Çin'e Yöneltilen 5 İddiaya Yanıt

Salgınının merkezi haline gelen ve krizle baş edemeyen Batı çaresizce Çin’i suçlarken, Pekin yönetimi tüm iddialara belgelerle karşılık vermeye hazır.

Çin'e Yöneltilen 5 İddiaya Yanıt

Kovid-19’un ilk görüldüğü yer olan Çin’in Wuhan şehrinde karantina kaldırılıp hayat normale dönerken, ABD ve Avrupa ülkeleri dünyada salgının merkezi haline geldi. Sağlık sistemi çöken, yeterli koruyucu malzemesi olmayan ve virüsle baş edemeyen bu ülkelerin liderleri kendilerine yardım eli uzatan Çin’in virüsle mücadelesini kötülemeye ve Pekin yönetimini suçlamaya başladılar. Fransa Cumhurbaşkanı Macron Çin’in başarısını övecek kadar saf olmadıklarını belirterek ülkede bilmedikleri şeyler olduğunu iddia etti. Benzer bir iddiayı İngiltere de ortaya attı. ABD Başkanı Donald Trump ise Çin’i şeffaf olmamakla ve doğru vaka-ölüm sayılarını vermemekle suçladı. CRI Türk, bu iddiaları Çin hükümetinin acıkmalarından ve kamuoyuna sunulan verilerden yola çıkarak yanıtladı.

İDDİA 1: SALGINI GEÇ HABER VERDİ
Çin 6 Nisan tarihinde, virüsün ortaya çıkmasından bu yana attığı adımların sıralı olarak listesini dünya kamuoyuna açıkladı. Ayrıntılara yer verilen raporda Çin'in 3 Ocak'tan itibaren ABD ile iletişim halinde olduğu açıkça görülüyor. Öyle ki zaman çizelgesi içinde Çin ve ABD’nin 1 ayda 30 kez görüştüğü de kayıtlı.

Geçen 3 ay boyunca, Amerikalı yetkililer durumu daha iyi anlamaları için Çin'e davet edildi. İki ülkenin bilim insanları, sağlık çalışanları ve diplomatları arasında temas her zaman sürdü. Bu süreç boyunca ABD Başkanı Donald Trump da Çin'in mücadelesini takdir ettiğini birkaç kez tekrarladı.

8 Nisan tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüs ile mücadelenin takvimini açıkladı ve takvim sürekli olarak yenileniyor. DSÖ'nün açıkladığı takvime göre, Çin 31 Aralık 2019 tarihinde "pnömöni" vakasını kuruma bildirdi. Bir gün sonra ise DSÖ acil olarak sürece dahil oldu. Dünya genelinde birçok ülke Çin'in ve Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı DSÖ'nün uyarıları sayesinde önlem almayı başardı.

Yale Üniversitesi'nin son araştırmasına göre, Çin'in karantina gibi aldığı sert önlemler yeni tip koronavirüsün yayılmasını sınırlandırdı. Çin'in aldığı önlemler sayesinde 1,4 milyon insanının enfekte olmasının ve 56 bin ölüme kadar varacak acı sonuçların engellendiği bildiriliyor.

İDDİA 2: KAMUOYUNU YANLIŞ YÖNLENDİRDİ
ABD Başkanı Donald Trump, defalarca Çin'i yeni tip koronavirüs hakkında yanlış bilgiler vermekle suçladı. Buna karşın Trump'ın son açıklamaları önceki vurguları ile büyük ölçüde çelişiyor. Trump'ın açıklamalarını beş safhada incelemekte fayda var:

İlk etap (22 Ocak-25 Şubat): Trump, ABD'nin Çin ile yakın temasta olduğunu ve Çin’in yeni tip koronavirüs ile mücadelede iyi iş çıkardığını belirtti.

İkinci etap (26 Şubat- 9 Mart): ABD lideri sosyal medya üzerinden virüsün kendi ülkesinde yavaş ilerlediğini ve aşı çalışmalarının başladığını ilan etti.

Üçüncü etap (10-14 Mart): Trump, Amerikalıları seyahatlerden kaçınmaya davet ederken acil durum duyurusunda bulundu ve hükümetin tüm gücüyle savaşacağını vurguladı.

Dördüncü etap (15-18 Mart): Yeni tip koronavirüs ülke genelinde hızla yayılmaya başladıktan sonra Trump'ın söylemleri bir anda değişti. ABD lideri ilk kez yeni tip koronavirüsü "Çin virüsü" olarak isimlendirdi.

Beşinci etap (19 Mart'tan bugüne): Amerika'da yeni tip koronavirüs salgını kontrol edilemez hale geldi. Trump, baştaki söylemlerinin tam zıttı bir hat benimseyerek Çin'in salgın sırasında şeffaf olmadığını iddia etti. Bununla da yetinmeyen Trump'ın hedefinde aynı zamanda DSÖ yer almakta. Uluslararası kurumu Pekin yanlısı olmakla itham eden Trump, DSÖ'ye ayrılan destek payını askıya aldı.

Trump'ın açıklamalarındaki zamansal değişim Çin'e karşı piyasaya sürülen iddiaların gerçekten ziyade politik amaçlara hizmet ettiğini gösteriyor. Özellikle yaklaşan 2020 ABD Başkanlık seçimleri öncesinde Trump'ın kendi yönetimsel yetersizliklerini örtmek için bir günah keçisi araması muhtemel gözüyor.
 
İDDİA 3: DİĞER ÜLKELERİN MÜCADELESİNİ ZAYIFLATTI
Batılı basın organları Çin'in yeni tip koronavirüsün açıklanmasını 2 ay geciktirdiğini ve buna bağlı olarak diğer ülkelerin mücadelesini zayıflattığını iddia ediyor.

Çin Halk Cumhuriyeti yeni tip koronavirüsle en başarılı şekilde mücadele yürüten ülkeler arasında yerini aldı. Bu başarı sadece Çin kamuoyu tarafından değil aynı zamanda bilim insanları tarafından da takdir ediliyor. Çin'in salgını büyük oranda kontrol altına aldıktan sonra ve hatta mücadele ederken vazgeçmediği ilkelerden birisi de diğer ülkelere yardım etmek olmuştur.

Pekin yönetimi şimdiye kadar yeni tip koronavirüs ile mücadelede 121 ülkeye ve dört uluslararası kuruma yardım ederek küresel mücadeleye en çok destek veren aktör olarak tarihe geçmiştir. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping de 26 Mart tarihinde düzenlenen G20 Zirvesi vesilesiyle "gelişmekte olan ülkelerin sağlık sistemlerinin güçlendirilmesine destek verme" çağrısı yapmıştır. Çin’in, uluslararası sorumlu bir güç olmanın verdiği görevleri yerine getirmek ve insanlığın ortak kader topluluğunu inşa etmek için elinden geleni yapmaya devam edeceğini belirtmiştir.

İDDİA 4: TAZMİNAT ÖDEMELİ
Hindistan Ulusal Barolar Birliği ve Uluslararası Hukukçular Konseyi 4 Nisan tarihinde yeni tip koronavirüs nedeniyle Çin’in tazminat ödemesi gerektiğini öne sürerek Birleşim Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne başvuruda bulundu. Şikâyet dilekçesinde Çin bilim dışı bir şekilde "gizlice kitle imha silahı geliştirmekle" suçlandı.

Benzer iddiaları ABD, İngiltere, Avustralya ve diğer Batı ülkelerinde de rastlanıyor. Hepsinin özünde "Çin'i virüsün yayılmasından sorumlu tutma ve kendi sorumluluğundan kurtulma" anlayışı yer alıyor. Aynı zamanda kamuoyunu manipüle ederek Çin'i itibarsızlaştırmak istiyorlar.

Buna karşın DSÖ ya da tüm uluslararası saygın bilim toplulukların ifade ettiği üzere virüsün ilk tespit edildiği ülke ve virüsün kaynağı birbirinden farklıdır. Kaldı ki, salgınların ortaya çıkardığı hasardan dolayı bir milleti ya da ülkeyi de suçlamak mümkün değildir. Irkçı bir tutumdur.

İDDİA 5: MASKE DİPLOMASİSİ İLE ÜLKELERİ KULLANIYOR
Kimi Batılı basın organları Çin'in yeni tip koronavirüsle küresel mücadeleye iyi niyetle yaptığı yardımları manipüle etmeye çalışıyor. Mart ayından bu yana Le Monde ve Le Figaro gibi gazeteler de dahil olmak üzere Fransız basını Avrupa liderlerinin Çin yardımlarına karşı dikkatli olmaları gerektiğinin altını çiziyor. Bu odaklar, Çin'in tıbbi yardımlarını "maske diplomasisi" olarak adlandırıyor ve Pekin'in bu sayede zayıf ülkeler üzerinden jeopolitik etki alanı kurmak istediğini ileri sürüyor. Bu suçlamalar yeni değil aksine Batı'da gelenek haline gelmiş durumda. Batı medyası Çin'in Kuşak ve Yol İnisiyatifi'ne de benzer ithamlarda bulunarak Pekin'in dünya haritasını yeniden çizmek istediğini iddia etmişti.

Bu iddialar karşısında Çin tarihine bakmak yeterli olacaktır. Çin, kâğıt yapımından, baruta, matematikten astronomiye kadar insanlık tarihine sayısız katkıda bulundu. Bugüne gelindiğinde de Çin benzer katkıları yapmaya devam etmektedir. Bu suçlamaların altında yatan sebep, kendi ideolojisini ve değerlerini tek ve en üstün yasa olarak gören Batı’nın Çin’in savunduğu çok kutupluluk değerlerini kendisine ve hegemonyasına tehdit olarak görmesidir.Çin ise Batı'nın aksine "insanlığın ortak geleceği" felsefesini ve paylaşarak bir arada yaşama idealini dış politika ilkesi olarak benimsemektedir.

ŞEFFAFLIK VE GÜVENİLİRLİK
Wuhan’da vaka ve ölüm sayısında yapılan yeniden düzenleme ile ilgili Wuhan Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) Salgınını Önleme ve Kontrol Liderlik Ofisi yetkilisinin gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar ise şöyle: 16 Nisan saat 24.00 itibarıyla Wuhan’da yeni tip koronavirüs taşıdığı tespit edilen kişiler arasında hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 579’di. Ancak tekrar ve yanlış raporlamalar nedeniyle 164 ölüm vakası, toplam ölüm sayısından düşüldü. Aynı zamanda hastanelerde değil, kendi evlerinde hayatlarını kaybetmeleri nedeniyle salgına ilişkin bilgi sistemine dâhil edilmeyen, bazı gecikmeli veya yanlış bildirilen toplam bin 454 ölüm vakası da toplam vefat sayısına dâhil edildi. Tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda, Wuhan’da Kovid-19 nedeniyle meydana gelen can kaybı sayısı 3 bin 869 olarak tashih edildi.

DÜZENLEMENİN ÖNEMİ
Bu düzenleme şu yüzden önemli: Can güvenliği ve beden sağlığı, halkın en temel ihtiyaç ve beklentileri. Salgına ilişkin verilerin arkasında halkın canı ve sağlığı yattığı gibi, hükümetin güvenilirliği bulunuyor. Vaka ve can kaybı sayılarına yönelik tashih, halkın çıkarlarını koruyacağı gibi, bilimsel şekilde salgını önlemeye ve kontrol etmeye de yararlı olacaktır. Bu tashih, toplumun hassasiyetlerine etkili bir karşılık olurken, her vatandaşın canına saygı duyulduğunu gösteren bir adımdır.

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler