Kumpasçılar Silivri'de Yapayalnız Kaldılar!

FETÖ tertipleriyle görülen davalarla tarihe geçen Silivri’de, tertipçilere yönelik ilk yargılama başladı.

Kumpasçılar Silivri'de Yapayalnız Kaldılar!

İstanbul’da 15 Temmuz darbe girişimine destek veren 29 polisin yargılandığı dava dün Silivri Cezaevi önündeki duruşma salonunda başladı. Bazı sanıkların birinci dereceden yakınları dışında davaya gelen olmadı. Ergenekon, Balyoz tertiplerine karşı binlerin doldurduğu caddeler boş kaldı. FETÖ tertipleriyle görülen davalarla tarihe geçen Silivri’de, tertipçilere yönelik ilk yargılama yapılıyor. Dava, dosyaya bakan İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebiyle Silivri Cezaevi karşısında inşa edilen duruşma salonunda görüldü. Binanın çevresinde silahlı askerler nöbet tuttu.

Duruşma sanıkların kimlik tespitiyle başladı. Mahkeme iddianamenin okunmasının ardından sanık savunmalarını aldı. Dün ifade veren iki sanık, kendilerine yönelik suçlamaları reddetti.

15 Temmuz Derneği Genel Sekreteri Orhan Çağrı Bekar, 15 Temmuz şehit ve gazilerinin müdahillik talebinde bulunacağını söyledi.

‘TARAFINIZI BELLİ EDİN’

Tutuklu sanık Tolga Gültekin, Ankara Gölbaşı’nda Havacılık Daire Başkanlığı’nda 2. pilot olarak görev yaptığını, dış görev olarak İstanbul’da bulunduğu söyledi. Sanık Gültekin “Olay günü ben uçuş görevimi icra etmek üzere hazır bulundum. Sözleşmeli pilot Hüseyin Taşkın odama gelerek, televizyonda askerin görüntüleri olduğunu söyledi. Terör kapsamında alınmış önlem diye düşündüm” dedi. Şube Müdürü Mehmet Tok’un odasına gittiklerini belirten sanık

Reklamdan sonra devam ediyor


Gültekin, şunları söyledi: “Mehmet Tok, perişan bir haldeydi, sivildi. ‘Müdürüm, istirahattaki personeli çağırmışsınız, bir şey mi var?’ dedim. ‘Asker darbe yapmış’ dedi. Uçuş ekibi geldi, üniforma giydiler. Özel harekattan görevli memurları Huber Köşkü’ne göndermek için. Kapıda çok garip biri vardı. Şahıs tehditkar tavırlarla ‘Bir an önce gitmemiz lazım’ diye birkaç cümle sarf etti. Bu şahsın yaşı itibarıyla şube müdüründen yetkili olması mümkün değil. Şahsı aldım, şube müdürünün yanına götürdüm. Müdür ‘Bu konuyla ilgili yazılı talimat gerekiyor’ dedi. Şahıs ‘Götürüyor musunuz?’ diye sordu. Şahıs bahane bekliyordu. Filonun çıkışına doğru ‘Göreceksiniz, tarafınızı belli edin’ diye konuşarak gitti.”

Gültekin, savunmasına şöyle devam etti: “Biz pilotlar olarak bir filoya gittiğimiz zaman bize sadece uçmak kalır. Görevi destekler şekilde hiçbir görüşmeyi Mehmet Tok yapmamıştır. Camdan helikopteri takip ediyorduk, telefon çaldı. Görüşme sırasında Mehmet Tok, ‘uçuşu kesin’ talimatı verdi. 3 defa sordum. ‘Uçuş kesilsin “arıza var” deyin özel harekatçılar tepki göstermesin’ dedi. Mehmet Tok’u arayan daire başkanıydı, ‘Ankara Gölbaşı bombalanmış, biz de uçuşu kestik’ dedi. Şube Müdürü Mehmet Tok daha sonra filonun ışıklarının söndürülmesi talimatını verdi. Benim olayla ilgim yok.”

‘SÖZLÜ EMİRLERLE HAREKET ETTİK’

Tutuklu sanık Ender Küçüka savunmasında, başkomiser pilot olduğunu, görevi reddetmek, gitmemek gibi bir durumunun bulunmadığını savundu. Sanık Küçüka şunları söyledi: “Akşam saatlerinde şube müdürü cep telefonundan beni arayarak, ‘Şubeye gel, askeri hareketlilik var’ diye talimat verdi. En kısa sürede şubeye gelip müdürün yanına çıktım. ‘Askeri hareketlilik var, hazırlıklı olalım’ denildi. Üniformamı giydim. Tam ne olduğunu anlamış değiliz. Şube müdürü, ‘Özel harekat personeli gelecek, Huber Köşkü’ne götüreceksiniz’ dedi. Sözlü emirle helikoptere bindik. 1. pilottum ve bütün sorumluluk üzerimdeydi. Kaç kişi götüreceğimi bile bilmiyordum. Mehmet Tok tamamen kontrol dışındaydı. Daire başkanını aradım. Bana, ‘Sen özel harekatçıların tehdit oluşturmasından mı korkuyorsun?’ dedi. Ben de ‘Kimi götüreceğimi bilmek istiyorum’ dedim. Bir şahıs boynuna otomatik silah asmış, agresif tavırları vardı. ‘Daire başkanının talimatını bekliyorum’ dedim, ‘Ben size gösteririm, tarafınız belli oldu’ dedi. O arada telefonum çaldı. Daire başkanı, ‘Bir an önce kalkışınızı yapın. Yazılı talimatı sonra göndereceğim’ dedi.”

Sanık Barış Aktaş ile helikoptere bindiklerini anlatan Küçüka, daha sonra özel harekatçıların ‘Arıza var’ denilerek helikopterden ayrıldığını ve uçuşun iptal edildiğini söyledi. Sanık, “Bütün geceyi sığınak gibi bir yerde geçirdik, resmi kıyafetle hazır bekledik. Ertesi gün üzerimizde resmi kıyafetlerle gözaltına alındık” dedi.

GAZETECİLERE İLKESİZ SINIRLAMA

Mahkeme kendi belirlediği kurumlardan birer kişi olmak kaydıyla sadece 20 basın mensubunun salona alınması talimatı verdi. Mahkemenin hazırladığı listede Aydınlık ve Ulusal Kanal da yer almıyordu. Listenin dışında kalan kuruluşlardan gazeteciler içeri alınmadı.

İZLENİM

FETÖ’nün tertiplediği Ergenekon ve Balyoz davaları Silivri Cezaevi içinde, spor salonundan bozma bir duruşma salonunda görülüyordu. Davalar devam ederken hemen salonun karşısında yeni yargılamalar için yeni duruşma salonunun inşaatı başladı. Binlerce yurttaş, karda kışta o salonun önünde toplanıyor, sloganlarını, desteğini içeridekilere duyuruyordu.

Unutulmaz Silivri Nöbet Çadırı gece gündüz nöbet tutanları barındırdı. Yıllarca. Bütün engellemelere rağmen.

Bugün tertipler geride kaldı. Yeniden Silivri’deyiz. Bu kez FETÖ yargılanıyor. Hem de yaptırdığı özel salonda. Salonun önü tenha... Sadece bir avuç sanık yakını. 15 Temmuz Derneği’nden küçük bir grup, onlar da müdahil olmak amacıyla gelmiş. Beklerken Silivri Nöbet Çadırının sorumlusu Hıdır Hokka geliyor. Yıllarca Ergenekon, Balyoz duruşmalarını izleyen Hokka, FETÖ davasını da görmek istiyor. Ancak salona izleyici alınmıyor. Salonun önündeki sakinlik onun da dikkatini çekiyor: “Ergenekon, Balyoz’daki sahiplenme burada yok” diyor, “Çünkü suçlu oldukları aşikar. Biz arkadaşlarımızı hiç yalnız bırakmadık. Çünkü haklıydık. Onlar haksız.”

Ergenekon davası duruşmalarına o kadar büyük kalabalıklar geliyordu ki duruşmayı izlemeye nöbetleşe giriliyordu.

 

Tarih:
Diğer Haberler