AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda askeri operasyon başlatacağı yönündeki açıklamalarının endişe verici olduğunu söyledi.
Mogherini, "Türkiye AB'nin kilit öneme sahip ortağı, ayrıca bu krizde ve bölgede çok önemli bir aktör. Biz, Suriye'de şiddete son verilmesi, terörizmin yenilmesi, ayrıca ülkedeki ve tüm bölgedeki istikrara katkıda bulunulması hedefini paylaşıyoruz, bu nedenle Türk yetkililerin koalisyonun IŞİD'e karşı çabalarını baltalayabilecek ya da Suriye'de ek istikrarsızlık tehdidi oluşturabilecek her türlü tek taraflı eylemden çekinmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
KÜRTLER SDG'DEN AYRILIP SURİYE ORDUSUNA KATILIYOR
Bu esnada Türkiye ile Suriye ordularının terör örgütlerine yönelik kararlı mücadelesi, PKK/PYD içindeki iç çatışmayı körükledi. Örgütte çözülmeler yaşanırken, yüzlerce PYD’linin Halep’te örgütten ayrılarak Suriye Ordusu’na katıldığı bildirildi.
Suriye Hükümeti’ne yakın Damast Post gazetesi, PKK’nın çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) ayrılan bir grup militanın Suriye Ordusu’na katıldığını yazdı. Damas Post’a göre yüzlerce PYD’linin Suriye Ordusu’na katılması, “Cizre Kürtleri ile Afrin Kürtleri arasındaki farklılıkların derinleştiği bir zamanda” ortaya çıkıyor. Afrin’deki Kürtler, SDG’deki yöneticileri ikiyüzlülükle suçluyor. Barzani’ye yakın Basnews’a göre ise Halep’teki kopuş, sözde özerk yönetime bağlı gruplarca yüzlerce sivilin katledilmesinden sonra gerçekleşti.
ÇATIŞMA YENİ DEĞİL!
Afrinli siyasetçi Rızan Hadu’ya göre, Afrin, Cizre ve Kobane Kürtleri arasındaki çatışma yeni değil. “Çelişki bugünkü krize özgü değil” diyen Hadu, yerel yöneticilerin bölgeler arasındaki farkları on yıllardır kendi çıkarları için kulandığını, bu sayede örgütleri içinde güç toplayarak başkanlıklar elde etmeye alıştığını belirtiyor. Hadu’ya göre “Afrinli Kürt ile Cizreli kardeşi arasında bir sorun yok. İkisi de büyük bir sorunun ortak kurbanı: Kürt siyasetçilerin ve örgütlerinin başarısızlığı ve ihaneti.”
SDG’NİN GELECEĞİ YOK
Suriye’nin kuzeyinde uzun süredir faaliyet gösteren gruplardan Ceyşu’s Suvvar da yılbaşında Suriye Demokratik Güçleri’nden ayrılıp Özgür Suriye Ordusu’na katılma kararı almıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’e yönelik operasyonu sırasında PYD’den kopan örgüt, ayrılma gerekçesi olarak SDG’nin bir geleceği olmamasını göstermişti. TSK’nın Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonuyla birlikye yeni çözülmelerin de olabileceği değerlendiriliyor.
YPG’DEN ŞAM’A ÇAĞRI
YPG’nin sözde komutanı Sipan Hemo da Türkiye’nin harekat kararıyla birlikte Suriye Hükümeti’ne birlikte hareket etme çağrısında bulundu. “Eğer Suriye Hükümeti de hazırsa, birlikte hareket edebiliriz” diyen Hemo, “ABD, Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki saldırılarının IŞİD’e karşı olduğunu söylüyor. Şunu unutmamamız gerekiyor ki Türkiye ve ABD, NATO üyesidir. ABD’nin Girê Spî’de, Kobanê ve Sere Kaniye’de gözlem noktaları bulunuyor” ifadelerini kullandı. Rusya’nın tutumuyla ilgili de konuşan Hemo, “Rusya, ABD’nin bölgedeki varlığından dolayı, Türkiye’nin tehditlerinden hoşnut. Görülüyor ki iki taraf arasında bir anlaşma var” dedi.
TESLİMİYET ANLAŞMASI
Suriye lideri Beşar Esad ise daha önce bu konudaki tutumunu çok net bir şekilde ifade etmişti. “ABD destekli Kürtler vatan hainidir” diyen Esad, SDG yöneticileriyle yapılan görüşmelerde örgütün önüne teslimiyet şartlarını koymuştu. SDG’ye sunulan şartlarda şu maddeler dikkat çekmişti:
■ Rakka ve Deyrezor’un devlete tesliminde sorun çıkarılmayacak.
■ Fırat Barajı’nın normal koşullarda elektrik üretmesi için gerekli tüm girişimleri devlet üstlenecek ve ihtiyaç olan her alana bu enerjiden aktarım yapılacak.
■ Temel yer altı servetleri doğrudan Suriye Devleti’nin denetiminde olacak.
■ Devlet kurumlarında ve sınırlarda Suriye bayrağı esas alınacak, başka bir simge kullanılmayacak.
■ Kuzey Cephesi açılırsa Kürt yapılanmaların bu cepheye katılımı Suriye Ordusu komutasında sağlanacak.
■ Dış güçlerle kurulan ilişkiler aşamalı olarak terk edilecek. İhtiyaç ve gereksinimlerin karşılanmasında devlet bu rolü üstlenecek.