“Bölgenin kaderini sporla değiştireceğiz”

Eski hentbol antrenörlerinden Kenan Öner, 24 Ocak 2001'de uğradığı hain terör saldırısında şehit edilen Ali Gaffar Okkan'ı anlattı.

“Bölgenin kaderini sporla değiştireceğiz”

Eski hentbol antrenörlerinden ve eski Türkiye Futbol Federasyonu okul danışmanı Kenan Öner, Diyarbakır Emniyet Müdürüyken 24 Ocak 2001'de uğradığı hain terör saldırısında şehit edilen Ali Gaffar Okkan'ı anlattı.

 

"BÖLGENİN KADERİNİ SPORLA DEĞİŞTİRECEĞİZ"

Gaffar Okkan'ın "Sporla bölgenin kaderini değiştireceğiz" sözlerine atıfta bulunan Kenan Öner, merhum emniyet müdürünün bu sözlerini hayata nasıl geçirdiğini somut örnekleriyle paylaştı.

Gaffar Okkan'ın birçok insanın hayatında çok önemli rol oynadığını belirten Öner, "1997 Temmuz'unda Kars'tan Diyarbakır'a tayini çıktı. Bana aradığında dedi ki 'İlk seni arıyorum. Bölgenin kaderini sporla değiştireceğiz'. Bu söz, bendeki bütün paradigmaları değiştirdi. Bölgede olağanüstü hal (OHAL) vardı ve o güne kadar hiçbir şey yapılmamıştı. Spor adına sadece futbolda Diyabakırspor var ve o da 2. Lig'de. Sosyal aktivite adına hiçbir şey yok." dedi.

GAFFAR OKKAN DİYARBAKIR'A VİZYON KAZANDIRDI

"Bizim spor anlayışımızda sadece kazanmaya yönelik, başarıya yönelik bir anlayış var." Diyen Kenan Öner, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu durumda da fırsat kollayan çocukların hepsi devre dışı kalıyor. Neden? Sistem böyle. Gaffar Okkan'la konuşmalarımızda hep bu noktaya dikkat ettim. O dönem Diyarbakır'da ortaokula giden öğrenci sayısı yaklaşık 250 bin civarındaydı. Bunların çoğu okula bile gelmiyordu. Spor daha sosyal bir olay, bu çocukların hayatındaki yolculuklarda onlara destek olmak gerekiyordu. Onlara bu kapıları açıp, bu yolculukları başlatacak bir vizyon lazımdı. Gaffar Okkan bunu yaptı."

HENTBOL TAKIMI KURULDU

Gaffar Okkan'ın Diyarbakır'da göreve gelir gelmez, hem OHAL Valisi'ne hem de Diyarbakır Valisi'ne sporu aşıladığını hatırlatan Öner; "Diyarbakır Polis Gücü Kulübü'nde, hentbol branşını açtılar. O zaman Hentbol Federasyonu Başkanı Serhat Bilgi'ydi. Bu arada Serhat Bilgi ve ekibi, seçimle Türkiye Hentbol Federasyonu'nda işbaşı yapan ilk yönetimdir. O dönemki yönetim, bu takımı lige aldı. 2 yıl boyunca Hentbol Milli Takımlarının bütün maçları Diyarbakır'da oynandı. Hem de ortalama 4 bin seyirciye karşı. Uluslararası turnuvalar yapıldı. Gelen takımlar en iyi şekilde ağırlandı. Hentbol tarihinde böyle bir şey çok nadirdir. Okkan, maçlara Milli Eğitim Müdürlüğü'nden araçlarla öğrencileri getirdi. Üniversiten hocalarını getirdi. Bunların hepsi, bu yolculuğun içinde görmezden gelemeyeceğiz şeylerdi. O dönem 5 bine yakın polis görev yapıyordu Diyarbakır'da. Bu durum kendi teşkilatının da spora karşı bakışını değiştirdi. Yabancı ülkelerin Türkiye'ye karşı olumsuz bakışlarının kırılmasına da yol açtı bu maçlar." ifadelerini kullandı.

HAKEM PARALARINI CEBİNDEN KARŞILARDI

"Polis Gücü'nün Sportif Direktörlüğünü yaptığım dönemde, liseler arası maçlarda hakemlerin ücretini kendi cebinden ödediğini, kupaları kendisinin yaptırdığını biliyorum." açıklamasını yapan Kenan Öner, şunları kaydetti:

"Bakın bütün bunları Polis Gücü'nün bütçesinden karşılamıyor. Kendi cebinden ödüyor. Bir gün beni aradı. Aynı zamanda Kadınlar Hentbol Milli Takımı'nın başındaydım. 'Ya bir kız çocuğu var. Ben maçlarını izliyorum, çok iyi bir hentbolcü bu. Sen bunu Milli Takıma al. Bunu oynat. Bunun arkası gelir.' dedi. Hatice Kaya adında lisede okuyan bir kız çocuğuydu, Milli Takım'a almamı istediği öğrenci. Hem Gaffar Okkan hem de Federasyon başkanı Hatice'yi kadroya almam için ısrar ettiler. Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirildiği dönemde Fransa Hentbol Takımı'yla Paris'te maça çıktık. Kafile başkanı olarak Gaffar Okkan da bizimle gelecekti. Ancak güvenlik nedeniyle Okkan'ın orada olması doğru bulunmadı. Hatta kalacağımız otelde sadece Milli takım olarak bizler vardık. Tamamen izole bir durum vardı. Maçtan önce düzenlenen basın toplantısında bir Fransız gazeteci bana, 'Sizin takımınızda bir Kürt var mı' dedi. 'Var' dedim. 'Onunla röportaj yapabilir miyiz onunla' dedi. 'Hayır, ayrımcılık olur, bu. Bütün takımla yapacaksanız yapın ama tek bir sporcuyla yapmanıza izin vermiyorum.' dedim.

"TERÖR PROPAGANDASI YAPILIRSA MAÇTAN ÇEKİLİRİZ" RESTİ

Karşılaşmayı Fransız televizyonun canlı verdiğini dile getiren Öner, "Maç öncesi düzenlenen basın toplantısında ben de dedim ki 'Terör örgütü maç sırasında pankart açarsa ya da sahaya giren olursa çekiliriz maçtan'. Maçı özel kuvvetler eşliğinde tamamladık ve menfi bir olay yaşanmadı. Yoğun güvenlik tedbirleri altında tedirgin oynadığımız Fransa maçının sonlarına doğru, Hatice Kaya'yı oyuna soktum. Hem Gaffar Okkan çok sevindi, hem de Hatice kızımız Milli Takım oyuncusu kontenjanından yararlanarak beden eğitimi öğretmeni oldu. Gaffar Okkan'ın 'Milli Takıma al.' deyişini şimdi daha iyi anlıyorum." diye konuştu.

Gaffar Okkan'ın halkın güvenini kazanan biri olduğunu vurgulayan Öner, güvenilir olduğu için Okkan'a çok önemli bilgiler geldiğinin altını çizdi. Okkan'ın sokakta yaşayan çocuklara emniyetin yemekhanesinde yemek verdirdiğini ve Hizbullah Terör Örgütü ile birçok önemli bilgiyi de bu çocuklardan aldıklarını anlatan Öner, bunun olağanüstü bir olay olduğunu, Diyarbakır gibi polise reaksiyon gösteren bir ilin halkının tavrını bambaşka bir noktaya getirdiğini ve bunun en önemli nedeninin spor olduğuna dikkati çekti.

"Bu ülkeye hizmet etmek için hiçbir şeyden korkmadı ve asla bayrağa sırtını dönmedi." diyen Kenan Öner, şunları paylaştı:

"Yemek yerken bayrak varsa mutlaka karşısına otururdu. Çok vatansever bir devlet adamıydı, Gaffar Okkan. Kendisine 'Futbola girme, iki tane maç kaybedersin küfür ederler, sen şimdi bunları kaldıramazsın.' dedim, dinlemedi. Mağlup olduklarında bile bir tek tepki gelmedi kendisine. Eski Diyarbakır Stadı vardı, şimdi yıkıldı. Işıklandırma yaptırdı. 'Ne gerek var?' dedim, 'Yarın öbür gün burada Milli maçlar oynanır.' demişti. Öngörüsü yüksek biriydi. Dedikleri tek tek çıktı. Türkiye Kupası finalinin Diyarbakır'da oynanmasına da öncülük etmişti. Diyabakırspor'un maçlarında sahanın içindeydi hep. Tribünler maçtan önce mutlaka çağırdı. Statta tur attığında bütün herkes ayağa kalkardı. 'Bu stadın içine bomba atıyorlardı, el bombası atıyorlardı. Şimdi neredeler, hani niye yapmıyorlar?' demişti bir defasında. Çünkü Gaffar Okkan halkı kaynaştırdı ve onların tek bir yere bakmalarını sağladı. Bir örgüt üyesini yakalıyorlar ve üzerinde bir mektup çıkıyor. Öldürülecekler listesi… Siyasetçi, akademisyen, gazeteci vs. var. Gaffar Okkan, ölüm listesinin başlarında. İstihbarat, uzaktan dürbünlü silahla Okkan'a maç sırasında suikast yapılacağı bilgisini alıyor ve kendisine 'Müdürüm çıkmayın.' deniliyor. Gaffar da kabul etmiyor bunu, 'O sahanın içinde olacağım her zaman.' diye karşılık veriyor. Ve her zaman o sahanın içinde oldu. Zırhlı araç kullanmazdı, öyle kalabalık korumalarla dolaşmazdı. Halk da onu hep bağrına bastı. Hatta özel bir varlıkmış gibi görürlerdi Gaffar Okkan'ı. Gece 02.00'da ve 03.00'da geldiğini biliyorum makamına. 04.00'dan aşağı çıkmazdı oradan. Halk da biliyordu bu durumu ve şikâyetlerini o saatlerde yapıyorlardı. Kuyruk oluyordu. Buna kaç defa şahit oldum."

"DİYARBAKIR'DA OYNAMAZSAK MAÇTAN ÇEKİLİRİZ"

1999 yılında Avrupa kupalarında Belçika takımıyla eşleşme olduğunu söyleyen Öner, "Deprem olmuştu Türkiye'de malum. Almanya'da Milli takımla Avrupa Şampiyonası'na gitmiştim. O sırada, Uluslararası Hentbol Federasyonu'nun bir yetkilisi geldi yanıma. Diyarbakır'ı kast ederek 'Siz OHAL bölgesinde maçlarınızı yapıyorsunuz. Sigorta şirketleri OHAL'de bulunan bölgelerde maça giden sporcuların sigortasını yapmıyor. Bu nedenle sporcuları ve antrenörleri zorla maça götüremiyorsunuz. O nedenle siz bu maçı başka bir ile alın. Yoksa turnuvaya devam edemezsiniz.' dedi. Almanya'dan rahmetliyi aradım. Dedi ki 'Dalga mı geçiyorsun? Diyarbakır'da oynamayacağız da nerede oynayacağız. Kabul etmem.' dedi. 'O zaman çekiliriz biz de.' dedim. Ama 'Risk alıyorsun. Fakat göreceksin, Diyarbakır'da oynanacak maç.' dedi. Sonuçta karşı takım da ceza alırız endişesiyle istemeye istemeye geldi Diyarbakır'a. 4 bin kişi izledi maçı. Bir farkla yenilsek de rövanşı kazandık ve tur atladık. Kulübün başkanı maçtan sonra yanıma geldi 'Sizden özür diliyoruz. Bize, orada savaş var demişlerdi. İyi ki de orada oynamamamız için ısrar etmişsiniz.' dedi.

"Gaffar Okkan'ın şehit edildiğini öğrendiğimizde hepimiz şok olduk." diyerek duygularını anlatan Kenan Öner, sözlerini şöyle tamamladı:

"Diyarbakır halkı da çok öfkeliydi bu duruma. Taksiciler korna çalıyor, halk üzgün. Bu çok net gözüküyordu. Törene yüz binden fazla kişi katıldı. Törenin düzenlendiği valilikte, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın yanına yaşlı bir adam geldi ve kendisine, 'Bize bir daha böyle bir insan bulabilecek misin, yazık oldu.' dedi. Aslında o kadar çok hikâye var ki, Gaffar Okkan'la ilgili. Bunlar sadece benim şahit olduklarım. Kim bilir daha nice hikâyeler vardır. 19 sene oldu ve hâlâ konuşuluyor ve konuşulacak. Kendimi şanslı görüyorum, böyle bir insanla tanıştığımız için. Tartışmalarımız olurdu, ben ona hiç emniyet müdürü gibi bakmıyordum, dostum gibi görüyordum. İnşallah başka Gaffar Okkanlar da çıkar."

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler