Lice'yi Doğru Okumak

Lice'yi Doğru Okumak

"Tarih, gerici direnişlerin örnekleriyle dolu. Direnişin karakteri, emperyalizme karşı aldığı tavırla açığa çıkar. Barışın ve birliğin temeli milletleşmedir. Milletleşme en esaslı birlik ve kardeşlik programıdır"Güvenlik kuvvetlerinin bir süredir PKK tarafından kapatılmış olan Diyarbakır-Bingöl yolunun açılmasına yönelik başlattığı operasyon beraberinde birçok tartışmayı da doğurdu. Lice’yi doğru okumak noktasında ciddi bir bulanıklık var. Lice’de yaşananlar, güvenlik kuvvetleri ile eylemci çelişkisi açından tartışılıyor. Bir diğer tartışma konusu ise bölgede devletin varlığını yok saymanın ne anlama geldiği noktasında yoğunlaşıyor.PKK bölgede kuvvet kaybediyorSon yerel seçim çalışmalarını özerkliğin ilanına kilitlenerek yürüten PKK’nın istenilenin altında oy alması, bölgedeki kitle desteğinin gittikçe eridiği sonucunu çıkardı. Bu sonucun başka göstergeleri de var. Diyarbakırlı anaların çocuklarını kaçıran PKK’ya yönelik kitlesel isyanı da bu bağlamda ele alınmalıdır.ABD bölgede kaybediyorSuriye’nin lideri Esad, ABD’nin emperyalist müdahalesine karşı destansı bir direniş sergiledi ve en sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden Suriye halkının ciddi desteğini alarak çıktı. Irak’ın birliğini savunan Maliki’nin seçimlerden kuvvetlenerek çıkması, Irak’ın kuzeyinde Barzani’yi zayıflattı.Bütün bu bölgesel gelişmeler ABD’nin “Kürt koridoru” planını sekteye uğratmıştır ve PKK’nın bölgesel dayanağı olan ABD sopası ise sürekli darbe almaktadır. ABD’nin zayıflaması, aygıtlarını da zayıflatmaktadır.ABD barışının demokratik aygıtıABD’nin ve aygıtlarının bölgede kuvvet kaybettiği gerçeğini görmeden Lice’yi doğru okumak mümkün değildir. Çünkü Lice tam bu noktada devreye girmektedir. Lice PKK’nın eriyen kitlesel gücünü tekrar toparlaması ve AKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için milliyetçi oylara yöneleceği bir alanın açılması girişimidir. AKP-PKK ittifakının bir uygulamasıdır.Olayın ardından KCK önderliğinin yaptığı PKK’ya katılma çağrısı, Okmeydanı’nda halk otobüsüne yönelik molotoflu saldırı, PKK’nın Bitlis’te askere silahlı saldırısı, yol kesme eylemlerinin sürmesi ve işçilerin kaçırılması, PKK’nın “barış” hamlesi olarak uygulanmaktadır.AKP-PKK ittifakının sözde barış süreci kanlı bir savaş senaryosudur. Barış adı altında dayatılan, bölünme ve tarihsel nefrettir. Lice bu bölünme sürecinin geldiği noktadır. Güvenlik kuvvetlerinin operasyonun ardından yaşanan gelişmeler bu durumun en büyük örneğini oluşturuyor.Türkiye mi, özerklik mi?Lice süreci kalekol yapımına karşı PKK’nın kalkışmasıyla başladı. Kalekol yapımına yönelik bilinçli itirazlar, bölgede PKK’nın hâkimiyeti açısından ileri sürülmüştür ve bu itirazın uygulaması da bu doğrultuda yürütülmüştür. Çünkü bölgede kalekol, devletin egemenliği demektir. Kalekol yoksa bölgeye egemen kuvvet PKK’dır. Bölgede devletin varlığını yok saymak, PKK’nın varlığını onaylamak anlamına gelir. Bu çelişme ya Türkiye ya özerklik çelişmesidir.Güvenlik güçlerinin müdahalesi, Türkiye adına yapılan müdahaledir. Bu müdahalenin yansımalarından hâkim sınıfların yararlanacağı konusu bu müdahaleyi yanlış yapmaz. Müdahale doğrudur ve müdahale sonucunda AKP-PKK ittifakının kendileri adına açtıkları alanı açığa çıkarmak ve buna karşı mücadele etmek Türkiye devrimcilerinin görevidir.Gerici Lice direnişiHer direniş ilerici değildir. Tarih gerici direnişlerin örnekleriyle dolu. Direnişin karakteri, emperyalizme karşı aldığı tavırla açığa çıkar. Bu tavra bakmadan “bulanık teoricilikle” her direniş aynı kefeye konuluyor. Halk hareketini bastırmaya yönelik psikolojik savaş yöntemleri yürütülerek gerici direnişleri Haziran hareketiyle birleştirme salgını baş gösterdi. Son örnek Lice örneğidir. Lice’deki direniş Türkiye’nin birliğine yönelik direniştir ve “Haziran”la uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Aksine Lice direnişi “Haziran”ın karşısında konumlanmaktadır.Türk bayrağına karşı alınan tavır direnişin karakterini özetlemektedir. Haziran, Türk bayrağı ile AKP faşizmine karşı bir özgürlük ve cumhuriyet hareketi olarak yükselmiştir. Gerici Lice direnişi ise Türk bayrağına ve Türkiye’ye karşı savaşıyor. Haziran; Türk bayrağını birlik ve kardeşliğin, özgürlük taleplerinin bir simgesi olarak yükseltmişken, gerici Lice direnişi, Türk bayrağını indirerek halka, kardeşliğe, birliğe ve devrime yönelik düşmanlığını sergilemektedir.Haziran; Soma ve Yatağan işçilerinin somut pratiğinin mihenk taşına vurularak gelişmektedir. Yeni bir rotada ilerlemektedir. Haziran’a iç savaş naraları ve bölücülük provaları bulaştırılamaz.  Milli çözümDevrim tarihimizin en büyük dersi şudur: Devrimle millet olduk, karşıdevrimle bölündük. Kemalist Devrim, Türkiye halkının Ortaçağ karanlığından kurtuluşunun ve milletleşme sürecinin en büyük atılımıdır. Karşıdevrim ise Türkiye halkının yeniden Ortaçağ karanlığına gömülmesi ve bölünme demektir.Barışın ve birliğin temeli milletleşmedir. Milletleşme en esaslı birlik ve kardeşlik programıdır. Bu program Atatürk’ün 1930’da “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” formülünde ifade kazanmıştır.Günümüzde barışın birbiriyle bağlantılı dört koşulu vardır. Birincisi koşul; AKP iktidarının yıkılması, milli bir iktidarın kurulması ve PKK terörünün hızla bitirilmesidir. İkincisi koşul; emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinin verilmesi ve emperyalizmin bölgemizdeki tahakküm ve zulmünün sonlandırılmasıdır. Üçüncü koşul; Atatürk’ün 1920 formülü etrafında Türkiye halkının milletleşme sürecinin tamamlanması ve kaynaşmadır. Dördüncü koşul ise Ortaçağ ilişkilerinin demokratik devrim yoluyla tasfiye edilmesi ve Türkiye halkının özgürleşmesidir.Cemil GözelTGB Genel Başkan Yardımcısı

Tarih:
Diğer Haberler