Filistin’deki Soykırıma Karşı Uluslararası Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Emperyalist-Siyonist Saldırganlığa Karşı Filistin'in Özgürlüğü Yeniden İnşası ve Adil Dünya Düzeni İçin Hepimiz İnsanlık Cephesindeyiz

Filistin’deki Soykırıma Karşı Uluslararası Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Filistin için düzenlenen Çevrimiçi Uluslararası Gençlik Zirvesi’ne katılan anti-emperyalist gençlik örgütlerinin temsilcileri olarak, Filistin halkının bağımsızlık uğruna yürüttüğü kahramanca mücadeleyle sarsılmaz dayanışmamızı yeniden ilan ediyoruz.

Ateşkes duyurulmasına rağmen Siyonist saldırılar kesintisiz sürmektedir. İşgalci güç anlaşmayı defalarca ihlal etmiş, imza tarihinden bu yana onlarca Filistinli şehit edilmiştir. Bu sözde ateşkes, uluslararası hukuku ve en temel insani ilkeleri sistematik biçimde çiğneyenler tarafından hiçbir zaman gerçekten uygulanmamıştır.

Bu Zirve bu nedenle hayati önemdedir. Bugün mücadele yalnızca soykırıma karşı direnişten ibaret değildir; aynı zamanda adalet için küresel bir savaş ve savaş suçlularının hesap vermesi için yürütülen uluslararası bir mücadele hâline gelmiştir.

Başkenti Kudüs olan, toprakları bütünleştirilmiş, sınırları Filistin halkı tarafından belirlenmiş ve Filistinlilerce yönetilen; tarihsel sınırları, toprakları, kıta sahanlığı ve kaynakları üzerinde tam egemen olan bağımsız Filistin devletini savunuyoruz

Bu sebeple aşağıdakileri ilan ediyoruz:

1. İsrail Siyonist rejiminin, ABD ve Batılı ülkelerin tam desteğiyle sürdürdüğü soykırımı lanetliyoruz. 68 binden fazla Filistinli şehit edilmiş, 10 binden fazlasının akıbeti hâlâ bilinmemektedir. Bu vahşet, insanlığın vicdanında kuşaklar boyunca kapanmayacak bir yara olarak kalacaktır. Dünyanın dört bir yanındaki gençlik, öğrenci ve sivil toplum örgütleri birleşmeli; Gazze asla yalnız bırakılmamalı, yaşanan acı küresel ölçekte adalet ve emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesine dönüştürülmelidir.

2. Milletlerin kendi kaderlerini, gerçek ulusal egemenlik temelinde belirleme hakkını savunuyoruz. Bu hakkın hukuki hali Birleşmiş Milletler Şartı’nda tanımlanmıştır. Egemenlik, halkların ortak iradesini temsil eden devletlere aittir ve emperyalist saldırganlığın her türüne karşı korunmalıdır. Fakat bu tanım altında “Self-determinasyon” gibi kavramların emperyalist güçler tarafından yapay ayrılıkçı projeleri meşrulaştırmak amacıyla kullanılmasını kabul etmiyoruz. Aynı zamanda NATO’nun genişleme politikalarıyla yarattığı emperyalist girişimleri de reddediyoruz. Bağımsızlığını, onurunu ve toprak bütünlüğünü emperyalizme karşı savunan tüm milletlerin mücadelesi meşrudur ve desteklenmelidir. Gençlik hareketleri ise uluslararası dayanışma, ortak eylem ve insani yardım çalışmalarını güçlendirilmelidir.

3. Emperyalizme direnen ulusların geniş cephesi içinde Filistin halkının mücadelesi merkezi ve tartışmasız bir meşruiyete sahiptir. Direnme hakkı, hiçbir uluslararası kurumdan değil, ulusal bağımsızlığın özünden doğar. ABD ve Batı emperyalizmi meşru direnişi suç sayarken, İsrail’in vahşetini ve soykırımını aklamaktadır. Filistin halkının silahsızlandırılması, direnişinin tasfiye edilmesi veya bastırılmasına yönelik tüm emperyalist girişimleri reddediyoruz. Siyonist saldırganlığa karşı ulusal savunmayı desteklemek yalnızca meşru değil, aynı zamanda ahlaki bir görevdir.

4. Uluslararası hukukun çoğu zaman emperyalist devletleri koruyan çifte standartlarla işletildiği bir gerçektir. Buna rağmen, Uluslararası Adalet Divanı (UAD/ICJ), egemenlik ilkesine saygı çerçevesinde ihlallerin sorgulanabileceği bir zemin oluşturmaya devam etmektedir. İsrail’e uluslararası bir silah ambargosu uygulanmasını, onu silahlandıran tüm devlet ve şirketlere yaptırım getirilmesini ve savaş suçlarına katılan yabancı unsurlar hakkında, gerekirse vatandaşlıktan çıkarma dahil, hukuki işlem başlatılmasını talep ediyoruz. Yine de gerçek adalet, taraflı kurumlara bırakılamaz. Mevcut mekanizmalar görevini yerine getirmezse, yükselen çok kutuplu dünyanın anti-emperyalist devletleri ve milletleri, bağımsız ve egemen uluslararası yargı platformları kurarak gerçek hesaplaşmayı sağlamalıdır.

5. Gazze’de okulların ve üniversitelerin sistemli biçimde yok edilmesi, Filistin’in geleceğini hedef alan bilinçli bir saldırıdır. Dünya gençlik ve öğrenci örgütlerini, eğitim altyapısının yeniden inşasında ve Filistinli öğrencilerin desteklenmesinde aktif rol almaya çağırıyoruz.

Bu doğrultuda:

●      Eğitim Dayanışma Programları geliştirerek yerinden edilmiş öğrencilere burs, çevrimiçi ders ve akademik değişim imkânları sağlanmasını teşvik edeceğiz.

●      Birleşmiş Milletler’i ve ulusal hükümetleri, acil burs programları açmaya çağıracağız.

●      Sivil toplum kuruluşları ve teknoloji ortaklarıyla işbirliği içinde Gazze için dijital eğitim programlarını destekleyeceğiz.

●      Savaş suçlarına karışan veya İsrail’le askeri işbirliği yapan üniversite ve kurumları boykot edeceğiz

6. Gazze halkı acil ve ağır bir insani–tıbbi krizle karşı karşıyadır. BM denetiminde insani ve tıbbi koridorların açılmasını, ablukasının derhal kaldırılmasını ve temiz su, gıda, ilaç ile temel ihtiyaçlara tam erişimin sağlanmasını talep ediyoruz.

Bu hedefler doğrultusunda:

●      Hükümetleri acil tıbbi ekipler ve seyyar hastaneler göndermeye teşvik edeceğiz.

●      Tıp kurumlarıyla iş birliği içinde tele-tıp, travma desteği ve ruh sağlığı programlarını genişleteceğiz.

●      Uluslararası platformlarda sağlık çalışanlarının ve hastanelerin, Cenevre Sözleşmeleri kapsamında korunması gerektiğini savunacağız.

●      Gençlik örgütlerini, tıbbi ve insani yardım çalışmalarını destekleyecek dayanışma ağları kurmaya çağıracağız.

7. Gazze’de yeniden inşa ve hayatta kalma, örgütlü ve pratik dayanışmayı gerektirmektedir. Üniversiteleri, sendikaları ve gençlik örgütlerini; yardımların şeffaf ve yasal kanallardan ulaştırılması için yetkili kurumlarla birlikte çalışmaya çağırıyoruz. Kampüslerde ve toplum içinde düzenli dayanışma kampanyaları ve farkındalık faaliyetleri yürütülmesini, böylece uzun vadeli desteğin sürdürülebilir hâle getirilmesini teşvik ediyoruz.

8. İsrail’in saldırganlığı yalnızca Filistin’le sınırlı değildir; İran, Suriye, Lübnan, Yemen ve Katar’a yönelik saldırılar da aynı emperyalist zincirin parçasıdır ve ABD ile İngiltere’nin doğrudan desteğiyle yürütülmektedir. Bu saldırılar bölgeyi istikrarsızlaştırmayı, bağımsız devletleri zayıflatmayı ve mezhep çatışmalarını körüklemeyi amaçlamaktadır. Bu saldırılara direnen bütün halklarla dayanışma içindeyiz; egemenliklerini ve toprak bütünlüklerini savunma haklarının meşruiyetini kararlılıkla vurguluyoruz.

9. 2021 Bildirgemizde açıkladığımız tespiti yeniden teyit ediyoruz: Batı Asya ve Doğu Akdeniz’e yönelik emperyalist proje, üç ayaklı bir saldırı ve bölme stratejisine dayanmaktadır.

Filistin’in Siyonist işgali, ABD destekli bölgesel saldırganlığın başlıca dayanağıdır.

Sözde “Özgür Kürdistan” adı altında yürütülen ve gerçekte “İkinci İsrail” projesi olan plan, Türkiye, İran, Suriye ve Irak’ı bölmek için ayrılıkçı ve aşırıcı hareketleri beslemektedir.

Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs’taki ABD–NATO üslerine dayanan askerî varlık, Batı Asya ülkelerini kuşatma ve bölgenin deniz yolları ile enerji hatlarını kontrol altına alma amacını taşımaktadır. Bu üçlü saldırı hattı, bölgenin egemenliğine, güvenliğine ve kalkınmasına yönelik başlıca tehdittir.

Filistin’in özgürlüğü ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uluslararası alanda tanınması birbirini tamamlayan mücadelelerdir. ABD ve İsrail, Doğu Akdeniz’i, özellikle Kıbrıs Adası’nı, bölge devletlerine yönelik saldırıların merkezi hâline getirmeye çalışmaktadır; bu durum doğrudan Filistin’i de hedef almaktadır. KKTC’nin varlığı, bu kuşatmaya karşı kritik bir direnç noktasıdır ve uluslararası tanınması, Doğu Akdeniz’deki emperyalist projelerin boşa çıkarılması için stratejik önem taşımaktadır.

10. Batı Asya ve Doğu Akdeniz’deki bütün ABD, İsrail, İngiliz ve NATO üslerinin kaldırılmasını talep ediyoruz. NATO’nun genişleme politikaları, ABD emperyalizminin bağımsız devletleri kuşatma stratejisinin bir parçasıdır. Türkiye ve Almanya gibi ülkelerin NATO’dan ayrılması, bu emperyalist yapıyı ciddi ölçüde zayıflatacaktır. Suriye’yi bölmeye ve mezhepçi çatışmaları derinleştirmeye yönelik ABD–İsrail destekli tüm girişimleri reddediyoruz.

11. Batı ülkelerinde Filistin’e destek veren gazetecilere, öğrencilere ve emekçilere uygulanan siyasi, hukuki ve medya baskısını kınıyoruz. Dünya gençliği; ulusların eşitliği, bağımsızlığı ve dış müdahalelerden arındırılmış adil bir barışın yanında durmaktadır.

12.  Mazlum ulusların mücadelelerini birleştirme kararlılığımızı yineliyoruz. Filistin’den Türkiye’ye, Lübnan’dan Venezuela’ya; Batı Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne uzanan bu mücadeleler tek bir ortak cephedir. Bu amaçla, Batı Asya, Afrika ve Amerika kıtalarında yaptırım ve ambargo karşıtı çalışmaların koordinasyonu için bölgesel WAYU komiteleri kurulacaktır. Ayrıca WAYU çatısı altında, dünya çapındaki öğrenci birliklerini ve gençlik örgütlerini bir araya getiren Küresel Filistin Gençlik Koalisyonu oluşturulacaktır. Bu koalisyon:

●      Küresel farkındalık ve kültürel dayanışma kampanyaları düzenleyecek,

●      Ortak eğitim ve gönüllülük programlarıyla gençliğin birliğini güçlendirecek,

●      Kurumlar ve hükümetler üzerinde Filistin için adalet talebini sürdürecektir.

13. Anti-Emperyalist Gençliğin Görevleri

●      Anti-emperyalist gençlik hareketleri arasında WAYU aracılığıyla koordinasyonu güçlendirmek,

●      Ortak eylem ve kampanyalar için kalıcı iletişim platformları oluşturmak,

●      Her iki ayda bir değerlendirme ve koordinasyon toplantıları düzenlemek,

●      Üye örgütler arasında kültürel değişim programlarını ve gençlik heyetlerini geliştirmek,

●      Gençlik eylemlerine dair aylık koordinasyon bültenleri yayımlamak,

●      Filistin için sürekli kampanya koordinasyonunu sağlayacak çevrimiçi bir platform ve yıllık/aylık ortak eylem planı hazırlamak.

14. Bu Zirve, Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya uzanan özgür ve onurlu dünya gençliğini insanlık, adalet ve Filistin için bir araya getirmiştir. Zirve; sadece Gazze için değil, emperyalizme, Siyonizme ve onların işbirlikçilerine karşı tüm mazlum halklar için durmaktadır. Ortak sesimiz şudur: Adalet ve insan onuru için mücadeleyi sürdüreceğiz.

15. Dünya gençliği insanlığı, bağımsızlığı ve adaleti savunmak için ayağa kalkmaktadır. Filistin halkıyla ve emperyalizme direnen bütün milletlerle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Gazze’den Karakas’a, Cezayir’den Pekin’e, Moskova’dan Ankara’ya kadar kalplerimiz aynı ritimle atmaktadır.

Yaşasın uluslararası gençlik dayanışması!
Yaşasın özgür Filistin mücadelesi!

 

Tarih:
Diğer Haberler