Okullardaki suç oranı bu yıl yüzde 11 oranında artış göstermiş. Gün geçmiyor ki, haber bültenlerine, gazete sayfalarına gençlerin başrolde olduğu bir şiddet olayı, kavga, gürültü yansımasın. Kız öğrencilerin bile okul koridorlarını, parkları kickboks ringine çevirdiği görüntüler, gelecek adına hepimizi endişelendiriyor.
Bir de Tik Tok tehlikesi var ki, öğrencilerin adeta aklını alıyor. O mecrada takipçi sayısını artırmak isteyen ergenler, öğretmenlerine hakaret ediyor, onları zor duruma düşürüyor, arkadaşlarını dövüp, işkence ederek Tik Tok fenomeni (!) olmaya çabalıyorlar.
Bu büyük tehlikeyi tetikleyen unsurlardan biri de sorumsuzca yayınlanan sözde gençlik dizileri. Hemen hepsinde lise zorbalığı başrolde. Star'da yayınlanan Duy Beni adlı dizi bu yönde büyük şikayet alıyor. FOX'un dizisi Tozlu Yaka'yı ise öğretmenler ve ebeveynler "dehşetle" izliyor. Bir mafya babasının coğrafya öğretmenliğine soyunduğu Show TV'deki Gelsin Hayat Bildiği Gibi'yi ise saymıyorum bile... Tabii ki diziler kendilerini izletebilmek için çeşitli "aksiyonları" senaryolarına dahil edeceklerdir. Ama lise ile şiddetin adının sürekli birlikte anılması, gençliğin adeta kavga, kumpas ve riyadan ibaret olduğunun savunulması, öz güven ile saygısızlığın sürekli birbirine karıştırılması ve en kötüsü de şiddetin sıradanlaştırılması asla kabul edilemez.
Gençlerin damarlarındaki "deli kan"dan bir puan fazla reyting damıtmak, vampirlikten başka bir şey değil.