf Kaplan, arkeolojinin, savaşmadan tarih yapmanın en kestirme yolu olduğunu ileri sürmüştü. Türkiye’de yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarıyla toprağımızın ve tarihimizin altının oyulduğunu iddia eden Kaplan; “Boşuna demiyorlar değil mi ‘zulüm 1453'te başladı’ diye! Yarın “zulüm 1071'de başladı” derlerse hiç şaşırmayın!” ifadelerini kullanmıştı.
Arkeologlar Derneği, söz konusu yazının ertesi günü yaptığı yazılı basın açıklamasında, Yusuf Kaplan’ın Türkiye’de yürütülen 600’e yakın arkeolojik kazı ve araştırmaya destek veren Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türk Tarih Kurumu’na yersiz ve mesnetsiz ithamlarda bulunduğunu belirtti. Açıklamada; “arkeologlar oturdukları yerden tarih üretmez bizzat arazide elde ettikleri verilerle bilgi üretirler. Arkeoloji hurafe değil, somut kalıntıların yorumlanmasıdır” ifadeleri yer aldı. Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı; “Sayın Yusuf Kaplan’ın günlük gazete köşesindeki, arkeolojinin ne olduğu ya da ne olmadığıyla ilgili ‘kendince’ yaptığı izahatları içeren yazısında tek doğru ifade, arkeologlara ilişkin ‘hummalı bir kazı çalışması yürütülüyor ülkenin dört bir tarafında!’ ifadesidir. Bunun dışında yazısı baştan sona bir çarpıtmadan, yer yer ‘Bizans’ın çocukları’ ifadesi ile kendince hakaretten ibarettir.”
‘ARKEOLOJİ KALDIRILIRSA TALAN VE YAĞMA BAŞLAR’
Konuyu Aydınlık’a değerlendiren Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu şunları söyledi;
“Yabancı bilim insanlarının önemli bir kısmının Hind-Avrupalılık tezini savunmakta ve arkeolojik kazılarla buna kanıtlar bulmaya çalışmakta olduğu doğrudur. Ancak bu bütün yabancı arkeologlar için geçerlidir denemez Türk arkeologları açısından ise hemen hemen hiç geçerli değildir. Türk arkeologları Osmanlı’nın son dönemi bir yana özellikle Cumhuriyet döneminde bir Türk arkeolojisi ekolü oluşturmaya çalışmışlardır.” “Ayrıca Yusuf Kaplan’ın ‘Arkeolojik emperyalizm bu topraklardan İslam’ın izlerini Siliyor’ şeklindeki başlık da doğru değildir. Çünkü din arkeolojisi anlayışı da aslında katı hıristiyan veya yahudi arkeologların yarattıkları bir arkeoloji türlüdür ki dinsel bilgilerin arkeolojik kazılarla desteklenmesi amacını esas alır. Arkeoloji bir bilim alanıdır, din alanı değil. Bu yüzden bu başlıkta kullanılan ‘İslam’ teriminin de doğru olduğunu düşünmüyorum. Öte yandan Türkiye toprakları üzerindeki tüm Türk İslam dönemi kalıntıları ve eserleri bazı bölgelerdeki nadir Abbasi eserleri dışında hep Türklere aittir. Eğer ‘siliniyorsa bile’ İslam izleri değil Türk (Türk İslam veya müslüman Türk) izleri siliniyor denilmesi gerekir”
‘TÜRK ARKEOLOJİSİ ALANI KURULMALI’
Günümüzde Türk arkeologların, Türk devirlerini de önemsediklerini belirten Çoruhlu, hem Türkiye’deki 1071’den çok önceki Türk izlerini, hem de Türk dünyasındaki Türk kalıntılarını ve Türk İslam dönemi Türkiye’sindeki Türk kalıntılarını kazıları ile ortaya çıkaracak bir Türk arkeolojisi alanının da ayrıca kurulması gerektiğini belirtti. Cumhuriyet döneminde kurulan Türk arkeolojisi anlayışının emperyalizme engel olduğunu belirten Prof. Çoruhlu, Yusuf Kaplan’ın yazısının esas amacının Türkiye’de arkeoloji bilimimin ortadan kaldırılması olduğunun anlaşıldığını söyledi. Çoruhlu şöyle sürdürdü;
“Arkeoloji çok önemli bir bilimdir. Kendi arkeologlarınızı yetiştlrir ve doğru yöntemlerle çalıştırırsanız çok değerli sonuçlar alırsınız. Esas olan bilimdir bilim yapmaktır. Bir bilim alanının ortadan kaldırılmasına zemin hazırlamak için o alanın bilim insanlarının emperyalizmle suçlanması cahillik veya kasıtlı yapılan ideolojik bir iştir. Doğrular çarpıtılarak ideolojik bir amaca ulaşılmak istendiği açıktır.”
‘BİLİMİ KALDIRIRSANIZ ESERLERİNİZ YAĞMALANIR’
Prof. Çoruhlu, arkeoloji biliminin ülkeyi savunmak için önemine de şu sözlerle değindi; “Avrupalı Oryantalistler Araplara sanatın dinen caiz olmadığı fikrini aşıladılar. Böylece Araplar tüm değerli sanat eserlerini Avrupalılara satmanın derdine düştüler veya tahrip etmeye önemsememeye başladılar. Bu yüzden Türk veya diğer müslüman ulusların ülkelerinden pek çok değerli eser kazılarla veya satın alma yoluyla Avrupa veya Amerika ülkeleri müzelerine aktı. Osmanlı döneminde de pek önemsenmeyerek bir kısım eserler padişah tarafından yabancılara hediye edildi. Ancak Türk arkeologlarının yetişmesi ve Türkiye’de bir arkeoloji geleneğinin oluşturulması bu talanı büyük ölçüde engelledi. Arkeoloji ve Sanat Tarihi gibi bilim alanlarını Türkiye’de ortadan kaldırırsanız tarihi eserlerin talan ve yağma edilmesine ve satılmasına da zemin hazırlamış olursunuz.”