YAZAR
Türkiye bugün büyük bir mücadele veriyor. Ordusuyla, devletiyle ve milletiyle birlikte emperyalist tahakkümün zincirlerini kırıyor. Zincirleri kırılan emperyalizm ise giderek saldırganlaşıyor, kuvvetlerini bir merkezde birleştiriyor. Türk milleti karşısında yenik düşen emperyalizm, Rand Raporu üzerinden medyasıyla, fonladığı kitle örgütleriyle, güdümüne aldığı siyasi partilerle ve onlara biçtiği görevlerle süreci bulanıklaştırarak yenilgisini gölgeliyor, son ataklarını düzenliyor.
Türkiye’ye Müdahale Talebi
Türkiye’nin Atlantik boyunduruğundan koptuğu, bağımsızlığını kazandığı, kuyusunu kazan ülkelerle değil bölgesel güvenliği ve çıkarları doğrultusunda Rusya ve İran ile birlikte hareket ettiği bu süreçte, emperyalizm de tüm varlığıyla karşımıza çıkıyor. Irini Harekatı kapsamında Yunan bir komutanın yönettiği Alman fırkateyni Türk bayraklı ticaret gemimizi silah zoruyla durdurup inceleme yapıyor, mürettebatımızı gözaltına alıyor. Yunanistan, Almanya ve Amerikan askerlerinin de katıldığı bir tatbikatla Girit adasında S-300 testleri gerçekleştiriyor. Medusa Tatbikatı ile doğrudan Türkiye’mizi hedef alıyorlar. Bölgede gerilimin had safhaya ulaştığı bu koşullarda içimizdeki bozguncu ‘Biden Orkestrası’ da görevini büyük bir şevkle icra ediyor. Türk milletinin duygu ve düşüncelerine taban tabana zıt açıklamalar yapan temelsiz ve gerçek dışı iddialarla gündemi bulandıran, Türkiye’mizin emperyalizme karşı verdiği haklı ve kararlı mücadelesini yavaşlatmaya çalışan orkestraya mensup bir grup sözde siyasetçi adeta bozuk bir plak gibi birbirini tekrarlıyor. Bununla da kalmıyor Anayasanın ilk üç maddesini ısıtıp ısıtıp Türk milletinin karşısına çıkarıyor. Son günlerde adeta bir düğmeye basılmış gibi ardı ardına gelen açıklamalarda bulunuyorlar. İşte bu koşullarda CHP Mersin milletvekili Ali Mahir Başarır, devletin ordusu satılmış, diyor.
CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Danışmanı Ünal Çeviköz ise Biden’dan demokrasi, hukuk, adalet getirmesini talep ediyor. Bu sözleri çarpıcıdır: “Biden yönetiminden ilk beklentimizin şu olacağını düşünüyorum: Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, yargı sisteminin siyasetten arındırılmasına, güçler ayrılığına, demokratik reformlara, medya, ifade, toplanma özgürlüğü gibi tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü bir vurgu yapması.”
Bu beklentileri karşısında da ABD’ye açıkça tavizler veriyor ve Türkiye’yi şikayet ediyor. Çeviköz, bir Transatlantik birliğin oluşturulmasını öneriyor. Bunun “Türkiye'yi NATO üyeleri topluluğuna geri getireceğini” belirtiyor.
Anayasanın Temelini Yıkma Girişimi
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz haftalarda Habertürk TV’de katıldığı ‘Gerçek Fikri Ne?’ programında Anayasamız ve cumhuriyetimiz hakkındaki ‘gerçek fikirlerini’ ilan etti.
Yeni anayasa çalışmaları için fikirlerini belirten Temel Karamollaoğlu, ilk üç madde tartışılabilir mi sorusu üzerine “Neden tartışılmasın, bunu oturup konuşacağımız zaman, bunun özüdür esas olan. İfade ettiğimiz her maddeyi açarsak niye olmasın ki?” dedi. Yani Karamollaoğlu’na göre Anayasamızın temeli olan ilk üç maddesi de tartışılabilir!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun önsözüyle ve CHP logosuyla birlikte yayımlanan CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu’nun hazırladığı anayasa taslağında da Altı Ok’un Atatürk milliyetçiliği maddesi unutuldu! CHP tarafından hazırlanan anayasa taslağının ikinci maddesinde Atatürk milliyetçiliği kavramı çıkartılarak “İnsan haklarına dayanan laik ve demokratik sosyal hukuk devleti” ifadelerine yer verildi. “Türk vatandaşlığı” kavramı yerine “Anayasal yurtseverlik”, “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı” yerine “Türkiye Cumhuriyeti insanı” kavramları kullanıldı.
İyi Parti Adalet ve Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem “Aslında kırmızı çizgiler hep Türk lafından kaynaklanıyor. Eğer 66. Maddedeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını tanımlarsak, anayasanın ilk 3 maddesine dikkatli bakıldığında çok fazla büyük problemler yaratacak maddeler olduğunu düşünmüyorum.” sözleriyle Anayasamızın ilk üç maddesine ve Türk milleti kavramına cephe alanlar kervanında yerini alıyor.
İyi Parti’den ihraç edilen Ümit Özdağ, CHP, HDP, Saadet Partisi ve İyi Parti arasında bir anayasa komisyonu oluşturulduğunun gerçek olduğunu açıkladı. İyi Parti adına komisyonda Ahmet Erozan ve Nuri Okutan’ın yer aldığını belirtti. Türk milletinin karşısında bu anayasa komisyonu için yalan diyenler gerçeği çarpıtmaktadır. İlk 3 maddeyi tartışmak HDP’nin isteği mi?
İlk 3 Madde Nedir?
Terör partisi HDP ile anayasa çalışması yapanlar Anayasamızın ilk 3 maddesinin tartışmaya açılabileceğini söylüyor. Peki Anayasamızın ilk 3 maddesinde neler var:
İlk madde: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
İkinci madde: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Üçüncü madde: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
Bu üç madde, Cumhuriyet Devrimimizin kazanımı ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün güvencesidir. İkinci maddede geçen Atatürk milliyetçiliği Türkiye’mizin biricik pusulasıdır. Üçüncü madde, bağımsızlığımızın simgesi ve teminatıdır. Bu üç madde nasıl tartışmaya açılabilir, tartışmaya açılması teklif edilebilir?
Milli birlik ve beraberliğimizi sağlayan Türk milleti kavramı sözde anayasa çalışmalarıyla hedefe konuyor. Cumhuriyetimizi milletimizden bağımsız düşünemeyiz. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.” sözünü hatırlayalım. Emperyalizme karşı savaşa savaşa, etnik ve mezhepsel bölünmeleri arkada bırakarak Cumhuriyet devrimiyle Türk milletini oluşturduk. Türk milletinin vatanseverliğiyle cumhuriyetimizi ve onun temel taşı olan anayasamızın ilk üç maddesini güçlü ve kararlı bir şekilde savunuyoruz.
Demirtaş ve Kavala Korosu
Karamollaoğlu programın devamında Arınç’ın Demirtaş ve Kavala için söylediklerini değerlendiriyor. “Ben ne Demirtaş ne de Kavala’nın hangi suçlardan yargılandıklarını biliyorum” sözleriyle tavrını ve konumunu açıkça ortaya koyuyor.
Bu açıklama, son günlerde Demirtaş ve Kavala üzerinden yürütülen sözde barış ve özgürlük safsatalarının son örneğiydi. Biden Orkestrası bu meselede de seferber oldu.
Açılım sürecine olan hayranlığıyla bildiğimiz Bülent Arınç da geçtiğimiz haftalarda terör suçlarından dolayı tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş için “Benim Başbakan Yardımcısı olduğum dönemde çözüm süreci içerisinde bazılarının tahliyeleri sağlanmıştı. Bunun da tahliyesi olabilir, hakimler, yargıçlar özgürlükçü düşünsünler.” diyerek özgürlük istedi ve Kavala ile birlikte tahliyelerini talep etti. Bülent Arınç aynı zamanda Selahattin Demirtaş’ın “Devran” kod adlı bir terörist için yazdığı kitabını herkese önermişti. Ardından Babacan, tutuksuz yargılanması gerekliliğini ve Davutoğlu da tutukluluğunu doğru bulmadığını sıkça ifade etti.
FETÖ tarafından tezgahlanan Ergenekon-Balyoz kumpasları için “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyenler elbette Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğünü isteyecektir.
Bu özgürlük ve değişiklik talepleriyle ne amaçlanıyor?
Selahattin Demirtaş’ın tahliyesini ve Anayasamızın ilk üç maddesinin tartışılmasını isteyenler Türkiye’mizin emperyalizmle mücadelesinden rahatsız olanlardır. Orkestra şeflerinin yenilmesinden korku duyanlardır. Türkiye, Mavi Vatan ve terörle mücadele başta olmak üzere bugün mücadele ettiği bütün cephelerde emperyalizmin zincirlerini kırmaktadır. Mehmetçiğimiz terörün başını ezdikçe milli birlik ve beraberliğimiz, kardeşlik bağımız artmaktadır. Ülkemiz uluslararası düzlemde gerçek dostlarıyla buluşarak emperyalizmin bölgemizdeki kanlı oyunlarını bozmaktadır. Bu kararlı mücadelemiz Kıbrıs ve Azerbaycan’da da zaferler getirmektedir. Emperyalizmin bölgemizde yaşama şansı kalmamıştır. Bozguncuların hep bir ağızdan kargaşa yaratmaya çalışmalarının sebebi budur. Ancak bu fikirler Türk milletinin ne gönlünde ne de bilincinde yer edinebilir.
Biden ve orkestrası iyi bilmelidir ki, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Emperyalizm, mahv ve nabud olacaktır!”
Erhan Fırıncı - Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Birimi Başkanı
Furkan Olga - ODTÜ TGB üyesi
tgb.gen.tr